T.C.
Yargıtay
7. Hukuk Dairesi
2022/6973 E., 2024/160 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2008/13 E., 2008/130 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, davalının, murisi ... 'den intikal eden dava konusu 67 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki tüm hak ve hissesini noterde düzenlenen 02.09.2002 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile ...'e satmayı vaad ettiğini, kendisinin de Tarsus 1. Noterliğinin 04.10.2007 tarih ve 6699 yevmiye No.lu satış vaadi devir temlik sözleşmesi ile satışı vaad edilen hisseyi Galip Şahin’den temlik aldığını belirterek, dava konusu taşınmazda davalıya düşecek hissenin kendi adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı 24.03.2008 tarihli celsedeki beyanında, kendi adına kayıtlı olan hissenin davacı adına devrini kabul ettiğini belirtmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kayıt sahibinin mirasçısı olduğu iddia edilen ...’den taşınmazı satış vaadi sözleşmesi ile alan ve bir süre sonra davacıya yine satış vaadi sözleşmesi ile satan üçüncü kişinin işleminin ifa olanağı bulunmadığı, satış silsilesi takip edildiğinde satış vaadine hak ve yetkisi olup olmadığı anlaşılamayan davalı ve davalıdan alarak davacıya satış vaadinde bulunan ... tarafından yapılan satış vaadi sözleşmelerinin geçerliliğinin de anlaşılamadığı, davanın yasal şartlarının oluşmadığı belirtilerek reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyizinde, mahkemece eksik araştırma ve inceleme yapıldığını, iştirak halinde mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürüldüğünü ve davalı payının intikalinin yapıldığını, mahkemenin sözleşmenin ifa edilemeceğine ilişkin gerekçesinin yerinde olmadığını, davalının kabul beyanı da bulunduğuna göre davanın kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
2. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK md.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez.
4721 sayılı Kanunun “Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi” başlıklı 644 üncü maddesinin ilk ve ikinci fıkralarında yer alan “Bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hakimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder. Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir” hükmü uyarınca elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi ya tüm mirasçıların katılacağı bir sözleşme ile tapu sicil müdürlüğü önünde veya bir mirasçının diğer mirasçılar aleyhine açacağı dava sonucu ve herhalde kanundaki şartların gerçekleşmesi halinde hâkim hükmü ile mümkündür.
Elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülmediği sürece paydaşlardan bir veya birkaçının yaptığı satış vaadi sözleşmesinin bu aşamada ifa olanağı yoktur. Bu kapsamda mirasçı olmayan davacının bu dönüştürmeyi talep etme hakkı da yoktur.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davanın açıldığı tarihte taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu edilen pay tapuda elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı olduğundan sözleşmenin ifa olanağı yok ise de, taşınmazın tapu kaydının UYAP sisteminden yapılan incelemesinde, paylı mülkiyete dönüştüğü anlaşılmaktadır. Hüküm henüz kesinleşmeden sözleşmenin ifa olanağı doğduğundan, mahkemece taşınmazın güncel tapu kayıtları getirtilerek taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil talebi hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
15.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
---
T.C.
Yargıtay
7. Hukuk Dairesi
2021/639 E. , 2021/2981 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11/02/2015 gününde verilen dilekçe ile elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların ortak murisi Ali Buluş adına kayıtlı 30 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak müvekkili ile davalılardan ..., ... ve ... arasında satış vaadi sözleşmeleri düzenlendiğini, ancak sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmemeleri nedeniyle davalılar aleyhine Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/35 Esas sayılı dosyasıyla tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, taşınmazın halen muris adına kayıtlı olup elbirliği mülkiyetine tabi olması sebebiyle mahkemece iş bu davayı açmak üzere taraflarına yetki ve süre verildiğini belirterek, dava konusu taşınmazdaki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilerek miras payları oranında davalılar adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davacının açtığı tapu iptal tescil davasına karşılık satış vaadi sözleşmesinin iptali istemiyle dava açtıklarını, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti için anılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ..., ..., ... ve ..., davaya bir diyeceklerinin olmadığını, dava konusu taşınmazdaki miras paylarının adlarına tescilini istediklerini bildirmiş; diğer davalılar ise davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazdaki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesine ve taşınmazın tamamı 20 pay kabul edilmek suretiyle miras payları oranında davalılar adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davaları, elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip, ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davaları, mirasçılar tarafından açılabilir. Mirasçılar dışında alacaklılar da İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca icra hakiminden “yetki belgesi” almak kaydıyla bu davayı açabilirler.
