TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

CEMİL ELÇİ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/10582)

 

Karar Tarihi: 17/9/2024

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Olcay ÖZCAN

Başvurucular

:

Cemil ELÇİ ve diğerleri (bkz. ekli tablo)

Başvurucular Vekili

:

Av. Vedat BARUT

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ilgili mevzuat uyarınca hak sahibi olarak tespit edilen depremzedelere kalıcı konut tahsis edilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. Başvurucular nihai hükmü farklı tarihlerde öğrendikten sonra süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

2. Komisyon tarafından 8/8/2019 tarihinde 2018/25829, 2018/26202, 2018/27039, 2018/27052, 2018/27638, 2018/27646, 2018/27651, 2018/29202, 2018/29218, 2018/29227, 2018/29290, 2018/29688, 2018/31444, 2018/31455, 2018/35589, 2018/35848, 2018/35860, 2018/35867, 2018/35984, 2018/36034, 2018/36071, 2018/36145, 2019/386, 2019/387, 2019/391, 2019/506, 2019/507, 2019/508 ve 2019/9090 sayılı başvuruların 2018/10582 sayılı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine ve incelemenin 2018/10582 başvuru numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

3. Başvurucular, bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılayacak gelirleri olmadığını beyan ederek adli yardım talebinde bulunmuştur.

4. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Başvurucu Abdulhamit Yıldız'ın İhlal İddiaları

5. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 51. maddesi ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 83. maddesi gereği başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri dışında ilgilinin 2.000 Türk lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir.

6. Anılan düzenlemelerde, genel olarak bir hakkın öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı açıkça görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve Anayasa Mahkemesinin başvuruyu gereği gibi incelemesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirmesi mümkündür (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31).

7. Bu kapsamda özellikle Anayasa Mahkemesini yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesinin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılması, söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., § 29; Mehmet Güven Ulusoy, § 32; Osman Sandıkçı, B. No: 2013/6297, 10/3/2016; Selman Kapan ve diğerleri, B. No: 2013/7302, 20/4/2016).

8. Başvurucu Abdulhamit Yıldız 2/8/2018 tarihinde vefat etmiştir. Buna rağmen Av. Vedat Barut 5/12/2018 tarihinde Abdulhamit Yıldız'ın anayasal haklarının ihlal edildiği iddiasıyla bireysel başvuru yapmış, başvuru formunda Abdulhamit Yıldız'ın ölümünden bahsetmemiştir.

9. Kamu gücü tarafından hakkı ihlal edilen kişinin bireysel başvuru yapmadan önce ölmesi durumunda ölen kişi adına bir başkası tarafından bireysel başvuru yapma imkânı bulunmamaktadır (Abdurrehman Uray, B. No: 2013/6140, 5/11/2014, § 30).

10. Açıklanan gerekçelerle başvuru tarihinden önce vefat etmiş başvurucu adına vekâlet ilişkisi sona ermiş olan avukat tarafından yapılan bireysel başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.

11. Bu durumda Av. Vedat Barut hakkında Anayasa Mahkemesini yanıltıcı nitelikte başvuru yapması nedeniyle 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve İçtüzük’ün 83. maddesi uyarınca takdiren 2.000 TL disiplin para cezasına hükmedilmesi gerekir.

B. Başvurucular Cemil Elçi, Selhattin Pekdoğan, Mehmet Yuva, Hüsna Bingöl ve Hava Tutaş'ın İhlal İddiaları

12. 6216 sayılı Kanun’un 49. maddesinin (7) numaralı fıkrası şöyledir:

"Bireysel başvuruların incelenmesinde, bu Kanun ve İçtüzükte hüküm bulunmayan hâllerde ilgili usul kanunlarının bireysel başvurunun niteliğine uygun hükümleri uygulanır."

13. İçtüzük'ün 84. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Bireysel başvuruların incelenmesinde, kararların infazında Kanun ve İçtüzükte hüküm bulunmayan hâllerde ilgili usul kanunlarının bireysel başvurunun niteliğine uygun hükümleri uygulanır."

14. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Dava sırasında taraflardan birinin ölümü" kenar başlıklı 55. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir."

15. 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 606. maddesi şöyledir:

"Miras, üç ay içinde reddolunabilir.

Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar."

16. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru devam ederken başvurucunun ölmesi durumunda ölüm tarihinden sonra makul bir süre içinde kendiliğinden Anayasa Mahkemesine başvurarak başvuruya devam etmek istediğini bildiren mirasçıların menfaatlerinin bulunup bulunmadığını da gözeterek başvurularını incelemiştir [diğerleri arasından bkz. Ayten Yeğenoğlu, B. No: 2015/1685, 23/5/2018 (ölümden yaklaşık üç ay sonra); Fatma Ülker Akkaya, B. No: 2014/18979, 22/2/2018 (ölümden iki ay sonra)]. Mirasçıların başvuruyu devam ettirme yönündeki iradelerini Anayasa Mahkemesine bildirmediği hâllerde ise düşme kararı verilmektedir (Şükran Çopuraslan, B. No: 2014/4695, 14/9/2017, § 22;Haşim Özpolat, B. No: 2014/3140, 21/9/2017, § 19; Abbas Çelik ve diğerleri, B. No: 2014/749, 7/3/2018, §§ 26-29; Ali Sedat Yücelik ve diğerleri, B. No: 2015/2574, 9/5/2018, §§ 22-25).

17. Somut olayda başvurucu Cemil Elçi'nin 3/4/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunduktan sonra 6/3/2023 tarihinde, başvurucu Selhattin Pekdoğan'ın 26/9/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunduktan sonra 23/8/2022 tarihinde, başvurucu Mehmet Yuva'nın 27/8/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunduktan sonra 25/1/2022 tarihinde, başvurucu Hüsna Bingöl'ün 26/9/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunduktan sonra 20/8/2020 tarihinde ve başvurucu Hava Tutaş'ın da 28/12/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunduktan sonra 6/10/2019 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Başvurucuların vekiline ve mirasçılarına yapılan tebligata rağmen mirasçılar başvuruyu devam ettirmek istediklerine ilişkin taleplerini Anayasa Mahkemesine iletmediklerinden ve başvurunun incelenmesini devam ettirmeyi gerekli kılan ve İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen nedenlerden birinin de bulunmadığı anlaşıldığından başvurunun anılan başvurucular yönünden düşmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

18. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvurucular Cemil Elçi, Selhattin Pekdoğan, Mehmet Yuva, Hüsna Bingöl ve Hava Tutaş yönündendüşmesine karar verilmesi gerekir.

C. Diğer Başvurucuların İhlal İddiaları

19. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Sedat Şanlı (B. No: 2018/6812, 3/7/2019) kararında somut ihlal iddiası için uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede anılan kararda; deprem sebebiyle 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayatlara Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun hükümlerine göre konut edinme yönünde bir meşru beklentisi bulunan başvurucu yönünden aradan kırk yılı aşkın bir süre geçtiği hâlde başvuru konusu konuta ait tapu kaydının düzenlenip düzenlenmediği araştırılmadığı gerekçesiyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu doğrultuda başvurucuların Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

20. Başvurucular; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100). İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. 1. Başvurucu Abdulhamit Yıldız yönünden başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,

2. Av. Vedat Barut'un 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 83. maddesi uyarınca 2.000 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,

C. Başvurucular Cemil Elçi, Selhattin Pekdoğan, Mehmet Yuva, Hüsna Bingöl ve Hava Tutaş yönünden başvurunun başvurucuların ölümü nedeniyle DÜŞMESİNE,

D. Diğer başvurucular yönünden mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

E. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

F. Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere ekli listenin (D) sütununda (hakkında ihlal kararı verilmeyen başvurucular Abdulhamit Yıldız, Cemil Elçi, Selhattin Pekdoğan, Mehmet Yuva, Hüsna Bingöl ve Hava Tutaş'a ilişkin birinci, ikinci, dokuzuncu, on birinci, yirmi üçüncü ve yirmi yedinci sırada bulunan mahkemeler hariç) gösterilen idare mahkemelerine GÖNDERİLMESİNE,

G. Başvurucuların tazminata ilişkin taleplerinin REDDİNE,

H. 18.800 TL vekâlet ücretinin başvurucular Abdulhamit Yıldız, Cemil Elçi, Selhattin Pekdoğan, Mehmet Yuva, Hüsna Bingöl ve Hava Tutaş dışındaki başvuruculara MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

İ. Başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle başvurusu reddedilen başvurucu Abdulhamit Yıldız yönünden alınması gereken 294,70 TL harcın Av. Vedat Barut'tan TAHSİLİNE,

J. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

K. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE,

L. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvuruculardan Abdulhamit Yıldız dışındaki başvurucuların yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 17/9/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.