T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2021/1748
K. 2024/2057
T. 12.12.2024

TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN TAZMİNAT ( Hükme Esas Alınan Tazminat Hesabına Dayanak Yapılan ATK 2. İhtisas Kurulu Tarafından Düzenlenen Raporda Davacının Maluliyetinin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik Hükümlerine Göre Düzenlendiği Oysaki Kaza Tarihi İtibariyle Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri Uygulanmak Suretiyle Maluliyet Oranın Belirlenmesi Gerektiği )

RAPORLAR ARASINDA ÇELİŞKİ BULUNMASI ( Davacı Tarafça Sunulan Haseki EAH Tarafından Düzenlenen 05.07.2017 Tarihli Raporda İse Davaya Konu Trafik Kazasına Bağlı Olarak %20 Oranında Engelliliğinin Bulunduğu Bildirildiği Bu Hali İle Davacının Kalıcı Maluliyet Oranının Doğru Yönetmelik Hükümleri Uygulanmak Suretiyle Belirlenmediği Gibi Dosya Kapsamında Yer Alan Raporlar Arasında Çelişki Bulunduğu )

TEMERRÜT TARİHİ ( Davacı Tarafça Yapılan Başvuru Tarihinden İtibaren 8 İş Günü Sonrasında Temerrüde Düşeceği )

6098/m.54

ÖZET: Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesi, davacı lehine maddi ve manevi tazminata hükmetmiş, ancak tazminatın tahsili konusunda hem müteselsil sorumluluk ilkesi gereğince hem de kusur oranlarına göre ayrı ayrı sorumluluk belirleyerek infazda tereddüt oluşturacak bir hüküm kurmuştur.

Davalının, davacı tarafça yapılan başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşeceği, davacı tarafa ait başvuru dilekçesinin 22.01.2018 tarihinde davalıya tebliğ ettiği, bu durumda davalının, başvuru tarihini takip eden 8. iş günü sonrasının 03.02.2018 günü olduğu anlaşılmasına rağmen temerrüt tarihinin başvurunun yapıldığı gün olarak kabul edilmesi hatalıdır.

DAVA : Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf edenin sıfatına, istinaf nedenlerine ve kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde;

Davacı vekili dava dilekçesi ile; 21.03.2017 tarihinde, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu davalı ...'nın maliki olduğu taksi ile seyir halinde iken davalı ...'nun işleteni olduğu aracın çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında hayati tehlikesi ağır olacak şekilde yaralandığını, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen rapor ile müvekkilinin %20 oranında engelli olduğunun tespit edildiğini, davalı ... ile ... Sigorta A.Ş.'ye yapılan başvuruya rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek bilirkişi raporu ile belirlenecek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00-TL maddi tazminatın davalılar ... ve ... yönünden kaza tarihinden, diğer davalılar yönünden başvuru tarihi olan 22.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, 50.000,00-TL manevi tazminatın davalı şahıslardan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında sunduğu 20.02.2018 tarihli dilekçeyle maddi tazminat taleplerini geçici iş göremezlik yönünden 3.896,96-TL'ye sürekli işgöremezlik yönünden 97.593,98-TL'ye artırdıklarını, 09.03.2021 tarihli dilekçeyle de, sürekli iş göremezliğe ilişkin taleplerini 104.380,56-TL'ye artırdıklarını bildirmiştir.

Davalılar ... Sigorta A.Ş., ... ve ... vekilleri ayrı ayrı sundukları cevap dilekçeleri ile davanın reddini savunmuşlardır. Davalı ... davaya karşı süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamış, yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirmiş, davalı vekili yargılama aşamasındaki beyanlarında davanın reddini savunmuştur.

