Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Av. Erinç Sağkan, TBB Yönetim Kurulu Üyeleri ve çok sayıda Baro Başkanı İsrail'in Filistin'de sivil vatandaşlara yönelik düzenlediği saldırıları protesto etmek için Ankara Çukurambar'daki İsrail Büyükelçiliği binası önüne siyah çelenk bıraktılar.
Sağkan, ortak bildirinin okunmasından önce yaptığı konuşmada, baro başkanlarıyla yaklaşık 8 aydır devam eden, İsrail'in artık "soykırıma dönüşmüş" politikasına ve savaş suçlarına karşı bir kez daha tepki göstermek için toplandıklarını söyledi.
Uzun yıllardır devam eden tecrit ve savaş suçlarının boyutunun 7 Ekim'den sonra soykırım noktasına varan bir suç halini aldığını belirten Sağkan, TBB ve Barolar olarak İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği savaş ve soykırım suçlarına ilişkin defalarca açıklama yaptıklarını, başta hukuk örgütleri olmak üzere uluslararası tüm aktörleri harekete geçmeye davet ettiklerini hatırlattı. Sağkan, "Aynı zamanda Uluslararası Ceza Mahkemesine yaptığımız başvuru ile ivedi olarak yürütülen soruşturma neticesinde tutuklama ve diğer tedbir kararlarının uygulanmasını, bu soykırıma vücut verenlerin gecikmeksizin yaptırıma tabi tutulmasını talep ettik" dedi. Birlik Başkanı konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Maalesef bugüne kadar uluslararası aktörlerin harekete geçmekteki yetersizliği, birkaç gün önce yaşadığımız Refah saldırısını da beraberinde getirmiştir. İsrail, bu saldırıyla tecrit ve savaş suçlarının yanına soykırım kastını da koymuştur. Tecritten ve savaştan kaçan; evlerini, çocuklarını, akrabalarını kaybeden ve yaşama tutunmak için çadırlarda kalan insanların üzerine bombalar yağdırmış, yüzlerce savunmasız masum sivili katletmiştir. Bu artık İsrail'in eylemlerinin sadece savaş suçunun değil, açıkça soykırım suçunun özel kastını taşıdığını da ortaya koymaktadır."
Sağkan, "Nerede yaşadığımızın hiçbir önemi yok. Ortadoğu'da, Avrupa'da veya Amerika'da yaşayabiliriz" diyerek, "Burada insanlığa karşı bir suç var. İnsan olan herkesin, azıcık vicdanı olan herkesin bu soykırıma, bu katliama acilen karşı çıkması ve bunu durdurması gerekmektedir. Biz de hukuk örgütleri olarak yasal süreci; sadece katliamın durdurulması için değil, işlenen suçların da cezasız kalmaması bakımından sonuna kadar takip etmekle sorumluyuz. Bu sorumluluğumuzun gereğini yapacağımız sözünü kamuoyu önünde yeniden veriyoruz" ifadelerini kullandı.
Sağkan’ın açıklamalarının ardından Sakarya Barosu Başkanı Av. İlknur Ebiz Yıldız da 81 il barosu adına hazırlanan ortak bildiriyi okudu.
Yıldız, “İsrail savaş uçakları tarafından 26 Mayıs tarihinde Gazze Şeridinin güneyindeki Refah kentinde yerinden edilmiş; çadır kentlerde yaşamlarını sürdüren sivil Filistin halkına karşı gerçekleştirilen hava saldırısında ilk belirlemelere göre 45'ten fazla Filistinli yaşamını yitirirken; onlarca Filistinli ise yaralanmıştır. Daha önce Uluslararası Adalet Divanı İsrail'in; Refah'taki askeri saldırılarını ve tüm eylemlerini durdurması gerektiğine hükmetmesine karşın; İsrail'in Refah'ta sivil halka karşı gerçekleştirdiği katliam göstermektedir ki; İsrail devleti ne insani bir değeri ne de uluslararası hukuku tanımaktadır. Uluslararası Adalet Divanı tarafından İsrail'e karşı alınan kararlardan ilki "Gazze'deki Filistinli grubun kısmen ya da tamamen fiziksel olarak yok olmasına yol açabilecek yaşam koşullarına neden olabilecek askeri saldırıların ve Refah vilayetindeki diğer eylemlerin derhal durdurulması" şeklinde iken; İsrail'in Uluslararası Adalet Divanının karalarını yok sayan saldırısı İsrail devletinin; çok açık devlet terörü uyguladığını göstermektedir. İnsan haklarından, demokrasiden, yaşam hakkının kutsallığından söz eden ülkeleri ve uluslararası kuruluşları İsrail'e karşı en sert tepki vermeye, İsrail'in hukuk dışı saldırı ve katliamlarının sonlanması için harekete geçmeye çağırıyoruz. Bilinmelidir ki "hiçbir şey yapılmayarak, sessiz kalınarak da adaletsizliğe ortak olunabilir." İsrail'in aylardan beri Gazze başta olmak üzere Filistin kentlerine ve en son Refah'ta gerçekleştirdiği insanlık dışı saldırı karşısında sessiz kalan her ülke her uluslararası kuruluş her insan da bu adaletsizlikten sorumludur. Bu zulme sessiz kalanlar tarih ve hukuk önünde mutlaka suç ortağı olarak anılacak ve tarihe kara bir leke olarak geçeceklerdir. İsrail devleti tüm dünyanın gözü önünde Uluslararası mevzuat ile TCK m:76 ve 77.maddelerinde de düzenlendiği gibi Soykırım ve İnsanlığa karşı suçları işlemiş ve işlemeye devam etmektedir. Bu nedenlerle TCK m:13/3 gereğince söz konusu bu suçları işleyen fail ve faillerin Türkiye'de yargılanmaları için Adalet Bakanımıza talepte bulunması çağrısında da bulunuyoruz, zira bu çağrımız uluslararası mevzuat kadar ulusal mevzuatın da bir gereğidir. Bizler 81 İl Barosu olarak; İsrail'in Refah'ta sivil halka yönelik gerçekleştirdiği insanlık dışı katliamı en sert şekliyle kınıyor; yaşam hakkından, hukuktan yana olan herkesi, her ülkeyi İsrail'in barbarca saldırılarını önlemeye ve Filistin halkıyla yan yana olmaya davet ediyoruz” dedi.