HATALI GTİP’TE SINIFLANDIRMA ÜZERİNE
Gümrük tarifesi gümrük işlemlerine konu eşyanın numaralandırılarak sınıflandırılması, gümrük terminolojisi ile tanımlanması ve karşılarına gümrük vergilerinin kaydedilmesi ile oluşturulmuş bir tablodur[1]. Tarife sisteminin amacı, eşyanın tüm dünyada belirli, ortak rakamlarla ifade edilerek gümrük iş ve işlemlerinde yeknesaklık sağlanmasıdır. Ülkeler arasında uyuşmazlık çıkmaması için her ürünün aynı pozisyonda tanımlanması şarttır[2].
Gümrük tarife sisteminin temeli tüm dünyada Armonize Sistem (HS) üzerine kuruludur. Ülkemizde kullanılan 12 haneli Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonunun (GTİP), ilk 6 hanesi tüm dünyada ortak kullanılan Armonize Sistem kodunu, ilk 8 hanesi ise AB Kombine Nomanklatür kodunu içerir. Sonraki haneler ise ülkelere özgü açılımlardır.
Gümrük işlemlerinin en başında yapılması gereken iş eşyanın doğru sınıflandırılmasını sağlamaktır, çünkü uygulanacak ticaret önlemleri, çeşitli yasaklar, kota/kontenjan vb. kısıtlamalar, izin belgeleri, vergi oranları gibi birçok husus eşyanın doğru bir şekilde tanımlanmasına bağlıdır. Eşyanın yanlış tarife pozisyonunda sınıflandırılması duruma göre kabahat veya suç olarak nitelendirilebilir. Yanlış tarife pozisyonunda sınıflandırma işleminin, kabahat olarak nitelendirilmesi durumunda 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nda belirlenen idari para cezaları uygulanırken suç olarak nitelendirilmesi durumunda 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda öngörülen yaptırımlar uygulanmaktadır. İdari süreç ile adli süreç arasındaki ayrımın net olmaması, hangi durumlarda idari para cezası hangi durumlarda adli ceza uygulanacağının belirli olmaması bu makalenin konusunu oluşturmaktadır.
SINIFLANDIRMA İŞLEMİNİN NİTELİĞİ: TEKNİK Mİ HUKUKSAL MI?
Tarife sınıflandırması Danıştay kararlarında hukuksal bir işlem olarak ele alınmaktadır. Örneğin, Danıştay 7. Dairesi E.2003/2965 K.2005/3278 T.15.12.2005 sayılı ve tarihli kararında “…Eşyanın teknik niteliği ve yapısı bilinen ya da bilirkişiye tespit ettirilen eşyanın hangi GTİP’e gireceğinin belirlenmesi ile ilgili sorun hukuksal olup, Gümrük Giriş Tarife Cetveli İzahnamesindeki açıklamalar dikkate alınarak çözülecek niteliktedir. Dava konusu ayakkabının yer alması gereken tarife tespiti özel ve teknik bilgi gerektirmemektedir.…Oysa dosyada mevcut bulunan her iki ayakkabıya ait fatura ve katalog incelenerek, eşyaların niteliğinin ortaya konulması ve Gümrük Giriş Tarife Cetveli ve İzahnamesinde yer alan açıklamaların yorumlanması suretiyle ayakkabıların yer alması gereken tarife ve istatistik pozisyonunun Mahkemece belirlenmesi mümkün olduğu halde, bilirkişi incelemesi yaptırılması, yukarıda açıklanan Yargılama Hukuk İlkelerine aykırıdır..”[3]
Yine, bir başka kararında[4] Danıştay, aynı şekilde eşyanın sınıflandırılması ile ilgili sorunun hukuksal olduğunu, Gümrük Tarife Cetveli İzahnamesindeki açıklamalar dikkate alınarak çözümlenebilecek nitelikte olduğu, hukuksal sorunların bilirkişilerce değil hâkim tarafından çözülmesi gerektiği belirtmiştir.
Yakın tarihli başka kararlarında ise Danıştay[5][6][7], yukardaki kararlarının aksi yönünde, önce bilirkişiye/uzmana başvurulması gerektiği belirtmiştir.
Biz eşyanın sınıflandırma işlemini hukuki bir işlem değil; eşyanın fiziksel, kimyevi özelliklerine, yapısına, kullanım amacına göre yapılan ancak hukuki sonuçları olan ve uzmanlık gerektiren teknik bir işlem olarak görüyoruz.