İlk derece mahkemesince; dosya kapsamına alınan bilirkişi raporu ile davalı ...'nun maliki olduğu araç sürücüsünün KTK 57/a maddesine aykırı ve dikkatsiz davranmakla kazanın meydana gelmesinde tali ve % 25 oranında, davacının yolcu olarak bulunduğu davalı ...'nın işleteni olduğu ... plaka sayılı araç sürücüsü ...'ın ise KTK 57/a ve c.2 maddesine aykırı davrandığı, geçiş hakkı ...'in sevk ve idaresindeki araca ait olduğu halde, kavşaklarda geçiş önceliği kuralına uymadığından kazanın meydana gelmesinde asli ve % 75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, tespitin kazanın meydana geliş şekli, yapılan soruşturma kapsamı ve ceza yargılaması sırasında yaptırılan inceleme ve aldırılan raporlar ile uyumlu olduğu, davacının davamıza konu kazada yaralanmasından dolayı uğradığı maluliyet oranının tespiti bakımından İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İkinci İhtisas Kurulu vasıtası ile yaptırılan muayenesi sonucunda % 26 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiğinin, iyileşmesinin 3 aya kadar uzayabileceğinin tespit ve rapor edildiği, aldırılan kusur ve maluliyet raporlarına göre kazanın meydana gelmesindeki kusur oranları ve davacının yaralanmasından dolayı uğradığı maluliyet ve iyileşme süresi dikkate alınarak, aktüer bilirkişi raporunun dosya kapsamı ve bilimsel veriler ile uyumlu ve ayrıca denetime açık olduğu, davacının uğradığı nihai ve gerçek maddi 108.277,53-TL zararının davalılar ... Sigorta ve ... 81.208,14-TL'sinden, davalı ... ve davalı ...'nun 27.069,39-TL'sinden sorumlu olmak üzere davalılardan tahsiline karar vermek gerektiği, dava konusu kazanın, dolayısı ile davacının maluliyet zararının oluşumundaki kusur oranları, davacının kaza nedeniyle % 26 oranında daimi malul kaldığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önünde bulundurulduğunda, gerek davacının kazada yaralanmasından dolayı yaşadığı fiziksel acı, gerek tedavi sürecinde ve daimi maluliyetinden dolayı yaşadığı elem ve üzüntü nedeniyle manen zarara uğradığı ve manevi tazminat davasının kabulü gerektiği, talep edilen 50.000-TL manevi tazminatın, kusur oranları doğrultusunda 37.500 TL'sinin davalı ...'dan, 12.500,00-TL'sinin ...'dan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerektiği kanaati ile; "1-Davacının maddi tazminat davasının KABULÜNE, 108.277,53 TL nın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine ( davalılar ... Sigorta ve ... 81.208,14 TL sınden, davalı ... Sigorta A.Ş 22/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı ... 21/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sorumlu olmak üzere, davalı ... ve davalı ... 27.069,39 TL den, 22/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı ... 21/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile sorumlu olmak üzere) 2-Davacının davalılar ... ve ...'ya karşı açmış olduğu manevi tazminat davasının kabulüne ve 50.000 TL nın 21/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, ( davalı ... 37.500 TL den, davalı ... 12.500 TL den sorumlu olmak üzere)" karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İlk derece mahkemesince, davalı ... ve vekili adına istinaf karar harç ve giderlerinin yatırılması için muhtıra çıkartıldığı, muhtıraya rağmen istinaf harç ve giderlerinin yatırılmaması üzerine 14.09.2021 tarihli ek karar ile davalı ... vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiş, ek karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmaması nedeniyle istinaf incelemesi davacı vekili, davalılar ... Sigorta A.Ş., ... ve ... vekilinin istinaf taleplerine ilişkin olarak yapılmıştır. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; mahkemece tazminat miktarının hem davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği hem de hükmün devamında davalıların kusur oranlarında zarardan ayrı ayrı sorumlu olduklarını belirlediği ve bu durumun hükmün infazında tereddüt yarattığı, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden de hükümde müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildikten sonra davalıların kusur oranlarında sorumlu oldukları miktarın ayrıca gösterilmesinin hatalı olduğu, davalıların kusur oranlarının kendi iç ilişkilerinin konusu olduğu, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmaması nedeniyle talepleri gibi davalıların tazminattan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiği hususlarına ilişkindir.

Davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf nedenleri; maluliyet raporunun yanlış yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği, hesaplanan maddi tazminat miktarının fahiş olduğu, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderinin, bilirkişi raporu ile afaki olarak belirlenen tedavi giderleri ve yol masraflarının müvekkili şirketin sorumluluğunda bulunmadığı, davacının sigortalı araçta yolcu olarak bulunması nedeniyle hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve teminat limiti ile sınırlı olduğu göz ardı edilerek karar verildiği hususlarına ilişkindir.

