Bir kişinin ateşli silah bulundurması, taşıması veya kullanması için ateşli silah ruhsatına sahip olması gerekmektedir.

Ülkemizde silahla işlenen suçların çoğalması kişi güvenliğini ciddi surette tehlikeye koymaktadır. Bu bakımdan büyük bir huzursuzluk yaratan bu konu üzerinde önemle durmak icabetmektedir.­

Şahıslara karşı yapılan tecavüzlerin çeşitli sebepleri arasında, suç aleti olan silahın önemli bir yeri vardır. Silahı olmayan bir kimsenin tecavüzü, elbette can kaybına varacak kadar ağır ola­maz. Bu kabil suçların önlenebilmesi için ateşli silahlarla bıçakların ithali, imali, satılması, satın­ alınması, taşınması veya bulundurulması hakkındaki hükümlerin bugünkü ihtiyaçlara göre yeniden tertip ve tanzim edilmesinde zaruret bulunmaktadır. Bu gibi vakaların git­tikçe artarak adeta ülkemizin emniyet ve asayişini tehdit eder bir hal almasının başlıca sebebi mevcut hükümlerin bugünkü realitelere ve ihtiyaçlara uygun bir halde bulunmamasından ileri gelmektedir.

6136 sayılı “Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 13. maddesine göre: ruhsatsız olarak ateşli silahlarla bunlara ait mermileri satın alan veya taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve otuz günden yüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılmaktadır.

Evet, herhangi bir suç işlemeksizin ruhsatsız silah bulunduran kişi 6136 sayılı  Kanun’a muhalefetten 3 yıla kadar hapis cezasıyla,ruhsatsız silahla suç işlendiğinde ise işlenen suça ek olarak 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesi uyarınca 3 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmaktadır. Ancak bu yargılamalar sonucunda kişiye adli para cezası, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme ile gibi kararlar verilebilmektedir. Ruhsatsız silahla yakalanmanın uygulamadaki karşılığı maalesef çoğunlukla para cezası olmakta ve elini kolunu sallayarak sokağa çıkmaktadırlar.

Hal böyle olunca (ruhsatsız silah taşımanın veya silahla işlenen suçlarda verilen cezaların caydırıcı olmaması) ülkemizde son dönemlerde ruhsatsız silahlarla işlenen başta kadın cinayetleri, suç örgütlerinin hesaplaşmaları, magandalar, gasp, yaralama ve tehdit gibi birçok olay toplumda infial yaratmış ve cezasızlık algısının artmasına sebep olmuştur.

Ruhsatsız olarak bireysel silahlanma Türkiye’nin en önemli sorunlarından biridir. Öyle ki en ufak bir tartışmada bile taraflar silahlarına davranmakta, düğün kutlamaları ve asker uğurlamalarında havaya sıkılan kurşunlar ise birçok masum insanı hayattan koparmaktadır. Türk milleti sevinmeyi de üzülmeyi de abartılı bir hale getirmiştir. Silah, sevincimizi de üzüntümüzü de göstermenin bir aracı haline gelmiştir. Herkesin bildiği ancak sessiz kaldığı bir şey var a da Türk insanı önlenmesi çok güç olacak derecede ve ürkütücü bir şekilde silahlanmaktadır. Sessiz bir çığlık gibi o kadar çok yüreği yanan anne ve baba var ki. Her gün başka bir maganda kurşunu tarafından ölen insanların haberlerini okuyoruz, duyuyoruz, sayfaları çeviriyoruz, sonra olağan bir şeymiş gibi ekranı yukarı kaydırarak ölenlere şöylesine bir bakıyoruz. İnfial yaratacak cinayetler işlendiğinde veya kazara vurulmalar olduğunda saman alevi gibi bir tepki, sızlanma olup kısa bir süre sonra unutulmaktadır.

En çok korkaklar “erkeklik ve güç simgesi” diye ruhsatsız silah alır ve taşırlar. Onlar bir insanı kazara da olsa öldürmelerinin yükünü asla taşımazlar. Onlar düğününde gelini vurularak ölen damadın bir daha yüzünün gülmeyeceğini düşünmezler. Onlar bir annenin 9 ay karnında taşıyıp büyüttüğü çocuğunu serseri bir kurşunla kaybetmesinin acısına nasıl katlanacağını, o annenin ayakta durmayı nasıl becerebileceğini düşünmezler.