Miras payını veya kişisel hakkı, Türk Borçlar Kanununun 183. ila 204. maddeleri gereğince temlik alan kişiler, tapu iptali ve tescil davası sırasında verilen yetki belgesine dayanarak, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesini isteyemez.
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri de geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan bir sözleşme türüdür.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; satış vaadi alacaklısı olan davacının, satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açtığı tapu iptali ve tescil davasında verilen yetkiye dayanarak, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesini talep etme hakkı bulunmamaktadır.
O halde mahkemece, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 11.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
---
T.C.
Yargıtay
14. Hukuk Dairesi
2018/2772 E. , 2021/4361 K.
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 30/09/2011 ve 15/02/2012 günlerinde verilen dilekçeler ile elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/05/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi istemine ilişkindir.
Davacı, tarafların iştirak halinde malik olduğu 10 adet taşınmaz üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesini talep etmiş; birleştirilen davada ise tapu kayıt malikleri Ahmet Tektaş ile Şerif Ördek'in ölü olduklarının anlaşılması üzerine temin edilen mirasçılık belgeleri uyarınca mirasçılarına husumet yönelterek aynı taleplerde bulunmuştur.
Asıl davada davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ...,.., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..., davayı kabul ettiklerini bildirmiş; diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Birleştirilen davada davalı ... vekili ile davalı ..., davayı kabul ettiklerini bildirmiş; diğer davalılardan ... ve ... (... oğlu) dışındakiler duruşmaya katılmalarına rağmen mahkemece, davaya karşı beyanları alınmamıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlarda taraflar arasındaki elbirliği mülkiyetinin 23.05.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde paylı mülkiyete çevrilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davaları, elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
TMK’nın 644. maddesi gereğince bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hakimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder.
Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir.
Mirasçılara gönderilecek davetiyede "belirlenen süre içinde elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya paylaşma davası açılmadığı takdirde istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verileceğinin" bildirilmesi zorunludur.
Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davalarını mirasçılar açabilir. Mirasçılar dışında alacaklılar da İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca icra hakiminden “yetki belgesi” almak kaydıyla bu davayı açabilirler.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; dosya içerisinde mevcut tapu kayıtlarının incelenmesinde, dava konusu her 10 adet taşınmazda da "..." isminde bir paydaşın bulunduğu, ancak anılan kayıt malikinin davada taraf olarak yer almadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, davada taraf olarak yer almayan kayıt maliki...'nin; ölü olması halinde temin edilecek mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılımı sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre de, birleştirilen davada davalılar ..., ... ve ...'ın karar başlığında davalı olarak gösterilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,
28.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
---
T.C.
Yargıtay
14. Hukuk Dairesi
2018/4363 E. , 2021/3137 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04/04/2014 gününde verilen dilekçe ile elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın HMK'nın 114/1-b delaletiyle 115/2. maddesi gereğince hukuki yarar yokluğundan usulden reddine dair verilen 16/10/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen ek 3. madde gereğince elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürme yetkisinin tapu sicil müdürlüklerine ait olduğu, talebin reddi halinde mahkemeye başvurulabileceği, hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen ek 3. madde ile "bir mirasçının, miras ortaklığından doğan elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde tapu sicil müdürünün, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet edeceği, elbirliği mülkiyetinin devamına yönelik bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan herhangi biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu taşınmaz mal üzerindeki elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülerek, hissedarlık esaslarına göre mirasçılar adına tapu kütüğüne tescil edileceği" şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir.
