Yargıtay, avukatın ayağa kalkmasını isteyen hakime işaret parmağını sallayarak “Siz hangi hakla meslektaşımızı ayağa kaldırıyorsunuz?” diyen avukatın 2 yıla kadar hapsini istedi

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bir duruşmada hakimin ismini söyleyen avukatın ayağa kalkmasını isteyen hakime yüksek sesle itiraz edip, işaret parmağını sallayarak “Siz hangi hakla meslektaşımızı ayağa kaldırıyorsunuz?” diyen İstanbul Barosu avukatı Ömer Kavili’ye verilen beraat kararının bozulmasını istedi. Başsavcılık, avukatın bu davranışının hakime görevinden dolayı hakaret suçu oluşturduğu gerekçesiyle 1 yıldan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

Avukat Kavili hakkında Kadıköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 24 Temmuz 2007 günü yapılan bir duruşmada hakime hakaret ettiği gerekçesiyle Adalet Bakanlığı’nın verdiği izinle dava açıldı. Son soruşturma açılmasına ilişkin kararda Kavili’nin mahkeme kürsüsüne yürüdüğü, Hakim Mevlüt Tan ile Savcı Suat Arslan’a “el kol hareketleri yaparak, yüksek bir sesle ‘Siz duruşmaya saat 10.00 olmadan başladınız, ayrıca duruşmaya gelen avukatların ismini yazdırırken meslektaşıma ayağa kalkınız dediniz, hangi hakla meslektaşımı ayağa kaldırıyorsunuz? O zaman Savcı bey de ayağa kalksın. T.C. bir hukuk devletidir. Yargıç tarafından söylediklerimizin tutanağa geçirilmediğini gördüğümüz için sözlerimizi bizzat ve aynen yazdırıyoruz. Duruşma usul ve yasalara aykırı olarak yapılıyor. Böyle bir faaliyeti adil yargılama hakkını ihlal niteliğinde gördüğümüzden, avukatlık meslek kuralları çerçevesinde duruşmayı terk ediyoruz” dediği belirtildi. Kararda, bu hareketlerin hakaret niteliğinde olduğu savunularak Kavili’nin cezalandırılması istendi.

‘Siz ne biçim avukatsınız?’

Kavili, Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamada yaptığı savunmada, duruşmanın başında hakimden dosya içindeki bazı belgelerin fotokopisini istediğini, ancak buna rağmen hakimin ‘Tamam o kolay, onu hallederiz, sen bozmaya ne diyorsun’ dediğini anlatarak özetle şunları söyledi: “Hakim kendiliğinden ‘biz Yargıtay ilamına karşı görüş bildirmiyoruz’ şeklinde yazdırdığı cümleye itiraz ettim. Hakim bana ‘Siz ne biçim avukatsınız?’ dedi. Bu sözlerini tutanağa geçirmemi istediğimde ise sözlerini inkar etti. Savcı da bana ‘Ses tonunuzu değiştirin, kürsüye yürümeyin’ dedi. Bana ‘zat’ diye hitap edince, ben de bu sözün bu makamda görev yapanın kendisine yakıştığını belirterek ‘O sözü aynen iade ederim’ dedim. Kürsüye yürümedim. Bu nedenle suçlamaları kabul etmiyorum. Bu soruşturma avukatlara baskı niteliğindedir.”

‘Ağır eleştiri ama hakaret değil’

Mahkeme, dava sonunda Kavili’nin beraatine karar verdi. Kararda Kavili’nin sözlerinin “usule ilişkin hukuki tartışma ve eleştiri niteliğinde olduğu” ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesine göre herkesin görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahip olduğu belirtildi. Mahkeme, sanık avukatın “el kol hareketleri yapıp sinirli bir biçimde kürsüye doğru yürümesinin” ise duruşma disiplinin bozucu nitelikte resmi nezaket kurallarına uygun düşmeyen davranışlar olarak niteledi. Bu davranışların salondan çıkartılmasını gerektiren hareketler olduğu, ancak “hakaret” sayılmayacağı ifade edildi. Karar 2’ye karşı 1 oyla alındı. Beraat kararı Kadıköy Başsavcı Vekili Ömer Kurtuluş Aksoy tarafından temyiz edildi.

‘Beraat kararı bozulsun’

Yargıtay Savcısı Arif Altınkök, Kavili’nin hakimin uyarısı üzerine ayağa kalkan meslektaşına yönelik “Otur yerine” sözlerinin, hakimin uyarısını ve mahkeme otoritesini etkisiz kılmaya yönelik olduğunu savundu. Altınkök, Kavili’nin bağırarak konuşması ve işaret parmadığını sallamasının da hakimin saygınlığını rencide edici ve aşağılayıcı mahiyette olduğunu ileri sürerek Kavili’ye “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçundan ceza verilmesi gerektiğini belirtti. Altınkök bu gerekçeyle mahkemenin beraat kararının bozulmasını istedi



Vatan