"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2023/10703
Karar No : 2025/1284
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 06/02/2014 tarih ve 28905 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, ... sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile uygulama alanı ilan edilen Bitlis ili Tatvan ilçesi, ... Mahallesinde Van Edremit ve Merkez (otoyol) Arazi Toplulaştırma ve Tarla İçi Geliştirme Hizmetleri Projesi kapsamında yapılan toplulaştırma işleminin ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; dava dosyası içerisinde bulunan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde; uyuşmazlığa konu toplulaştırma projesi sonucunda, davacıya verilen taşınmaz ile önceki taşınmazı karşılaştırıldığında; davacının yeni taşınmazının nitelikleri yönünden konum, verimlilik ve m2 birim değerleri esaslarına göre hak kaybına uğramadığı, katılım ortaklık payının da yasanın öngördüğü orandan az olduğu dikkate alındığında dava konusu toplulaştırma işleminde davacının parsellerinin toplulaştırılması yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; aynı konuya ilişkin olarak dava konusu edilen ve istinaf aşamasında bulunan Dairelerinin E:... sayılı dosyasında davalı idareye yapılan ara karar ile; başka hususlar yanında, "Arazi toplulaştırması işlemi kapsamında toplulaştırmaya dahil olan taşınmazlardan yapılan kesintilerin çevre yoluna ayrılıp ayrılmadığı" sorulduğu, idare tarafından verilen cevapta; "Dalda köyünde yapılan toplulaştırma çalışmalarında çevre yoluna vatandaş mülkiyetindeki parsellerin taşınmadığı, ilgili Yönetmelikte davaya konu proje kapsamında ortak tesislere katılım payının yol, kanal ve tahliye gibi proje gereği için ihtiyaç duyulan yerler için kullanılacağı belirtildiğinden, tarla içi yollar için DOP kesintisi uygulandığı, otoyol için Maliye Hazinesine ait taşınmazların kullanıldığı" bilgilerine yer verildiğinin görüldüğü, bu durumda her ne kadar davalı idarenin davaya konu toplulaştırma işlemini Karayolları Genel Müdürlüğü ile toplulaştırma yapılan güzergahta yapılacak otoyol projesinine ilişkin protokolün imzalanması sonrasında yaptığı ve davacı tarafından dava dilekçesinde ve istinaf başvurusunda bu hususun toplulaştırma amacına aykırı olduğunun dile getirildiği görülmekte ise de; davalı idare tarafından yapılan toplulaştırma işlemi ile uyuşmazlığa konu uygulama alanı olarak belirlenen davaya konu tarım arazilerinin otoyol projesi nedeniyle parçalanması ve kullanılamaz hale gelmesinin önlendiği, otoyol alanında kalan arazilerin karşılığında çiftçiye arazi verilmesi suretiyle, çiftçinin tarımsal faaliyetine devam etmesi, toprağın verimli şekilde işletilmesi ve işletilmesinin korunmasının sağlandığı, bu nedenle de Anayasaya ve anılan Kanun'un 1. maddesinin (a) ve (e) bendinde öngörülen amaçlara ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin Kanuna dayalı olarak, meşru ve kamu yararı amacıyla yapıldığı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde bu yönüyle de hukuka aykırılık görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun gerekçe eklenmek suretiyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Uzun yıllar önce dikmiş olduğu meyve ağaçları ile 1 katlı yapılı evinin tapu dışında bırakıldığı, sabit tesislerin korunması gerektiği, bilirkişi raporunda bu konuya hiç değinilmediği, arazinin şekli önceden dikdörtgen iken, şimdiki halinin üçgen olduğu, tek parça ve düzgün şekilli olan arazisinin iki ayrı tapuya bölündüğü, yapılan toplulaştırma işleminin Tatvan Çevre Yoluna güzergah açmak amacıyla mevzuata aykırı olarak yapıldığı, yapılan işlemler neticesinde araziler yer değiştirildiğinden arazilerin satılamadığı ve ekip biçilemediği belirtilerek, gerekçe olarak yetersiz olan kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu'nun, işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, sulama alanları ile Bakanlar Kurulunca gerekli görülen alanlarda; toprağın verimli şekilde işletilmesini, işletilmesinin korunmasını, birim alandan azami ekonomik verimin alınmasını, tarım üretiminin sürekli olarak artırılmasını, değerlendirilmesini ve buralarda istihdam imkanlarının artırılmasını, ekonomik üretime imkan vermeyecek şekilde parçalanan tarım topraklarının gerektiğinde ve imkanlar ölçüsünde genişletilmesi suretiyle de toplulaştırılmasını, tarım arazisinin ailenin geçimini sağlamaya ve aile iş gücünü değerlendirmeye yeterli olmayacak derecede parçalanmasının ve küçülmesinin önlenmesini ... sağlamak olduğu hüküm altına alınmıştır.
Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin, işlem tarihinde yürürlükte olan "Toplulaştırma" başlıklı 20. maddesinde, toplulaştırmanın, uygulama alanında ekonomik üretime imkan vermeyecek şekilde parçalı ve hisseli arazinin birleştirilmesi ve bu amaçla kamulaştırma, az topraklı veya topraksız çiftçinin topraklandırılması, sahibine bırakılacak arazinin belirlenmesi, köy gelişme ve yeni köy yerleşme alanlarına yer ayrılması gibi arazi düzenlemesine dair diğer hususları kapsayacağı; "Talimat Hazırlanması" başlıklı 71. maddesinde, Genel Müdürlüğün bu Yönetmeliğin uygulamasını sağlamak, kolaylaştırmak, tamamlamak ya da açıklamak maksadıyla talimat çıkarmaya yetkili olduğu düzenlenmiştir.
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından Haziran 2010'da çıkarılan "Arazi Toplulaştırması Teknik Talimatı"nın 3. maddesinde, "sabit tesis", ev, ahır, samanlık, ağıl, ambar, kuyu vb. yapılarla bağ, bahçe ve ağaçlık arazi olarak tanımlanmış, "Yeni Parsel Planlarının Hazırlanması" başlıklı 19. maddesinde yer alan "Yeni Parselasyon Planlamasında Dikkat Edilecek Hususlar" başlıklı bölümde, maliklere mümkün olduğu ölçüde eski arazisine eşdeğer ve tek parselde arazi verilmeye çalışılması, maliklerin istekleri dikkate alınarak arazisinin yoğun olduğu bölgede veya en büyük parselinin etrafında toplanarak arazi verilmeye çalışılması, umumi yola (asfalt, şose) bitişik olan parsellerin yine imkanlar ölçüsünde aynı yerde verilmesi, toplulaştırma alanındaki işletme yapı ve tesisleri ile bağ, bahçe vb. sabit tesislerin imkan ölçüsünde maliklerine verilmesi, birden fazla sabit tesisi bulunan maliklerin bu arazi parçalarından mümkün olduğu kadar birinin etrafında tercih vermek zorunda olması, her parselin yol ve sudan faydalanacak şekilde planlanması, küçük işletmelere ait parsellerin, yol ve sudan faydalanabilmesi için, gerektiğinde hisselendirilmesi, parsel şeklinin zorunlu durumlar dışında dikdörtgen olmasına ve en/boy oranının 1/3 - 1/7 arasında bulunmasına dikkat edilmesi, toplulaştırma yapılan köyler arasında sınır düzeltmesinin 3083 sayılı Kanunun 14. maddesine göre ve değer eşitliği sağlanarak yapılması, değişiklik yapıldığında köy sınırlarının yol, kanal gibi sabit sınırlara dayandırılmasına çalışılması, ancak zorunlu hallerde parsel sınırının köy sınırı olarak değerlendirilmesi, işletmeyi oluşturan maliklere ait arazinin bir arada değerlendirilebilmesi, maliklerin istekleri halinde tek parselde payları oranında adlarına hisseli olarak tescil edilmesi, parsel yerleştirilmesinde hısım ve hasım ilişkilerine dikkat edilmesi, arazi maliklerinden birden fazla ve komşu köylerde arazisi bulunanların arazilerinin ikamet ettikleri köyün sınırına yakın olacak şekilde planlanmaya çalışılması, blokların düzgün şekilli olmayan kısımlarına büyük parsellerin yerleştirilmeye çalışılması, düşük dereceli arazinin mümkün olduğu ölçüde eski sahiplerine bırakılması veya kendi aralarında toplulaştırılması, verasete iştiraklerden aynı maliklere ait olan arazinin bir işletme olarak değerlendirilmesi, davalı arazinin her birinin ayrı bir işletme olarak değerlendirilmesi, hisse uyuşmazlıkları giderilemeyen parsellerin her birinin ayrı bir işletme olarak değerlendirilerek eski maliklerine aynı hisselerle tescil ettirilmesi, bu araziden malik ve hisse oranları aynı olanların bir arada toplulaştırılabilmesi, Talimatın 9. maddesi kapsamında yer alan tesislerin bulunduğu parsellerin, planlamada öncelikle bulunduğu yerde bırakılmaya çalışılması hususlarına dikkat edilmesi gerektiği kurallarına yer verilmiştir.
