Hizmet tespit davası; sigortalı sayılan bir işte çalışmasına rağmen, işçinin Sosyal Güvenlik Kurumun’a bildirilmediği veya eksik bildirildiği, işverence işe giriş bildiriminde bulunulmasına rağmen hiç prim ödemesi yapılmadığı hallerde açılan davadır.

Öncelikle işveren, işçinin işe başladığını 1 ay içerisinde kuruma bildirmekle yükümlüdür. İşçi, işe başladığını kuruma bildirmese bile bu durum işçi adına aleyhe delil teşkil etmez.

HİZMET TESPİTİ DAVASININ ŞARTLARI

Hizmet akdinin bulunması, sigortalı kişilerden olabilmek, çalışılan işyerinin 506 sayılı kanun(Sosyal Sigortalar Kanunu) veya 5510 sayılı kanun(Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu) kapsamında olması, uzun vadeli sigorta türleri için davanın açılmış olması, işverenin işçinin işe başladığına dair belgeleri kuruma vermemiş olması, sigortasız hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açması ve tespiti istenen sürenin başka işyerinde geçen çalışma süresi ile çakışmaması gerekir.

PEKİ SİGORTALI SAYILABİLECEK KİŞİLER KİMLERDİR?

506 Sayılı Kanunun 2. Maddesine göre ve 5510 Sayılı Kanunun 4. maddesine göre:

1- Hizmet akdi ile işveren tarafından çalıştırılanlar,

2- İşveren tarafından çalıştırılan sanatçılar, yazarlar ve düşünürler,

3- 657 sk m. 4/c bendi kapsamında çalıştırılan 4/c’li denilen geçici personel,

4- Köy bekçileri,

5- Kamu idarelerince ders ücreti karşılığı görev verilenler,

6- Milli eğitim bakanlığı tarafından düzenlenen kurslarda, “usta” öğretici çalıştırılanlar,

7- Genel ev kadınları,

8- Yabancı uyruklu kişilerden, hizmet akdi ile çalışanlar sigortalı sayılırlar.

HİZMET TESPİTİ DAVASININ TARAFLARI

Hizmet tespiti davasının davacılarını; çalışan sigortalı, işveren, sigortalının ölümü halinde hak sahipleri oluşturur. Vasi ise sulh hukuk mahkemesinden izin alarak, hizmet tespiti davası açabilir. Hizmet tespiti davasının davalıları ise; işveren, Sosyal sigortalar kurumu, işveren ölmüş ise mirasçıları, adi şirketin ortakları, iflas işlemleri devam eden şirkette iflas idaresidir.

Görevli mahkeme iş mahkemeleridir. Eğer o yerde iş mahkemesi yok ise asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Yetkili mahkemeler ise:

1- Davanın açıldığı tarihte, davalının ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesi,

2- İşçinin işini yaptığı yer mahkemesi,

3- Davalılardan herhangi birinin ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesi. (Yargıtay 10. HD. 2002/5244 E., 2002/5810 K. nolu ilamında: “…ssk genel müdürlüğünün bulunduğu Ankara’da veya işlemlerin yapıldığı şubenin bulunduğu yerde HUMK 9 ve 17. maddeleri gereğince dava açılabilir” denilmiştir..)

PEKİ HİZMET TESPİTİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE NEDİR? Hizmet tespiti davalarında hak düşürücü süre 5 yıldır. Mahkeme hak düşürücü sürenin geçip geçmediğini taraflar ileri sürmese bile resen dikkate alabilir. Bu 5 yıllık süre, işçinin hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlar. Eğer işçi, farklı işverenlere ait işyerlerinde çalışıyor ise hak düşürücü süre, her işyerindeki ayrılış tarihinden itibaren başlamış olur.  Ancak bazı hallerde hak düşürücü süre söz konusu olmaz. Bu haller şu Yargıtay kararı ile hükme bağlanmıştır:

“…Davacı, davalı işveren nezdinde çalıştığının tespiti ile işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir. İşverenin, sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanunun 79/1. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde, işverence Kuruma verilecek belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vs. şeklinde sıralanmıştır. Bu belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca, fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir…” (Yargıtay 21. HD. 2008/9842 E., 2009/7830 K.)

Görülmektedir ki; işveren tarafından işe giriş belgesi, sigorta primi bildirgesi, dönem bordrosu gibi belgelerden biri kuruma verilmiş ise, hak düşürücü süre işlemez. Eğer eksi hizmetinizin eklenmesi ile emeklilik şartlarını tamamlamış oluyor iseniz, emeklilik başvurusu için Sosyal Güvenlik Kurumun’na başvurmanız, talebinizin reddi üzerine de, iş mahkemelerinde hizmet tespiti davası açmanız gerekmektedir.