Uzmanlık gerektiren tarife bilgisini haiz bir kişiyle, mesleki olarak tarife bilgisini haiz olmayan ya da bu konuda yetkinliği olmayan bir kişinin herhangi bir eşyanın tarife cetvelindeki yerini araması arasında fark olacaktır[8]. Dolayısıyla, Danıştay’ın, eşyanın sınıflandırılacağı pozisyonun tespitinin öncelikle hakimler tarafından belirlenmesi gerektiği şeklindeki kararlarına katılmak mümkün değildir. Uzmanlık alanı tarife sınıflandırması olmayan bir hâkimin sınıflandırmaya dair yaptığı hatalı bir değerlendirme sonucu verilen kararın ciddi mali ve adli sonuçları doğabilecektir. Hatta, hatalı GTİP beyan edilmesi işleminin Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında “aldatıcı işlem” kapsamında ele alınması durumunda hakkaniyete uymayan bir şekilde eşyaya el konulması durumları ile karşılaşılması muhtemeldir.
YÜKÜMLÜNÜN/TEMSİLCİSİNİN HUKUKİ-CEZAİ SORUMLULUĞU
Eşyanın hangi GTİP’te sınıflandırılacağı hususu çoğu zaman yoruma dayalı bir analiz ve çıkarım sonucunda belirlenmektedir. Bu bağlamda, Türk Gümrük Tarife Cetvelinde “Tarifenin Yorumu ile İlgili Genel Kurallar” başlığı altında 6 adet kural getirilmektedir. Örneğin, 2 no.lu genel kuralda[9] gerçekten bir yorum safhasına geçilmekte ve yorumlamayı sağlayan temel kavram ve terimler de karşımıza çıkmaya başlamaktadır[10]. 2 no.lu kural için, bir eşyanın “ayırt edici nitelik”inin ne olduğuna ancak yorum yolu ile karara verilebilir[11].
Herhangi bir gümrük idaresinin muayene kurulundan Gümrük İşbirliği Konseyi Armonize Sistem Komitesine kadar sınıflandırmaya ilişkin yapılan tartışmalar genellikle Genel Yorum Kuralları (2) ve sonrasında gelen etrafında gerçekleşir. Yine çoğunlukla görüş birliği, oybirliği sağlanamaz ve görüş çokluğu, oyçokluğu ile tarife tespiti tartışmalı olan eşyalar hakkında bir karara varılır[12].
Gümrük işlemlerinde karşılaşılan ihtilaflı konulardan en önemlisi de eşyanın hangi pozisyonda sınıflandırılacağı konusunda kanunda ve ilgili yönetmelikte açıklık bulunmamaktadır[13]. Tarife sınıflandırması işleminin farklı yorumlamalara açık olması, sınıflandırma konusunda aksi iddia edilemeyecek kesin bir listenin/mevzuatın bulunmaması işlemlerde belirsizliklere ve hukuki olumsuzluklara yol açabilmekte, uyuşmazlıklarda verilen kesin kararların hukukiliğini sorgulanır/tartışılır hale getirmektedir.
Örneğin, Danıştay’ın bir kararında, uyuşmazlık konusu eşyanın tıbbi amaçlı mı yoksa estetik amaçlı mı kullanımının araştırılması gerektiği belirtilmiştir[14]. Tıbbi amaçlı mı yoksa estetik amaçlı mı kullanılacağı konusu yorumlama faaliyeti sonucunda belirlenebilecek bir husustur.
Yine bir başka kararda[15]; ''cep telefonu için koruma camları''nın temperlenmiş lamine edilmiş emniyet camları olduğu için 70.07 tarife pozisyonunda değil de "cep telefonu ekran koruyucu" ticari tanımlı eşyanın 02/12/2016 tarihli Bağlayıcı Tarife Bilgisine göre 7020.00.80.00.00 pozisyonunda sınıflandırılması gerektiğinden bahsedilmiştir. Burada eşyanın sınıflandırılmasında üretildiği hammadde mi yoksa kullanım amacının mı esas alınacağı sorusu tarifenin genel yorum kuralları ile çözülmeye çalışılmıştır. İşte esas sorun da bu yorum süreci sonunda verilen kararın yanlış bulunup, adli/idari yaptırımlara tabi tutulmasının ne derece hakkaniyete sığması ile ilgilidir. Mahkemece veya idarece bir yükümlünün kasıtlı olarak düşük vergi oranından beyan ettiği iddiası hangi delillerle kesin olarak ispatlanabilir? yükümlünün/temsilcisinin farklı yorumlamış olması hiç mi olasılık dahilinde değildir?