Milyonlarca kanunlara uyan ve hala hukukun üstünlüğüne inanan vatandaşımız güvenli bir toplumda yaşamak isterken ne yazık ki ateşli silahları başkalarını tehdit etmek ve yaralamak için kullanan azınlık bir grup ise kanunlara uymayarak ruhsatsız silah bulundurmakta veya taşımaktadır. Bu azınlıktaki suçluların ateşli silahlara erişme ve kullanma fırsatını sınırlamak gerekmektedir.

Memleketin emniyet ve asayişini korumak ve vatandaşların huzur ve rahatlarını temin et­mek için bu işlerin esaslı bir surette düzeltilmesinin zaruri bulunduğu izahtan varestedir.

Sokaklara ve haberlere yansıyan şiddet olaylarına karşılık; toplumumuzun güvenliğini arttırmak, kayıt dışı (ruhsatsız) silahların sayısını azaltmak, artan şiddet olaylarını ve ülkemize yasal olmayan yollardan giren silah sayısındaki artışı önlemek  için, ruhsatsız silah taşıyan veya bulunduran herkese  takibat ve kovuşturma korkusu olmadan ruhsatsız silahlarından kurtulma şansı  verme zamanının geldiğini ve buna dair (silah affı) geçici bir Kanun çıkarılması gerektiğini düşünmekteyiz. 

Düşüncemize benzer şekilde; 2017 yılı Mart ayında Avustralya Federal Hükümeti tarafından "artan terör tehdidi" ve ülkeye giren silah sayısındaki artış nedenleriyle, toplum güvenliğini arttırmak ve kayıt dışı ateşli silahların sayısını azaltmak için  1 Temmuz ile 30 Eylül 2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere “ulusal ateşli silah affı” başlatmıştı.  Üç ay boyunca herkesin kayıt dışı ateşli silahlarını herhangi bir soru sorulmadan, yaptırım uygulanmadan veya ceza almadan (kovuşturma korkusu olmadan) yetkili makamlara teslim edebilmelerine imkan getirilmiştir. Söz konusu af kapsamında yaklaşık 26.000 adet silah teslim edilmiştir. Af süresince ruhsatsız silahını teslim etmeyenlerin ise, daha sonra yakalanmaları halinde 280 bin Avustralya doları (6.385.000,00 TL) para ve 14 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilmeleri hüküm altına alınmıştır.

Ülkemizde de; (1) 15.07.1953 tarih ve 8458 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 15.08.1953 tarihinde yürürlüğe giren 6136 No.lu “Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun” da Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde silahlarını teslim edenler hakkında takibat yapılamayacağı şeklinde; (2) 28.6.1960 tarih ve 10539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5 No.lu “Silah taşıyan veya bulunduranların affına dair geçici Kanun” da ruhsatsız silahlarını kanunun yayımı tarihinden itibaren 30 gün içerisinde teslim edenler hakkında takibat yapılmayacağı şeklinde; (3) 25.09.1980 tarih ve 17120 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2305 No.lu “6136 Sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun ile Türk Ceza Kanununun 264 üncü Maddesinde Yer Alan Silahlar, Patlayıcı Maddeler, Bıçaklar ve Benzeri Aletlerin Teslimi Hakkında Kanun” ile (4) 11.07.1992 tarih ve 21281 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 3831 No.lu “Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna Bir Madde Eklenmesine İlişkin Kanun” ve  (5) 04.09.1996 tarih ve 22747 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4178 No.lu “İl İdaresi Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Kuvvetli Tayın Kanunu, Er Kazanından İaşe Edileceklere İlişkin Kanun, Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun ve Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” da da benzer hükümlere yer verilmiştir.

Sırasıyla yukarıda belirttiğimiz kanunların ilgili hükümlerini inceleyecek olursak:

1- 15.07.1953 tarih ve 8458 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 15.08.1953 tarihinde yürürlüğe giren 6136 No.lu “Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun”

Geçici Madde 1 - Bu Kanunun şumulüne giren ateşli silahlarla mermilerini müsaadesiz ellerinde bulunduranlardan kanunun meriyete girdiği tarihten itibaren altı ay içinde taşıma veya bulundurma için izin vesikası almıyanlar veya izin vesikasını haiz olanlara devretmiyenler veya kendilerine izin vesikası verilmiyenler bu silah ve mermileri makbuz mukabilinde zabıta makamlarına teslime mecburdurlar. 

2637 sayılı kanun hükümlerine tevfikan izin vesikası verilmiş olup da müddetleri henüz bitmemiş olanlar bu kanunun meriyete girdiği tarihten itibaren yukarıdaki müddet içinde izin almadıkları veya kendilerine vesika verilmediği takdirde ellerindeki vesikalar hükümsüzdür.

