Bilindiği üzere kamu borçlarında sorumluluk açısından limited şirket ortaklarının sorumluluklarının belirlenmesi açısından pay devri önem taşımaktadır. Eski uygulamalarda vergi idaresi pay devri yapan ortağın hisse devrine ilişkin ticaret sicil tescil gazetesi aramakta idi. En son yapılan düzenleme ile bu uygulamaya son verilmiştir.
Tahsilat Genel Tebliği Seri A Sıra 11 ile yapılan düzenlemeler sonucunda aşağıdaki yenilikler getirilmiştir. Buna göre:
1) Tahsilat Genel Tebliği Seri A Sıra 11 Resmi Gazetenin 14/6/2018 gün ve 30451 sayılı nüshasında yayınlanmıştır.
2) Seri A Sıra 11 Nolu Genel Tebliğ Seri A Sıra 1’de önemli değişiklikler yapmıştır.
3) Yapılan düzenleme sonucunda aynı tebliğin birinci kısım, ikinci bölüm “VII.Limited Şirketlerin Amme Borçları” bölümünde yapılan düzenleme sonucunda (3) nolu alt bölümünün 6. paragrafının son cümlesi “BU DURUMDA ORTAKLIK PAYININ DEVREDİLDİĞİ TARİH OLARAK; DEVRİN ORTAKLAR GENEL KURULU TARAFINDAN ONAYLANMIŞ VEYA ONAYLANMIŞ SAYILMASI HALİNDE ONAY TARİHİNİN, ŞİRKET SÖZLEŞMESİNDE ORTAKLIK PAYININ DEVRİ İÇİN ORTAKLAR GENEL KURULU ONAYININ ARANMADIĞI DURUMLARDA NOTER TASDİKLİ DEVİR SÖZLEŞMESİ TARİHİNİN ESAS ALINMASI GEREKMEKTEDİR.” şeklinde düzenlenmiştir.
Söz konusu tebliğde özetle aşağıdaki düzenlemeler de yapılmıştır. Buna göre;
1) Amme alacaklarında rüçhan hakkı yani öncelik konusunda özel düzenlemeler yapılmıştır.
2) Gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi eşya ve gayrimenkulün aynından doğan amme alacaklarının o eşya ve gayrimenkul bedelinden tahsilinde rehinli alacaklardan sonra gelir. Yapılan bu değişiklik sonrasında malın aynından doğan amme alacaklarının genel bütçeye gelir kaydedilip kaydedilmediği, bu alacaklar nedeniyle haciz tatbik edilip edilmediği hususları da dikkate alınarak öncelik hakkının belirlenmesi gerekmektedir. Buna göre,
a. Malın aynından doğan alacağın genel bütçe geliri olması ve amme alacağı için haciz tatbik edilmiş olması halinde söz konusu amme alacağı; mal üzerindeki rehin şerhi ilk sırada ise Kanunun 21.maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi gereğince rehinden sonra gelmek üzere öncelik hakkına sahip olacaktır.
b. Mal üzerindeki rehin şerhinin ilk sırada olmaması halinde, Kanunun 21.maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi gereğince, ilk sırada yer alan üçüncü şahsın haczine iştirak edecektir.
c. Malın aynından doğan alacağın genel bütçe geliri olmasına rağmen bu alacak için haciz tatbik edilmemiş olması durumunda söz konusu amme alacağı Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi gereğince rehinden sonra gelmek üzere öncelik hakkına sahip olacaktır.
d. Malın aynından doğan alacağın emlak vergisi gibi genel bütçe geliri olmaması halinde bu alacağın rehinden önceki hacze iştirak hakkı bulunmamaktadır. Bu alacak için rehinden önce haciz tatbik edilmemiş olması durumunda rehinden sonra öncelikli alacak olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Diğer taraftan, 21 inci maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yapılan ve malın aynından doğan amme alacaklarının öncelik hakkını etkileyen bu değişiklik, rehnin varlığı halinde dikkate alınacak olup, rehnin bulunmadığı hallerde aynından doğan amme alacakları her halükarda öncelikli alacak olarak dikkate alınacaktır.
Dolayısıyla, malın satış bedelinden ilk sırada yer alan üçüncü şahsın haczinden önce aynından doğan amme alacaklarına pay ayrılacaktır.
3) Araç sicilinin Türkiye Noterler Birliğince tutulmaya başlanılması halinde araçlara ilişkin yapılacak malvarlığı araştırması işlemlerinin ve araçlara ilişkin yapılacak haciz işlemlerinin buna göre sürdürülecektir.
4) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince amme alacağına karşılık haczedilmiş olan mallar üzerindeki haczin, maddede sayılan şartların sağlanması halinde, kaldırılmasına imkan sağlanmaktadır. Haczin kaldırılması şartları tebliğde detaylı ve örnekli olarak verilmiştir.
5) 6183 sayılı Kanunun 74/A maddesi kapsamında haczin kaldırılması halinde aynı mala, haczin kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay müddetle Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince haciz tatbik edilmeyecektir. Ancak, ihtiyati haciz tatbiki gerektiren hallerde, bu mala ihtiyati haciz tatbik edilmesi mümkündür.
6) Amme borçlusu lehine üçüncü şahıslar tarafından teminat olarak gösterilen mal üzerindeki haczin kaldırılması halinde, bu mala tahsil dairelerince üç aylık süre sınırlaması olmaksızın haciz tatbik edilebilecektir.
7) 6183 sayılı Kanunun 74/A maddesi hükmünden yararlanılabilmesi için hacze ilişkin olarak dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması, başvurulmuşsa vazgeçilmesi şart olduğundan, ilgili kişilerin, bu konuları içeren dilekçeyi ilgili mahkemesine vermeleri ve feragatlerine ilişkin belgeyi ilk sırada haczi tatbik eden tahsil dairesine ibraz etmeleri gerekmektedir.
8) Tahsil dairelerince feragate konu davaların tespiti için diğer tahsil dairelerinden bilgi alınıp araştırma yapılacaktır.
9) Bu şekilde hacze karşı açtığı davalardan vazgeçen borçlunun, haczi kaldırılan mal ile ilgili açtığı davalar mahkemelerce incelenmez, bir karar verilirse bu karar hükümsüzdür.
10) 6183 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi kapsamında tatbik edilmiş ihtiyati haciz, Kanunun 74/A maddesine dayanılarak kaldırılmayacaktır. Ancak, ihtiyati haczin Kanunun 16'ncı maddesi kapsamında teminat alınması halinde kaldırılabileceği tabiidir.