T.C.
Yargıtay
15. Hukuk Dairesi
2020/2726 E., 2020/3029 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi: Tüketici Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, davacının yüklenicinin temliki nedenine dayalı tapu iptali tescil, olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın usulden reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalılardan ... İnşaat ve Elektronik San. ve Tic. A.Ş. arasında 15 no.lu villanın satışı hususunda villa satış sözleşmesi yapıldığını, satış bedeli olan 200.000,00 TL'nin davalıya ödendiğini, 15.07.2005 tarihinde tamamlanıp teslimi gerekirken tamamlanmadığı ve inşaatın yarım bırakıldığını, davanın kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... Beldesi, ... köyü, ... ... mevkiinde 1. pafta ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşaa edilecek olan 15 nolu villaya ait arsa payının tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tescilini, tescilin mümkün olmaması durumunda, davacının ödediği 200.000,00 TL'nin ve sözleşmenin ifa edilmemesinden dolayı uğradığı zararın davalı yükleniciden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı arsa sahipleri davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca taraflara verilen süreye rağmen, gider avansı mahkeme veznesine yatırılmadığından, HMK'nın 115/2. maddesi gereği davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK'nın 120. maddesinde; davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığı'nca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. ”hükmü bulunmakta, aynı kanunun 324. maddesinde ise; Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır." hükmü bulunmaktadır.
03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde ise; “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade eder. Adli yardım talebiyle açılan dava ve işlerde adli yardım konusunda bir karar verilinceye kadar harç, gider ve delil avansı alınmaz. Kanunlardaki özel hükümler saklıdır. Gider avansının yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. Dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğundan reddedilir. Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır…” hükmü bulunmaktadır.
Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere; hâkim, gider avansı ile delil avansını ayırmalı ve buna göre değerlendirme yapmalıdır. Ancak HMK'nın 120. ve 324. maddeleri uygulamada sıklıkla karıştırılmaktadır. HMK'nın 120. maddesinde düzenlenen gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiş olduğundan bu hükme göre süresinde gider avansının yatırılmaması halinde davanın usulden reddi gerekir iken, 324. maddede düzenlenen delil avansının süresinde yatırılmaması halinde uygulanacak müeyyide bu delile dayanmaktan vazgeçme olarak uygulanmalıdır. Hukuk Genel Kurulu'nun 12.12.2012 tarih, 2012-9/1172 Esas, 2012/1172 Karar sayılı ilamı ve Dairemizin yerleşik içtihatları da bu yöndedir.
Somut olayda, mahkemece 27.12.2012 tarihli celsede “davacı vekiline eksik gider avanslarını yatırmak üzere HMK 115/2 gereği 2 haftalık süre tanınmasına karar verilmiş, 21.03.2013 tarihli bir sonraki celsede; davacı vekiline 27.12.2012 tarihli ara kararımızda eksik gider avansını yatırmak üzere 2 haftalık süre tanınmış olduğu ve davacı tarafından gider avansının yatırılmadığı, ara kararların yerine getirilmediği anlaşıldığından davanın HMK 115/2. maddesi gereği usulden reddine karar verilmiştir.
Dava açıldığı tarih itibariyle 6100 sayılı HMK yürürlüğe girmemiş olup, 1086 sayılı HUMK’nda hüküm bulunmadığından gider avansının dava açılırken yatırılması zorunlu ve dava şartı olmadığı gibi yatırılması gereken avansın ara karar kurulduğu 27.12.2012 tarihinde yürürlüğü girmiş olan 6100 sayılı HMK’nın 324. maddesinde ifade edilen delil avansı niteliğinde olduğu, onun içinde hangi delil için ne miktarda avans yatırılması ve avans yükümlüğünü yerine getirmezse sonuçlarının açıklanması gerekirken açıklanmadığı ve bu halde dahi delil avansı dava şartı olmayıp HMK 324/II. maddesine göre delil ikamesinden vazgeçmiş sayılması gerektiğinden, usulüne uygun delil avansı yatırılmak üzere sonuçları da açıklanarak davacıya süre verilip yatırılması halinde HMK 324. maddesi uyarınca yargılamayı devamla sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın açıldığı tarih gözden kaçırılarak yanlış değerlendirme ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harçlarının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.