Türk Medeni Kanunu'nun 644. maddesi gereğince; bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hakimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder.
Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir.
Mirasçılara gönderilecek davetiyede "belirlenen süre içinde elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya paylaşma davası açılmadığı takdirde istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verileceğinin" bildirilmesi zorunludur.
Bu tür davalarda mirasçılık belgesine atıf yapılmakla yetinilmemeli; hüküm sonucunda infazda tereddüte neden olunmayacak şekilde elbirliği halindeki mülkiyetin veya payın mirasçılık belgesindeki paylar oranında paylı mülkiyete çevrilmesine karar verilmelidir.
Mahkemece, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen ek 3. madde ile elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi konusunda tapu sicil müdürlüğünün görevlendirildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; bu hüküm 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 644. maddesini yürürlükten kaldırmamıştır. Anılan madde ile, "bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hakimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder. Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir" hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla, davacının dava konusu edilen taşınmazın elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesini dava yoluyla talep etmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle mahkemece, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre; davalılardan ...'a TMK'nın 644. maddesinde öngörülen şerhi içeren davetiye tebliğ edilmediği, davalılardan ... ve ...'a ise ilk seferde doğrudan adres kayıt sistemindeki adreslerine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildikleri ve usulüne uygun olmadıkları, anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanununda 6099 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler de nazara alınarak Türk Medeni Kanunu'nun 644. maddesi gereğince ihtaratlı dava dilekçesi adı geçen davalılara tebliğ edildikten sonra, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi de doğru olmamıştır.
Hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 28.04.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
---
T.C.
Yargıtay
7. Hukuk Dairesi
2023/482 E., 2023/2805 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçesinde özetle; muris .....'tan miras yoluyla intikal eden 1486 ada, 42 parsel sayılı ve iki dükkanı olan kargir ev nitelikli taşınmazın mirasçılar arasında elbirliği mülkiyeti halinde bulunduğunu, bu taşınmazın İstanbul Anadolu 21. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1990/817 sayılı tereke dosyasında TMK 640-maddesi gereğince atanan temsilci Av. ..... tarafından idare edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmaz üzerindeki el birliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazla ilgili İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/492 Esas sayılı dosyasıyla ortaklığın satış suretiyle giderilmesi davası açıldığını beyanla davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.04.2016 tarihli ve 2015/1216 Esas, 2016/317 Karar sayılı kararıyla; aynı konuda mükerrer dava açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 05.04.2016 tarihli ve 2015/1216 Esas, 2016/317 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 07.09.2020 tarih ve 2020/1326 Esas, 2020/4586 Karar sayılı ilamında; "davacılar vekili dava konusu 1486 ada 42 parsel sayılı taşınmazda taraflar arasında bulunan elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesini talep etmiştir. Dava konusu taşınmazla ilgili İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/492 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi istemli davada cins tashihinin yaptırılması ve elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi için davacılara yetki verildiği görülmüştür. Davacılar, 26.02.2015 tarihinde İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/190 Esas sayılı dosyası ile dava konusu taşınmazda elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesini talep etmesi üzerine mahkemece iş bölümü sebebiyle ahkamı şahsiye davalarına bakmakla görevli sulh hukuk mahkemesine tevzi edilmek üzere tevzi bürosuna gönderildiği, sonrasında İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/278 Esas sayılı dosyasında 2015/435 Karar sayılı 14.04.2015 tarihli kararında görevsizlik kararı verildiği, taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacılar vekili tarafından elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi istemiyle açılan davada verilen kararın gerekçesinde mahkemece daha önce karar verildiği söylenen aynı mahkemenin 2015/278 Esas sayılı dosyasında görevsizlik sebebine dayalı gönderme kararı bulunduğu ve bu karar üzerine başkaca mahkeme tarafından elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesine karar verilmemiş olduğu anlaşıldığından, mahkemece talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; "İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/492 Esas sayılı dosyası ile mevcut dosyadaki' davaya konu taşınmazın aynı taşınmazlar olduğu; mevcut davanın, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi istemine ilişkin olduğu ancak aynı taşınmazın ortaklığın giderilmesi talebi ile İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/492 Esas sayılı dosyasına konu yapıldığı, TMK'nun 644/2. maddesi uyarınca ortaklığın giderilmesi davası açılan hallerde elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesinin mümkün olmadığı, somut olayda aynı taşınmaza yönelik derdest Ortaklığın Giderilmesi davası bulunması ve TMK'nun 644/2. maddesi uyarınca ortaklığın giderilmesi davası açılan hallerde Elbirliği Mülkiyetinin Paylı Mülkiyete Dönüştürülmesinin mümkün olmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde; İstanbul 9. Sulh Hukuk mahkemesi dosyasının temyiz aşamasında olduğunu ve hisse oranlarının o dosya ile tespit edileceğini ileri sürmüştür.