Kaldı ki bazı durumlarda gümrük idaresi de işin içinden çıkamamakta Dünya Gümrük Örgütü Armonize Sistem Komitesince inceleme isteğine bulunabilmektedir[16]. Yine böyle bir durumda yükümlüyü yaptırıma tabi tutmak ne derece hukuka uygundur?
Bir diğer örnek ise İngiltere’de yaşanmış oyuncak-biblo ayrımı üzerinedir. Bir ithalatçı firma çeşitli film ve dizi karakterlerine ait koleksiyon figürlerini gümrükte oyuncak olarak beyan etmiştir. Ancak Birleşik Krallık Gümrük İdaresi de bu figürlerin, aslında biblo/süs eşyası kategorisine girdiğini belirterek ek ödeme, para cezası ve faiz tahakkuk ettirmiştir[17]. Bu olay, değişik iki yorumlama biçiminin çarpıcı bir örneği niteliğindedir.
Bir meslektaşımızın LinkedIn hesabında paylaştığı Kocaeli 1. İdare Mahkemesinin bir kararında “…Davacının kasıtlı olarak yahut mesleğin gerektirdiği uzmanlığa sahip olmamasından dolayı farklı GTİP numarasıyla beyanname vermediği, nitekim eşyaların GTİP no.sunun tespitinin sık sık ihtilafa konu olduğu, bu noktada davacı tarafından verilen beyannamede farklı GTİP numarası belirtilmesinin davacıya atfedilebilir bir kusur niteliğinde olmadığı, disiplin cezalarının amacının ilgililerin mesleki olarak dikkatsiz/kusurlu davranmaları ya da kasıtlı olarak disiplinsizlik yahut suç teşkil edecek eylemlerde bulunmalarının önlenmesi olduğu da göz önünde bulundurulduğunda kasıtlı olmaksızın farklı GTİP numarası ile beyanname veren davacının kusuru da bulunmadığından 4458 sayılı Kanunun Geçici 6’ncı maddesinin 2’nci fıkrasının (b) bendi uyarınca kınama cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlem de hukuka uygunluk bulunmamaktadır.”[18] şeklindeki gerekçe ile bir gümrük müşaviri hakkında verilen disiplin cezası iptal edilmiştir. Burada da GTİP no.larının belirlenmesinin sık sık ihtilaflara konu olduğu vurgulanmıştır.
Bilindiği üzere, hukukun evrensel ilkelerinden birisi de “şüpheden sanık yararlanır” (in dubio pro reo) ilkesidir. Ceza yargılamasında sanık aleyhine karar verilebilmesi için, sanığın eylemi işlediğinin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ispat edilmesi gerekmektedir. Aksi halde “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince sanık hakkında bir mahkumiyet kararı verilemeyecektir.
Yargıtay Kararlarında da bu husus çok kere açıklığa kavuşturulmuştur. Örneğin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2018/162 E. , 2024/156 K. T. 03.04.2024 sayılı kararında bu ilkenin önemini vurgulamıştır. Söz konusu kararda, gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddiaların sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamayacağı; ceza mahkûmiyetinin herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiği; bu ispatın hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olması gerektiği; yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmanın ceza muhakemesinin en önemli amacı olan maddi gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına geleceği belirtilmiştir.
Yargıtay 7’inci Dairesinin çeşitli kararlarında da kesin ve inandırıcı delile dayanmadan mahkûmiyet kararı verilmesini uygun bulmamıştır.[19].
Şüpheden sanık yararlanır ilkesi sadece ceza hukukunda geçerli değil, kabahatler hukukunda da geçerlidir. İdari yaptırım kararı verilmesi için kabahatin ilgilisince işlendiğinin herhangi bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya konulması gerekmektedir[20].
