5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13. maddesinde iş kazasının unsurları düzenlenmiştir. Buna göre iş kazası;
“a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Bu Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren” olaydır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 3. maddesinde iş kazası, “işyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olayı… ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır (3/1, g).
Bu düzenlemeler doğrultusunda işçi, Koronavirüs hastalığına işyerinde yakalanmışsa, meydana gelen bu olay iş kazası olarak değerlendirilecektir. İşçinin, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi halinde, asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda hastalığa yakalanması hali de iş kazası olarak kabul edilecektir. Örneğin şoför olarak çalışan işçinin İstanbul’dan Ankara’ya gitmesi ve kaldığı otelde virüse yakalanması halinde, söz konusu bu olay, iş kazası olarak kabul edilecektir.
Virüsün meslek hastalığı yönünden değerlendirilmesi ise iş kazasından farklıdır. 5510 sayılı Kanunun 14. maddesinde meslek hastalığı, “sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleri” olarak tanımlamıştır (m. 14/1).
6331 sayılı Kanunun 3. maddesine göre ise meslek hastalığı, “mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalığı” ifade etmektedir (m. 3/1, l).
İş kazasından farklı olarak meslek hastalığının meydana gelmesi için, bu hastalığın işçinin yaptığı veya çalıştığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebepten veya işin yürütüm şartlarından kaynaklanması gerekmektedir. Dolayısıyla meslek hastalığının yapılan işle veya işyeri koşulları ile ilgili olması gerekmektedir.
Meslek hastalığının yapılan işin niteliğinden veya yürütüm koşullarından kaynaklanmış olmasının aranması nedeniyle, tekstil fabrikasında çalışan işçinin yakalandığı virüs, meslek hastalığı olarak değerlendirilemeyecek, bu olay iş kazası olarak kabul edilecektir. Buna karşın hastanede çalışan hekimler, hemşireler, temizlik personeli, tıbbi sekreter gibi çalışanların hastane ortamında virüse yakalanmış olmaları halinde, bu durum meslek hastalığı olarak kabul edilecektir.
5510 sayılı Kanunun 14. maddesine göre, hangi hastalıkların meslek hastalığı olarak kabul edileceği SGK tarafından çıkarılacak yönetmeliğe göre tespit edilecektir. Bu yönetmelikte belirtilen listede bulunmayan bir hastalığın, meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanacaktır (5510 sayılı Kanun, m. 14/son).
SGK tarafından çıkarılan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin ekindeki meslek hastalıkları listesinde Koronavirüs yer almamaktadır. Buna karşın listenin, D gurubunda bulaşıcı hastalıkların da meslek hastalığı olarak sayıldığı görülmektedir. İşçinin veya vefatı halinde hak sahiplerinin, öncelikle işyerinin bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik Merkezi’ne müracaat etmesi gerekmektedir. SGM tarafından gerekli incelemelerin yapılmasından sonra dosya, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’na gönderilecek ve bu Kurul tarafından, hastalığın meslek hastalığı olup olmadığına karar verilecektir. Kurul kararına karşı, sigortalı veya hak sahiplerinin iş mahkemesinde dava açması mümkündür.
İş kazasının işveren tarafından kolluk kuvvetlerine derhal, Kuruma ise kazadan sonraki en geç 3 iş günü içinde bildirilmesi gerekmektedir (5510 sayılı Kanun, m. 13/2, a). Kazanın, işverenin kontrolü dışındaki bir yerde meydana gelmesi halinde ise, bildirim süresi, işverenin kazayı öğrendiği tarihten itibaren işleyecektir. Süreler, kazanın olduğu veya öğrenildiği tarihte değil, ertesi günden başlayacaktır.
Meslek hastalığının ise 5510 sayılı Kanunun 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5. madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından; sigortalının meslek hastalığına tutulduğunu öğrenen veya bu durum kendisine bildirilen işveren tarafından, bu durumun öğrenildiği günden başlayarak üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile Kuruma bildirilmesi zorunludur (5510 s.lı K., m. 14). Benzer düzenlemeler, 6331 sayılı Kanunun 14. maddesinde de yer almıştır.
