Türkiye, son yıllarda sağlık turizmi konusunda önemli bir destinasyon haline gelmiştir. Kaliteli sağlık hizmetleri, rekabetçi maliyetler ve modern sağlık tesisleri ile öne çıkan Türkiye, yerli ve yabancı hastaların ilgisini çekmektedir. Kaliteli sağlık hizmetleri, Modern sağlık tesisleri, Maliyet avantajları gibi bir çok sebep  sağlık turizminde bir çok batı ülkelerindense Türkiye’yi cazip hale getirmiştir.  Ancak, bu hızlı büyüme süreci, çeşitli hukuki sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu makalede, Türkiye’de sağlık turizminin genel görünümü ve karşılaşılan hukuki sorunlar ele alınacaktır.

1. Türkiye’de Sağlık Turizmi Kapsamında Hukuki Sorunlar

Türkiye’de sağlık turizmi büyürken çeşitli hukuki sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu sorunlar, hem hastalar hem de sağlık hizmeti sağlayıcıları için önemli sonuçlar doğurabilir:

1.1. Bilgilendirilmiş Onam ve Hasta Hakları

Sağlık turizminde hasta hakları, sağlık hizmetlerinin uluslararası standartlara uygun şekilde verilmesini gerektirir. Türkiye’de hastaların bilgilendirilmiş onam alma hakkı hukuki olarak tanınmaktadır. Ancak, sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından hastalara yeterli bilgi verilmemesi veya dil bariyerleri(hastaların büyük bölümünün yabancı olması) gibi sorunlar yaşanabilir. Bu durum, hastaların tedavi süreçlerinde bilgi eksikliği yaşamasına ve olası hukuki anlaşmazlıklara yol açabilir.  Bu sebeple sağlık hizmetleri sağlayıcılarının hastalara, yapılacak işlemler hakkında detaylı bilgi sunmaları ve bilgilendirilmiş onam almaları ileride çıkacak herhangi bir uyuşmazlık için önem arz etmektedir.

Örneğin; Bir hastanın, estetik cerrahi amacıyla Türkiye’ye seyahat ettiğini ve burada bir operasyon geçirdiğini varsayalım(Türkiye’de hukuksal olarak ortaya çıkan en sık davalar). Hasta, operasyon hakkında yeterli bilgi almadığını ve potansiyel riskler konusunda tam olarak bilgilendirilmediğini yada talepleri dışında farklı bir sonucun ortaya çıktığını iddia edebilir. Bu durumda, hastanın bilgilendirilmiş onam hakkı ihlal edilmiş olabilir.

Hastadan alınacak bilgilendirilmiş onam, ortaya çıkabilecek hukuksal sorunların çözümünü kolaylaştırır ve hem hasta hem de sağlık hizmeti sağlayıcıları haksız bir hukuki koruma kalkanına bürünmemiş olacaktır.

1.2. Gizlilik ve Veri Koruma

Türkiye’de kişisel sağlık verilerinin korunması, 7 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ile düzenlenmiştir. KVKK, kişisel verilerin işlenmesi, saklanması ve korunması ile ilgili kurallar getirir. Sağlık verileri, özel nitelikli kişisel veriler arasında yer alır ve bu nedenle KVKK’nın daha sıkı düzenlemelerine tabidir. Bu Kanun ile hem verisi işlenen kişi ve kurumun hem de veri işleyenin haklarının korunması amaçlanmıştır. Kişisel verilerin amaçları dışında, gelişigüzel toplanmasının önüne geçebilmek için KVKK’nın 17. ve 18. maddelerine göre bu suçu işleyenlerin idari ve cezai sorumlulukları olacağı hükmü yer almaktadır. Bu yaptırımlarla veri sorumlularının sorumlulukları artırılırken; kişisel verilerin korunmasının önemi bir kez daha vurgulanmıştır.

1.3. Tıbbi Malpraktis ve Sorumluluk

Malpraktis, sağlık çalışanlarının mesleki standartlara uygun olmayan eylemleri sonucu  hastanın zarar görmesi durumudur. Sağlık turizmi bağlamında bu tür vakalar, uluslararası hasta ve sağlık hizmeti sağlayıcıları arasında karmaşık hukuki anlaşmazlıklara yol açabilir. Ancak yazımızda  sağlık turizmi ve Türkiye’deki hukuki sorunları değerlendirmeye tabi tuttuğumuz için hastalara yönelik yapılan işlemlerin burada yapıldığını düşünerek değerlendirme yapılmıştır. Türkiye'de sağlık turizminde malpraktis sıklıkla Tıbbi Malpraktis, Cerrahi Malpraktis, Farmakolojik(Eczacılık) Malpraktis olarak ortaya çıkmaktadır.

 Sağlık turizmi kapsamında, hastalar tedavi süreçlerinde yaşadıkları olumsuzluklar nedeniyle hukuki yollara başvurabilirler. Bu durum, sağlık hizmeti sağlayıcıları için yasal sorunlar ve tazminat taleplerine yol açabilir.