Davalı ... vekilinin istinaf nedenleri; davadan önce başvuru şartının yerine getirilmemiş olması sebebiyle davanın usulden reddi gerektiği, tazminat hesabı yapılması için zorunlu olan Sağlık Kurulu raporunun davacı tarafça ibraz edilmediği, geçici iş göremezlik zararından müvekkili kurumun sorumlu olmadığı, davacının kaza tarihinde emekli/yaşlılık aylığı alması ve çalıştığını ispatlamamış olması sebebiyle geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı, maluliyet raporunun hatalı yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği, dava dilekçesine ekli olarak sunulan raporda davacının maluliyeti %20 oranında belirlenmiş iken hükme esas alınan ATK raporunda %26 olarak belirlendiği ve raporlar arasında çelişki bulunduğu, çelişki giderilmeksizin karar verildiği, tazminat hesabının TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 oranında teknik faiz uygulanmak suretiyle yapılması gerektiği, ulaşım giderlerinin teminat kapsamı dışında olduğu, SGK tarafından yapılmış rücuya tabi ödeme bulunup bulunmadığının tespiti gerektiği, belirlenen temerrüt tarihinin hatalı olduğu, ancak dava tarihinden itibaren ve yasal faiz işletilebileceği hususlarına ilişkindir.

Davalı ... vekilinin istinaf nedenleri; kusur raporuna itirazları hakkında karar verilmeksizin hüküm kurulduğu, kazaya karışan araç sürücülerinin beyanlarında karşı araç sürücüsünün müvekkilinin aracına çarptığını ifade ettikleri, bilirkişi tarafından kazanın meydana geldiği kavşakta park halinde bulunan ve görüşü engelleyen kamyonların durumunun değerlendirilmediği, ATK Trafik Dairesi'nden rapor alınması talep edilmesine rağmen ilk derece mahkemesince ceza yargılaması sırasında alınan ve müvekkiline tebliğ edilmeyen bilirkişi raporunun dosya kapsamına celbinden sonra itiraz ve talep hakkında karar verileceğine karar verilmesine rağmen itirazları hakkında herhangi bir karar verilmeksizin ve müvekkilinin taraf olmadığı ceza yargılamasında alınan ve tebliğ edilmeyen bilirkişi raporunun hükme esas alınarak adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, dosya kapsamındaki aktüer bilirkişi raporlarının birbirleri ile çelişkili olduğu, 14.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda, davacının bakiye ömür süresi yönünden hesap hatası yapılarak 20 yıl süre için tazminat hesaplandığı, 03.02.2021 tarihli raporda ise 17 yıl bakiye ömür süresi üzerinden hesaplama yapıldığı, davada ancak bir kez ıslah yapılabilecek olmasına rağmen davacının ikinci ıslah dilekçesi doğrultusunda karar verilmiş olmasının hatalı olduğu, davanın belirsiz alacak değil, kısmi dava olması nedeniyle ıslah dilekçesi ile artırılan kısmın zamanaşımına uğradığı, takdir edilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu, tazminata avans faizi işletilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

(1) Davacı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde; Davacı vekili dava dilekçesi ile, talep edilen maddi ve manevi tazminatın davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, kusur oranının tespiti yönünden hükme esas alınan 14.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda, davalı ...'nın işleteni olduğu davalı ... Sigorta şirketine zorunlu trafik sigortalı araç sürücüsünün asli ve %75, davalı ...'nun maliki olduğu araç sürücüsünün ise tali ve %25 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiş, ilk derece mahkemesince de, hem tazminatların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hem de kusur oranlarına göre davalıların sorumlu oldukları miktarlar belirtilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Tek bir olaya bağlı aynı haksız eylemden değişik hukuki nedenlerle sorumlu olanlardan her biri, BK.nun 50. ve 51. (6098 Sayılı BK'nun 61 ve 62. md.) maddeleri uyarınca, zarardan müteselsilen sorumludurlar. Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, aynı Kanunun'un 141. (6098 Sayılı BK'nun 162. md.) maddesine göre, borcun tamamından sorumludurlar. Nitekim, 2918 Sayılı KTK.nun 88/1. maddesinde, trafik kazası nedeniyle müteselsil sorumluluk öngörülmüştür. Zarar görenler, zararlarını müştereken ve müteselsilen talep edebilecekleri gibi yasanın verdiği müteselsilen talep hakkından açıkça vazgeçerek her bir failin kusuru oranında da talepte bulunabilirler. Somut olayda; davacı vekilinin dava dilekçesi ve yargılama aşamasında sunduğu dilekçeleri ile maddi ve manevi tazminatın, müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesi isteminde bulunduğu göz önünde bulundurularak müşterek ve müteselsilen sorumluluk ilkesince davalıların hükmedilen tazminatlar yönünden zararın tamamından sorumluluklarına ve vekalet ücreti ile yargılama gideri yönünden de müştereken ve müteselsilen tahsile karar verilmesi gerekir iken infazda tereddüt oluşturacak nitelikte ve yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