2. ... mirasçıları ... ve ...; kararın gerekçesiz olarak reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, cins tashihi yapılması için elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 644. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
---
T.C.
Yargıtay
7. Hukuk Dairesi
2024/569 E. , 2024/1723 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/672 E., 2023/1459 K.
KARAR : Davanın onanan kısmı ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, bozulan kısım ile ilgili davanın reddine
Taraflar arasında elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın onanan kısmı ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, bozulan kısım ile ilgili davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, tarafların miras bırakanı ...’in vefat ettiğini, dava konusu 30792 ada 8 parsel sayılı taşınmazda 3 katlı bina, 10446 ada 14 parsel sayılı taşınmazda 5 katlı bina, 754 (yeni 2887 ada 4) parsel sayılı taşınmazda yer alan motel ile bankada mevduat hesabında bulan paranın ve 35 AP 9805 plaka sayılı aracın taraflarca paylaşılamadığını belirterek, miras bırakandan intikal eden terekeye dahil tüm menkul ve gayrimenkul mallar ile bu malların gelirlerinden doğan hak ve alacak üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılardan ..., davanın İzmir Mahkemelerinde açılması gerektiğini, Karabağlar ilçesinde bulunan 8 ve 14 parsel sayılı taşınmazlar ile Menderes ilçesinde bulunan 754 parsel sayılı taşınmazlara yönelik kesin yetki sebebiyle ret kararı verilmesi gerektiğini, motelin davalılardan ... ve ...’in yurtdışında çalıştıkları gelirleriyle yapıldığını, bu nedenle davacının miras hakkının olamayacağını, yine aracın da bedelinin adı geçen davalıların tarafından karşılandığını, davacının yine hak sahibi olamayacağını, davacı aynı zamanda bu araca ilişkin olarak Karşıyaka 3. Sulh Hukuk Mahkemesinde 2015/1356 Esas sayılı dava dosyasıyla ortaklığın giderilmesi davası açtığını şuan davanın derdest olduğunu, ayrıca Karşıyaka 3. Sulh Hukuk Mahkemesinde 2015/1322 Esas sayılı vasiyetnamenin açılması talepli dava ile aynı yer 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde tereke temsilcisi atanması talepli 2015/1349 Esas sayılı davalarının da açılmış olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
2. Davalılardan ... ve ... ortak vekili ise İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2016/121 Esas sayılı dava dosyası ile 14 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak, Menderes 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/98 Esas sayılı dosyasında ise 4 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak inanç anlaşmasına dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığı ve Menderes Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/942 Esas sayılı dava dosyası ile de 4 parsel sayılı taşınmaza yönelik ortaklığın giderilmesi davalarının açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.11.2021 tarihli ve 2020/1580 Esas, 2021/1439 Karar davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 15.11.2021 tarihli ve 2020/1580 Esas, 2021/1439 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalılar ..., ... vekili ile davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 14.11.2022 tarih ve2022/6459 Esas, 2022/6858 Karar sayılı ilamında;
1. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre; dava konusu İş Bankası Karabağlar Şubesinde miras bırakan adına kayıtlı bulunan, TR... İBAN numaralı mevduat hesabındaki para, Vakıfbank Karşıyaka Şubesinde miras bırakan adına kayıtlı bulunan TR ... İBAN numaralı vadeli hesap, Vakıfbank Karşıyaka şubesinde miras bırakan adına kayıtlı bulunan TR ... İBAN numaralı vadeli hesap, miras bırakan adına kayıtlı, İzmir ili, Karabağlar ilçesi, ... Mahallesi, 10446 ada 14 parsel sayılı bodrum ve zemin kat dahil 5 katlı iş yeri niteliğindeki taşınmaz yönünden verilen mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu menkul ve gayrimenkul mallar yönünden hükmün onanmasına,
