Yüksek Seçim Kurulu’nun Anayasa m.79’da düzenlendiği, seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma veya yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim sonuçları ile ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve diğer görevleri yerine getiren bir seçim mahkemesi niteliğini taşıdığı, Anayasa ve kanunlarla bağlı olduğu tartışmasızdır.
Oy pusulaları ve zarfların ne şekilde hazırlanacağı ve seçmene verileceği, hangi oy pusulalarının ve zarfların geçerli sayılacağı, hangilerinin geçerli sayılmayacağı hususları, emredici nitelik taşıyan 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun m.77, m.94/C’nin 6 fıkrası, m.98’in 4. fıkrası ve m.101’in 1. fıkrasının 3. bendinde net bir şekilde ortaya koyulmuştur.
Bu hükümlerden m.94/C 18.05.2012 ve m.98 ile 101 de 10.04.2010 tarihlerinde değiştirildiğinden, 298 sayılı Kanun kapsamına giren her türlü seçimde bu maddelerin son halleri dikkate alınmalıdır. Bu değişikliklerden önce yapılan seçimlerde o tarihlerde geçerli olan Kanun hükümleri uygulanacağından, YSK’nın verdiği kararları da o sırada yürürlükte olan Kanun hükümlerine göre değerlendirmek gerekir.
298 sayılı Kanunun “Sandığın, birleşik oy pusulalarının ve zarfların kurulca mühürlenmesi” başlıklı 77. maddesinin 4. fıkrasına göre; “Sandık kurulu, and içme, sandığı yerleştirme, kapalı oy verme yerini düzenleme işlerini bitirdikten sonra, hazır bulunanlar önünde, birleşik oy pusulalarını sayar, her birinin üzerine, sandık kurulu mühürünü basar, böylece üzerinde sandık kurulunun mühürü bulunan birleşik oy pusulalarının sayısını tesbit eder. Birleşik oy pusulası kullanılmayan seçimlerde, ilçe seçim kurulu başkanından teslim alınan ve ilçe seçim kurulu başkanlığı mühürünü taşıyan özel zarfları sayar, her birinin üzerine sandık kurulu mühürünü basar, böylece üzerinde biri ilçe seçim kurulunun, diğeri sandık kurulunun mühürleri bulunan çift mühürlü özel zarfların sayısını tespit eder”.
298 sayılı Kanunun “Yurt dışı seçmenlerin sandıkta oy vermesi” başlıklı m.94/C’nin 2. cümlesine göre; “Oy kullanmadığı anlaşılan seçmen, sandık kurulu mührüyle mühürlenmiş olan oy pusulası ve oy zarfıyla ‘Evet’ veya ‘Tercih’ yazılı mührü alarak oyunu kullanmak üzere kapalı oy verme yerine girer”.
298 sayılı Kanunun “Sandığın açılması ve zarfların sayımı” başlıklı m.98’in 4. fıkrasına göre; “Sandık kurulunca verilen biçim ve renkte olmayan, üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan, tamamı yırtılmış olan, üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü dışında herhangi bir mühür, imza, yazı, parmak izi veya herhangi bir işaret bulunan zarflar geçersiz sayılır. Ancak, zarfın üzerinde, herhangi bir şekilde leke veya çizik olsa bile, bunun özel işaret koymak amacıyla yapıldığının kesin olarak anlaşılamaması halinde, bu zarflar geçerli sayılır”.
Son olarak da 298 sayılı Kanunun “Geçerli olmayan oy pusulaları” başlıklı 101. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendine göre; “Arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan (…) birleşik oy pusulaları geçerli değildir”.
YSK’yı ve herkesi bağlayan 298 sayılı Kanunun seçimlerde kullanılacak oy pusulaları ve zarflarla ilgili hükümleri net olup, her iki belgede mühür şartı aranmıştır. 298 sayılı Kanun kapsamına giren her türlü seçim ve oy kullanma işleminin yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde gerçekleşmesi aranmalı ve mühür şartı, gerek sandık kurulları ve gerekse tüm seçim kurulları tarafından re’sen de dikkate alınmalıdır. Kaldı ki Yüksek Seçim Kurulu 16.04.2017 tarihli ve 559 sayılı kararının “Sonuç” kısmının 2. maddesinde; “Oy pusulalarının sandık kurulu mührü ile mühürlenmesinin amacı, oylamada sahte oy pusulası kullanımını engellemek için olup” ibaresine yer vererek, 298 sayılı Kanunun ilgili hükümlerinin maksadının seçimin sıhhatini ve dürüstlüğünü korumak olduğunu ifade etmiştir.
