KARARLAR

AYM'nin 2020/25762 başvuru numaralı kararı

Abone Ol

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ABDULKERİM SOLMAZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/25762)

 

Karar Tarihi: 5/10/2023

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Mustafa ŞENOCAK

Başvurucu

:

Abdulkerim SOLMAZ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza yargılamasında sanığın kullandığı iddia edilen GSM hattının kendisine ait olmadığına ilişkin delil toplanması talebinin reddedilmesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olduğu şüphesiyle başvurucu hakkında soruşturma başlatmıştır.

3. Soruşturma neticesinde Başsavcılık, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle 2/11/2017 tarihli iddianame düzenlemiştir. İddianamede özetle başvurucunun tanık ifadesi ve soruşturma aşamasında şüphelinin ikametinde yapılan aramada ele geçirilen dijital materyallere göre üzerine atılı suçu işlediğnii iddia etmiştir.

4. İddianamenin kabulü ile açılan dava, Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesince görülmeye başlanmıştır. Yargılamada 17/11/2017 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda -diğerlerinin yanı sıra- dijital materyallere ilişkin düzenlenecek raporun beklenmesine, tanık T.Ö.nün istinabe yoluyla dinlenilmesine karar verilmiştir.

5. Duruşma üç celsede bitirilmiştir. Birinci celsede dijital materyallere ilişkin olarak düzenlenen rapor Mahkemeye sunulmuştur. Söz konusu raporda; 1. sütunda Türkiye Cumhuriyeti'nin BL adı altında beş bölgeye ayrıldığı, 5. bölge adı altında bulunan veride müşteri adı altında kod ismi olduğu tahmin edilen (Çetin), müşteri numarası adı altında şüpheliye ait 0507...53 numaralı cep telefonu, il Iğdır, 70330083790 numarasının yer aldığı, bu numaranın yanında Abdulkadir Solmaz (başvurucu) isminin bulunduğu, söz konusu dijital materyalden ele geçirilen 70330083790 numarasının Abdulkadir Solmaz'ın T.C. kimlik numarası olduğu, GSM sorgulamasında söz konusu0507 ... 53 numaralı hattın 14/9/2012 tarihi itibarıyla başvurucu adına abonelik kaydı bulunduğu, söz konusu aboneliğin daha sonra dondurulduğu belirtilmiştir. Tanık T.Ö.nün bilgi ve görgüsünün tespiti için yazılan talimata ikmalen cevap verilmiştir. T.Ö.nün beyanının başvurucu ile ilgili olan kısmı şöyledir:

"Ben 2014 - 2015 yılları arasında FETÖ terör örgütü içerisinde müdür yardımcılığı görevini yapıyordum. Kod ismim Turgay idi. Benim altımda ise öğretmen olarak görev yapan Sami kod isimli [A.Ç.], İlker kod isimli [N.Y.], Naci kod isimli [R.D.], Ender kod isimli [İ.S.], Fatih kod isimli [A.U.], Muhsin kod isimli [M.M.] ve Mahir kod isimli [E.Ç.] vardı. Örgüt içerisinde öğretmen olarak görev yapan bu saydığım kişiler Jandarma Temel Eğitim Kursunda bulunan bir kısım kursiyerlerle ilgilenirdi. Bu kişilerle belirli aralıklarla sohbet adı altında toplantılar yapar, kursiyerlerden himmet adı altında para toplarlardı. Ben de 15 günde bir altımdaki öğretmenlerle toplantı yapıp, kursiyerlerle ilgili kendilerinden bilgi alırdım. Zaman zaman da kursiyerlerle birebir görüştüğüm olurdu. Bana sormuş olduğunuz sanık Abdulkerim SOLMAZ, İlker kod isimli [N.Y.nin] sorumluluğunda olan kursiyerlerden biriydi. İlker kod isimli [N.Y.den] öğrendiğim kadarıyla, sanık örgüt içinde düzenlenen sohbet toplantılarına düzenli olarak katılan ve himmet veren biriydi. Kendisiyle 2015 yılı içerisinde yine örgüt içerisinde görev alan Cemal kod isimli [E.E.] vasıtasıyla irtibat kurulmuştur. Sanık yine örgüt içersindeki kursiyerlerden [M.Ş.] ve [İ.Ö.] ile birlikte kalmaktaydı. Ben İlker kod isimli [N.Y.] vasıtasıyla sanığın kaldığı eve iki kere kahvaltıya gitmiştim. Evin açık adresini bilmemekle birlikte Dikmen ilçesinde olduğunu hatırlıyorum. Sanık tayini çıkıp Ankara'dan gittikten sonra öğretmeni konumunda olan [N.Y.] tarafından bulunduğu yerdeki başka bir öğretmene teslim edilmiştir. Ondan sonraki faaliyetleri hakkında bilgi sahibi değilim. Sanığı kollukta fotoğraftan kesin olarak teşhis etmiştim."