Konu ile ilgili bir başka durum da, eşyanın hatalı pozisyondan beyan edilmesi üzerine hangi durumlarda bu işlemin bir kabahat olarak ele alınıp Gümrük Kanunu 234’üncü madde hükmünün uygulanacağı hangi durumlarda 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunun hükümlerinin uygulanacağı konusunda belirsizlik olmasıdır. Hatalı tarife pozisyonundan beyan etme işlemi vergi farkı belirli bir değerin üstünde olunca kaçakçılık fiili sayılacak, belirli bir miktarın altında olunca mı bir kabahat olarak ele alınacaktır? Eğer öyleyse, neden bu miktar ilgili kanunda belirtilmemiştir? Ya da kabahat-ceza ayrımı başka kriterlere göre mi yapılmaktadır? Eğer öyleyse neden bu kriterler “suç ve cezada kanunilik” ilkesi gereğince ilgili kanun metinlerinde açıkça belirtilmemektedir? Aslında tüm bu belirsizliğin bir sebebi de, daha önceki yazımızda[21] değindiğimiz gibi, 5607 sayılı Kanun 3/2 maddesinde yer alan “aldatıcı işlem ve davranış” tabirindeki belirsizliktir.
GÜMRÜK TARİFESİNİ BELİRLEMEK İDARENİN Mİ YOKSA YÜKÜMLÜNÜN MÜ SORUMLULUĞUNDADIR?
Tarife tespit görevi yükümlüye mi yoksa idareye mi ait olduğu konusunda Danıştay’ın bazı kararlarında gümrük tarife pozisyonunun belirlenmesinin yükümlüye değil de gümrük idaresine ait olması gerektiğinden bahsedilmiştir.
Örneğin, Danıştay 7. Dairesi, T. 27.10.2015 E.2012/2081 K.2015/5432 sayılı kararında“..4458 Sayılı Kanun’un 3. Vd. maddeleriyle de, gümrük mevzuatını uygulayarak gümrük işlemlerini yapma yetki ve görevi gümrük idarelerine verilmiştir. Dolayısıyla; Gümrük Tarife Cetvelini uygulama görevi gümrük mevzuatını uygulamakla görevli bu idarelere aittir. O halde, ithal edilen eşyaya uygulanacak gümrük tarifesinin ve vergi oranının da, her beyanname ile ilgili olarak, bu idarelerce belirlenmesi yasal zorunluluktur. Yasada, gümrük tarifesinin ve vergi oranının yükümlülerce beyanını gerekli ve zorunlu kılan bir düzenleme de mevcut değildir. Gümrük idaresine ve onun görevlilerine ait olan bu belirlemenin gümrük mükelleflerine yaptırılması olanaklı bulunmamaktadır…” [22] şeklinde hüküm vermiştir.
Yine başka bir kararda, Danıştay 7. Daire Başkanlığı (T. 15.10.2024, 2022/3774 E. , 2024/4182 K. Sayılı kararında )“…Dolayısıyla; Gümrük Tarife Cetvelini uygulama görevi, gümrük mevzuatını uygulamakla görevli bu idarelere aittir. O halde, ithal edilen eşyaya uygulanacak gümrük tarifesinin ve vergi oranının da, her beyanname ile ilgili olarak, bu İdarelerce belirlenmesi yasal zorunluluktur. Yasada, gümrük tarifesinin ve vergi oranının yükümlülerce beyanını gerekli ve zorunlu kılan bir düzenleme de mevcut değildir. Gümrük İdaresine ve onun görevlilerine ait olan bu belirlemenin gümrük mükelleflerine yaptırılması olanaklı bulunmamaktadır...” şeklinde hüküm vermiştir.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 58’inci maddesinde[23] eşyanın yükümlü/temsilcisi tarafından beyan edilmesi zorunluluğu ifade edilmektedir. Beyan etmek tabirinin eşyanın GTİP pozisyonunun da belirlenmesini de kapsadığını değerlendirmekteyiz. Bu sebeple Danıştay’ın yukarıdaki kararlarına iştirak etmiyoruz.
SONUÇ
Bu kapsamda, yükümlünün/temsilcinin kasıtlı olmadan, sübjektif, kesinlik içermeyen, değişik çıkarımlara müsait bir konu hakkında farklı yorum suretiyle gümrük idaresinin belirlediği başka bir pozisyondan eşyayı beyan etmesi karşısında idari veya adli yaptırıma tutulmasının hukuka uygun olmadığını değerlendirmekteyiz.
