Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konut kiralarında iki yıldır süren yüzde 25’lik artış sınırının devam etmesi için bir neden görmediğini ve devam etmesi için bir çalışma yapılmadığını açıkladı.
Peki, 1 Temmuz sonrasında konut kiralarında yüzde 25 zam sınırı kalkınca neye göre artış yapabilecek? Ev sahibi konutuna istediği şekilde zam yapabilecek mi? Hürriyet'ten Oya Armutçu'nun haberine göre; Avukat Burcu Akar Muratoğlu, bu soruları yanıtladı. Muratoğlu’nun verdiği bilgiye göre, konut kira zammı 1 Temmuz sonrasında yasa devreden çıkacağı için eskisi gibi yıllık enflasyon ortalamasına (TÜFE) göre belirlenecek. Türk Borçlar Kanunu (TBK) gereği eski düzenleme olan 12 aylık enflasyon ortalamasına göre kira zammı yapılacak. Muratoğlu’na, kira soruları ve yanıtları şöyle:
* Kirada yüzde 25 sınırı ne zaman kalkacak?
Türk Borçlar Kanunu’na 8 Haziran 2022’de eklenen geçici madde ile konut kiralarına yüzde 25 kira artış zam sınırı getirildi. Bu sınırlama 1 Temmuz 2024’e kadar uzatıldı. Bu düzenleme kapsamında konut kira artış oranının tavanı yüzde 25’le sınırlandırılmıştı. Şimşek, yeni düzenleme yapılmayacağını açıkladığı için 1 Temmuz’dan sonra konut kiralarındaki yüzde 25 zam sınırlaması yasası ortadan kalkacak.
* 1 Temmuz sonrası kira artışı nasıl düzenlenecek?
Konut kira zammında eskiye dönülecek. Borçlar Kanunu’nun 344. madde uyarınca 12 aylık enflasyon ortalaması hesabına göre yapılacak. 2 Temmuz sonrası artık konutlarda kira zammı enflasyon ortalamasına yani, her ay TÜİK tarafından açıklanan bültende yer alan oran baz alınarak 12 aylık TÜFE ortalamasına göre yapılacak.
* Yüzde 25 sınırı olmasaydı mayıs kira oranı nasıl belirlenecekti?
3 Mayıs’ta nisan ayı enflasyon rakamları açıklanmıştı. Nisan ve önceki 11 ayın eklenmesi ile çıkan sonuç 12’ye bölünüyor ve yıllık ortalama enflasyon belirleniyordu. Bu oran geçen ay yüzde 59.64 olmuştu. Eğer kirada yüzde 25 zam sınırı olmasaydı geçen ay kira sözleşmesi yenileyecek ev sahipleri, kiraya en fazla yüzde 59.64 oranında zam yapabilecekti.
* 2 Temmuz’da 5 yılını dolduran kira kontratı olan ev sahipleri kira tespit davası açabilecek mi?
Kirada yüzde 25 zam sınırı iki yıldır uygulanıyor. 1 Temmuz 2024 tarihinde birçok sözleşmenin 4. veya 5. yıllarının devreye gireceğini söyleyebiliriz. Kira tespit davası açmak için 5 kira döneminin dolmuş olması şart. Bu noktada 2 Temmuz 2024’te zaten konut kirasına ev sahipleri TÜFE oranında zam yapacak. Bu yasa nedeniyle yaşadıkları kayıpları bir miktar telafi edilecek. Kira kontratı beş yılını dolduranlar kiracıları ile anlaşamazlarsa kira tespit davası açma yoluna gidebilecekler. 5 yılı doldurmayanlar için ise her zaman kira uyarlaması davası açma yoluna gidilebilir.
* Kira davası nasıl açılacak?
