KARARLAR

Mülkiyet Hakkına Müdahalenin Kanunilik Kriterini Sağlamaması

Mülkiyet hakkı Anayasa'da mutlak bir hak olarak düzenlenmemiş, Anayasa'nın 13. ve 35. maddelerinde belirtilen ölçütlere uygun olması koşuluyla bu hakkın sınırlandırılabilmesi mümkün kılınmıştır. Anayasa'nın 35. maddesinin ikinci fıkrasında mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği belirtilmek suretiyle mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerin kanunda öngörülmesi gereği ifade edilmiştir.

Abone Ol

Öte yandan temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin genel ilkeleri düzenleyen Anayasa'nın 13. maddesi de "hak ve özgürlüklerin ancak kanunla sınırlanabileceğini" temel bir ilke olarak benimsemiştir. Buna göre mülkiyet hakkına yapılan müdahalelerde dikkate alınacak öncelikli ölçüt, müdahalenin kanuna dayalı olmasıdır. Bu ölçütün sağlanmadığı tespit edildiğinde diğer ölçütler bakımından inceleme yapılmaksızın mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varılacaktır.

Bunun yanında Devletin egemenlik hakkından doğan vergilendirme yetkisine ilişkin temel ilkeleri düzenleyen Anayasa'nın 73. maddesi, vergilendirme yoluyla mülkiyet hakkına yapılacak müdahalelerde kanunilik ilkesini özel olarak düzenlemiştir. Anılan maddenin üçüncü fıkrasına göre vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur; kaldırılır ve değiştirilir.

Müdahalenin kanuna dayalı olması öncelikle şeklî manada bir kanunun varlığını zorunlu kılar. Şeklî manada kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından Anayasa'da belirtilen usule uygun olarak kanun adı altında çıkarılan düzenleyici yasama işlemidir. Mülkiyet hakkına müdahale edilmesi ancak yasama organınca kanun adı altında çıkarılan düzenleyici işlemlerde müdahaleye imkân tanıyan bir hükmün bulunması şartına bağlıdır. TBMM tarafından çıkarılan şeklî anlamda bir kanun hükmünün bulunmaması mülkiyet hakkına yapılan müdahaleyi anayasal temelden yoksun bırakır.

Bununla beraber Anayasa Mahkemesinin daha önceki kararlarında da belirtildiği üzere kanunla düzenleme zorunluluğu, hakka yapılacak müdahalenin uygulamasının kanunun çerçevesini aşmayacak şekilde tüzük, yönetmelik, tebliğ ve genelge gibi yürütme organının çıkaracağı ikincil düzenlemelerle yapılmasına mâni değildir. Temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin konularda temel esaslar, ilkeler ve genel çerçeve kanunla belirlendikten sonra uzmanlık ve idare tekniğine ilişkin hususların, yürütme organınca çıkarılacak düzenleyici işlemlerle tanzim edilmesi mümkündür.

Kanunun varlığı kadar kanun metninin ve uygulamasının da bireylerin davranışlarının sonucunu öngörebileceği kadar hukuki belirlilik taşıması gerekir. Bir diğer ifadeyle kanunun kalitesi de kanunilik koşulunun sağlanıp sağlanmadığının tespitinde önem arz etmektedir. Müdahalenin kanuna dayalı olması, iç hukukta müdahaleye ilişkin yeterince ulaşılabilir ve öngörülebilir kuralların bulunmasını gerektirmektedir.

Anayasa'nın 73. maddesinin üçüncü fıkrası hükmü ile vergi mükellefi bakımından vergi yükümlülüklerinin "belirliliği"nin ve "öngörülebilirliği"nin, bu bağlamda vergi mükelleflerinin hukuki güvenliğinin sağlanması amaçlanmıştır. Söz konusu ölçütler mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin kanunla yapılması zorunluluğunun alt ölçütleri olarak da kabul edilmektedir.

Hukuki güvenlik ile belirlilik ilkeleri, hukuk devletinin ön koşullarındandır. Kişilerin hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlayan hukuki güvenlik ilkesi hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Belirlilik ilkesi ise yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olmasını, ayrıca kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesini ifade etmektedir.

