1. AVUKATLARA YEŞİL PASAPORT VERİLMESİ

5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 14. maddesine eklenen paragrafla birlikte, en az 15 yıl kıdemi bulunan avukatlara hususi damgalı(yeşil) pasaport verilebilecektir. Ancak haklarında;

1. Devletin güvenliğine karşı suçlar (TCK m.302-308.)

2. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (TCK m.309-316)

3. Milli Savunmaya Karşı Suçlar (TCK m.317-325)

4. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (TCK m.326-339)

5. Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar

suçlardan dolayı soruşturma veya kovuşturma bulunan avukatlara hususi damgalı pasaport verilmeyecektir. Masumiyet karinesi ilkesinin göz ardı edilerek haklarında ilgili suçlardan soruşturma veya kovuşturma bulunan avukatlara hususi damgalı pasaport verilmemesi isabetli olmamıştır.

2. KHK İLE PASAPORTLARI İPTAL EDİLENLERE TEKRARDAN PASAPORT VERİLMESİ

Kanun hükmünde kararnameler ile pasaportları iptal edilenler ile haklarında pasaport verilmemesine yönelik idari işlem tesis olanlardan, haklarında terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı nedeniyle devam etmekte olan herhangi bir idari veya adli soruşturma ya da kovuşturma bulunmayanlara, kovuşturmaya yer olmadığına, beraatine, ceza verilmesine yer olmadığına, davanın reddine veya düşmesine karar verilenlere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilenlere, başvurmaları halinde kolluk tarafından yapılacak araştırma sonucuna göre içişleri bakanlığınca pasaport verilebilir. Yine hakkında soruşturma ve kovuşturma bulunanlara pasaport verilmemesi, masumiyet karinesine aykırı bir düzenlemedir.

3. HUKUK MESLEKLERİNE GİRİŞ SINAVI

Avukat, noter, hakim veya savcı gibi hukuk meslekleri için Hukuk Mesleklerime Giriş Sınavında (“Hukuk Sınavı”) başarılı olma şartı getiriliyor. Hukuk sınavına hukuk fakültesi mezunları ile yabancı bir hukuk fakültesini bitirip, Türkiye’den denklik alanlar girebilecektir. İdari Yargı Ön Sınavı ise, hukuk bilgisi programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat ve maliye alanlarında en az 4 yıllık yükseköğrenim yapmış veya bu bölümlerden denklik yapanlar girebilir. Hukuk fakültesi mezunu olmayıp, ilgili bölümlerden mezun olanlar idari hakim olabilmek için İdari Ön Yargı Sınavında başarılı olmaları gerekiyor. Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavında sorumluluk alanı şu şekildedir:

1. Anayasa Hukuku

2. Anayasa Yargısı

3. İdare Hukuku

4. İdari Yargı Hukuku

5. Medeni Hukuk

6. Borçlar Hukuku

7. Ticaret Hukuku

8. Medeni Usul Hukuku

9. İcra ve İflas Hukuku

10. Ceza Hukuku

11. Ceza Muhakemesi Hukuku

12. İş Hukuku

13. Vergi Hukuku

14. Vergi Usul Hukuku

15. Avukatlık Hukuku

16. Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi

17. Türk Hukuk Tarihi

Hukuk sınavı, en az yüz soru sorularak test sınavı şeklinde yapılacaktır. Bu sınavdan en az 70 puan alanlar, başarılı sayılır. Bununla birlikte hukuk sınavı, bu düzenlemenin yer aldığı 7188 nolu kanunun yürürlüğe girdiği 24 Ekim 2019 tarihinden sonra hukuk fakültesine kaydolanlar için uygulanır. Ayrıca hukuk fakültesi mezunu olmayanlardan alınacak idari hakimlik kadrosunda sınırlamaya gidilmiştir. Şöyle ki; alınacak hukuk fakültesi mezunu olmayan idari hakimler, her dönem belirlenecek idari hakimlik kadrosunun yüzde yirmisinden fazla olamaz.

