TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

F. K. BAŞVURUSU (3)

(Başvuru Numarası: 2019/27031)

 

Karar Tarihi: 29/3/2023

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Hüseyin MECEK

Başvurucu

:

F. K.

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, resmî ve dinî bayramlarda verilen açık görüş tarihlerinin olağan açık görüş tarihiyle çakışması nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçundan tutuklu bulunan başvurucuya mevzuat gereğince ayda bir kez açık görüş yaptırılmaktadır. Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik'in (Ziyaret Yönetmeliği) “Bayramlarda ve özel günlerde açık görüş” başlıklı 15. maddesi gereğince kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan mahpuslara anılan günlerde açık görüş izni verilebileceği düzenlemesi yer almaktadır. Bu kapsamda Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün (CTE) 16/1/2019 tarihli yazısında 2019 yılındaki bazı resmî ve dinî bayramlar ile yılbaşında açık görüşlerin ne şekilde yapılacağı belirtilmiştir. Başvurucunun 16 Mayıs ve 13 Haziran 2019 tarihlerine isabet eden aylık açık görüşleriyle aynı ayda 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı ile Ramazan Bayramı görüş günleri çakışmaktadır. CTE’nin yazısına göre bayramlarda ve özel günlerde tanınan açık görüşlerin aynı haftada yapılması gereken ve önceden belirlenen kapalı görüş veya aylık açık görüş günü ile çakışması hâlinde, hükümlü ve tutukluların yazılı tercihine göre kapalı görüş, aylık açık görüş veya Ziyaret Yönetmeliği’nin 15. maddesi uyarınca verilen açık görüş yaptırılacaktır.

3. Başvurucu, Adalet Bakanlığı tarafından kendisine tanınan bayram açık görüş hakkının olağan aylık açık görüş gününe denk gelmesi nedeniyle bayram açık görüşlerinin farklı bir günde yapılmasına karar verilmesi için infaz hâkimliğine talepte bulunmuştur. İnfaz hâkimliği 23/5/2019 tarihinde, CTE’nin ilgili yazısına göre başvurucunun aylık açık görüş ya da bayramlarda ve özel günlerde açık görüş hakkından birini tercih etmesi gerektiğinden talebin reddine karar vermiştir. Başvurucunun bu karara karşı yaptığı itiraz 24/6/2019 tarihinde ağır ceza mahkemesince reddedilmiştir.

4. Nihai karar 26/6/2019 tarihinde başvurucuya tebliğ edildikten sonra 18/7/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

6. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

7. Başvurucu; ayda bir defa olan olağan açık görüş hakkının 19 Mayıs ve Ramazan Bayramı’nda verilen açık görüş hakları ile çakışması üzerine bayram açık görüş haklarının farklı günlerde yaptırılmaması nedeniyle adil yargılanma, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı ile eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini öne sürmüştür. Bakanlık, başvurucunun açık görüş hakkına yapılan müdahalenin orantılı olması nedeniyle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olduğunu dile getirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formundaki bilgileri yinelemiştir.

8. Başvuru, aile hayatına saygı hakkından incelenmiştir.

9. Anayasa'nın 19. maddesi gereğince hükümlü ve tutukluların özel ve aile hayatının sınırlanması hukuka uygun olarak ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz ve doğal bir sonucudur. Öte yandan hükümlü ve tutukluların özel ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı, ceza infaz kurumu idaresinin hükümlü ve tutukluların ailesi ve yakınlarıyla temasını devam ettirecek önlemleri almasını zorunlu kılmaktadır. Nitekim Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Üye Devletlere Avrupa Cezaevleri Kuralları Hakkında REC (2006) 2 sayılı tavsiye kararlarında da hükümlü ve tutukluların aileleri, başka kişiler ve dışarıdaki kuruluşların temsilcileri tarafından ziyaret edilmelerine izin verilmesi gerektiği belirtilmiştir (Mehmet Zahit Şahin, B. No: 2013/4708, 20/4/2016, § 36). Söz konusu tavsiye kararında, koşulların oluşması ve gerekli görülmesi hâlinde ziyaretlere kısıtlamalar konulabileceği ancak bu tür kısıtlamaların kabul edilebilir asgari bir iletişime imkân tanıyacak nitelikte olması gerektiği ifade edilmiştir.