Hukuk kurallarının ne şekilde yorumlanacağı veya birden fazla yorumunun mümkün olduğu durumlarda bu yorumlardan hangisinin benimseneceği derece mahkemelerinin yetkisinde olan bir husustur. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruda derece mahkemelerince benimsenen yorumlardan birine üstünlük tanıması veya derece mahkemelerinin yerine geçerek hukuk kurallarını yorumlaması bireysel başvurunun amacıyla bağdaşmaz. Anayasa Mahkemesinin kanunilik ilkesi bağlamındaki görevi, hukuk kurallarının birden fazla yorumunun hukuki belirlilik ve öngörülebilirliği etkileyip etkilemediğini tespit etmektir.

İlgili mevzuatın ilk defa yorumlanmasında yetki ve görev bakımından farklı durumda bulunan mahkemeler arasında farklılıklar oluşması doğaldır. Diğer bir deyişle değişik yargı kademelerinde görev alan hâkimlerin tamamının ilk defa uygulanan bir kuralı aynı şekilde yorumlamaları mümkün olmayabilir. Ancak böylesi bir durumda mahkemelerin uygulamaları arasındaki uyumu ve içtihat birliğini sağlamaya yönelik mekanizmalar önem taşımaktadır. Yüksek mahkemelerin fonksiyonlarından biri de yargı kararları arasında doğabilecek içtihat farklılıklarına bir çözüm getirmektir. Bununla birlikte yeni kabul edilmiş bir yasanın yorumlanmasında olduğu gibi bazı hâllerde içtihadın müstakar hâle gelmesinin belirli bir zamanı gerektirdiği açıktır.

Bir kanun hükmüne ilişkin içtihadın henüz yerleşik hâle gelmediği bir aşamada o hükmün yargı organlarınca farklı biçimlerde yorumlanabilmesi hukukun doğası gereğidir. Zira hukukta nesnelliğin sağlanabilmesi açısından hukuk kurallarının belli ölçüde soyut kavramlar içermesi kaçınılmazdır. Nesnel hukuk kurallarının maddi âlemde gerçekleşen olaylarla birebir örtüşmesi ve bunlara uygulanması ise her zaman mümkün olmayabilmektedir. Öte yandan hukuk kurallarının kapsamının tespitinde kural koyucu ne kadar titiz davranırsa davransın kuralın yürürlüğe girmesinden ve uygulanmaya başlanmasından sonra öngörülemeyen bazı yeni durumların ortaya çıkması da mümkündür. Bu gibi hâllerde kuralın yetkili otoritelerce ve özellikle yargı organlarınca yorumlanması zorunlu hâle gelmektedir. Kuralı yorumlayan otoritelerin birden fazla olması, bazı hâllerde kuralın birden fazla yorumlanmasını önlenemez kılmaktadır. Dolayısıyla hukuk kurallarının bu niteliği dikkate alındığında bir kanun hükmünün yargı organlarınca farklı biçimlerde yorumlanabilmesi ve kurala ilişkin farklı içtihatların varlığı, tek başına kuralın belirsiz ve öngörülemez olduğu yargısına ulaşmayı haklı kılmaz. Bununla birlikte birden fazla içtihadın varlığı hukuk kurallarının temel bir özelliği olan bireyin davranışını yönlendirebilme gücünü zayıflatacak bir boyuta ulaşmışsa kamu düzeninin bozulduğundan söz edilebilir. Bu durumda bireylerin davranışlarını hangi içtihada göre yönlendirecekleri belirsizleşeceğinden öngörülebilirlik ortadan kalkar.

Yargısal kararlardaki değişiklikler, hukukun dinamizmini ve mahkemelerin yaklaşımlarını yaşanan gelişmelere uyarlama kabiliyetlerini yansıtması yönüyle olumludur. Ancak uygulamadaki birlikteliği sağlamaları beklenen yüksek mahkemeler içinde yer alan dairelerin benzer davalarda tatmin edici bir gerekçe göstermeksizin farklı sonuçlara ulaşmaları, bir kararın belirli bir daireye düştüğü takdirde onanacağı, başka bir daire tarafından ele alındığı takdirde bozulacağı gibi ihtimale dayalı ve birbirine zıt sonuçları ortaya çıkarır. Bu ise hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine ters düşecektir. Ayrıca böyle bir algının toplumda yerleşmesi hâlinde bireylerin yargı sistemine ve mahkeme kararlarına duymaları beklenen güven zarar görebilir.