4. HABER VERME SINIRLARINI AŞMAYAN VEYA ELEŞTİRİ AMACIYLA YAPILAN DÜŞÜNCE AÇIKLAMALARI SUÇ OLUŞTURMAZ.

Terörle Mücadele Kanunu’nda terör örgütü propagandası suçunun düzenlendiği 7. maddenin 3. fıkrasına, “Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.”
ibaresi eklenmiştir. Böyle bir düzenlemeye gerek olup olmadığı hususu çok tartışıldı. Anayasa m.26/1 ve TCK m.218 ve m.301/3’de aynı cümle düzenlenmiştir. Uygulamada haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları, hala cezalandırılmaktadır. Eklenen hükmün etkililiği, uygulamada görülmelidir.

5. SORUŞTURMA AŞAMASINDA TUTUKLULUK SÜRELERİNE İLİŞKİN SINIRLAMA

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 102. maddesine eklenen fıkrayla soruşturma aşamasında tutukluluk süresine sınırlama getirilmiştir. Soruşturma aşamasında tutukluluk süresi;

1. Ağır Ceza Mahkemesinin görevine girmeyen işler bakımından altı ayı,

2. Ağır Ceza Mahkemesinin görevine giren işler bakımından bir yılı geçemez.

Ancak;

3. Devletin güvenliğine karşı suçlar (TCK m.302-308.),

4. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (TCK m.309-316),

5. Milli Savunmaya Karşı Suçlar (TCK m.317-325),

6. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (TCK m.326-339),

7. Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar,

8. Toplu olarak işlenen suçlar (üç veya daha fazla kişi tarafından işlenen suç)

bakımından soruşturma aşamasında tutukluluk süresi, bir yıl altı ayı geçemez. Fakat bu süre gerekçesi gösterilerek, altı ay daha uzatılabilir.

Soruşturma aşaması için öngörülen tutukluluk süreleri, fiili işlediği sırada on beş yaşını doldurmamış çocuklar bakımından yarı oranında, on sekiz yaşını doldurmamış çocuklar bakımından ise dörtte üç oranında uygulanır. Soruşturma aşamasından tutukluluk süreleriyle ilgili CMK m.102’de yapılan düzenleme, bu maddenin yayımlandığı tarih olan 24 Ekim 2019 tarihinden 3 ay sonra uygulanır.

6. KAMU DAVASININ AÇILMASININ ERTELENMESİ

Cumhuriyet savcısının kamu davasını açmada takdir yetkisini düzenleyen CMK’nın 171. maddesinde değişiklik yapılmıştır. Şöyle ki;

Uzlaştırma ve ön ödeme kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, cumhuriyet savcısının kamu davasının ertelenmesi kararında suçun şikayete tabi olma şartı kaldırılmıştır. Ayrıca değişiklikten önce üst sınırı bir yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlar için böyle bir karar verilebiliyorken; değişiklikle birlikte şikayete tabi olup olmadığına bakılmaksızın üst sınırı üç yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlar bakımından bu karar verilebilecektir. Çocuk Koruma Kanunu’nun 19. maddesine eklenen fıkrayla bu üst sınır, on beş yaşını doldurmayan çocuklar bakımından beş yıl olarak uygulanır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih olan 24 Ekim 2019 itibarıyla, kovuşturma evresine geçilmiş dosyalarda kamu davasının açılmasının ertelenmesi hükümleri uygulanmaz.

CMK m.171’e eklenen 6. fıkrayla birlikte, CMK m.171, aşağıda yer alan suçlar için uygulanmaz:

1. Suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar,

2. Kamu görevlisi tarafından görevi sebebiyle veya kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen suçlar ile asker kişiler tarafından işlenen askeri suçlar,

3. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar

7. İDDİANEMENİN İADESİ

İddianamenin iadesini düzenleyen CMK m.174 hükmünde, iddianamenin iade edileceği durumlardan olan suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan ibaresi, suçun sübutuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan şeklinde değiştirilmiştir. Seri muhakeme usulü uygulanmadan düzenlenen iddianame iade edilecektir. Soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlarda izin alınmaksızın veya talep olmaksızın düzenlenen iddianame de iade edilecektir.

