Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ısrarı karanlıktaki
katilleri sonunda ortaya çıkardı.
48 saniyelik video görüntülerini izlerken Özal'ın
katillerini gördüm sanki,
Adnan Kahveci'nin katillerinin silueti de oradaydı,
Hırant Dink'in failleri de...
Uğur Mumcu'nun, Eşref Bitlis'in,
Silahsız korumasız bir otobüs ile
kurbanlık koyun gibi ölüme gönderilen
33 askerin ve daha nice faili meçhullerin.

Hepsinin bir açıklaması vardı elbette.
itinayla failleri bulan kudretli mahkemelerimiz
bu davaları titizlikle yaptığı araştırmalar sonucunda
karara bağladı elbette..!
Tıpkı Adnan Kahveci'nin kurban gittiği olayın
bir trafik kazası olduğunu veya Özal'ın ölümünün bir
kalp krizi sonucu olduğunu veya Org.Gen.Eşref Bitlis'in
ölümünün bir helikopter kazası sonucu olduğunu karara bağlaması gibi.
Uğur Mumcu cinayeti de aydınlandı tabii,
elbette onu da dinci şeriatçılar öldürmüştü.
Bu arada Üzeyir Garih'i de hatırlayalım.
Biliyorsunuz onuda kendisinden harçlık isteyen
bir serseri çocuk öldürmüştü..!

Şimdi yine aynı hikayeyi dinliyorduk.
Yazıcıoğlu'nun helikopteri düşmüş ve ne hikmetse günlerce bulunamamıştı(!)
Telefonda dakikalarca konuşan gazeteci kurtarın, nerdesiniz diyerek ölmüştü...
Helikopterin düştüğü ve bulunamadığı günden itibaren bu kahredici şüpheler
zihinlerimizi çoktan sarmıştı aslında..!
Olay yine tam kazaya bağlanacaktı ki biri çıktı bir de ben araştıracağım dedi.
Evet C.Başkanı Devlet Denetleme Kurulunu harekete geçirdi.
O günlerde bazıları nedense rahatsız oldu.
Rahatsız olanların içinde Ulaştırma Bakanı da vardı..!
Gariptir "bu araştırma ne için ne gerek var vs vs" diyerek
rahatsız olanlardan biri de Binali Yıldırım dı...
Şimdi sormak gerekiyor neden rahatsız olmuştunuz?
Şimdi ne diyeceksiniz?

Benim merak ettiğim Ergenekon ve Balyoz, İnternet Andıcı davalarında
olayların üzerine cesurca giden savcı ve mahkemeler
neden özellikle Yazıcıoğlu ve Hırant cinayeti davalarında
aynı tutumu göstermiyorlar..?
DDK nın ortaya çıkardığı gerçekleri neden Savcılık ortaya çıkartmadı..?
C.Başkanı Abdullah Gül ısrarla üzerinde durmasa bu cinayeti aydınlatan
projeksiyonlar açılacakmıydı..?
Ergenekon ve Balyoz davalarındaki cesur irade, neden
"Keş dağları"nda tecelli etmedi?
Aynı şekilde Hırant Dink'in öldürüldüğü sokak neden tüm çıplaklığıyla aydınlatılmadı?

C.Başkanı "gerisini C.Savcılarına bırakıyorum" dedi.
Evet, resimler ve videolar şimdi
"gerisinin kendilerine bırakılması" bekleyen savcılarımızda.
Bakalım bekliyoruz...
Peki ya böyle mi olmalıydı?
Bu delilleri ortaya çıkarma görevi DDK'nın mıydı?

Peki ya Hırant Dink cinayeti!
Neden Dink cinayeti "kim vurduya" gidiyor?
Yine bir C.Başkanı iradesi mi gerekiyor..?

Göz göre göre bir adamı öldürdüler.
Ve yine gözümüzün içine baka baka bu cinayeti bir otobüsle kalkıp gelen bir çocuğun
yaptığına inanmamızı istiyorlar..!
Tıpkı Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin
Keş dağlarında kaza sonucu düştüğüne inanmamızı istemeleri gibi..!

İçimi kemiren şu Ergenekon ve Balyoz davalarında herşeyi ortaya çıkaran,
şüphelileri gözünü kırpmadan tutuklayan irade
neden Yazıcıoğlu ve Dink cinayetinde yoklar,
neden aynı şekilde üzerine gidilmiyor?
Bu davaları farklı kılan nedir?