6. Yine aynı celsede başvurucu, dijital materyallere ilişkin raporda ve tanık ifadesinde aleyhine olan hususları kabul etmediğini, 507 ... 53 nolu telefonu kullanmadığını, söz konusu numarayı savcılık aşamasında C.K. isimli kişinin kullandığının tespit edildiğini, örgüt üyesi olmadığını savunmuştur. Söz konusu celsede iddia makamı esas hakkında mütalaa sunmuştur. Mahkeme, başvurucu ve müdafiinin süre talebinin kabulüne, duruşmanın yeni oturumunun 21/6/2018 tarihinde yapılmasına ve tanıklar M.R.A. veN.Y.nin istinabe yoluyla dinlenilmesinekarar vermiştir.

7. İkinci celsede tanık N.Y. yönünden yazılan talimata ikmalen cevap verilmiştir. N.Y. beyanında, başvurucuyu tanımadığını ve görmediğini belirtmiştir. Bu celsede iddia makamının talebi üzerine Mahkemece tanık M.R.A.nın istinabe yoluyla dinlenilmesine ilişkin ara karadan vazgeçilmesine, daha önceden alınan beyanının okunmasına karar verilmiştir. Mahkeme başvurucu müdafiin savunma hazırlamaya yönelik süre talebinin kabulüne ve duruşmanın yeni oturumunun 29/6/2018 tarihinde yapılmasına karar vermiştir.

8. Üçüncü celsede başvurucu; müdafiinin hazır bulunmasıyla esas hakkında mütalaaya karşı beyanında önceki savunmalarını tekrarlayarak isnat edilen suçu inkâr etmiştir. Mahkeme, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:

" [N. U.nun] adresinde yapılan aramada .. ele geçirilen dijital materyallerde ...

Şüphelinin 5. bölgede Iğdır sorumlusu olarak gösterildiği, yapılan araştırmalarda sanığın 2010/2014 yılları arasında Iğdur Üniversitesi Ziraat Fakültesinde eğitim gördüğünün belirlendiği,

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şüpheli sıfatı ile savunmada bulunan ve talimatla tanık olarak beyanı alınan [T.Ö.], Jandarma Okullar Komutanlığı, Jandarma Astsubay Temel Eğitim Kursunda (JATEK) Müdür Yardımcılığı yaptığını, 2014-2015 yılları arasında kendisine bağlı olarak İlker kod adlı [N.Y.] isimli şahsın sorumluluğunda J. Asb. Çvş. Abdulkadir SOLMAZ'ın bulunduğunu, Abdulkadir SOLMAZ'ın yıl içerisinde 7-8 kez toplantı ve sohbetlere katıldığını, yıl içerisinde 800 TL. himmet parası verdiğini, Abdulkadir SOLMAZ'ın tayininin nereye çıktığını hatırlamadığını, ancak tayini çıktığı şehirdeki cemaat üyeleriyle irtibatı sağladıklarını beyan ederek sanık Abdulkadir SOLMAZ'ı teşhis ettiği,

Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde sanığın çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk gösteren eylemleri ile üzerine atılı 'Silahlı Terör Örgütüne (FETÖ/PDY) Üye Olma' suçunu işlediği sonucuna varılmıştır. Ayrıca sanığın askeri yapılanmada yer alması, eylemlerindeki süreklilik-çeşitlilik ve yoğunluk dikkate alınarak verilecek cezanın alt sınırdan ayrılarak verilmesi yönünde mahkememizde kanaat oluşmuş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir."

9. Başvurucu, temyiz dilekçesinde diğerlerinin yanı sıra kullandığı iddia edilen 507... 53 numaralı GSM hattının kendisine ait olmadığına ilişkin delil toplanması talebinin hukuka aykırı şekilde reddedildiğini ileri sürmüştür. Hüküm, kanun yolu denetiminden geçerek 16/1/2020 tarihinde kesinleşmiştir.

10. Başvurucu, nihai hükmü 16/6/2020 tarihinde öğrendikten sonra 30/6/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. Komisyon; adli yardım talebinin kabulüne, hakkaniyete uygun yargılanma hakkıyla bağlantılı olarak silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetlerin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

12. Başvurucu, kullandığı iddia edilen GSM hattının kendisine ait olmadığına ilişkin delil toplanması talebinin reddedilmesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

13. Adalet Bakanlığı görüşünde; başvurucunun yargılamanın her aşamasında delillerin doğruluğuna ve kabul edilebilirliğine ilişkin itirazlarını ileri sürebildiği, bu itirazların Ağır Ceza Mahkemesince titizlikle araştırılıp değerlendirildiği belirtilmiştir.