8. CİNSEL İSTİSMAR VE CİNSEL SALDIRI SUÇLARINDA MAĞDURUN İFADESİNİN ALINMA USULÜNE İLİŞKİN ÖZEL DÜZENLEME

Mağdur ile şikayetçinin dinlenmesi başlıklı CMK m.236’ya, (4), (5), (6), (7) ve (8) fıkraları eklenmiştir. Eklenen bu fıkralarla birlikte,

Cumhuriyet savcısı ya da hakim tarafından ifade veya beyanının özel ortamda alınması gerektiği veya şüpheli ya da sanıkla yüz yüze gelmesinin sakıncalı olduğu değerlendirilen çocuk veya mağdurların ifade ve beyanları özel ortamda uzmanlar aracılığıyla alınır.

Cinsel istismarın vücuda organ veya sair cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, mağdur olan çocukların soruşturma evresindeki beyanları bunlara yönelik hizmet veren merkezlerde cumhuriyet savcısının nezaretinde uzmanlar aracılığıyla alınır. Mağdur çocuğun beyan ve görüntüleri kayda alınır. Kovuşturma aşamasında zorunluluk bulunması halinde bu işlem, mahkeme tarafından bu merkezlerde uzmanlar aracılığıyla yerine getirilir.

Cinsel saldırı suçunda fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi (TCK m.102/2) durumunda mağdurun beyanı, bu usule göre alınır. Ancak cinsel saldırı suçunda beyan ve görüntülerin kayda alınmasında mağdurun rızası aranır. Bu görüntü ve kayıtlar, yazılı tutanağa dönüştürülür. Bu tutanak talepte bulunan şüpheli, sanık, müdafii, mağdur, vekil veya kanuni temsilciye verilir. Beyan veya görüntü kayıtları bu kişilere soruşturma ve kovuşturma makamlarının gözetiminde gizliliği korunmak suretiyle izletilebilir.

CMK m.236/4-5’de düzenlenen hizmet merkezleri, en geç 1 Eylül 2020 tarihine kadar faaliyete geçecektir. Bu tarihe kadar mevcut uygulamaya deva edilecektir.

Mağdur çocukların hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında defalarca dinlenmesi, tekrar tekrar aynı travmayı anlatarak yaşamasının önüne geçilmesi sebebiyle yerinde bir düzenlemedir. Soruşturma aşamasında dinlenmesi gereken cinsel istismar mağduru çocuğun soruşturma aşamasında bunlara yönelik hizmet veren özel merkezlerde uzmanlar ve savcı gözetiminde sadece bir defa dinlenmesi, bu tür sakıncaların önüne geçecektir. Bu düzenlemeyle birlikte çocuk, kayıt altına alınarak sadece bir defa dinlenecektir ve kovuşturma aşamasında ise, yine aynı usulle zorunluluk bulunması halinde beyanı alınabilecektir.

Ancak söz konusu düzenlemede savunma makamı, fazlasıyla etkisizleştirilmiştir. Kovuşturma aşamasında ancak zorunluluk bulunması halinde mağdurun dinlenebileceği düzenlenmiştir. Ceza Muhakemesi Hukukunda delillerin doğrudan doğruyalığı ilkesi gereği, mağdurun duruşmada ya da başka bir şekilde dinlenirken savunma makamının da etkin bir şekilde soru sorabilmesi gerekir. Çelişmeli yargılama ilkesini dışlayan bir düzenleme olmuştur.

