T.C.

Yargıtay

3. Ceza Dairesi

2023/18811 E., 2024/5805 K.


"İçtihat Metni"

¸

T. C.
Y A R G I T A Y
3. C E Z A D A İ R E S İ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I


İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/503 E., 2022/443 K.
SUÇ : Terör örgütü propagandası yapma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek Onama


İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

1. Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi 22.06.2020 tarih ve 2019/440 Esas, 2020/223 sayılı kararı ile sanık hakkında terör örgütü propagandası yapma suçundan beraat kararı verilmiştir.

2. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 21.04.2022 tarihli 2020/503 Esas, 2022/443 sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 13.09.2023 tarihli ve düzeltilerek onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;

Sanığın vekili olarak yargılama sürecinde tüm duruşmalara sanık ile beraber katılmalarına ve sanığın bu duruma itirazının olmamasına rağmen, dosya içerisinde vekâletnamenin olmaması nedeniyle mahkemece vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna, vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiği yönünden kararın bozulması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığının kabulü ile sanık hakkında beraat kararı verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE

Sanık müdafiinin temyiz istemi beraat eden sanık lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiğine ilişkin olup sadece vekalet ücreti ile sınırlı yapılan incelemede;

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2020 tarihli ve 2020/16-967 Esas ve 2020/376 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşen kararında; "Mevzuat kapsamında vekilin ve müdafiinin vekaletname ibrazı hakkında bir düzenleme yapılmadığı, sanık tarafından iradi olarak tayin edilen müdafiinin Avukatlık Kanunu kapsamında iradi vekalet ilişkisine dayalı olarak temsil görevi üstlendiği, Avukatlık Yasasının 163. maddesinde 4667 sayılı Yasayla yapılan değişiklik sonrasında avukatlık sözleşmesinin yazılı olmasının şart olmadığı, tarafların iradelerinin uyuşması halinde vekalet sözleşmesi kurulacağı, dolayısıyla tarafların bu yöndeki iradelerini usulünce açıkladıkları hallerde yazılı belge aranmayacağı, sanığın müdafii ile birlikte duruşmaya katıldığı ve müdafiine ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığı, müdafii olarak kabul ettiği anlaşılmakla, sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği yönündeki kanun yararına bozma talebinin reddine" şeklindeki kararıyla dosyaya onaylı vekaletname ibraz edilmemiş olsa da sanık lehine vekalet ücreti takdirinin gerekeceğinin kabul edildiği gözetilmekle,

Sanık müdafinin ilk derece yargılamasında tüm duruşmalara sanık ile birlikte katıldığı gözetildiğinde, kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/4 üncü madde ve fıkrası uyarınca maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesinde hukuka aykırılık bulunmuştur.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde yer alan nedenle sanık müdafisinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 21.04.2022 tarihli 2020/503 Esas, 2022/443 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereği hüküm fıkrasına "Kendisini vekâletnameli vekille temsil ettiren sanık için karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/5 inci maddesi uyarınca takdir edilen 6.810 TL maktu vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesi uyarınca Şanlıurfa 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.04.2024 tarihinde karar verildi.