Ev Sahibi Depozitoyu Vermezse yazımızda bahsettiğimiz İcra Memuru İcra Emrini Göndermezse yazımızı da yayınlayalım da anlam bütünlüğü ortaya çıksın bu dizimizde. Söz Ev Sahibi Depozitoyu Vermezse’den açılmışken, bu sosyal medya yorumculuğu ne kadar kötü. Biri “haydi bu yazıyı yazan utanmadı, yayınlayan da mı utanmadı” yazmış. Diğeri bir karikatür paylaşmış. Entel, at kuyruklu biri gidiyor arkasında iki zonta sesleniyor “Çatılı…Konut…”. Konut ve çatılı işyerleri diye bir şey var, haberin olsun diyor.

Aslında espri zekice. O entel ben oluyorum herhalde. Kırmızı fularımdan dolayı (?). Karikatürün de farklı versiyonunu hatırlıyorum, çizim aynı yazılar değişik. Herhalde yapay zeka ile yapılıyor.

Ama biz yazımızın başında demedik mi Konut ve Çatılı İşyerlerinde Sözleşmenin Sona Ermesi makalemizde her konudan bahsettik, depozitoyu ve normal kira sözleşmesinin zamanından önce sona ermesini yazmayı unuttuk diye. Haydi o link verdiğimiz yazıyı okumadınız, belli değil mi konut ve çatılı diye bir şeyi bildiğimiz, bilmesek o konuda ayrı bir yazı yazmış olmayız herhalde?

Oysa ki o yazı okunmuş olsa orada çok açık bir şekilde bu kurallar konut ve çatılı işyerlerinde uygulanmaz diye yazdığımız görülecek. Orada çok açık bir şekilde belirli süreli konut ve çatılı işyeri sözleşmesi bittiğinde ne olacağını yazdığımız görülecek. Yetmemiş, bir de örneklerle açıklamışız hepimizin en fazla 10 yıl sürer diye bildiği maksimum sözleşme süresinin pratikte 20 yıla kadar çıkabileceğini.

Ancak hata bizde. Sizin dilekçenizde ne anlattığınız değil, hakimin ne anladığı önemlidir. Siz dilekçenizde bir hususu çok net açıklayamamışsanız, hakimin kafası karışmışsa, yanlış karar vermişse, geçmiş olsun, sonradan istinafta, Yargıtay’da düzelse n’olur? Boşanan Eşin Miras Hakkı yazımızda bu dersi aldığımızı sanmıştık, yanılmışız.

Ama en üzücü tarafı da bu seviyeli yorumları yapanların bazılarının avukat olması. Avukat dediğimizde aklımıza kravatsız görmediğimiz eskiler gelmesin. Bunlar adliyelerde sıklıkla gördüğümüz blucinli, bez ayakkabılı, yaka bağır açık, üç günlük sakallı olanlardan herhalde. TBB Meslek Kuralları m. 5 avukat yazarken de konuşurken de düşüncelerini olgun ve objektif şekilde açıklamalıdır der. Karşınızdaki insanın apaçık yalan söylediği belli olsa bile, bir avukatın ağzından “yalancı” kelimesi çıkmamalıdır; “gerçeğe aykırı ifade” cümlesidir ona yakışan.

Neyse efendim, biz dönelim konumuza, buyrun icra memuru icra emrini göndermezse n’oluyora;

Köklü hukuk fakültelerinde sınav soruları asla test olmadığı gibi, tanım sorarak da olmaz. Bir olay verilir, burada bazen avukat olan sizsinizdir, bazen hakim, duruma göre de savcı olursunuz. Olayda bol bol def’iler vardır, kürsü bunları görüp göremediğinizi öğrenmek ister. İşte başlığımız da sanki bu sorulardan biri gibi. İcra emrinin gönderilmeme şartı yoktur ki, ödeme emri değil bu. İlamlı icra takibi, mahkeme hükmü, memurun göndermeme şansı yok.

Tamam da, ülkede her şey kitabına uygun gidiyor da, icra emrinin gönderilmemesi mi düzeni bozuyor? Ayreten artık öyle adliyeye gidip takip filan açmak yok ki, UYAP üzerinden yapılıyor her şey. Hele bir de pandemi zamanıysa. Bırak vatandaşı, avukatların bile icra dairelerine girmeleri kesin yasaksa (şimdi o köklü hukuk fakültelerinden yeni mezun olmuş uygulayıcıların burada sormaları gerekir. Madem artık daireye gidip takip açma yok, her şey UYAP üzerinden yapılıyorsa, ben neden daireye gitme ihtiyacı duyuyorum. Burada bir oksimoron yok mu. Zaten tüm sorun da burada başlıyor. Sadece takip uzaktan UYAP üzerinden açılıyor. Geri kalan her şey sizin daireye gidip o işlemleri memura yaptırtmanız üzerine kurulu).