9. SERİ MUHAKEME USULÜ

CMK m.250’de yeni bir uygulama olan seri muhakeme usulü düzenlenmiştir. Buna göre soruşturma evresi sonunda aşağıdaki suçlarla ilgili olarak kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde seri muhakeme usulü uygulanır:

1. Hakkı olmayan yere tecavüz (TCK m.157, 2. ve 3. fıkra)

2. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (TCK m.170)

3. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (TCK m.179, 2. ve 3. fıkra)

4. Gürültüye neden olma (TCK m.183)

5. Parada sahtecilik (TCK m.197, 2. ve 3. Fıkra)

6. Mühür bozma (TCK m.203)

7. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (TCK m.206)

8. Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (TCK m.228, 1. fıkra)

9. Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması (TCK m.268)

10. 6136 sayılı kanunun 13. maddesinin 1., 3. ve 5. Fıkraları ile 15. maddesinin 1., 2. ve 3. fıkralarında belirtilen suçlar

11. 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 93. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen suç

12. 1072 sayılı kanunun 2. maddesinde belirtilen suç

13. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun ek 2. maddesinin 1. fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen suç

Cumhuriyet savcısı ya da kolluk görevlileri şüpheliyi seri muhakeme usulü hakkında bilgilendirdikten sonra bu usulün uygulanması şüpheliye teklif edilir ve şüphelinin müdafi huzurunda teklifi kabul etmesi halinde bu usul uygulanır. Cumhuriyet savcısı, suçun alt ve üst sınırı arasında tespit edeceği temel cezadan yarı oranında indirim uygulamak suretiyle yaptırımı belirler. Belirlenen hapis cezası, koşulları bulunması halinde TCK m.50 uyarınca Cumhuriyet savcısı tarafından seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya TCK m.51 uyarınca ertelenebilir. Savcı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya yaptırımla beraber güvenlik tedbirine de karar verilebilir.

Cumhuriyet savcısı, yaptırımı belirledikten sonra şüpheli hakkında seri muhakeme usulünün uygulanmasını yazılı olarak görevli mahkemeden talep eder. Mahkeme, şüpheliyi müdafi huzurunda dinledikten sonra, şüpheliye seri muhakeme usulünün teklif edildiği, müdafi huzurunda kabul edildiği ve fiilin seri muhakeme usulü kapsamında olduğu kanaatine varırsa, talepte belirlenen yaptırım doğrultusunda hüküm kurar. Aksi taktirde mahkeme, talebi reddeder ve genel hükümlere göre soruşturmanın sonuçlandırılması için dosyayı, cumhuriyet başsavcılığına gönderir. Mazeretsiz olarak duruşmaya gelmeyen şüpheli, bu usulden vazgeçmiş sayılır.

Herhangi bir sebeple seri muhakeme usulü tamamlanamazsa, şüphelinin bu usul uygulanırken verdiği beyanlar ile bu usulün uygulanmasına ilişkin diğer belgeler, takip eden soruşturma ve kovuşturmada delil olarak kullanılamaz.

Suçun iştirak halinde işlenmesi durumunda şüphelilerden birinin bu usulün uygulanmasını kabul etmemesi halinde seri muhakeme usulü uygulanmaz. Bu usul, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ile sağır ve dilsizlik hallerinde de uygulanmaz. Resmi mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında ya da başka bir nedenle şüpheliye ulaşılamıyorsa, seri muhakeme usulü uygulanmaz. Cumhuriyet savcısının talebi doğrultusunda mahkemece kurulan hükme itiraz edilebilir. Seri muhakeme usulü, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren uygulanır. 1 Ocak 2020 itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü uygulanmaz.

10. BASİT YARGILAMA USULÜ

Asliye ceza mahkemelerinde uygulanacak ve daha önce ceza yargılamasında olmayan bir kurum olan basit yargılama usulü, CMK m.251’de düzenlenmiştir. Bu usulün getirilmesinin amacı, hafif suçlarla ilgili yargılamaları hızlı bir şekilde sonlandırmaktır. Buna göre, adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda asliye ceza mahkemesi, basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verebilir. Dikkat edilirse bu usulün uygulanması mahkemenin takdirine bırakılmıştır. Ancak basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmesi durumunda uygulanmaz.