(2) Davalılar ..., ... Sigorta A.Ş. ve ... vekillerinin istinaf taleplerinin incelenmesinde; (a) Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması hâlinde, zararın kapsamının tespiti açısından geçici iş göremezlik süresi ile sürekli iş göremezlik oranının doğru bir şekilde belirlenmesi zorunludur. Söz konusu belirlemenin, bağlı oldukları mevzuat uyarınca sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneler veya sağlık kuruluşları tarafından çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetince kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılması gerekir. Maluliyet oranına ilişkin raporun, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Somut olaya gelince; hükme esas alınan tazminat hesabına dayanak yapılan ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 13.05.2019 tarihli 9740 karar sayılı raporda, davacının maluliyetinin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği, oysaki kaza tarihi itibariyle Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanmak suretiyle maluliyet oranın belirlenmesi gerektiği, ayrıca davacı tarafça sunulan Haseki EAH tarafından düzenlenen 05.07.2017 tarihli raporda ise davaya konu trafik kazasına bağlı olarak %20 oranında engelliliğinin bulunduğu bildirildiği, bu hali ile davacının kalıcı maluliyet oranının doğru Yönetmelik hükümleri uygulanmak suretiyle belirlenmediği gibi dosya kapsamında yer alan raporlar arasında çelişki bulunduğu anlaşılmıştır.

Eksik inceleme ve araştırma ile karar verilemez. Bu durumda mahkemece, dosyanın ATK 2. İhtisas Kurulu'na gönderilerek dosya kapsamında yer alan Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 05.07.2017 tarihli raporu da irdeleyen, kaza tarihi itibari ile yürürlükteki Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanmak suretiyle usulüne uygun, denetime ve karar vermeye elverişli şekilde düzenlenecek rapor alınıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmekte olup, istinaf eden davalılar ... Sigorta A.Ş., ... ve ... vekillerinin bu hususa isabet eden istinaf talepleri yerindedir. b)Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 54. maddesinde özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir. Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilikte geçen pasif dönem olarak ayrılması, genel kabule göre aktif dönemin 60 yaşında sona ereceğinin kabulünün gerektiği Yargıtay ilgili Dairesi'nin ve Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Kaza tarihinde 61 yaşında olan davacının pasif dönemde bulunduğu, bununla birlikte kaza tarihinde gelir getirici bir işte çalıştığına ilişkin dosyada bilgi ve belgenin de bulunmadığı, dolayısıyla geçici iş göremezlik süresince mahrum kaldığı herhangi bir kazancının olmadığı, buna göre davacının geçici iş göremezlik zararının da doğmadığı anlaşılmış olup, istinaf eden davalılar ... vekili ve ... Sigorta A.Ş. vekilinin bu hususa yönelik istinaf talepleri yerindedir. c) Kabule göre de, davalı ...nın, davacı tarafça yapılan başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşeceği, davacı tarafa ait başvuru dilekçesinin 22.01.2018 tarihinde davalıya tebliğ ettiği, bu durumda davalının, başvuru tarihini takip eden 8. iş günü sonrasının 03.02.2018 günü olduğu anlaşılmasına rağmen temerrüt tarihinin başvurunun yapıldığı gün olarak kabul edilmesi hatalı olup, davalı ... vekilinin bu hususa yönelik istinaf talebi de yerindedir.

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle istinaf eden davalılar ..., ... Sigorta A.Ş. ve ... vekillerinin yerinde görülen istinaf isteminin kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-a/6 madde hükmü gereğince kaldırılmasına, Dairece verilen kaldırma kararının gerekçesi ve şekline göre davalılar ..., ... Sigorta A.Ş. ve ... vekillerinin sair istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

SONUÇ : Gerekçe uyarınca,

1/Davacı vekili, davalılar ..., ... ve ... Sigorta A.Ş. vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK'nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,

2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine,

3/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine iadesine,

4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,

5/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK'nın 353/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oybirliğiyle karar verildi. 12.12.2024