Kira davaları 1 Eylül 2023 itibarı ile zorunlu arabuluculuk kapsamına alındı. İlamsız icra yoluyla tahliye hariç kiralananın tahliyesi, kira bedelinin tespiti, kira uyarlama davaları, kiracı ve kiralayan (mal sahibi) arasındaki her türlü alacak ve tazminat talebine ilişkin uyuşmazlıklarda dava açmayı düşünen ev sahipleri önce zorunlu dava şartı olarak arabulucuya gidecekler. Arabulucuda anlaşma sağlanamazsa mahkemede kira tespit davası açabilecekler.
‘PİYASADAN DÖVİZ ALMASAK DOLAR/TL 30’UN ALTINA GERİLERDİ’
Merkez Bankası’nın (TCMB) döviz biriktirmemesi durumunda liranın nominal değer kazanabileceğini belirten Şimşek, “Biz piyasadan döviz almasak lira belki 20’li rakamlara kadar, 30’un altına düşerdi. Son 1.5 ay içerisinde Merkez Banka’mız döviz biriktirmeseydi” dedi. Şimşek’in TRT Haber’deki konuşmasında öne çıkan diğer satır başları şöyle:
* Bu sene ÖTV ve KDV’ye yeni bir artış yapılmayacak.
* Enflasyon beklentilerinde muazzam bir iyileşme var. Önümüzdeki 12 ayda piyasaya sorduğunuz zaman enflasyon düşüşü öngörülüyor; yüzde 33 civarına indi. 2 yıllık perspektifi alırsanız yüzde 22 civarına kadar indi.
* Vatandaşımızın da şirketlerimizin de TL’ye rağbeti arttı. Türk lirasına güven arttı.
‘FON AKIŞINDA BÜYÜK ARTIŞ’
‘Uyguladıkları ekonomi programının çalıştığını’ özetleyen bazı göstergelerin olduğunu; bunlardan birinin de Türkiye’nin risk primi yani CDS’leri olduğunu söyleyen Şimşek, “Türkiye’nin risk primi geçen sene mayıs ayında 700 baz puanın üzerindeydi. Bugün 270’in altına düştü. Risk priminin düşmesi aslında programın çalıştığını özetleyen bir gösterge. Çünkü bu Türkiye’ye fon akışında maliyeti belirleyen unsurlardan bir tanesi” diyen Şimşek, “Türkiye fon akışında bizim öngördüğümüzden çok daha büyük bir artış var” diye konuştu.
ARSA GELİRİNE YENİ DÜZENLEME SİNYALİ
Vergide adaleti sağlamaya yönelik ciddi çaba içerisinde olduklarına da dikkat çeken Şimşek, “Yakın dönemde OECD, çok uluslu şirketler için asgari kurumlar vergisine geçiyor. Biz de çok uluslu şirketler için asgari kurumlar vergisini getireceğiz. En düşük kurumlar vergisi ne teşvik alırsanız alın, ne kadar istisna olursa olsun yüzde 15’in altında olmuyor. Bütün firmalar için asgari bir kurumlar vergisi hususunu çalışıyoruz. Herkes bu yükü kaldırabileceği oranda taşımak durumunda. Diğer bir alan şehir rantları meselesidir. Arsalar ve gayrimenkuller üzerinden elde edilen gelirler konusunda da paket çalışmamız var” dedi.
‘DENGELENME SÜRECİNDEYİZ’
Şimşek, TRT Haber’e yaptığı açıklamada, ekonomide bir yeniden dengelenme sürecine girildiğini şu sözlerle özetledi: “İç talebin aşırı artışı nedeniyle bir takım makro ekonomik dengesizlikler ortaya çıkmıştı. Şimdi orada bir yumuşama var. Net ihracatın etkisi ekonomide olumluya dönmeye başladı. Yani büyümede kompozisyon değişiyor, büyümede bir dengelenme var. Bu da beraberinde ortaya çıkan dengesizlikleri gideriyor. En önemli dengesizliklerden bir tanesi cari açık. Geçen sene mayıs ayında 57 milyar dolar civarındaydı. Büyük bir açık. Bu sene bu açık mayıs ayı itibarıyla 30 milyar doların altına düşmüş olacak. Çok ciddi bir iyileşme var.”