Mahkeme basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verdiği takdirde iddianame, sanık, mağdur ve müştekiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde bildirmeleri istenir. Bu usulde duruşma yapılmadan hüküm verilir ve bu husus tebligatta belirtilir. Mahkeme, beyan ve savunmaların yapılması için verilen süre dolduktan sonra savcının görüşü alınmaksızın hüküm kurar. Mahkumiyet hükmü verilmişse, sonuç cezadan dörtte bir oranında indirim yapılır. Koşulları bulunması halinde kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir, hapis cezası ertelenebilir ya da sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına da karar verilebilir. Hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçları belirtilir.

Bununla birlikte gerekli görülmesi halinde bu usulün her aşamasında mahkemece duruşma açılarak genel hükümlere göre yargılamaya devam edilebilir. Bu usul, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik halleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmaz. Basit yargılama usulü, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren uygulanır. 1 Ocak 2020 itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda basit yargılama usulü uygulanmaz.

11. BASİT YARGILAMA USULÜNE İTİRAZ

Basit yargılama usulüne göre verilen hükme itiraz edilirse, hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam edilir. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında hüküm verilebilir. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi halinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır. Mahkeme, itiraz üzerine yapılan yargılamada önceki hükmüyle bağlı değildir. İtiraz eden sanığa yapılan indirim, mahkemece korunmayabilir. Ancak itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapılması durumunda itiraz etmeyen sanık hakkında yapılan önceki indirim korunur.

İtiraz eden sanık hakkındaki hükmün lehe olması durumunda bu hüküm, itiraz etmeyen diğer sanıklara da sirayet eder. İtiraz üzerine verilen hükme karşı genel hükümlere göre istinaf kanun yoluna başvurulabilir. İtirazın süresine yapılmadığı ya da kanun yoluna başvurma hakkı olmayanlar tarafından başvurulursa dosya, CMK m.268/2 uyarınca ağır ceza mahkemesine gönderilir. Ağır ceza mahkemesi, sadece bu sebepler yönünden (süresinde yapılması, kanun yoluna başvuru hakkı olanların başvurması) incelemesini yapar ve kararını gereği için mahkemesine gönderir.

12. UZLAŞTIRMA KURUMU İLE İLGİLİ YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Aşağıdaki suçlar da uzlaştırma kapsamına alınmıştır:

1. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali (TCK m.117/1 ve TCK m.119/1-c)

2. Güveni kötüye kullanma (TCK m.155)

3. Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (TCK m.165)

Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun bu kapsama girmeyen bir suçla işlenmesi durumunda önceden uzlaştırma usulü uygulanamıyordu. Ancak yapılan değişiklikle bu duruma, aynı mağdura karşı işlenmiş olma koşulu getirildi. Yani aynı mağdura karşı uzlaştırma kapsamına giren bir suçun bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmesi durumunda uzlaştırma uygulanamaz. Uzlaştırmanın tamamlanma süresi uzatılmıştır. Uzlaştırmacıya uzlaştırmanın tamamlanması için 30 günlük süre verilir. Bu süre, 20 gün daha uzatılabiliyordu. Yapılan değişiklikle birlikte, iki defa 20 gün olacak şekilde bu süre uzatılabilir. Toplam uzatma süresi, 20 günden 40 güne çıkarıldı.

13.BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNCE DÜZELTEREK ESASTAN RET VE BOZMA KARARI VEREBİLECEĞİ DURUMLARA EKLEME

CMK m.280/1’e iki bent eklendi. Eklenen (c) bendiyle, istinafın düzelterek esastan ret kararı verebileceği durumlara bir yenisi eklendi. Buna göre, başka bir araştırmaya ihtiyaç duyulmadan cezayı kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ya da şahsi cezasızlık sebeplerine bağlı olarak, daha az ceza verilmesini veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesini gerektiren hallerde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilebilir.