Geçici Madde 4 - (EKLENMİŞ MADDE RGT: 11.07.1956 RG NO: 9355 KANUN NO: 6768/2)

6136 sayılı kanunun geçici 1 inci ve 2 nci maddelerinde yazılı izin ve vesikaları zamanında almıyanlarla zabıta makamlarına teslim etmiyenler ve bu sebeple ellerinde vesikasız ateşli silahlarla mermilerini ve mezkur kanuna göre menedilmiş bıçak ve benzerlerini bulunduranlar bu kanunun neşri tarihinden itibaren 6 ay zarfında mezkur silah ve mermilerle bıçak ve benzerlerini makbuz mukabilinde zabıta makamlarına teslime veya vesika almıya mecburdurlar.

Geçici Madde 5 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 16.02.1957 RG NO: 9537 KANUN NO: 6910/1)  

6136 sayılı kanunun meriyete girdiği tarih ile 6768 sayılı kanunun 6 aylık intikal müddetinin hitamı olan 11.01.1957 tarihi arasında ateşli silahlarla bunlara ait mermileri ve kanunen memnu bıçak ve benzerlerini bulunduranlarla taşıyanlar hakkında takibat yapılamaz. Hükmolunan cezalar icra ve infaz edilmez ve kanuni neticeleri ortadan kalkar.

(MÜLGA MADDE RGT: 16.02.1957 RG NO: 9537 KANUN NO: 6910/1)

6136 sayılı kanunun geçici 1 ve 2 nci maddelerine aykırı hareketten mütevellit olarak tekevvün etmiş fiillerden dolayı kimse cezalandırılamaz. Bundan mütevellit hükmolunan cezaların icrası ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar.

2- 28.6.1960 tarih ve 10539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren 5 No.lu “Silah taşıyan veya bulunduranların affına dair geçici Kanun”

MADDE 1. – Ruhsatsız silah taşıyan veya bulunduranlardan İçişleri Bakanlığının tebliği üzerine, tayin edilen müddet içerisinde bu silahlarını teslim etmiş olanlar hakkında taşıma veya bulundurma suçlarından dolayı takibat yapılmaz.

MADDE 2. – İçişleri Bakanlığının tebliğinde tayin edilen müddet içinde ruhsatsız ve ruhsatlı silahlarını teslim etmemiş olanlardan bu kanunun yayımı tarihinden itibaren 30 gün içinde askeri makamlara teslim edenler hakkında da takibat yapılamaz.

MADDE 3. – İkinci maddede tayin edilen müddet içinde ruhsatlı veya ruhsatsız silahlarını teslim etmeyenler hakkında 6136 sayılı Ateşli silahlar ve bıçaklar hakkındaki Kanunun cezai hükümleri üç misli artırılarak tatbik olunur.

3- 25.09.1980 tarih ve 17120 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2305 No.lu “6136 Sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun ile Türk Ceza Kanununun 264 üncü Maddesinde Yer Alan Silahlar, Patlayıcı Maddeler, Bıçaklar ve Benzeri Aletlerin Teslimi Hakkında Kanun”

MADDE 1. - 6136 sayılı Kanun kapsamına giren ateşli silahlar ve mermiler ile Türk Ceza Kanununun 264 ncü maddesinde belirtilen dinamit, bomba veya buna benzer yıkıcı veya öldürücü alet veya barut ve benzeri ateşli eczaları ruhsatsız olarak bulunduranlar ile 6136 sayılı Kanunun 4 ncü maddesi birinci fıkrasında yazılı olan kama, hançer, saldırma, şişli baston, sustalı çakı, pala, kılıç, kasatura, süngü, sivri uçlu ve oluklu bıçaklar, topuz, topuzlu kamçı, boğma teli veya zinciri, muşta ile salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel nitelikteki benzeri aletleri bulunduranlar; bunları bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 15 gün içinde mahalli askeri veya mülki makamlara teslim ettikleri takdirde haklarında takibat yapılmaz.

MADDE 2. - Birinci maddede belirtilen her türlü silah ve patlayıcı maddeleri aynı maddede tayin olunan süre içinde teslim etmeyenler hakkında 6136 sayılı Kanun ile Türk Ceza Kanununun 264 ncü maddesindeki eylemlerden dolayı verilecek asıl cezaya yarıdan bir misline kadar zam olunur.

