Ülkemizde bazı bölgelerdeki zorlu iklim koşullarının ve trafik kurallarına uyulmamasının neticesinde sıklıkla kaza gerçekleşmektedir. Bu kazaların sonucunda ölüm  veya bedensel zarar oluşabilmektedir. Ülkemizde trafik kazaları her yıl yaklaşık 1,2 milyon kişinin ölümüne neden olmaktadır. Trafikte yaşanan kazalar sonucunda her yıl ortalama 30-40 milyon kişi yaralanmaktadır. Yolcu olarak içerisinde bulunduğunuz otobüsün bu gibi hallerde Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası ile koruma altına alındığınızı biliyor muydunuz?

Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası diğer sigorta türlerinden farklı olarak daha geniş bir teminatı kapsamaktadır. Karayolu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yolculuğun başlamasından sonuna kadar; biletli biletsiz tüm yolcuları, araç sürücüsünü ve yardımcılarını korumak amacıyla taşıyıcı tarafından zorunlu olarak yapılması gereken bir sigorta türüdür. Otobüslerde biletsiz olarak bulunan, ayrı bir koltuğu bulunmayan yaşı küçük çocuklarında  yolcu sayılması gözetilmektedir.

ZORUNLU KOLTUK SİGORTASI KÜÇÜK YOLCULARIN DA YARARLANACAĞI hususundaki değerlendirmede bulunduğu kararları mevcuttur.

Hatta YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ T. 30.10.2003 E. 2003/8714 K. 2003/1011

Özet: Davadaki uyuşmazlık, Otobüs Zorunlu Koltuk Kaza Sigortası Poliçesi ile sigortalı araçta yolculuk yapan küçüğün ölümü halinde, bu sigortanın TTK.nun 1321/2 nci maddesi hükmü uyarınca geçerli olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır. Otobüs zorunlu koltuk kaza sigortasında sigorta ettiren otobüsün işleteni veya taşımacı firma olmasına, poliçe genel şartlarına, TTK.nun 1321/2. maddesindeki geçerlilik halinin konuluş amacının küçükler, kısıtlılar ve özellikle ayırım gücünden yoksun olanlar hakkında sigortanın bu tür kişilere bakmakla yükümlü olanlar tarafından yaptırılması halinde küçük ve kısıtlıların ölümünden bu kişilerin yararlandırılmalarını önlemektir. Sigorta ettirenle riziko şahsı arasında bu tür menfaat ilişkisi olmadığına göre, TTK. 1321/2 hükmünün uygulanması mümkün değildir.

KARAR: Davacı vekili, müvekkillerinin ortak çocuğu olan Caner'in davalı sigorta şirketi nezdinde Otobüs Zorunlu Koltuk Kaza Sigorta Poliçesiyle sigortalı otobüste yolcu iken meydana gelen kazada vefat ettiğini ileri sürerek, (10.000.000.000)TL sigorta tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacıların murisi olan Caner'in kaza tarihinde küçük olması nedeniyle TTK'nun 1321 nci maddesi uyarınca poliçenin geçersiz olduğunu, davacılara ancak ölüm tarihi itibariyle riyazi ihtiyat ödenebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, taraflarca sunulan delillere göre, davaya konu trafik kazasında sadece davacıların oğlunun vefat ettiği ve poliçe limitinin 10 milyar TL olduğunun anlaşıldığı, davalı vekili, davacıların çocuğunun küçük olması nedeniyle TTK'nun 1321nci maddesi uyarınca sigorta poliçesinde teminat miktarını tespit eden şartın geçerli olmadığını savunmuş ise de, davacı tarafın dayanağı olan Otobüs Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta sözleşmesi olup, sözleşme gereği taşımacı ile bilet sahibi olmak sureti ile yolcu sıfatını alan ve otobüste seyahat eden tüm kişileri kapsadığı, yolcunun küçük, mahcur veya mümeyyiz olmaması hallerinin bu tür sigortaların geçerliliğini etkilemeyeceği ve ölüm halinde ödenecek miktar belirtilmiş olduğundan davalının savunmasına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, davadaki uyuşmazlık, Otobüs Zorunlu Koltuk Kaza Sigortası Poliçesi ile sigortalı araçta yolculuk yapan küçüğün ölümü halinde bu sigortanın TTK.nun 1321/2 nci maddesi hükmü uyarınca geçerli olup, olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Bu tür sigortanın teminat kapsamını belirleyen genel şartların 1 nci maddesinde "İşbu sigorta uluslararası ve şehirlerarası yolcu taşıyan ve poliçede kayıtlı otobüste seyahat eden yolcuları, sürücüleri ve yardımcılarını taşımacılık hizmetinin başlangıcından bitimine kadar geçen seyahat süresi içerisinde maruz kalacakları her türlü kazaların neticelerine karşı temin eder" hükmüne yer verilmiş olup, bu tür sigortada sigorta ettiren, otobüsün işleteni veya taşımacı firmadır. TTK.nun 1321/2 nci maddesindeki geçerlilik halinin konuluş amacı ise, riziko şahsı korumak, diğer bir deyişle küçükler, kısıtlılar ve özellikle ayırtım gücünden yoksun olanlar hakkında, sigortanın bu tür kişilere bakmakla yükümlü olanlar tarafından yaptırılması halinde, küçük ve kısıtlıların ölümünden bu kişilerin yararlandırılmasını önlemek ve bu konuda çıkacak çelişkileri gidermeye yöneliktir. (Bkz.Dr.S.Ünan Hayat Sigortası Sözleşmesi, İst.1998, sh.25 vd ) yukarıda da değinildiği gibi, Zorunlu Koltuk Sigortasında, sigorta ettiren ile riziko şahsı arasında bu tür menfaat ilişkisi olmadığı gibi, rizikonun oluşmasında sigortadan menfaati bulunan kişilerin bir etkisinin bulunması da mümkün bulunmadığına göre, bu tür sigortada TTK.nun 1321/2 nci maddesi hükmünün uygulanması mümkün olmadığından ve dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı sigorta vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı sigortacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun görülen kararın ONANMASINA 30.10.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Aracın yapmış olduğu kaza neticesinde sürücünün kusuruna bakılmaksızın ölüm, bedensel yaralanma ve tedavi teminatı kapsamında tazminat alınabilmektedir.

Ölüm halinde alınacak olan destekten yoksun kalma tazminatı mirasçıları oranında paylaştırılacaktır.

Bu sigortada teminat dışı olan haller açıkça sayılmıştır.

a) Her türlü hastalıklı hal, diğer bir deyişle herhangi bir hastalıktan ortaya çıkan zararlar, 

b) Sigortanın kapsamına giren bir kaza neticesinde meydana gelmediği takdirde, sıcaklık, donma, güneş çarpması ve tıkanıklık gibi tesirler, 

c) İntihar veya intihara teşebbüs, 

d) Belirgin sarhoşluk, uyuşturucu ve zararlı madde kullanımı, 

e) Sigortanın kapsamına giren bir kazanın gerektirmediği cerrahi müdahale ve her türlü ışın tedavisi ile ilaç kullanımı neticesinde meydana gelen ve sigortalının bedensel bir sakatlığa maruz kalmasına veya ölmesine sebebiyet veren olaylar kaza sayılmaz. 

Söz konusu tazminatın sigorta şirketinden alınması sebebiyle hak sahiplerine eksik veya hatalı ödemeler gerçekleşebilmektedir. Sigorta hukuku hassas bir alan olması nedeniyle alanında uzman bir hukukçu ile birlikte sürecin yürütülmesini tavsiye ederiz.

 

Av. Çiğdem ÇETİN