(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)
Oy pusulaları ve zarfların ne şekilde hazırlanacağı ve seçmene verileceği, hangi oy pusulalarının ve zarfların geçerli sayılacağı, hangilerinin geçerli sayılmayacağı hususları, emredici nitelik taşıyan 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun m.77, m.94/C’nin 6 fıkrası, m.98’in 4. fıkrası ve m.101’in 1. fıkrasının 3. bendinde net bir şekilde ortaya koyulmuştur.
Bu hükümlerden m.94/C 18.05.2012 ve m.98 ile 101 de 10.04.2010 tarihlerinde değiştirildiğinden, 298 sayılı Kanun kapsamına giren her türlü seçimde bu maddelerin son halleri dikkate alınmalıdır. Bu değişikliklerden önce yapılan seçimlerde o tarihlerde geçerli olan Kanun hükümleri uygulanacağından, YSK’nın verdiği kararları da o sırada yürürlükte olan Kanun hükümlerine göre değerlendirmek gerekir.
298 sayılı Kanunun “Sandığın, birleşik oy pusulalarının ve zarfların kurulca mühürlenmesi” başlıklı 77. maddesinin 4. fıkrasına göre; “Sandık kurulu, and içme, sandığı yerleştirme, kapalı oy verme yerini düzenleme işlerini bitirdikten sonra, hazır bulunanlar önünde, birleşik oy pusulalarını sayar, her birinin üzerine, sandık kurulu mühürünü basar, böylece üzerinde sandık kurulunun mühürü bulunan birleşik oy pusulalarının sayısını tesbit eder. Birleşik oy pusulası kullanılmayan seçimlerde, ilçe seçim kurulu başkanından teslim alınan ve ilçe seçim kurulu başkanlığı mühürünü taşıyan özel zarfları sayar, her birinin üzerine sandık kurulu mühürünü basar, böylece üzerinde biri ilçe seçim kurulunun, diğeri sandık kurulunun mühürleri bulunan çift mühürlü özel zarfların sayısını tespit eder”.
298 sayılı Kanunun “Yurt dışı seçmenlerin sandıkta oy vermesi” başlıklı m.94/C’nin 2. cümlesine göre; “Oy kullanmadığı anlaşılan seçmen, sandık kurulu mührüyle mühürlenmiş olan oy pusulası ve oy zarfıyla ‘Evet’ veya ‘Tercih’ yazılı mührü alarak oyunu kullanmak üzere kapalı oy verme yerine girer”.
298 sayılı Kanunun “Sandığın açılması ve zarfların sayımı” başlıklı m.98’in 4. fıkrasına göre; “Sandık kurulunca verilen biçim ve renkte olmayan, üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan, tamamı yırtılmış olan, üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü dışında herhangi bir mühür, imza, yazı, parmak izi veya herhangi bir işaret bulunan zarflar geçersiz sayılır. Ancak, zarfın üzerinde, herhangi bir şekilde leke veya çizik olsa bile, bunun özel işaret koymak amacıyla yapıldığının kesin olarak anlaşılamaması halinde, bu zarflar geçerli sayılır”.
Son olarak da 298 sayılı Kanunun “Geçerli olmayan oy pusulaları” başlıklı 101. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendine göre; “Arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan (…) birleşik oy pusulaları geçerli değildir”.
YSK’yı ve herkesi bağlayan 298 sayılı Kanunun seçimlerde kullanılacak oy pusulaları ve zarflarla ilgili hükümleri net olup, her iki belgede mühür şartı aranmıştır. 298 sayılı Kanun kapsamına giren her türlü seçim ve oy kullanma işleminin yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde gerçekleşmesi aranmalı ve mühür şartı, gerek sandık kurulları ve gerekse tüm seçim kurulları tarafından re’sen de dikkate alınmalıdır. Kaldı ki Yüksek Seçim Kurulu 16.04.2017 tarihli ve 559 sayılı kararının “Sonuç” kısmının 2. maddesinde; “Oy pusulalarının sandık kurulu mührü ile mühürlenmesinin amacı, oylamada sahte oy pusulası kullanımını engellemek için olup” ibaresine yer vererek, 298 sayılı Kanunun ilgili hükümlerinin maksadının seçimin sıhhatini ve dürüstlüğünü korumak olduğunu ifade etmiştir.
(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)