I. GİRİŞ

Konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin hükümler ilk olarak 6570 sayılı Gayrimenkul Kiralar Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir. Kiralanın kiracıya tesliminden sonra, kiracının kiralananın belirli bir sürede tahliye etmeyi üstlenmesi 6570 sayılı kanunda olduğu gibi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun’da (“TBK”) düzenlenmiştir. Uygulamada tahliye taahhüdü olarak bilinen bu düzenleme kiraya verenlerin başvurduğu bir tahliye sebeplerindendir.

Bu yazımda, TBK’nın yürürlükte olduğu dönemde kiracının verdiği tahliye taahhüdünde 6570 sayılı Kanun madde 7/a hükmüne atıf yapılmasının tahliye taahhüdünün geçerliliğini ne şekilde etkilediğini değerlendireceğim.

II. TAHLİYE TAAHHÜDÜ

Tahliye taahhüdü uygulamasının yasal dayanağı TBK 352/1’de yer alan düzenlemedir. Buna göre; kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği halde boşaltmazsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir. Kanun metninden de açık bir şekilde görüldüğü gibi tahliye taahhüdünün kiralananın kiracıya fiilen teslim edilmesinden sonra alınmalıdır. Kiralanın teslimi sırasında ya da tesliminden önce alınan tahliye taahhütleri geçerli değildir. Sözleşmenin imza tarihi ile kiralananın fiili teslim tarihlerinin farklı olması halinde; tahliye taahhüdünün geçerliliği, teslim tarihine göre değerlendirilecektir.

Tahliye taahhüdü adi yazılı olabileceği gibi noterde düzenlenebilmektedir. Adi yazılı tahliye taahhütlerinde zaman zaman 6570 sayılı Gayrimenkul Kiralar Hakkında Kanunu madde 7/a bendine atıf yer almaktadır. Kiracılar, bu şekilde düzenlenmiş ve imzalanmış tahliye taahhüdüne istinaden aleyhlerine tahliye talepli takip başlatıldığında; tahliye taahhüt metni, eski kanuna dayandığından taahhütnamenin geçersiz olduğunu ileri sürmektedir. Bu iddianın yanıtı kanunlarda yer almadığından yüksek mahkemelerin uygulamasına bakmak gerekecektir.

“…..Davalı vekili her ne kadar cevap dilekçesinde "...tahliye taahhütnamesinin müvekkiline boş olarak imzalatıldığını, tüm yazılarının sonradan doldurulduğunu" beyan etmiş ise de takip dosyasındaki imzalı itirazında açıkça "tahliye taahhütnamesinin mülga kanun hükümlerine göre hazırlandığı ve geçersiz olduğu" şeklindeki itirazın tahliye taahhüdünün tarihine ve sonradan doldurulduğuna yönelik itiraz olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığından ve İİK'nun 63. maddesi gereğince davalı taraf takibe yaptığı itirazları ile bağlı olup itirazın kaldırılması davasında itirazlarını değiştirip genişletemeyeceğinden, tahliye taahhüdünde önemli olan husus ''kiracının imzası, tahliye edilecek tarihin yazılması ve tahliye taahhüdünün taşınmazda kiracı olarak bulunurken verilmesi'' olup taahhüt içeriğinde mülga 6570 sayılı Kanun maddelerinin yazılmış olmasının önemi bulunmamaktadır”.[1]

“….Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 21/10/2013 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli sözleşme konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi kiraya verenler K2 ve K3 'na vekaleten K1 tarafından imzalanmıştır. Sözleşmede kiraya verenler K2 ve K3 'dur. Takibe konu tahliye taahhüdü de kiracı tarafından kiraya verenler adına düzenlenmiştir. Bu nedenle takip yapılmasında ve dava açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. İbraz edilen tahliye taahhüdü metni matbu olup taahhüt içeriğinde mülga 6570 sayılı Kanunun geçmesi tahliye taahhüdünün geçersiz olduğunu göstermez.”[2]

III. SONUÇ

Yüksek mahkeme kararları, tahliye taahhütnamesinde mülga 6570 sayılı Kanun’a atıf yapılmasını geçersizlik sebebi saymamaktadır. Bu nedenle usulüne uygun şekilde alınmış ve yasal süresinde icra takibine ya da davaya konu edilen tahliye taahhütnamesine karşı; 6570 sayılı kanuna dayanması nedeniyle geçersiz olduğu iddiası mahkemece dinlenmeyecektir. Her hâkimin bilgi ve tecrübesi farklı olduğundan aksi yönde karar verme ihtimali olduğunu hatırlatma fayda bulunmaktadır.

--------------

[1] T.C. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 21.10.2021 Tarih, 2021/1211 Esas, 2021/1442 Karar sayılı içtihat

[2] T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 29.03.2017 tarih, 2017/329 Esas, 2017/388 Karar sayılı içtihat.