14. Başvurucunun iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri yönünden incelenmiştir.

15. Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca herkes iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Anayasa'nın anılan maddesinde adil yargılanma hakkından ayrı olarak iddia ve savunma hakkına birlikte yer verilmesi, taraflara iddia ve savunmalarını mahkeme önünde dile getirme fırsatı tanınması gerektiği anlamını da içermektedir (Gökay Dayan, B. No: 2014/12206, 21/9/2017, § 21).

16. Diğer yandan Anayasa'nın 36. maddesine "... ile adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Bu itibarla anılan ilkelerin adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriğine dâhil olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Anılan ilkelere uygun yürütülmeyen bir yargılamanın hakkaniyete uygun olması olanaklı değildir (Ruhşen Mahmutoğlu, B. No: 2015/22, 15/1/2020, § 56).

17. Ceza davasında ulaşılması amaçlanan temel amaç, maddi gerçeğin adil yargılanma hakkına uygun olarak ortaya çıkarılmasıdır. Çelişmeli yargılama ilkesi, bu amacın gerçekleştirilmesinin en önemli unsurlarındandır. Anılan ilke taraflara dava dosyası hakkında bilgi sahibi olma ve yorum yapma hakkının tanınmasını gerektirmektedir. Dolayısıyla ceza davalarında mahkemenin kararını etkilemek amacıyla dosyaya sunulan görüş ve delillerden sanığın haberdar olmasına, bunlara karşı etkili bir şekilde karşı çıkmasına fırsat verilmesi gerekir (Tahir Gökatalay, § 25; Cezair Akgül, B. No: 26/10/2016, 26/10/2016, §§ 27-31).

18. Silahların eşitliği ilkesi, davanın taraflarının usule ilişkin haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması ve taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması anlamına gelir (Yaşasın Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 32). Bu usul güvencesi gereğince uyuşmazlığın her iki tarafına da savunmasının temel dayanağı olan delilleri sunma imkânı tanınmasını kapsamaktadır (Yüksel Hançer, B. No: 2013/2116, 23/1/2014, § 18).

19. Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi kural olarak yargılamayı yürüten mahkemeye aittir (Mustafa İbiş, B. No: 2015/13089, 17/7/2018, § 35). Bu konuda değerlendirme yapmak Anayasa Mahkemesinin görevi değildir. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesinin usule ilişkin imkânlar konusunda taraflardan birinin diğerine nazaran dezavantajlı bir konuma düşürülüp düşürülmediğini denetleme görevi bulunmaktadır.

20. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ilkesi kapsamında yapılacak inceleme, başvuru konusu yargılamanın bir bütün olarak adil olup olmadığının değerlendirilmesidir (silahların eşitli ilkesi yönünden bkz. Yüksel Hançer, § 19).

21. Somut olayda başvurucunun terör örgütü üyeliği suçundan mahkûm olmasında dayanılan deliller dijital materyallerden elde edilen veriler ve tanık beyanıdır. Gerekçeli kararda, tanık T.Ö.nün başvurucunun 2014-2015 yılları arasında sohbet toplantılarına katılmasına ve himmet vermesine ilişkin beyanının mahkûmiyet kararına götüren önemli ağırlıkta delil olarak kabul edildiği anlaşılmıştır. Dosyada GSM hattının 14/9/2012 tarihi itibarıyla başvurucu adına abonelik kaydının bulunduğu ve söz konusu aboneliğin daha sonra dondurulduğuna ilişkin GSM operatörlerinden temin edilmiş bir kayıt bulunmaktadır. Başvurucu ise bu hattın kendisine ait olmadığını iddia etmektedir. Başvuruya konu yargılama sürecine bir bütün olarak bakıldığında başvurucuya delillere ilişkiniddia ve itirazlarını ileri sürme imkânı verilerek yargılamaya aktif katılımının temin edildiği görülmüştür. Dosya kapsamındaki diğer deliller gözetildiğinde başvurucunun GSM hattının kendisine ait olmadığına ilişkin olarak delil toplanması talebinin reddedilmesinin bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedelemediği, usule ilişkin imkânlar konusunda iddia makamına nazaranbaşvurucunun dezavantajlı bir konuma düşmediği, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.

22. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 5/10/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.