1.4. Sigorta ve Tazminat

Sağlık turizmi sırasında meydana gelen sağlık sorunları ve maddi kayıplar, sigorta poliçeleri ile karşılanabilir. Ancak uluslararası hastaların sigorta kapsamı ve koşulları konusunda yeterli bilgi sahibi olmaması, Türkiye'de sağlık hizmetlerinin uygulanmasında sorun yaratabilmektedir. Yine aynı şekilde sağlık turizmi kapsamında yapılacak poliçelerle ilgili de hizmet sağlayan sigortacının gerekli bilgilendirmeleri yapmaları, yapılacak poliçenin sağlık turizmi kapsamında olması ve teminat limitlerinin yeterli olması gibi temel hususların belirtilmesi gerekmektedir.  Bu durum, tazminat taleplerinde belirsizlikler ve uyuşmazlıklara neden olabilir. Örneğin; Hasta tedavilerinden sonra oluşan komplikasyonlar sonucunda ortaya çıkabilecek mali yükümlülüklerin (maddi zararlar) poliçe kapsamında sağlık turizmini kapsayıp kapsamadığı gibi…

Her ne kadar yazımızın çoğu hasta ve sağlık hizmeti sağlayıcıları arasında oluşan uyuşmazlıklara yönelik olsa da poliçe kapsamında hasta ve sigorta arasında da uyuşmazlıklar çıkmaktadır. Bu uyuşmazlıkların çoğu bilgilendirme, aydınlatma ve poliçe içeriğine yönelik olarak ortaya çıkmaktadır. Sigorta sözleşmelerinde bilgilendirmeye ilişkin yönetmeliğin 1. maddesine göre; Aydınlatma yükümlülüğü Tahtında Sigortacı, belli bir sigorta ilişkisine girmek isteyen kişilere, gerek sözleşmenin kurulmasından önce gerekse kurulması sırasında sözleşmenin konusu, teminatları ve diğer özellikleri hakkında oluşabilecek bilgi eksikliklerinin giderilmesi ile, sözleşmenin devamı sırasında ortaya çıkabilecek ve sözleşmenin işleyişi ile ilgili olarak sigorta ettirene, sigortalı veya lehtarı etkileyebilecek nitelikteki değişiklik ve gelişmelerden dolayı bilgilendirilmelidir.

TTK MADDE 1423- (1) Sigortacı ve acentesi, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklar.

SİGORTACILIK KANUNU MADDE 11/3: Sigorta şirketleri ve sigorta acenteleri tarafından, gerek sözleşmenin kurulması gerekse sözleşmenin devamı sırasında sigorta ettiren, lehdar ve sigortalıya yapılacak bilgilendirmeye ilişkin hususlar yönetmelikle düzenlenir.

2. Türkiye’de Sağlık Turizmi İçin Hukuki Çözüm Önerileri

Türkiye'de sağlık turizminin geliştirilmesine yönelik hukuki çözüm önerilerinden bazıları şunlardır;

- Uluslararası Standartlara Uyum: Sağlık hizmeti sağlayıcıları, uluslararası sağlık standartlarına ve mevzuatlarına uygun hareket etmeli, hastaların haklarını ve güvenliğini ön planda tutmalıdır.

- Eğitim ve Bilinçlendirme: Hem sağlık hizmeti sağlayıcıları hem de hastalar, yasal hak ve sorumluluklar konusunda bilinçlendirilmeli ve gerekli eğitimler verilmelidir.

- Veri Koruma Uygulamaları: Kişisel sağlık bilgilerinin korunmasına yönelik etkili veri koruma tedbirleri oluşturulmalı ve bu tedbirler uluslararası standartlara uygun olmalıdır.

- Sigorta ve Poliçe Bilgilendirmeleri: Sağlık turizmi kapsamında sağlık sigortası ve poliçe şartları hakkında hastalara net bilgi sağlanmalı ve olası anlaşmazlıkların önüne geçilmelidir.

Sonuç

Türkiye, sağlık turizmi açısından büyük bir potansiyele sahip olmakla birlikte, bu alandaki hukuki sorunlar da dikkatle ele alınmalıdır. Hasta hakları, gizlilik, tıbbi sorumluluk ve sigorta gibi konularda yaşanan hukuki sorunlar, sağlık turizminin sürdürülebilirliğini etkileyebilir. Türkiye’nin sağlık turizmi sektörünü daha da güçlendirmek ve uluslararası standartlara uyum sağlamak için etkili hukuki düzenlemeler ve uygulamalar gerekmektedir. Ezcümle, sağlık turizminin Türkiye için bir katma değer sağladığı aşikar olup, sürdürülebilirlik ile hasta ve sağlık hizmeti sağlayıcıların hukuksal anlamdaki haklarının korunması, hukuki menfaatlerinin zedelenmemesi adına gerekli tedbirlerin alınması elzemdir.  

Arb. Av. Aydın TAY