Eklenen (f) bendiyle istinafın bozma kararı verebileceği durumlara bir yenisi daha eklendi. Buna göre, soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmemesi, ön ödeme veya uzlaştırma usulünün uygulanmamış olması veya davanın ilk derece mahkemesinde görülen bir başka dava ile birlikte yürütülmesinin zorunlu olması durumlarında istinaf mahkemesi bozma kararı verir ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine ya da kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verir.

14. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN TEMYİZ EDİLEMEYECEK KARARLARINA GETİRİLEN İSTİSNA

Temyiz edilemeyecek istinaf kararları kapsamında olsa bile, aşağıda yer alan suçlara ilişkin istinaf kararları temyiz edilebilir:

1. Hakaret (TCK m.125/3)

2. Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (TCK m.213)

3. Suç işlemeye tahrik (TCK m.214)

4. Suçu ve suçluyu övme (TCK m.215)

5. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (TCK m.216)

6. Kanunlara uymamaya tahrik (TCK m.217)

7. Cumhurbaşkanına hakaret (TCK m.299)

8. Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (TCK m.300)

9. Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama (TCK m.301)

10. Silahlı örgüt (TCK m.314)

11. Halkı askerlikten soğutma (TCK m.318)

12. Terör örgütü propagandası (TMK m.7/2)

13. Terör örgütlerinin; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterme, övme ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik etme (TMK m.6/2)

14. Terörle mücadele kanununun 6. maddesinin 4. fıkrasında yer alan suç

15. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28. maddesinin 1. fıkrası, 31. maddesi ve 32. maddesinde yer alan suçlar

Ayrıca infaz kanununa eklenen 17/A maddesiyle birlikte, bu suçlardan ötürü cezası kesinleşmiş ve halihazırda infaz edilenler, hükmü veren ilk derece mahkemesinden infazın ertelenmesine veya durdurulmasına ilişkin karar verilmesini isteyebilir. Birden fazla sanığın bulunduğu bir dosyada bir kısım sanıkların hükmü istinafta kesinleşmiş; bir kısım sanık da temyize başvurmuşsa ve temyize başvuranlar hakkında bozma kararı verilme ihtimali varsa, hükmü istinafta kesinleşmiş olanlar da infazın ertelenmesi ya da durdurulması talebinde bulunabilir. Erteleme ya da durdurma talebinin kabulü, güvence gösterilmesine veya diğer bir şarta bağlanabilir. Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 24 Ekim 2019 tarihinden itibaren 15 gün içinde bölge adliye mahkemesince bu suçlardan verilen kesin kararlar bakımından temyiz kanun yoluna başvurulması gerekiyordu.

15. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞININ İTİRAZI

Bölge adliye mahkemesi cumhuriyet başsavcılığının itiraz kanun yoluna başvurmasıyla, ilgili ceza dairesi, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse itirazı incelemek üzere dosyayı, ceza daireleri başkanlar kuruluna gönderir. Kararına itiraz edilen dairenin başkanı veya görevlendireceği üyelerden biri, kurula sunulmak üzere itiraz hakkında bir rapor hazırlar. Kurulun itirazın kabulüne ilişkin kararları, gereği için dairesine gönderilir. Kurulun verdiği kararlar kesindir. CMK m.308/A’da yapılan değişiklikle bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığınca yapılan itirazların incelenmesine ilişkin getirilen usul, bu maddenin yayımlandığı 24 Ekim 2019 tarihinden önce itiraz yoluna başvurulup reddedilmiş olan itirazlar hakkında uygulanmaz.

16. ÖNCELİKLİ OLARAK İNTERNET SİTESİNİN İLGİLİ İÇERİĞİNİN ENGELLENMESİ

5651 Sayılı İnternet Kanunu’nun 8. maddesine eklenen 17. fıkrayla erişimin engellenmesi kararları, ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verilir. Ancak teknik olarak içeriğe erişim engellenmesinin yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesiyle ihlalin önlenemediği durumlarda, internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verilebilir.

Avukat Selman Güzel

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Öğrencisi