MADDE 3. - Bu Kanunla getirilmiş bulunan 15 günlük teslim süresi içinde 1 nci maddede sayılan her türlü silah ve patlayıcı maddeler ile diğer aletleri kullanarak bir suç işleyenler veya bunları ilgili mercilere teslim amacı dışında taşıdıkları sübuta ulaşanlar bu Kanunun birinci maddesi hükmünden yararlanamazlar.

MADDE 4. - Bu Kanun, yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş bulunan 6136 sayılı Kanuna veya Türk Ceza Kanununun 264 ncü maddesine muhalefet suçlarına hiç bir şekilde uygulanmaz. Anılan suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturmalar sürdürülür ve kesinleşen mahkûmiyet hükümleri de aynen yerine getirilir.

Öngörülen bu süre daha sonra 18.10.1980 tarih ve 29 Karar No.lu Milli Güvenlik Konseyi kararı ile 17.10.1980 tarihine kadar uzatılmıştır.

4- 11.07.1992 tarih ve 21281 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 3831 No.lu “Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna Bir Madde Eklenmesine İlişkin Kanun”

MADDE 1. - 10.7.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"GEÇİCİ MADDE 8 - 6136 sayılı Kanun kapsamına giren ruhsata bağlanmamış ateşli silahlar ve mermiler ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununda belirtilen dinamit, bomba veya ben zeri yakıcı, yıkıcı veya öldürücü alet veya her türlü patlayıcı maddeyi bulunduranlar; bunları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30 gün içinde mülkî makamlara teslim ettikleri takdirde, haklarında takibat yapılmaz, başlamış takibat düşer.

Birinci fıkraya göre mülkî makamlara teslim edilen silah ve patlayıcı maddeler ile diğer aletler Devlet malı sayılarak, ilgili mülkî makamlarca bir tutanak karşılığında İçişleri Bakanlığı emrine verilir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar bir yönetmelikle tesbit edilir."

5- 04.09.1996 tarih ve 22747 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4178 No.lu “İl İdaresi Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Kuvvetli Tayın Kanunu, Er Kazanından İaşe Edileceklere İlişkin Kanun, Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun ve Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”

MADDE 7 - 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“Geçici Madde 9 - 442 sayılı Köy Kanununun 74 üncü maddesine göre, mülki amirlerce gönüllü korucu olarak tespit edilen kişiler ile halen geçici köy korucusu olarak görev yapanlar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 90 gün içinde ellerinde bulundurdukları tabanca, makineli tabanca veya hafif makineli tüfek sınıfından silahları mülki makamlara teslim ettikleri takdirde haklarında takibat yapılmaz ve isteyenlere yukarıda belirtilen tabanca ve tüfek sınıfından birer adet olmak üzere ve harçsız olarak menşelerine bakılmaksızın valilerce taşıma veya bulundurma ruhsatı düzenlenebilir. Bu şekilde ruhsata bağlanan silahlar, veraset yoluyla intikal dışında devir veya hibe edilemez, satılamaz, gerekli görüldüğünde Bakanlar Kurulunca toplatılmasına karar verilebilir. Gönüllü korucu ve geçici köy koruculuğu görevine son verilenlerin ruhsatları iptal edilebilir. Ruhsatları iptal edilen veya toplatılmasına karar verilen silahlar, Devlet malı sayılarak mülki makamlarca bir tutanak karşılığında İçişleri Bakanlığına teslim edilir. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ateşli silahlarla bunlara ait mermilerin ve Kanunen memnu bıçak ve benzerlerini bulunduran veya taşıyan gönüllü korucu ve geçici köy korucuları hakkında bu fiillerden dolayı takibat yapılmaz. Hükmolunan cezalar icra ve infaz edilemez ve kanuni neticeleri ortadan kalkar. Taşıma ve bulundurma ruhsatlarının verileceği kişiler, bu uygulamaya dair diğer hususlar, İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle tespit edilir.”

Görüldüğü üzere 5 yasal düzenlemede de ruhsatsız silah bulunduranların yasa dışı tutum ve davranışlarına son vererek silahlarını resmi makamlara teslim etmeye davet edilmiş ve belirlenen süre içinde nedametlerini kanıtlayıp bu davete uyarak silahlarını teslim edenlerin herhangi bir takibata maruz kalmayacakları ilke olarak kabul edilmiş ancak silahını teslim etmemek suretiyle pişmanlık göstermeyip, yasa dışı tutum ve davranışını ısrarla sürdürmekte direnenlere uygulanacak ceza miktarlarının arttırılması suretiyle yasalara saygılı olan ve olmayanlar arasındaki muvazenenin teminine çalışılmıştır.

