Kişisel veri kavramı, kanunda “kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi” şeklinde tanımlanmıştır. Buna göre kişisel veri kavramının dört unsuru vardır:
1. Kimliği belirli veya belirlenebilir
2. Gerçek kişiye
3. İlişkin
4. Her türlü bilgi
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak başkasına verme ve yayma ayrı bir suç olarak 5237 Sayılı TCK’da düzenlenmiştir. Suçla korunan hukuki değer, kişinin özel hayatı ve kişisel verileridir.
TCK’nin 136. maddesiyle düzenlenen suçun hareket unsuru, “hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme” biçiminde gösterilmiştir. Bu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Verme, yayma veya ele geçirme hareketlerinden birinin yapılması suçun oluşması için yeterlidir.
- Verme, bir kimsenin elindeki bir şeyi bir diğerine sunması
- Yayma, bir kimsenin elindeki bir şeyi birden fazla kimsenin bilgisine sunması, birden fazla kimseye vermesi, ulaştırması
- Ele geçirme ise, bir kimsenin bir başkasının elinde olan bir materyali onun rızası dışında veya rızasıyla elde etmesi anlamlarına gelmektedir.
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Madde 136- (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.[56]
(2) (Ek:17/10/2019-7188/17 md.) Suçun konusunun, Ceza Muhakemesi Kanununun 236 ncı maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları uyarınca kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda verilecek ceza bir kat artırılır.
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçunun cezası 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır (TCK md. 136).
Suçun konusunun, nitelikli cinsel saldırı suçu mağdurunun veya mağdur çocuk ifadelerini içeren kayıt ve görüntüler (CMK m.236/5-6) olması halinde verilecek ceza bir kat artırılır.
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçunun;
- Kamu görevlisi (memur vb.) tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
- Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle
işlenmesi halinde, TCK md.136 gereği hükmedilecek hapis cezası 1/2 oranında arttırılır (TCK md. 137). Yani bu halde; suçun cezası, 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezasıdır.
Yargıtay suçun konusu kişisel veriyi şu şekilde tanımlamaktadır: “Kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA’sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir; ancak, herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler, yasal anlamda “kişisel veri” olarak değerlendirilemez (Y12CD-2014/3760 k.).
Suçu oluşturan “verme” ve “yayma” hareketleri arasındaki ayrım şu şekilde ifade edilebilir: verinin bir başkasına ulaştırılması verme; verinin birden çok kişiye ulaştırılması yayma hareketi kapsamında değerlendirilir. Ele geçirme hareketi ise veriler elinde olmayan ve fakat verilere sahip olmak isteyen tarafından verilerin ele geçirilmesidir.
- Hastaneden ayrılan doktorun fotoğraflarının ısrarla hastanenin internet sitesinde yayımlanması, verileri hukuka aykırı yolla yayma suçunu oluşturur.
“…Sanıkların sahibi olduğu özel hastanede hastane müdürü ve başhekim olarak görev yapan, hastanenin aynı zamanda ortağı olan ortopedi doktoru katılan …’in, anılan hastaneden ve ortaklıktan ayrılmasına rağmen hastaneye ait internet sitesinde yer alan reklam filmlerinde, hastanenin başhekimi ve ortopedi uzmanı olduğuna dair açıklamalarla beraber rızası olmaksızın görüntülerinin yayımlanmaya devam ettiği iddia ve kabulüne konu olayda;
Katılan tarafından kaldırılması istenilmesine ve bu konuda daha önce şikayette bulunulmasına rağmen reklam filmlerini aynı şekilde yayımlamaya devam ederek, katılanın kişisel veri niteliğindeki görüntüsünü hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması nedeniyle hukuka aykırı olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle başkalarının görgüsüne sunmaya devam eden sanıkların sübut bulan eylemlerinden dolayı TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasındaki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, katılanın ortaklıktan ayrılmış olmasına rağmen hastanede başhekim ve ortopedi uzmanı olarak görev yaptığı izlenimi uyandıran reklam filmlerinin kişisel veri olarak kabul edilemeyeceğine ve sanıkların kastının bulunmadığına dair yasal ve yeterli olmayan yazılı gerekçelerle sanıklar hakkında CMK’nın 223/2-a-c madde, fıkra ve bentleri gereğince beraat kararı verilmesi kanuna aykırı olup…” YARGITAY 12. CD., 10.07.2019 T. ve 2018/8144 E., 2019/8317 K.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/1019 E. , 2021/3642 K.
- TCK 136
- Nişanlısına ait facebook hesabında nişanlısı tarafından paylaşılan nişanlısına ait fotoğrafları ele geçirip, kendi facebook hesabında yayımlaması biçiminde sanığa isnat edilen eylem, bir bütün halinde “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçunu oluşturur.
‘’Sanığın, TCK’nın 135/1. madde ve fıkrasındaki kişisel verilerin kaydedilmesi ile aynı Kanun’un 136/1. madde ve fıkrasındaki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından ayrı ayrı cezalandırılmasının talep edildiği iddianamede; sanığın, nişanlısı olan mağdur tarafından nişanın bozulmasına tepki olarak, mağdura ait facebook hesabında mağdur tarafından paylaşılan mağdurun fotoğraflarını ele geçirip, kendi facebook hesabında yayımlaması biçiminde sanığa isnat edilen eylemin, bir bütün halinde verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturacağı gözetilmeden, aynı eylem vasıf yönünden bölünerek, kişisel verilerin kaydedilmesi ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından beraat, ek savunma verilen TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilerek, CMK’nın 225. maddesine ayıkırı olacak ve infazda duraksamalara neden olacak şekilde birden fazla hüküm kurulup, gerekçede çelişki meydana getirilmesi, bozma nedenidir.’’
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/5024 E. , 2019/12115 K.
- TCK 136
- Avukatın başka bir avukata ait resimleri “avukat, hakim, savcı omuz omuza” adlı facebook grubunda yayınlaması kişisel verileri yayma suçu oluşturur.
‘’Avukat olan sanığın, facebook adlı bir internet sitede yöneticiliğini yaptığı avukat, hakim savcı omuz omuza adlı grupta yine avukat olan ve avukatlar sendikası başkanı olan katılanın daha önce kendi şahsi facebook hesabında yayınlamış olduğu resimlerini alarak, katılanın rızası dışında yayınlaması şeklinde sübutu kabul edilen eyleminin bir bütün halinde TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasında düzenlenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğu gözetilmeden delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde özel hayatın gizliliğini ihlal ve kişisel verilerin kaydedilmesi suçlarından beraate karar verilmesi, bozma nedenidir.’’
Halk arasında kişisel verilerin çalınması olarak da bilinen Kişisel Verileri Ele Geçirme, Başkasına Verme veya Yayma suçu, takibi şikâyete bağlı olmayan bir suçtur. Bu nedenle de TCK 136 suçu açısından herhangi bir şikâyet süresi yoktur. Ancak, suçun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Av. Melis ADEMOĞLU