Evet, biz sorumuza geri dönelim, açtınız takibi UYAP üzerinden, daireye de gitmeniz yasak pandemi dolayısıyla (ya da boşverin pandemi kısıtlamalarını. Ben mecbur muyum o daireye gitmeye? O zaman UYAP’ın ne anlamı var?), bir hafta bekliyorsunuz, on gün geçiyor, İİK m. 61 niçin var, hani üç gün içerisinde gönderilecekti diye düşünüyorsunuz, bir daha talepte bulunuyorsunuz. En son bir ihtar daha, bu sefer de gönderilmezse icra memurunu icra mahkemesine şikayet edeceğinizi söylüyorsunuz. Ve evet, gene gönderilmiyor.

İcra mahkemesine şikayette bulunuyorsunuz. Uğradığınız ve uğrayacağınız tüm zararların, mahkeme masraflarının ve ücret-i vekaletin (lütfen Kanuni Vekalet Ücreti Vekilin mi yazımıza bakınız); özünde tüm bunların HMK m. 323 kapsamında ödenmesini istiyorsunuz. İcra dairesinin aksine, icra mahkemesi hemen işleme geçiyor. Daireye bir yazı yazıp dosyayı istetiyor. Güzel, yargı çalışıyor.

Güzel, güzel de, hafta geçiyor, haftalar geçiyor daireden tık yok. Aylar geçiyor, gene ses seda yok (biz bu arada pandemi filan dinlemedik, daireye gidip o emri gönderttik de, hukuki olarak da bu işin peşindeyiz). İcra mahkemesine gene bir yazı, ancak takip talebinden bulunulmasından altı ay sonra daireye icra emrinin gönderilmesine hükmeden bir yazı çıkıyor. Çıkıyor çıkmasına da, yapılan tüm masraflar da, haklılığımız ilamla sabit olmasına rağmen, bize yüklettiriliyor.

Yani tamam özünde bu bir şikayet, HMK’da dava olarak bile geçmez, kaza değil iş bu, formalite icabı orada davacı davalı diye geçiyor da, bu durum adalet duygumuzu çok zedeliyor. İcra memuru görevini yapmayacak, bu duruma karşı başvurabileceğimiz tek yol ancak 6 ay sonra sonuçlanacak o da kağıt üzerinde tabii, memura hiçbir yaptırım yok, bir de yapılan tüm masraflar üstümüze kalacak. Bu durumda tabii ki icra memuru icra emrini göndermez.

Bölge Adliye Mahkemesine istinafta bulunduk. Daha önceden tecrübeliyiz BAM’ın derece mahkemesinin istinaf yolu açık verdiği kararlarını kesinlik sınırının altında kaldığından reddetmesinden, AYM İnka Mühendislik Başvurusu’na istinaden dilekçemizde kanunda açıkça yazsa dahi derece mahkemesi başvurucu lehine süre uzatmışsa üst mahkemenin bu usul-ü müktesebe uyması gerekmektedir diye; ve evet, tahmin ettiğimiz üzere istinaf kesinlik sınırının altında diye reddediyor.

Adil Yargılanma Hakkı ve Mahkemeye Erişim Hakkı ihlalleri sebebiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunuyoruz. AYM Tufan ŞAHİN Başvurusu’nu göstererek, özünde sen iki dereceli bir yargılama sistemi istiyorsun ama, senin durumun anayasal açıdan önemsizdir diyor. Yani bu demek oluyor ki, icra memuru icra emrini kanunun emrettiği şekilde en geç üç içerisinde göndermediğinde hiçbir yaptırımın olmayacağının Anayasa Mahkemesi tarafından tescilidir.

Bu Kafkaesk Hukuk Sarmalının kurmaca olduğunu düşünenler için, buyrun efendim, dosyamız İstanbul 5. İcra Dairesi 2020/26739, derece mahkememiz İstanbul 16. İcra Mahkemesi 2020/1486 E. 2021/507 K. 25.05.2021, istinaf İstanbul 22. BAM Hukuk Dairesi 2021/3779 E. 2021/3099 K. 23.11.2021. AYM Bireysel Başvuru 2022/6882 29.07.2022.

Yani efendim n’oluyormuş icra memuru icra emrini göndermezse, alıyorsunuz çukulatanızı, ziyaret ediyorsunuz. Daha az masraflı ve çok daha çabuk çözüm yollu. 

Özgür TÜRKEŞ