“MADDİ GERÇEĞE ULAŞILMASINA KATKI SUNMAK ADINA BURADAYIZ"

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, Yönetim Kurulu üyeleri, başta Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Abdulkadir Güleç olmak üzere 64 Baro başkanı ve tüm barolardan temsilcilerin katıldığı duruşmada sanıklar ilk defa hakim karşısına çıktı.

Kimlik tespitinin ardından konuşan Birlik Başkanı Sağkan, TBB olarak yargılama sürecine katkıda bulunmak istediklerini belirterek davaya katılma talebinde bulundu. "Maddi gerçeğe ulaşılmasına katkın sunma istiyoruz" diyen Sağkan, TBB'nin ve baroların insan haklarını savunmak ve korumakla görevli olduğunu, bu kavramlara işlerlik kazandırmanın ancak davanın etkin şekilde takibi ile mümkün olduğunu, adalete erişimde dezavantajlı olan gruplar başta olmak üzere yaşam hakkını savunmanın TBB nin ve baroların yasadan kaynaklı görevi olduğunu hatırlattı. Duruşmada söz alan baro başkanları da “Adil ve toplumun vicdanını rahatlatan bir karar bekliyoruz” dediler.

TBB ve Baroların katılma taleplerini reddeden Mahkeme, duruşmada müşteki sıfatıyla bulunan Diyarbakır Barosu'nun katılma talebini kabul etti.

Sağkan ve beraberindekiler, sanıkların ifadelerinin alınma ile devam edilen duruşmayı izlemeyi sürdürüyor.

"MAHKEMENİN TBB VE BAROLARIN KATILMA TALEBİNİ UYGUN GÖRMEMESİ YARGILAMA BAKIMINDAN CİDDİ BİR EKSİKLİKTİR"

Duruşmaya verilen arada TBB ve Barolar tarafından Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yapıldı. Sağkan burada yaptığı konuşmada, "Mahkeme heyetine yaptığım açıklamada da ifade ettiğim üzere; Türkiye Barolar Birliği'nin ve Baroların temel hedefi, bütün kamuoyunun gözü önünde ve gündeminde olan bu dosyada gerçekten adaletin tesisinin sağlanmasına, etkili bir kovuşturma sürecinin yürütülmesine, maddi gerçeğe ulaşılmasına ve herkesin içinin rahat edeceği bir sonucun ortaya çıkması bakımından yargılama sürecine katkı sunmak. O nedenle burada hazır bulunuyoruz."

"Bugün aylardır takip ettiğimiz davanın ilk duruşmasında, Türkiye Barolar Birliği ve Barolarımızın katılma taleplerini bu çerçevede mahkeme heyetine ilettik" diyen Sağkan, mahkeme heyeti tarafından bu talebin uygun görülmediğini söyleyerek şöyle konuştu:

"Bu ret kararının yargılama bakımından ciddi bir eksiklik olduğu inancındayım. Çünkü baroların ve Türkiye Barolar Birliği'nin Avukatlık Kanunu'ndan kaynaklanan, 'insan haklarını korumak ve bu kavrama işlerlik kazandırmak' görevi bulunmaktadır. Bir yargılamaya etkin bir şekilde katılamadığımız durumda başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere dezavantajlı grupların yaşadığı hak ihlallerinin giderilmesine katkı sunmakta zorlanırız. Tabii dosyayı ilk günden itibaren çok etkin bir şekilde takip eden ve soruşturma aşamasında şikayetçi olarak kabul gören Diyarbakır Barosu'nun davada da katılan olarak kabul görmesi nedeniyle bizler de artık Türkiye Barolar Birliği ve Barolar olarak önümüzdeki süreçte de Diyarbakır Baromuzun yanında yer alarak katkı sunmaya devam edeceğiz.

Öğlene kadarki ilk kısımda iki sanığın (Nevzat Bahtiyar ve Enes Güran) ifadeleri alındı, doğrudan sorguları tamamlandı. Öğleden sonraki kısım da diğer sanıkların ifadeleriyle sürecek. Pazar günü dahil olmak üzere devam edecek bir duruşma süreciyle karşı karşıya olduğumuzu anlıyoruz.

Öğlene kadarki süreçte sanıkların ilk ifadeleri çerçevesinde ifadeler vermeye devam ettiklerini ve özellikle doğrudan çapraz sorgu şeklindeki sorgu usulüne karşı da beyanda bulunmaktan kaçındıkları her noktada hatırlayamadıkları şeklinde ifadelerle ilk günden itibaren sürdürdükleri tutum içinde olduklarını gördük. Ancak avukatlar tarafından sorulan sorular, verilemeyen ve verilen bazı cevaplar ile tevil yollu bazı cevaplar yavaş yavaş somut gerçeğe ulaşılması konusunda adımlar atıldığı noktasında bizlere umut veriyor."