Yapılması gereken, yükümlünün vergiden ve diğer önlemlerden kaçınmak amacıyla kasten (bilerek ve isteyerek) değişik pozisyonda sınıflandırdığının her türlü şüpheden uzak bir biçimde ispatlanmasının ardından idari veya adli ceza yaptırımlarının uygulanmasıdır. Bunun için yükümlünün geçmiş gümrük işlemlerinde aykırı işlem yapılıp yapılmadığı, farklı ülkelerde yükümlünün beyan ettiği pozisyondan beyannamede bulunup bulunmadığı, yükümlü lehine bilirkişi/uzman raporunun bulunup bulunmadığı, sektördeki diğer firmaların hangi pozisyondan beyanda bulundukları gibi hususlar etraflıca değerlendirilerek karar verilmelidir[24]. Yükümlünün bilerek ve isteyerek veriden kaçınmak maksadıyla yanlış pozisyonda beyan ettiğinin anlaşılması halinde, adli süreç işletilmeli; farklı yorumlama sonucu hatalı bir pozisyonda beyan ettiğinin anlaşılması halinde ise GK 234/1-a’ da bahse konu vergi farkının %5’i aşıp aşmadığına bakılmaksızın GK 241’inci maddedeki basit usulsüzlük cezası uygulanmalıdır. Vergiden veya diğer önlemlerden kaçınma kastı olmadığı ve farklı yorumlama suretiyle hatalı GTİP’te beyan edildiğinin anlaşılması durumunda ise GK 234’deki vergi farklarının 3 katı kadar para cezası alınması hakkaniyete uygun olmayacaktır. Bu, yükümlüyü gümrük idaresinden değişik şekilde yorumladığı için cezalandırmak olacaktır ki bunun kabul edilmesi mümkün değildir. Eğer bu yönde bir kasıt varsa adli süreç işletilmelidir, çünkü 5326 sayılı Kabahatler Kanunu gereğince bir fiil hem kabahat hem de suç olarak tanımlanmış ise, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabilir. Aksi durumda, aldatma kastı yok ise GK 241 deki basit usulsüzlük cezası uygulanmalıdır. Aldatma kastının olmaması durumunda yükümlüyü vergi farkının 3 katı kadar para cezası gibi ağır bir yaptırımla karşı karşıya bırakmanın hakkaniyete ve vicdana sığmadığını değerlendirmekteyiz.
KAYNAKÇA
AKÇİN, Remzi; Tüm Yönleriyle Gümrük İşlemleri, Ünsped Gümrük Müşavirliği, Ankara, 2024
GÖK, Özgecan; Gümrük Vergisinden Kaynaklanan Uyuşmazlıklar, Yetkin Yayınları, Ankara, 2019
KILIÇ, Kaptan; Kaçakçılık Suçları ve Gümrük Kabahatleri, Seçkin Yayınları, Ankara, 2022
SELEN, Ufuk; Gümrük İşlemleri ve Vergilendirilmesi, Ekin Yayınları,2020
YÜCE, Mehmet-ÇELİKKAYA, Ali, Örnek Uygulamalarla Gümrük Uyuşmazlıkları ve Çözüm Yolları, Dora Yayınları, İstanbul,2016,
CİN, Mehmet Onursal; Kabahatler Hukukunda Başvuru Kanun Yolu, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4157069
EVİNTAN, Orhan; Tarifenin Yorumu ile İlgili Genel Kurallar Üzerine, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1019806
KAYA, Sezai; https://sezaikaya.com/post/hatali-gtip-beyani-aldatici-islem-midir/#:~:text=Hatal%C4%B1%20GT%C4%B0P%20beyan%C4%B1%20normal%20%C5%9Fartlarda,Kanunu'na%20g%C3%B6re%20su%C3%A7%20say%C4%B1lmaktad%C4%B1r
SEZEN; Mustafa; https://tarifemevzuati.com/gumruk-tarife-hatalarinin-yasal-ve-mali-riskleri/
TÖREMİŞ, Av. Arb. Sevgi, 16.06.2025 tarihli LinkedIn paylaşımı, https://www.linkedin.com/posts/sevgi-t%C3%B6remi%C5%9F-607325152_g%C3%BCmr%C3%BCk-m%C3%BC%C5%9Favi%CC%87rleri%CC%87-hakkinda-g%C3%BCmr%C3%BCk-m%C3%BC%C5%9Favirlerinin-activity-7329075340792827905-VPiH?utm_source=share&utm_medium=member_android&rcm=ACoAAFXLYPUBWpD-EoxUMfxny7udsoVK4kAWPkM
--------------
[1] Akçin, syf 65
[2] Akçin, syf 82
[3] Aktaran, Gök, syf 90
