İmza töreni öncesinde TBB Başkanı Sağkan ve Yönetim Kurulu üyelerinin yanı sıra, Ankara Barosu Başkanı Av. Mustafa Köroğlu, Afyonkarahisar Barosu Başkanı Av. Turgay Şahin, Aydın Barosu Başkanı Av. Sezgin Çetin, Hatay Barosu Başkanı Av. Erhan Nizamoğlu, Kahramanmaraş Barosu Başkanı Av. Muhammed Burak Gül, Kayseri Barosu Başkanı Av. Ali Köse, Sakarya Barosu Başkanı Av. İlknur Ebiz Yıldız, Tokat Barosu Başkanı Av. Volkan Bozkurt ve Ankara 2 Nolu Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Tuğba Sağlam Aydın’dan oluşan heyet, Filistin Barolar Birliği Başkanı Av. Fadi Hatem Abbaas Salahaldeen, Genel Sekreter Av. Daoud Suliman Mohamed Darawi, Yönetim Kurulu üyeleri Av. Mohammedsuhail A. F. Ashour Laila, Av. Loiy Nasır A. Abujaber ve Av. Amjad Othman İsmail Shella’dan oluşan Filistin Barolar Birliği heyeti ile İstişare Toplantısında bir araya geldi.

SAĞKAN: ULUSLARARASI KAMUOYUNUN KATLİAMA SEYİRCİ KALDIĞI TARİHSEL BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ

Birlik Başkanı Sağkan burada yaptığı açıklamada imzalanan İş Birliği Protokolü’nün tarihi nitelikte olduğunu belirterek şunları söyledi:

“İsrail dünyanın gözü önünde yürüttüğü tecrit ve katliam politikasını 7 Ekim'den itibaren savaş suçu, insanlığa karşı suç ve bunları da aşan soykırım suçuna dönüştürdüğü, sadece kınamakla yetinen uluslararası kamuoyunun da bu katliama seyirci kaldığı tarihsel bir süreçten geçiyoruz. İsrail’in yürüttüğü politikaların hem uluslararası toplum nezdinde hem de uluslararası hukuk karşılığında sonuçlarını görmek zorunda olduğu inancındayız. Unutulmamalıdır ki caydırıcılığı olmayan uluslararası mekanizmalar kurulma amaçlarının aksine hak ihlali yapanları cesaretlendiren mekanizmalardır. Gazze artık insanlığın turnusol kağıdı olmuştur. Bir tarafta haksızlık nereden gelirse gelsin kime dönük olursa olsun mağdurun yanında yer alanlar, bir tarafta da işine geldiği zaman insan hakları konusunda mangalda kül bırakmayan ama işine gelmediği zaman da kafasını kuma gömenler vardır. İşte Gazze aslında kimin ne olduğu konusunda tam da bir turnusol kağıdı vazifesi görmüştür. TBB ve 81 baromuzun ortak mücadelesi ile bugüne kadar İsrail’in yürüttüğü politikaların ve yaptığı katliamın artık soykırım suçunun özel kastını taşıdığına ilişkin net somut delillerle birlikte Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvurularımızı yaptık. Aynı zamanda fırsat bulduğumuz her mecrada uluslararası aktörlerin harekete geçmesi için çağrımızı paylaştık. Demokratik haklarımızı kullanarak hem ülkemizin hem de uluslararası kamuoyunun bu konudaki hassasiyetini canlı tutmak için gayret ettik. Bütün bu süreçte Filistin Barolar Birliğimiz ile tam bir iş birliği içerisinde hareket ettik. On binlerce çocuğun, kadının, sivilin yaşamını kaybettiği bu katliamda çok sayıda meslektaşımız da hayatını kaybetmiş, Filistin Barolar Birliği’nin genel merkez binası ve şube binaları da yıkılmıştır. Bugün TBB ve Filistin Barolar Birliği istişare toplantısı sonucunda iş birliği protokolünü imzalayacaklar. İki temel amacı olan bu iş birliği protokolünün birinci amacı İsrail’in yürüttüğü tecrit, katliam ve artık soykırım suçuna ulaşan bu politikanın uluslararası hukuk nezdinde karşılığını bulması için beraber çalışma yürütmek ve bu çalışmaları etkin şekilde takip etmektir. İkinci amacı ise kadim hukuk kültürüne sahip iki toplumun bu anlamdaki kültürlerini de paylaşarak mesleğin ve meslektaşların kapasitelerinin artırılmasına faydalı olmaktır.

Bugün atılan imza tarihi bir imzadır, bugün atılan imza bundan sonraki süreçte İsrail’in yürüttüğü politikaların uluslararası hukuk nezdindeki karşılığının delilleriyle, tespitleriyle, raporlarıyla ortaya konup bundan sonraki nesillere de aktarılması bakımından çok ama çok büyük bir önem taşımaktadır.

Tekrar Filistin halkının yanında olduğumuzu, acılarını yürekten paylaştığımızı ve mücadeleyi birlikte yürütme azminden hiçbir şey kaybetmediğimizi sizlerle paylaşıyorum.”

SALAHALDEEN: TBB’YE YANIMIZDA SERGİLEDİĞİ DURUŞTAN DOLAYI SONSUZ TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM

Filistin Barolar Birliği Başkanı Salahaldeen de konuşmasında TBB’ye sergilediği duruştun dolayı Filistinli avukatlar adına teşekkür etti ve şöyle devam etti:

“Bugün gerçekten de Filistinli avukatlar için de barolar için de çok önemli bir gündür. TBB ve Türkiye’deki barolarla ilişkimizi kurumsallaştırma anlamında çok önemsediğimiz bir gündür. Filistin halkının meşru haklarının yanında yer alan Türk halkının ve devletinin tutumunu da burada takdirle karşıladığımızı belirtmek istiyorum. İki halkı bir araya getiren tarihsel bir süreç söz konusu. Özellikle şu an aralıksız soykırıma maruz kalan Filistin halkının geçtiği sürece baktığımızda, etkin bazı güçler olup bitenleri utanmadan izlemektedirler. Uluslararası hukuk kuralarını hiçe sayarak görmezden gelmeye devam edenler var. Bugün herkese, özellikle insan hakları savunucuları olarak bizlere görev düşmektedir. İnsanlığımızı savunmamız gerektiğine inanıyorum. Soykırımın en kötü örneklerine maruz kalan insanlığımızdan bahsediyorum. Bazı ülkeler çifte standart siyasetini uygulamaya devam etmektedirler. Filistin halkının haklarını savunması anlamında biz Filistinli avukatlar olarak TBB ve Türkiye’deki baroların ve avukatların izlediği tutumu takdirle karşılamaktayız ve bundan da son derece memnunuz. Bugün imza atacağımız protokolle birlikte hukuki savunuculuk anlamında emin adımlarla yürüyerek ilerleyeceğimize inanıyorum. İnsanlık onurunu savunmak anlamında ortak noktamız söz konusu. Hakları çiğnenen halkların yanında yer almak söz konusu bizim için. Filistinli avukatlar adına yanımızda sergilediğiniz duruştan dolayı TBB’ye sonsuz teşekkürlerimi sunmak isterim.”

İş Birliği protokolünün imzalanmasının ardından istişare toplantısına katılan Baro başkanları da duygu ve düşüncelerini paylaştı.

Haber ile ilgili Görseller

Görün