İlgili Kararlar:

♦ (Celalettin Aşçıoğlu, B. No: 2013/1436, 6/3/2014)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Türkiye İş Bankası A.Ş. [GK], B. No: 2014/6192, 12/11/2014)  (Vergi ve benzeri mali yükümlülükler)
♦ (Mustafa Asiler, B. No: 2013/3578, 25/2/2015)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Mehmet Siraç Taran, B. No: 2014/5139, 29/6/2016)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Cumali Karaşahin, B. No: 2014/2927, 1/2/2017)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Mehmet Eray Celepgil ve diğerleri, B. No: 2014/612, 1/2/2017)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Ali Ekber Akyol ve diğerleri, B. No: 2015/17451, 16/2/2017)  (Acele kamulaştırma)
♦ (Dursun Kanber Eroğlu ve diğerleri, B. No: 2014/11724, 20/7/2017)  (Mülkiyet hakkına müdahalenin yasal dayanağının bulunmaması)
♦ (Funda İnciler ve diğerleri, B. No: 2014/2582, 14/9/2017)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Nurdan Erkan ve diğerleri, B. No: 2014/311, 14/9/2017)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Torsan Orman San. ve Tic. Ltd. Şti., B. No: 2014/13677, 20/9/2017) (EPDK tarafından alınan LPG'nin kaim bedelinin müsaderesine ilişkin kararın açık, belirli ve öngörülebilir bir kanun hükmüne dayanmaması)
♦ (Ford Motor Company, B. No: 2014/13518, 26/10/2017)  (Vergi ve benzeri mali yükümlülükler)
♦ (Cengiz Turgut, B. No: 2016/7508, 4/7/2019)  (Yanıltıcı özellik taşıyan eşyanın müzede alıkonulması veya müsaderesi gibi tedbirlerin kanunda yer almaması ve uygulamanın belirsiz olması)
♦ (Taciser Gürler, B. No: 2015/13764, 11/6/2018)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Şevket Karataş [GK], B. No: 2015/12554, 25/10/2018)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Emine Dospatlı ve diğerleri, B. No: 2015/15410, 14/11/2018)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş., B. No: 2015/12721, 18/4/2019)  (Vergi ve benzeri mali yükümlülükler)
♦ (İskenderun Demir ve Çelik A.Ş. [GK], B. No: 2015/941, 25/10/2018, § …)  (Vergi ve benzeri mali yükümlülükler)
♦ (İoanis Maditinos, B. No: 2015/9880, 8/5/2019)  (Yabancıların mülk edinmelerine ilişkin 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 35. maddesinin mirasçılık bakımından öngörülebilir şekilde uygulanmaması)
♦ (Muratcan Kolçak, B. No: 2016/5490, 12/6/2019)  (Sosyal güvenlik kapsamında ödenen yaşlılık aylığının doğrudan banka hesabından geri alınmasının yasal dayanağının bulunmaması)
♦ (Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. (2), B. No: 2017/28966, 13/6/2019)  (Vergi ve benzeri mali yükümlülükler)
♦ (Elegance Hotel Turizm İşletmeleri A.Ş. [GK], B. No: 2015/19953, 26/6/2019)  (Vergi ve benzeri mali yükümlülükler)
♦ (Muhubet Sever, B. No: 2017/35081, 27/11/2019)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Fenerbahçe Spor Kulübü Derneği, B. No: 2017/4483, 13/2/2020)  (Vergi ve benzeri mali yükümlülükler)
♦ (Halil Kaya ve diğerleri, B. No: 2017/30577, 10/3/2020)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Emine Atılğan ve diğerleri, B. No: 2017/30873, 11/3/2020)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦(Antoıne Balıt ve diğerleri, B. No: 2017/16211, 2/6/2020) (Yabancıların mülk edinmelerine ilişkin 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 35. maddesinin mirasçılık bakımından öngörülebilir şekilde uygulanmaması)