10. Bununla beraber bu yükümlülük yerine getirilirken ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz ve doğal sonuçlarının gözetilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi ile özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı arasında adil bir denge sağlanmalıdır. Ancak ceza infaz kurumunda bulunmanın doğal sonucu olarak idarenin tutuklu ve hükümlülerin özel ve aile hayatına müdahale konusunda takdir yetkisinin daha geniş olduğu gözetilmelidir (Mehmet Koray Eryaşa, B. No: 2013/6693, 16/4/2015, § 89).

11. Başvurucunun olağan açık görüş hakkının bayram günlerindeki açık görüş günüyle çakışması nedeniyle olağan görüşünün yaptırılamaması ve bu nedenle başvurucunun yakınlarıyla daha sık görüşme imkânı elde edememesi aile hayatına saygı hakkına bir müdahale oluşturmaktadır.

12. Anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşullara uygun olmadığı müddetçe Anayasa’nın 20. maddesini ihlal edecektir. Bu sebeple sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen, kanun tarafından öngörülme, meşru amaç taşıma, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir (Halil Berk, B. No: 2017/8758, 21/3/2018, § 49).

13. Öncelikle belirtilmelidir ki somut olayda başvurucunun açık görüş hakkının tamamen engellendiğine dair bir iddia bulunmamaktadır. Başvurucunun şikâyeti, aylık olağan açık görüş hakkının bayramlarda CTE tarafından belirlenen açık görüş hakkıyla aynı zamana rastlaması ve idarece bunlardan birini tercihe zorlanması noktasında toplanmaktadır.

14. CTE’nin yazı ekindeki çizelgeye göre başvurucunun kaldığı Tekirdağ 1 No.lu Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle 13-14-15-16-17-18-19 Mayıs 2019, Ramazan Bayramı nedeniyle açık görüşlerin ise 08-09-10-11-12-13-14 Haziran 2019 tarihlerinde açık görüş yaptırılacağı bildirilmiştir. Başvurucunun aylık olağan açık görüş günleri ise 16 Mayıs ve 13 Haziran tarihlerine isabet etmektedir. Başvurucu olağan açık görüş ve bayram görüşleri çakıştığı için Ziyaret Yönetmeliği’nin 15. maddesi ve CTE’nin yazısına göre hangi görüşten yararlanacağı konusunda idareye bir dilekçe vererek tercih hakkında bulunabilecektir. Başvurucunun olağan açık görüş hakkının çakışmasından kaynaklanan bu durumun oldukça sıra dışı bir uygulama olduğu, o ayki olağan açık görüş yapmasını engellemediği, başvurucunun aile birlikteliğinin devamlılığını sağlayacak şekilde aile fertleri ile yeterli iletişim olanağı sunulduğu dikkate alındığında müdahalede açık ve görünür bir ihlalin bulunmadığı anlaşılmıştır.

15. Açıklanan gerekçelerle bir ihlalin bulunmadığı açık olan başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

Engin YILDIRIM bu görüşe katılmamıştır.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Engin YILDIRIM'ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 29/3/2023 tarihinde karar verildi.

 

 

 

KARŞIOY GEREKÇESİ

1. Başvurucu kendisine tanına bayram açık görüş hakkının olağan aylık görüş gününe denk gelmesi nedeniyle bayram açık görüşlerinin farklı bir günde yapılmasını talebinin uygun görülmemesinden yakınmaktadır.

2. Başvurucunun olağan açık görüş hakkının bayram günlerindeki açık görüş günüyle çakışması nedeniyle olağan görüşmesinden mahrum bırakılması ve bu nedenle yakınlarıyla daha sık görüşme imkânından mahrum bırakılması aile hayatına saygı hakkına bir müdahale oluşturmaktadır. Başvurucu bu iki görüş gününden birini tercih etmeye zorlanmıştır. Hâlbuki başvurucu yasal olarak bu iki görüş gününden de yararlanma hakkına sahiptir. “Kusura bakma, çakışma hallerinde birini seç” demek yasal olarak başvurucunun hakkı olan görüşme günlerinden birinin ölçüsüz olarak kullandırılmaması sonucunu doğurmaktadır. Bu uygulamanın idareye olan külfetiyle anayasal hak olan aile hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin başvurucuyu olan külfeti arasında ikincisi aleyhine bir ölçüsüzlük bulunmaktadır. İdare görece basit tedbirler alarak başvurucunun her iki görüş gününden de yararlanmasını sağlayabilirdi.

3. Belirtilen gerekçeyle başvuru açıkça dayanaktan yoksun değildir. Başvurucunun Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyorum.

Üye

 Engin YILDIRIM