2. Dava konusu 30792 ada 8 parsel sayılı taşınmaz hakkında İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/941 Esas, 2019/712 Karar sayılı davasında yapılan yargılama sonunda 30792 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiği, hükmün 08.12.2020 tarihinde kesinleştiği; İzmir ili, Menderes ilçesi, Gümüldür Köyü, 754 (2887 ada 4) parsel sayılı motel işletmesi olarak kullanılan ve birden fazla bağımsız bölümden oluşan taşınmazlar hakkında Menderes 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/942 Esas sayısı ile açılan ortaklığın giderilmesi davasının halen derdest olduğu; ... plakalı araç yönünden açılan Karşıyaka 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1356 Esas, 2016/1046 Karar sayılı davasında yapılan yargılama sonunda menkul mal üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiği, hükmün 21.11.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece terekeye ait bu mallar hakkında elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın onanan kısım ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, bozulan kısım ile ilgili olarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili hükmü yargılama giderleri ve vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirterek temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 644 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Onama harcı davacıdan peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
---
T.C.
Yargıtay
7. Hukuk Dairesi
2022/4859 E. , 2022/5880 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.02.2015 gününde verilen dilekçe ile elbirliği mülkiyetin paylı mülkiyete çevrilmesi talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18.11.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava konusu 181 parsel sayılı taşınmazın ½ hissesindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesini talep etmişlerdir.
Davalı ..., davanın reddini savunmuş; davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... davayı kabul etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı ...’ın temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 26.02.2019 tarihli, 2016/1781 Esas, 2019/1698 Karar sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili 06.10.2020 tarihli dilekçesiyle imar uygulaması sonucu dava konusu 181 parsel sayılı taşınmazın 164 ada 2 ve 15 parsel, 134 ada 6 parsel sayılı taşınmazlara dönüştüğünü, 134 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden davaya devam etmediklerini diğer parseller yönünden davaya devam ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda 164 ada 2 ve 15 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, 134 ada 6 parsel sayılı taşınmaz hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
TMK’nın 644. maddesi gereğince bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hakimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder.
Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir.
Mirasçılara gönderilecek davetiyede "belirlenen süre içinde elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya paylaşma davası açılmadığı takdirde istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verileceğinin" bildirilmesi zorunludur.
Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davalarını mirasçılar açabilir. Mirasçılar dışında alacaklılar da İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca icra hakiminden "yetki belgesi" almak kaydıyla bu davayı açabilirler.
Miras payını veya kişisel ... Borçlar Kanununun 162. ila 181. (TBK’nın 183. ila 204.) maddeleri gereğince temlik alan kişiler tapu iptali ve tescil davası sırasında verilen yetki belgesine dayanarak elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesini isteyemez.
Bu tür davalarda mirasçılık belgesine atıf yapılmakla yetinilmemeli; hüküm sonucunda infazda tereddüte neden olunmayacak şekilde elbirliği halindeki mülkiyetin veya payın mirasçılık belgesindeki paylar oranında paylı mülkiyete çevrilmesine karar verilmelidir.