♦ (Mehmet Gülhan, B. No: 2017/31780, 29/9/2020)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Bilnam İşletmecilik ve Ticaret A.Ş. (Eski Unvanı-Bilnam İşletmecilik ve Tic. Ltd. Şti.), B. No: 2016/3675, 3/11/2020)  (Vergi ve benzeri mali yükümlülükler)
♦ (Süleyman Kurtel [GK], B. No: 2016/1808, 22/1/2021) (Vekâlet ücreti payı ödemesinin kesilmesi ve yapılan ödemenin de faiziyle birlikte iadesinin talep edilmesinin yasal dayanağının olmaması)
♦ (Hamit Şahinal ve diğerleri, B. No: 2018/1919, 7/4/2021)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. (4), B. No: 2018/1560, 24/3/2021)  (Vergi ve benzeri mali yükümlülükler)
♦ (Türkiye İş Bankası A.Ş. (11), B. No: 2018/26015, 13/4/2021)  (Vergi ve benzeri mali yükümlülükler)
♦ (Leyla Yücel, B. No: 2017/31861, 21/4/2021) (Mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin belirlilik ve öngörülebilirlik kriterlerini taşıyan bir kanuna dayanmaması)
♦ (Hasan Bilge, B. No: 2018/6259, 8/6/2021)  (Vergi ve benzeri mali yükümlülükler)
♦ (Atanur Ekin ve diğerleri, B. No: 2018/1406, 30/6/2021)  (6306 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 2/3 çoğunluk dışındaki paydaş paylarının kamuya terk işlemine istinaden satılmasına yönelik belirlilik ve öngörülebilirlik içermemesi)
♦ (Barut Turizm Müşavirlik Gıda Ticaret Ltd. Şti., B. No: 2018/12722, 30/6/2021)  (Mülkiyet hakkına müdahalenin yasal dayanağının bulunmaması)
♦ (D.D.T., B. No: 2019/5735, 24/11/2021) (Suçta kullanılmayan eşyanın müsaderesi)
♦ (Mustafa Altın [GK], B. No: 2018/10018, 27/10/2021) (Kesin hükme kanunun öngörmediği biçimde müdahale)
♦ (Sıddıka Altınkaya, B. No: 2019/2596, 17/11/2021)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Sevda Ülger, B. No: 2019/4821, 23/11/2021) (Kamulaştırma işleminin ve işlemin dayanağı olan işlemlerin hukuka aykırılığı)
♦ (Surp Haç Tibrevank Ermeni Lisesi Vakfı (2), B. No: 2018/3222, 29/12/2021)  (Kanuni ve fiilî dayanak gösterilmeden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin altında vekâlet ücretine hükmedilmesi)
♦ (Ali Gönültaş, B. No: 2018/24998, 18/1/2022) (Acele kamulaştırma)
♦ (Müslim Şentürk (2), B. No: 2019/9279, 3/2/2022)  (Mülkiyet hakkına müdahalenin yasal dayanağının bulunmaması)
♦ (Abdülmacit Selekler ve diğerleri (2), B. No: 2019/25096, 13/4/2022)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Eyüp Ensar Ekşioğlu ve S.S. Kutlu Birlik Konut Yapi Kooperatifi, B. No: 2019/39522, 28/6/2022)  (Bina yıkımına yetkisiz makam tarafından karar verilmesi
♦ (Çolakoğlu İnşaat Turizm Enerji Üretimi Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ve Kanık İnşaat Limited Şirketi, B. No: 2019/40353, 28/6/2022)  (Vergi ve benzeri mali yükümlülükler)
♦ (Ercan Mumcu ve diğerleri, B. No: 2019/37721, 19/10/2022)  (İmar mevzuatına aykırı yapılar için tapu tahsil belgesi düzenlenmesinde dar gelirlilik şartı)
♦ (Ahmet Koç ve diğerleri, B. No: 2019/9885, 8/12/2022)  (İmar mevzuatına aykırı yapılar için tapu tahsil belgesi düzenlenmesinde dar gelirlilik şartı)
♦ (Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. (4) [GK], B. No: 2017/36186, 28/12/2022) (Numara taşınabilirliği müessesesinin kanuna değil yönetmeliğe dayanması)
♦ (Halide Kocaustaoğlu ve diğerleri, B. No: 2019/5137, 18/1/2023)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Abdullah Karakoç ve diğerleri, B. No: 2019/25140, 31/1/2023)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Abdullah Halit Paşmakçıoğlu ve diğerleri, B. No: 2020/1395, 16/3/2023)  (Kamulaştırmasız el atma)
♦ (Yusuf Açıkgül, B. No: 2018/37665, 29/3/2023)  (Sosyal güvenlik kapsamında emekli ikramiyesi ödenmemesi)

---