[4] Danıştay 7 nci daire T. 05.12.2005 E.2005/451 K.2005/3089; “…Teknik niteliği ve yapısı bilinen ya da bilirkişiye tespit ettirilen eşyanın hangi tarife ve istatistik pozisyonuna gireceğinin belirlenmesinin belirlenmesi ile ilgili sorun hukuksal olup, gümrük Giriş Tarife Cetveli İzahnamesindeki açıklamalar dikkate alınmak suretiyle çözümlenebilecek niteliktedir. Davada ortaya çıkan hukuksal sorunların, davaya bakan idari yargı yerince çözümlenmesi ise Yargılama Hukukunun temel kuralıdır. Bu bakımdan; tayin edilen bilirkişiden, yalnızca, teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren konularda bilgi ve açıklama istenilmesi; davadaki hukuksal sorunların çözümünün bilirkişinin vereceği teknik bilgi ve açıklamaların ışığında idari yargı yerince gerçekleştirilmesi, anılan müessesenin ve Yargılama Hukukunun yukarıda değinilen niteliği gereğidir…
…Sözü edilen şekilde karar verilmesi hakimlerin yargılama yetki ve görevinin bilirkişilere devri anlamına geldiğinden…. Aktaran, Kılıç, syf. 459-460.
Benzer şekilde; Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2016/10034 E. , 2020/5261 K T.25.12.2020; Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2019/3204 E. , 2020/5264 K.; Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2022/2103 E. , 2024/4694 K.
[5] Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2022/617 E., 2023/4038 K., T.24.10.2023 (Karşı Görüş) “..Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; cihazların kataloglarında akne, güneş lekeleri, kırışıklık açma ve varisli damarların daraltılması gibi uygulama alanlarının olduğu ancak uygulama başarılı sonuç alınamadığı için sadece epilasyon amacıyla kullanıldığına ilişkin yorum yapılmış olmakla birlikte, cihazın tedavi amaçlı kullanılıp kullanılmadığı veyahut 07 Haziran 2011 tarih ve 27957 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Tıbbi Cihaz Yönetmeliği'nde yer alan "tıbbi cihaz" tanımına girip girmediğinin gerekirse ilgili Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'na sorularak, biyomedikal mühendisi, dermatoloji uzmanı ve elektrik elektronik mühendisi tarafından hazırlanacak bir bilirkişi raporuyla yukarıda bahsedilen hususların açıklığa kavuşturulması suretiyle karar verilmesi gerekmekte olup…”
[6] Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2019/1732 E. , 2022/1011 K., T.12.05.2022 “..bu konuda uzman ve tarafsız olan üç kişiden oluşturulacak bilirkişi heyeti marifetiyle konunun incelenmesi sonucunda düzenlenen, dosyada mevcut bilirkişi raporunun veya ihtiyaç duyulması halinde ek rapor temin edilerek yapılan tespitlerin, tarife yorum kuralları kapsamında izahname ve açıklama notları çerçevesinde değerlendirilmesi suretiyle ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yukarıda yazılı gerekçeyle verilen kararda isabet görülmemiştir.”
[7] Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2016/5059 E., 2020/5263 K., T. 25.12.2020 “..ithal edilen ürün veya eşyaya ait katalog üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile eşyanın kullanım alanları ve çalışma prensiplerinin tespiti yaptırılarak, inceleme sonucunda düzenlenecek rapordaki tespitlerin tarife yorum kuralları kapsamında izahname ve açıklama notları çerçevesinde değerlendirilmesi suretiyle ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yukarıda yazılı gerekçeyle verilen kararda isabet görülmemiştir.”
[8] Evintan, syf 70-71
[9] 2. (a) Tarifenin belirli bir pozisyonunda herhangi bir eşyaya yapılan bir atıf, bu eşyanın imali bitirilmemiş veya aksamı tamamlanmamış olanlarını da kapsar. Şu kadar ki, bu gibi imali bitirilmemiş veya aksamı tamamlanmamış eşyanın gümrüğe sunulduğunda, imali bitirilmiş veya aksamı tamamlanmış eşyanın ayırt edici niteliğini içermesi gerekir. Böyle bir atıf, imali bitirilmiş veya aksamı tamamlanmış eşya ile, yukarıdaki hükme göre böyle sayılan eşyanın sökülerek veya monte edilmeden getirilmiş olanlarını da içine alır.