Somut olayda elbirliği mülkiyetine konu olan dava konusu taşınmazların tüm tedavüllü tapu kayıtları dosya içerisinde olmadığından dava şartlarının oluşup oluşmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tarafların hisselerinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı denetlenememektedir. Ayrıca dava konusu 134 ada 6 parsel, 164 ada 2 ve 15 parsel sayılı taşınmazların oluşmasına sebep olan imar uygulaması 10.01.2022 tarihinde iptal edilmiştir.
O halde, dava konusu 181 parsel sayılı taşınmazın tüm tedavülleriyle birlikte en güncel tapu kaydının ilgili tapu müdürlüğünden getirtilmeli, konusunda uzman bilirkişiden elbirliğine konu olan pay ve mirasçılara dağıtılacak paylar konusunda tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Belirtilen hususlar üzerinde durulmadan karar verilmesi doğru görülmediğinden, hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
---
T.C.
Yargıtay
3. Hukuk Dairesi
2021/5520 E., 2021/8706 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... ile davalılar ... vd. aralarındaki vasiyetnamenin tenfizi davasına dair Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 06/11/2013 tarihli ve 2012/529 E. 2013/434 K. sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 03/03/2021 tarihli ve 2021/523 E. 2021/2265 K. sayılı ilama karşı, davalılardan ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; mirasbırakan Mahmut Sarı’nın, Arguvan Noterliği tarafından düzenlenen 25/01/2006 tarihli ve 33 numaralı vasiyetnamesi ile Arguvan İlçesi Tepebağ Mahallesi Kayabaşı Mevkiindeki 395 m² evi kendisine bıraktığını ileri sürerek; mirasbırakanın taşınmazdaki hissesinin tapuda adına tescil edilmesini talep etmiştir.
Davalı ... (Sarı); sıfat yokluğu ve dava konusu taşınmaza ilişkin bahsi geçen iddialara konu edilen hususların değerlendirilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece; davaya konu edilen Malatya İli Arguvan İlçesi Tepebağ Mahallesi Kayabaşı mevkii 240 ada 8 parsel sayılı taşınmazda Abdullah oğlu Mahmut Sarı'nın hissesinin iptali ile davacı adına tapuya tesciline dair verilen karar; davalılardan ...'ın temyizi üzerine, Dairece verilen 03/03/2021 tarihli ve 2021/523 E. 2021/2265 K. sayılı kararla onanmış; onama kararına karşı, davalı ... karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında benimsenen mahkeme kararındaki gerekçelere göre, davalının HUMK'nın 440 ıncı maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymayan sair karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
2-HMK'nın 297 nci maddesinin ikinci fıkrasında; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmü yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Kanun maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; mirasbırakanın, vasiyete konu ettiği, taşınmazda dava dışı ortaklarla birlikte elbirliği halinde malik olduğu anlaşılmaktadır. Elbirliği mülkiyeti, paylı mülkiyete dönüştürülmeden verilecek kararın infazı mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; davacıya, mirasbırakanın hissesi yönünden elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi için dava açmak üzere süre verilmesi ve bekletici sorun yapılması gerekirken, eksik inceleme ile infazda tereddüt yaratacak şekilde tescil kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Ne var ki, mahkeme kararının yukarıda belirtilen nedenle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından, davalının bu yöne ilişen karar düzeltme isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair karar düzeltme isteğinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairece verilen 03/03/2021 tarihli ve 2021/523 E. 2021/2265 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 21/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
---
T.C.