Arazi Toplulaştırması ve Tarla İçi Geliştirme Hizmetleri Uygulama Yönetmeliği'nin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinde, "sabit tesis", ev, ahır, samanlık, ambar, kuyu gibi yapılar ile dikili ve kapama meyve bahçesi niteliğindeki tarım arazileri olarak tanımlanmış, "Parsellerin Yeniden Düzenlenmesi" başlıklı 16. Maddesinde ise; sabit tesisler ile çevre ve doğaya görünüm güzelliği veren arazi, yapı ve tesislerin mümkün olduğunca eski maliklerine verilecek şekilde parselasyon planlaması yapılacağı, ancak mal sahibinin birden fazla bu özellikte sabit tesisi var ise malikin bunlardan birinin etrafındaki toplulaştırma isteğinin dikkate alınacağı düzenlenmiştir.
Davaya konu parsele ilişkin olarak taşınmaz mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda özetle," dava konusu .. sayılı parsel Arazi Toplulaştırmasına projesine tamamı girmediğinden dolayı ayırma çapı ile ayrılarak ... ve ... nolu parsellerin oluştuğu, ... nolu parselin arazi toplulaştırması projesi içinde kaldığı, ... nolu parselin ise proje dışında kaldığı, dava konusu ... sayılı parsel içinde kalan 198.15m2 alanlı binanın, ayırma çapı ile oluşan ... nolu parselin büyük bölümünün çevre yolu güzergahında kalmasından dolayı komşu parsellerle birleştirilerek Arazi Toplulaştırması sonucunda ... ada ... sayılı parsel olarak tahsis edildiği, davacının Çayırönü Köyünde bulunan ... nolu parselde tam hisse ile malik durumda olduğu, anılan parseldeki toplam payının 2268,28 m2 olduğu, toplam parsel endeksi dikkate alındığında toplam parsel değer sayısının 1767,67m2 olduğu, anılan paydan (parsel değer sayısı alanı toplamı) toplam 36,48m2 KYP kesildiği ve geriye 1731,19 m2 kaldığı, gerçek alanlar üzerinden yapılan hesaplamalara göre; toplam 2268,28 m2’lik payından toplam 46,81m2’lik gerçek KYP kesintisi yapıldığı ve geriye toplam 2221,47 m2’lik gerçek imar alanı tahsis edildiği, davacıya ait; ... nolu parselin çok büyük bir kısmının çevreyoluna, bir kısmı nın da ... ada ... parsel, çok küçük bir kısmının da ... ada ... sayılı imar parseline rastladığı, belli bir kısmı davacıya ait parsel üzerinde oluşturulan ... ada ... nolu parselin davacıya müstakil olarak tahsis edildiği, tahsis edilen imar parselinin tarımsal niteliği, eğimi ve topografik yapısı ile parsel derecesi dikkate alındığında; davacının kadastral parseli ile eşdeğer bir yapıda olduğu, bu bağlamda özellikle davacıya kendi yerinde ve eşdeğer imar alanı tahsis edilmesi ile mevzuat hükümlerine uygun davranıldığı sonucuna varıldığı" şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Davacı tarafından gerek dava dilekçesinde gerek istinaf dilekçesinde gerek de temyiz dilekçesinde belirtilen uzun yıllar önce dikilmiş olan meyve ağaçları ile 1 katlı yapılı evinin tapu dışında bırakıldığı iddiasının bilirkişi raporunda karşılanmadığı gibi mahkeme kararında da buna ilişkin bir değerlendirmenin yapılmadığı, dosya içerisinde de sabit tesis tutanağının bulunmadığı, dolayısıyla eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı görülmektedir. Davacının iddia ettiği meyve ağaçları ve yapılı binanın toplulaştırma öncesinde de davacıya ait olup olmadığı hususu da değerlendirilerek, konusunda uzman ve yeterli olan bilirkişilerden yeni bir rapor alınması suretiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına yapılan istinaf isteminin gerekçe eklenmek suretiyle reddine ilişkin temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi İdare Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 03/03/2025 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.





