TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

DENİZ ŞAH VE İLHAN KAYA BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/39367)

 

Karar Tarihi: 6/6/2024

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Şahap KAYMAK

Başvurucular

:

1. Deniz ŞAH

 

 

2. İlhan KAYA

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, disiplin cezasına karşı infaz hâkimliğine yapılan şikâyette duruşmanın Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi kullanılarak yapılması nedeniyle duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucular, gereksiz olarak marş söylemek veya slogan atmak fiilini işledikleri gerekçesiyle 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 42. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendi, 43. maddesinin (1) numaralı fıkrası ve 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereğince 3 (üç) ay ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma disiplin cezası ile cezalandırılmıştır. Başvurucuların bu cezaya karşı yaptıkları şikâyet Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşma yapılmak suretiyle İzmir 1. İnfaz Hâkimliğince (Hâkimlik) reddedilmiştir. Söz konusu Hâkimlik kararına ilişkin yapılan itirazında İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesince (Ağır Ceza Mahkemesi) kesin olarak reddine karar verilmiştir.

3. Başvurucular, nihai hükmü 13/8/2021 tarihinde öğrendikten sonra 31/8/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

4. Başvurucular, bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılama imkânlarının bulunmadığını belirterek adli yardım talebinde bulunmuştur.

5. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak, geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

B. Duruşmada Hazır Bulunma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

6. Başvurucular, Hâkimlik ve Ağır Ceza Mahkemesine yaptıkları itirazlarda SEGBİS ile duruşma yapılmasının yüz yüzelik ilkesine aykırı olduğunu, bu konuda Anayasa Mahkemesinin ihlal kararlarının bulunduğunu, Hâkimliğin gerekçelerinin müdahaleyi haklı kılabilecek nitelik taşımadığını belirterek duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

7. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

8. Anayasa Mahkemesi somut başvuru ile aynı nitelikteki ihlal iddialarını incelediği Emrah Yayla ([GK], B. No: 2017/38732, 6/2/2020) ve Emrah Yayla (2) (B. No: 2017/34742, 13/10/2020) kararlarında, duruşmada hazır bulunma hakkı ile ilgili uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Anayasa Mahkemesi, bu kararlarda öncelikle disiplin cezası nedeniyle yapılan şikâyetlerin infaz hâkimliği tarafından incelenmesinin medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlık kapsamında kaldığını ve kişilerin talebine aykırı olarak SEGBİS yoluyla duruşmaya katılmasının duruşmada hazır bulunma hakkına yönelik bir müdahale teşkil ettiğini tespit etmiştir. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 196. maddesinin söz konusu müdahalenin kanunilik ölçütünü karşıladığı ve müdahalenin usul ekonomisinin gerçekleştirilmesine yönelik meşru bir amaca dayandığı değerlendirmelerine yer verilen kararda, ölçülülük yönünden yapılan incelemede infaz hâkimliği tarafından şikâyet incelemelerinde başvuruda bulunanların her durumda duruşmada bizzat hazır bulundurulmasının gerekmeyebileceği vurgulandıktan sonra başvurucunun duruşmada hazır bulunma talebinin hangi zorlayıcı nedene dayanılarak kabul edilmediğinin ortaya konulmadığı, SEGBİS yoluyla katıldığı celselerde ise esaslı işlemlerin yapıldığı belirtilmiş; başvurucunun duruşmada hazır bulunma talebinin alternatif yöntemler değerlendirilmeden genel ve kategorik bir yaklaşımla reddedilmesi nedeniyle duruşmada hazır bulunma hakkına müdahale için en uygun aracın seçilmemesinin anılan hakka yönelik müdahaleyi gereklilik unsurundan yoksun bıraktığı ve hakkın ihlaline yol açtığı sonucuna ulaşılmıştır.

9. Somut olayda Hâkimlik kararının gerekçesinde; SEGBİS ile yapılan duruşmanın duruşma salonundakinden farklı olmadığı, kanun koyucu tarafından infaz hâkimliklerinin görev alanını genişleten düzenleme yapıldığı ve günlük tahliye kararlarının yoğunluğu nedeniyle ceza infaz kurumunda dahi savunma alınamadığı belirtilmiştir. Bu çerçevede Hâkimlikçe hiçbir alternatif değerlendirilmeden ve olaya özgü somut gerekçeler de sunulmadan -genel ve kategorik bir yaklaşımla- başvurucuların duruşmada hazır bulunma talepleri reddedilmiştir. Öte yandan kararda diğer bir gerekçe olarak Covid-19 salgını belirtilmişse de söz konusu duruşma tarihi olan 4/6/2021 tarihi itibarıyla uygun tedbirler alınarak SEGBİS kullanılmadan da duruşma yapılabileceği görülmektedir (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Ercan Yıldız ve Diğerleri, B. No: 2022/57720, 12/7/2023, § 4). Bu itibarla duruşmada hazır bulunma hakkını kullanmak isteyen başvurucular yönünden anılan kararlarda yer alan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektirir bir husus bulunmamaktadır.

10. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

11. Başvurucuların Cumhuriyet savcısının mütalaasına karşı kendilerine söz hakkı tanınmadığı, olaya tanıklık eden ceza infaz kurumu görevlilerinin dinlenmediği ve bu görevlilere soru sorma haklarının engellendiğini belirterek silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ile Ağır Ceza Mahkemesi kararında yeterli gerekçeye yer verilmediğini belirterek gerekçeli karar hakkının da ihlal edildiğini ileri sürdükleri görülmekle birlikte duruşmada hazır bulunma hakkı yönünden ulaşılan sonuç gözetildiğinde anılan ihlal iddiaları yönünden inceleme yapılmasına gerek bulunmadığına karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

12. Başvurucular, ihlalin tespiti ve yeniden yargılama yapılması ile miktar belirtmeksizin manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100). İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucuların manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Diğer ihlal iddialarının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,

E. Kararın bir örneğinin duruşmada hazır bulunma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İzmir 1. İnfaz Hâkimliğine (E.2021/8328, K.2021/10283) GÖNDERİLMESİNE,

F. Başvurucuların tazminat talebinin REDDİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 6/6/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.