(b) Tarifenin belirli bir pozisyonunda herhangi bir maddeye yapılan atıf, bu maddenin karışımlarını, bileşimlerini ve diğer maddelerle birleştirilmiş veya karıştırılmış hallerini de içine alır. Aynı şekilde, belirli bir maddeden mamul bir eşyaya yapılan herhangi bir atıf, tamamen veya kısmen bu maddeden mamul eşyayı da içine alır. Birden fazla maddeden meydana gelen eşyanın tarifedeki yeri, aşağıda (3) numaralı kuralda belirtilen prensiplere göre saptanır.
[10] Evintan, syf 74
[11] Evintan, syf 74
[12] Evintan, syf 73
[13] Yüce, Çelikkaya, syf. 73
[14] Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2018/3896 E. 2022/298 K. T. 27.01.2022
[15] Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2022/130 E. , 2024/4150 K.
[16] Danıştay 7’nci Daire T. 09/12/2004 E.2003/2888 K.2004/3296“..İthale konu sodyum sülfatın Gümrük Giriş Tarife Cetvelinin hangi pozisyonunda sınıflandırılacağı konusunda, İzahnamede yer alan “yıkanma” ve “kristalizasyon hariç” ibarelerinin çelişkili olduğundan bahisle, Dünya Gümrük Örgütünden görüş istenildiği; ayrıca, söz konusu ürünün hangi istatistik pozisyonunda sınıflandırılması gerektiği hususunun, DGÖ Armonize Sistem Komitesince incelenmesi isteminde bulunulduğu anlaşılmış olduğundan; Mahkemece, anılan Komitece söz konusu istem hakkında karar verilip verilmediği hususu da araştırılarak; verilecek kararın uyuşmazlığın çözümü sırasında, değerlendirilmesi gerekmektedir…” Aktaran, Kılıç syf 460,
[17] Sezen; https://tarifemevzuati.com/gumruk-tarife-hatalarinin-yasal-ve-mali-riskleri/
[18] Av. Arb. Sevgi TÖREMİŞ tarafından 16.06.2025 tarihli LinkedIn paylaşımı, https://www.linkedin.com/posts/sevgi-t%C3%B6remi%C5%9F-607325152_g%C3%BCmr%C3%BCk-m%C3%BC%C5%9Favi%CC%87rleri%CC%87-hakkinda-g%C3%BCmr%C3%BCk-m%C3%BC%C5%9Favirlerinin-activity-7329075340792827905-VPiH?utm_source=share&utm_medium=member_android&rcm=ACoAAFXLYPUBWpD-EoxUMfxny7udsoVK4kAWPkM
[19] 7. Ceza Dairesi 2021/8142 E. , 2025/4963 K., T.08.04.2025; 7. Ceza Dairesi 2021/27789 E. , 2025/4965 K.; 7. Ceza Dairesi 2021/17018 E. , 2025/3547 K. T. 10.03.2025
[20] Cin, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4157069
[21] https://www.hukukihaber.net/kacakcilikla-mucadele-kanunundaki-belirsizlikler
[22] Selen, syf 272
[23] Eşyanın Bir Gümrük Rejimine Tabi Tutulması
Madde 58 – 1.Bir gümrük rejimine tabi tutulmak istenen eşya, bu rejime uygun şekilde yetkili gümrük idaresine beyan edilir.
[24] Benzer şekilde “.. Ancak günlük yaşantıda GTİP hatasının kasten yapılıp yapılmadığını ortaya koymak oldukça zor bir konudur. Bu yüzden eylem sahiplerinin geçmiş sicili, beyan sahibinin içinde bulunduğu sektör, evraklar ve eşya üzerinde oynama yapılıp yapılmadığı, kasıt unsuru ele alınırken değerlendirmeye alınmalı, beyan sahibinin idareyi kandırmaya çalışıp çalışmadığı net biçimde ortaya konulmalıdır.”
Sezai Kaya, https://sezaikaya.com/post/hatali-gtip-beyani-aldatici-islem-midir/#:~:text=Hatal%C4%B1%20GT%C4%B0P%20beyan%C4%B1%20normal%20%C5%9Fartlarda,Kanunu'na%20g%C3%B6re%20su%C3%A7%20say%C4%B1lmaktad%C4%B1r.