Yargıtay
3. Hukuk Dairesi
2015/1587 E. , 2015/20903 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2014
NUMARASI : 2013/104-2014/391
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müteveffa R... S...'in 22/07/1998 tarihli el yazısı vasiyetname ile üzerine kayıtlı tüm menkul ve gayrimenkulleri Darülaceze Müessese Müdürlüğüne vasiyet ettiğini, murise ait İstanbul Bağlarbaşı Mahallesi Bağlarbaşı Mevkii 9.... parselde kayıtlı 2../2... arsa paylı zemin 1 nolu dükkanın 1/4 hissesi bulunduğunu, vasiyetçi R... S...'e ait vasiyetin Kartal 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1269 Esas, 2011/1507 Karar sayılı ilamı ile açılıp okunduğunu ve kesinleştiğini, İstanbul 5.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/401 Esas ve 2009/1435 Karar sayılı veraset ilamı gereğince R.... S....'in tek mirasçısının Hazine olduğunu ileri sürerek Recep Sönmez'e ait vasiyetnamenin tenfizine, vasiyet konusu gayrimenkulün davacı kurum adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, Davanın kabulü ile,dava konusu İstanbul İli Maltepe İlçesi Bağlarbaşı Mahallesi 30/1 pafta 269 ada 945 parsel sayılı 469,00 m² alanlı arsa üzerinde bulunan, 24/240 arsa paylı 1 nolu dükkan'ın 1/2 payının, 24/240 arsa paylı 2 nolu dükkan'ın 1/2 payının, 36/240 arsa paylı 7 nolu dairenin 1/2 payının, 36/240 arsa paylı 8 nolu dairenin 1/2 payının tapusunun iptali ile, davacı kurum adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davaları, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında açıklandığı gibi, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılıp okunan vasiyetnamenin TMK.nun 595 vd. (MK.nun 535. vd.) maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği (istenmiş ise reddedildiği) bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti içindir.
Diğer bir anlatımla, vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tespitinden ibarettir. Bu tespit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz.
Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kişi, TMK.nun 600.maddesi gereğince, vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini isteyebilir.
TMK.nun 514.(MK.nun 461.) maddesine göre, mirasbırakan tasarruf özgürlüğü sınırları içinde malvarlığının tamamında veya bir kısmında vasiyetname ile tasarrufta bulunabilir.
Vasiyet genellikle ivasız bir tasarruftur. Vasiyet alacaklısı, miras bırakanın külli halefi olmayıp, cüz'i halefi olduğu için vasiyet olunan mal üzerinde doğrudan hak kazanması mümkün değildir. Vasiyet alacaklısının alacak hakkının hukuki sebebi olan vasiyet her ne kadar mirasbırakanın sağlığında yapılıyorsa da, bu bir ölüme bağlı tasarruf olduğundan, vasiyet alacağı ancak mirasbırakanın ölümü ile doğar. Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak bu malın vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır.
Vasiyetnamenin tenfizi davasında davanın kabulüne karar verilebilmesi için vasiyetname konusunun terekeye dahil olduğunun belirlenmesi gerekir ve dava sonucunda verilecek hüküm infazda karışıklık yaratmayacak açıklıkta olmalıdır. Elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülmeden verilecek tenfiz kararının infazı mümkün bulunmamaktadır. Bu halde, davacıya elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürmesi için yetki ve süre verilmeli ve oluşacak sonuç dairesinde karar verilmelidir.
Somut olayda, mahkemece davacı adına tapuya tesciline karar verilen taşınmazların tapu kayıtları incelendiğinde, 28.08.1996 tarih 3512 sayılı işlem ile 1/2 payın verasette iştirak olarak muris Recep Sönmez'in de dahil olduğu mirasçılar adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
Buna göre, vasiyetnameye konu taşınmazlarda muris R... (vasiyetçi) elbirliği mülkiyeti ile malik olup; elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülmeden verilecek kararın infazı da mümkün bulunmamaktadır.
Davacıların yapması gereken Verasette iştirak olarak tapuda kayıtlı olan davaya konu tüm taşınmazların öncelikle, muris Recep hisesi yönünden elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesini sağlamak, ondan sonra da vasiyetname gereğince kendi adlarına tescilini talep etmektir.
Öyle ise, mahkemece; vasiyetnameye konu taşınmazların Verasette iştirak halinde olan tapu kayıtlarının, muris Recep 'ın hisesi yönünden elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi için dava açmak üzere davacılara süre verilmesi ve açılacak davanın sonucunun beklenip, bundan sonra uyuşmazlığın esası hakkında varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken; verasette iştirak halinde olan 1/2 payın tamamının murise ait olmadığı halde eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.