Anayasa Mahkemesi’nin ceza infaz kurumunda hükümlüye gitarının verilmemesi nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine dair kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.

Bandırma Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki hükümlü, gitarının verilmemesi üzerine yaptığı başvuruda koğuşta hâlihazırda bir enstrüman bulunduğu gerekçesiyle gitarına izin vermeyen İnfaz Kurumu'nun uygulamasının hatalı olduğunu belirterek hak ihlali iddisıyla tazminat davasında bulundu.

MANEVİ TAZMİNAT

Anayasa Mahkemesi hükümlüyü haklı buldu. Buna göre; Anayasa Mahkemesi; Adli yardım talebinin kabulüne, Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alman maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine, başvurucuya net 3 bin TL manevi tazminat ödenmesine, ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına oybirliği ile karar verdi. 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ABDURRAHMAN AZİZ ARSLAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/14649)

 

Karar Tarihi: 16/5/2024

R.G. Tarih ve Sayı: 18/9/2024-32666

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Kübra KAYA

Başvurucu

:

Abdurrahman Aziz ARSLAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda hükümlüye gitarının verilmemesi nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, başvuru tarihi itibarıyla hükümlü olarak Bandırma Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.

3. Başvurucu 3/9/2019 tarihli dilekçesiyle Bandırma İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) başvurmuş ve koğuşta hâlihazırda bir enstrüman bulunduğu gerekçesiyle gitarını bulundurmasına izin vermeyen İnfaz Kurumunun uygulamasının hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu, mevzuat gereği her hükümlüye bir enstrüman verilebilecekken İnfaz Kurumunun her koğuşa bir enstrüman verdiğini ileri sürmüştür.

4. İnfaz Hâkimliğinin talep hakkında değerlendirme yapılması isteği üzerine 23/9/2019 tarihli cevabi yazısını sunan İnfaz Kurumu, koğuşta bir bağlama bulunduğuna işaret etmiş;mevzuat uyarınca bu durumun aynı koğuşa gitar verilmesine engel oluşturacağı gerekçesiyle başvurucunun talebinin reddedildiğini bildirmiştir.

5. İnfaz Hâkimliği 5/11/2019 tarihinde şikâyetin kabulüne karar vermiş; kararın gerekçesinde 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkında Yönetmelik'in (Yönetmelik) 10. maddesi uyarınca her hükümlüye bir enstrüman verilebileceğine işaret etmiştir.

6. Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığının (Başsavcılık) anılan karara karşı itirazı, Bandırma Ağır Ceza Mahkemesince (Ağır Ceza Mahkemesi) kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle 16/12/2019 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.

7. Başvurucunun yargı kararları uyarınca gitarının verilmesi talebi İnfaz Kurumunca 2/1/2020 tarihinde reddedilmiştir. Kararın gerekçesinde; başvurucunun teslim edilmesini istediği gitarının kargo yoluyla gönderilmesi nedeniyle İnfaz Kurumunun güvenliği açısından tehlike yaratabileceği, bu nedenle İnfaz Kurumu kantininden ücreti karşılığında yeni bir gitar temin etmesinin uygun olduğu belirtilmiştir.

8. Başvurucu 30/4/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Başvurucu, İnfaz Kurumunun 2/1/2020 tarihli kararına karşı şikâyet başvurusunda bulunmuştur. İnfaz Hâkimliğinin 6/5/2020 tarihinde şikâyetin kabulüne dair verdiği karar, itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. Kararın gerekçesinde, ücret karşılığı ve sadece İnfaz Kurumu kantininden gitar temin edilmesine ilişkin uygulamanın hakkın kullanımını engelleyeceğine işaret edilmiştir.

10. İnfaz Kurumu başvurucuya gitarını 2/7/2020 tarihinde teslim etmiştir.

11. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

12. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

13. Başvurucu, hükümlülere ruhsal açıdan iyi geleceği düşüncesiyle Adalet Bakanlığınca (Bakanlık) tanınmış bir hakkın İnfaz Kurumunun keyfî uygulamaları sonucu kullanılamaz hâle geldiğini ileri sürmüştür. Yönetmelik'in 10. maddesi uyarınca her hükümlüye bir enstrüman verilebileceğini, anılan düzenlemeye rağmen İnfaz Kurumunun koğuşta hâlihazırda enstrüman olduğu gerekçesiyle kendi gitarını getirme talebini hukuka aykırı olarak reddettiğini ifade etmiştir. Bu hususta İnfaz Hâkimliğine şikâyet yolunu tüketmiş ve kesinleşmiş yargı kararı da bulunmasına rağmen İnfaz Kurumunun gitarını teslim etmediğini belirtmiştir.

14. Bakanlık görüşünde, kabul edilebilirlik yönünden İnfaz Kurumunun gitarı teslim etmemesine ilişkin kararından itibaren otuz gün içinde başvurucunun bireysel başvuruda bulunmadığı ileri sürülmüş bununla birlikte başvurucunun başvuruda bulunduğu tarih itibarıyla İnfaz Hâkimliğine şikâyet yolunu tamamlamadığı belirtilmiştir. İnfaz Hâkimliği süreci tamamlandıktan sonra ise gitarının başvurucuya teslim edilmesi dolayısıyla başvurucunun mağdur sıfatının değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

15. Bakanlık görüşünde esas yönünden dışarıdan kargo yoluyla gönderilen gitarın Kurum güvenliğini tehlikeye atabileceği İnfaz Kurumunca dikkate alınarak bir değerlendirme yapıldığı belirtilmiştir. Bu kapsamda İnfaz Kurumunun başvurucunun gitar edinmesini bütünüyle engellemediği, Kurum kantininden satın alma imkânının başvurucuya tanındığı ifade edilmiştir.

16. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında İnfaz Kurumunun kesinleşmiş yargı kararına rağmen hukuka aykırı olarak gitarını kendisine teslim etmediğini ileri sürmüştür. Gitarının sonradan teslim edilmesinin mağduriyetini bütünüyle ortadan kaldırmadığını, yaklaşık bir yıl boyunca gitarını kullanamadığını belirtmiştir.

17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetinin özü; mevzuatta öngörülen açık düzenlemeye ve kesinleşmiş yargı kararına rağmen kendisine ait gitarı koğuşa getirmesine idarenin izin vermediği iddiasına ilişkindir. Müzik aleti çalmanın kişiliği geliştirme yollarından biri olduğu da gözetildiğinde başvurucunun şikâyetlerinin bir bütün olarak Anayasa'nın 17. maddesi kapsamında maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür.

18. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

19. Devletin maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkına saygı gösterme yükümlülüğü öncelikle kamu otoritelerinin bu hakka müdahale etmemelerini gerektirir. Bununla birlikte anılan hakka etkili bir biçimde saygının sağlanmasını teminen devletin pozitif yükümlülükleri de bulunmaktadır. Söz konusu pozitif yükümlülükler, bireyler arası ilişkiler alanında olsa da belirtilen haklara saygıyı sağlamaya yönelik tedbirlerin alınmasını zorunlu kılar. Ayrıca söz konusu saygının bir gereği olarak negatif ve pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmesi sırasında bireylerin anılan haklarını tam anlamıyla kullanabilmeleri için usule ilişkin etkili güvencelerden yararlandırılması da sağlanmalıdır (Cezmi Demir ve diğerleri, B. No: 2013/293, 17/7/2014, § 81; Murat Atılgan, B. No: 2013/9047, 7/5/2015, § 22; Marcus Frank Cerny [GK], B. No: 2013/5126, 2/7/2015, § 36; Ata Türkeri, B. No: 2013/6057, 16/12/2015, §§ 31-34; Hüdayi Ercoşkun, B. No: 2013/6235, 10/3/2016, § 90; E.G., [GK], B. No: 2014/12428, 13/10/2016, § 68; Semra Özel Üner, B. No: 2014/12009, 26/10/2016, § 35).

20. Ceza infaz kurumlarında bulunan tüm hükümlü ve tutuklular, Anayasa'da düzenlenen temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahiptir. Ancak tutulmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin temini gibi ceza infaz kurumunda güvenliğin sağlanmasına yönelik kabul edilebilir makul gerekliliklerin olması durumunda hükümlü ve tutukluların sahip oldukları haklar ölçülülük ilkesi gözardı edilmeden sınırlandırılabilir (Turan Günana, B. No: 2013/3550, 19/11/2014, § 35). Bu bağlamda gözetilen meşru amaç ile başvurucunun temel hakkı arasında adil bir denge sağlanmalıdır. (Mehmet Koray Eryaşa, B. No: 2013/6693, 16/4/2015, § 89).