Meydana gelen olayın iş kazası veya meslek hastalığı olması halinde, SGK tarafından, sigortalıya gerekli sağlık yardımları yapılacaktır. Sağlık yardımı dışında, sigortalının hekim raporu ile tedavi gördüğü süre boyunca, kendisine geçici iş göremezlik ödeneği ödenecektir (5510 s.lı K., m.18). Geçici iş göremezlik ödeneği, yatarak tedavilerde Kanunun 17. maddesine göre hesaplanacak günlük kazancın yarısı, ayaktan tedavilerde ise üçte ikisi olarak ödenecektir (5510 sayılı Kanun, m. 18/3).
Sigortalının, virüs nedeniyle meslekte kazanma gücünü %10’dan fazla olacak şekilde kaybetmesi halinde kendisine sürekli iş göremezlik geliri bağlanacaktır (5510 s.lı K., m. 19). Yine sigortalının virüs nedeniyle vefat etmesi halinde de geride kalan hak sahiplerine sürekli iş göremezlik geliri bağlanacaktır (5510 s.lı K., m. 20).
İşverenin, meydana gelen olaydan dolayı sorumluluğuna gidilebilmesi için kusurunun bulunması gerekmektedir. 6331 sayılı İSG Kanunu’nun 4. maddesinde, işverenin yükümlülüğü düzenlenmiştir. Buna göre işveren;
a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.
b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.
c) Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.
ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.
d) Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.
İşveren, Koronavirüs hastalığından çalışanlarını korumak için her türlü tedbiri almak zorundadır. Elbette alınacak bu tedbirler, çalışılan işyerinin niteliğine göre değişecektir. Örneğin, muhasebe bürosunda çalışan işçiler için, gerekli hijyen malzemelerinin sağlanması, günlük ofis temizliğinin yapılması gerekmekteyken; özel bir hastanede çalışılması halinde ise çalışanlar için maske, eldiven gibi temel malzemelerin eksiksiz bir şekilde karşılanması gerekmektedir.
İşçinin Koronavirüse yakalanmasında işverenin kusurunun bulunması halinde ise, işverene karşı maddi ve manevi tazminat davası açılabilecektir. Virüsün işyerinde veya işyeri dışında bulaşmış olması mümkün olduğundan, işverenin kusurunun ispat edilmesinin kolay olmadığını düşünmekteyiz. İşverene karşı açılacak davada işçinin, işveren tarafından gerekli tedbirlerin alınmadığını ve bu nedenle hastalığa yakalandığını ispat etmesi; işverenin ise, gerekli tüm tedbirleri aldığını veya işçinin söz konusu hastalığa işyeri dışında yakalandığını ispat etmesi gerekmektedir. Kanaatimize göre ise, özellikle iş kazaları yönünden, işçiden tam bir ispatta bulunması beklenemeyeceğinden, yakalanan hastalığın işveren tarafından alınmayan tedbirlerden kaynaklandığının yaklaşık bir ispatla ortaya konulmasının yeterli olacağı kabul edilmelidir.
Av. Serkan Bingöl
YARARLANILAN KAYNAKLAR
1. Çelik, Çelik Ahmet, Bedensel Zararlar, Ankara: Seçkin, Eylül 2018.
4. Çelik, Nuri / Caniklioğlu, Nurşen / Canbolat, Talat, İş Hukuku Dersleri, Yenilenmiş 32. Bası, İstanbul:Beta, 2019.
3. Güzel, Ali / Okur, Ali Rıza / Caniklioğlu, Nurşen, Sosyal Güvenlik Hukuku, Yenilenmiş 18. Bası, İstanbul: Beta, 2020.
4. Tuncay, A. Can / Ekmekçi, Ömer, Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri, Yenilenmiş 19. Bası, İstanbul: Beta, 2017.
5. Sözer, Ali Nazım, Türk Sosyal Sigortalar Hukukunda İş Kazası Kavramı ve Unsurları (İş Kazası Kavramı), Prof. Dr. Nuri Çelik’e Armağan, C. II, 1. Bası, İstanbul:Beta, 2001.
6. Süzek, Sarper, İş Hukuku, Yenilenmiş 18. Baskı, İstanbul:Beta, 2019