Emniyet ve asayişin muhafazası, şahıs, mal, can, ırz ve mesken masuniyetlerinin temini, devletin en mühim ve başlıca vazifeleri arasındadır. Medeni bir memlekette hiçbir kimse, şahsına, malına, canına, meskenine veya ırz veya namusuna vukubulan taarruz ve tecavüzleri bizzat defetmek kaygısıyla baş başa bırakılamaz.

Son zamanlarda giderek artan şiddet olaylarına mukabil; karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörüyü yaşam biçimi haline getirmek, toplumumuzun güvenliğini arttırmak, kayıt dışı (ruhsatsız) silahların sayısını azaltmak, artan şiddet olaylarını ve ülkemize yasal olmayan yollardan giren silah sayısındaki artışı önlemek, sorunların uygarca çözümü mümkün iken silahla çözüm yolunu tercih edenleri bu tutum ve davranıştan alıkoymak  için, ruhsatsız silah taşıyan veya bulunduran herkese  takibat ve kovuşturma korkusu olmadan ruhsatsız silahlarından kurtulma şansı  vermek ve ruhsatsız silah bulundurma ve taşıma ile silahla işlenen suçlara verilecek cezaların caydırıcı olacak derecede artırılması yöneticilerimiz için artık bir görev haline gelmiştir.  Bu hususlarda geçici bir Kanun çıkarılması veya 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna geçici bir madde eklenmek suretiyle çözüm bulunması mümkündür. 

Yapılacak olan düzenleme ile:

1- 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun kapsamına giren ateşli silahlar ve mermiler ile aynı Kanunun 4 üncü maddesi birinci fıkrasında yazılı olan kama, hançer, saldırma, şişli baston, sustalı çakı, pala, kılıç, kasatura, süngü, sivri uçlu ve oluklu bıçaklar, topuz, topuzlu kamçı, boğma teli veya zinciri, muşta ile salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel nitelikteki benzeri aletleri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan patlayıcı, yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeleri ruhsatsız olarak bulunduranlara, bunları belirlenecek bir süre zarfında yetkili makamlara teslim etmeleri halinde takibata maruz kalmayacakları,

2- Teslim etmeyenler ile bunları sonradan edineceklerin ise yürürlükteki kanunlarda yazılı cezalarının en az 2 kat artırılarak uygulanacağı,

3- Ruhsatsız silahla suç işlendiğinde ise işlenen suça ilişkin olarak da yürürlükteki kanunlarda yazılı cezalarının en az 2 kat artırılarak uygulanacağı,

4- 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması başlıklı 170 inci maddesinin birinci fıkrasındaki  “Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;  Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan, Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki düzenlemede geçen sürenin “dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası” olarak uygulanacağı,

5- Düzenlemenin, yürürlüğe girdiği tarihten önce işlenmiş bulunan suçlara hiçbir şekilde uygulanmayacağı, anılan suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturmaların sürdürüleceği ve kesinleşen mahkumiyet hükümlerinin de aynen yerine getirileceği,

hüküm altına alınmalıdır.

Böylece belirlenecek sürenin sonunda yapılacak sıkı ve devamlı kontrollerle ateşli silah ve mermiler, dinamit ve diğer patlayıcı maddeler ile bıçak ve benzeri aletleri bulundurdukları, taşıdıkları tespit edilenlerin cezaları iki kat kadar artırılacağından, cezaların bu şekilde artırılması ve suçluların derhal bulunup cezalandırılmaları hususu bu konudaki suçlarda caydırıcı bir önlem olacağı gibi; halen ellerinde bu nevi ateşli silah ve diğer şeyleri bulunduranların da ileride yakalanıp ağır bir cezaya çarptırılmamak için belirlenecek süre için de bunları teslim etme yolunu tercih etmeleri sağlanmış olacaktır. Aksi takdirde her gün yakınlarımızı, bin bir gülükle yetiştirdiğimiz değerleri kaybetmenin acısını yaşamaya devam ederiz.

Böyle bir düzenlemenin kanuniyet kesbetmesi halinde, silâhla işlenen öldürme ve yaralama vakaları önemli miktarda azalacağı gibi memleketin emniyet ve asayişi, vatandaşların huzur ve güvenlikleri de o nispette daha mükemmel bir surette sağlanmış olacaktır.

Son söz olarak ruhsatsız silaha hayır, bireysel silahsızlanmaya evet, şiddetle mücadelede sıfır tolerans ilkesi etkin bir şekilde uygulanmalıdır diyoruz.

Av. İsmail GÜRSES & Av. Egemen GÜRSES