21. Kesin hükme saygı uluslararası hukuk düzenine özgü hukukun genel ilkelerinden biri olarak kabul görmektedir. Anayasa'nın 138. maddesinin son fıkrasında düzenlenen yargı kararlarının geciktirilmeksizin uygulanması yükümlülüğü, hukukun genel ilkelerinden biri olarak da kabul edilen kesin hükme saygı ilkesinin de bir gereğidir. Çünkü bir hukuk sisteminde yargının verdiği ve bağlayıcı olan kesin hükmün zarar gören taraflardan biri açısından işlevsiz duruma getirilmesi kabul edilemez (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Arman Mazman, B. No: 2013/1752, 26/6/2014, § 65; Megasan İnşaat Sanayi Ticaret Taahhüt A.Ş., B. No: 2013/3401, 31/3/2016, § 36).

22. Somut olayda koğuşta hâlihazırda bir adet enstrüman bulunduğu gerekçesiyle başvurucunun kendi gitarını koğuşa getirme talebi İnfaz Kurumunca reddedilmiştir. İnfaz Hâkimliği ise Yönetmelik'in 10. maddesinde yer alan açık düzenleme uyarınca her hükümlüye bir enstrüman verilmesinin mümkün olduğuna işaret etmiş, başvurucunun şikâyetinin kabulüne karar vermiştir. Anılan karar, itiraz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Başvurucu, anılan karar sonrası yeniden İnfaz Kurumuna başvurmuş; bu defa kargo yoluyla gönderilecek bir gitarın güvenlik riski yaratabileceği gerekçesiyle talebi reddedilmiştir. Ücreti ödenmek şartıyla gitarın İnfaz Kurumunun kantininden temin edilebileceği belirtilmiştir. Başvurucu, İnfaz Kurumunun söz konusu uygulamasına karşı tekrar İnfaz Hâkimliğine şikâyet yolunu kullanmış; inceleme devam ederken bireysel başvuruda bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği, kesinleşmiş yargı kararına rağmen başvurucuya ücretini ödemek suretiyle kantinden gitar alma külfeti getirilmesinin hakkın kullanımını engelleyebileceğine ilişkin bir değerlendirme yapmış; başvurucunun şikâyetinin kabulüne karar vermiştir. Anılan karar itiraz edilmeden kesinleştikten sonra İnfaz Kurumu başvurucuya gitarını teslim etmiştir.

23. Her ne kadar anılan süreç sonrasında başvurucuya gitarı teslim edilmişse de İnfaz Hâkimliği kararlarında işaret edildiği üzere Yönetmelik'in 10. maddesinde açıkça tanınan bir haktan başvurucunun yaklaşık bir yıl boyunca yararlanamadığı görülmüştür (bkz. §§ 5-10). Başvurucu, süreç boyunca kendisini psikolojik olarak rahatlatacak bir imkândan yoksun kaldığına ilişkin şikâyetini ayrıca ve açıkça ileri sürmüştür.

24. Bir hukuk sisteminde hukuk kurallarının ve yargı kararlarının uygulanabilirliği hukuki öngörülebilirlik ilkesiyle yakından ilişkili olup yasal altyapıyı kurduktan sonra hayata geçmesini sağlamak devletin pozitif yükümlülüklerinin gereğidir. Somut olayda bu husustaki yükümlülüğün sürecin başlangıcından itibaren gereği gibi yerine getirilemediği, neticede başvurucunun hukuk sisteminin kendisine tanıdığı bir hakkı fiilen kullanamadığı anlaşılmıştır.

25. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

26. Başvurucu, ihlalin tespiti ve 3.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

27. Başvuru konusu olayda, ihlalin idarenin uygulamasından kaynaklandığı, sonraki süreçte de gitarının başvurucuya teslim edildiği anlaşılmakla yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.

28. İhlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya net 3.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Başvurucuya net 3.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/5/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.