1. Estetik Amaçlı Tıbbi Müdahale

Estetik amaçlı tıbbı müdahale, bazı durumlarda sadece güzellik amacı taşırken bazı durumlarda hem tedavi hem güzellik amacı taşıyabiliyor. Her geçen gün daha da hayatımızda yer alan estetik amaçlı tıbbi müdahalenin alanı oldukça geniştir. Burun düzeltme (rinoplasti), yüz germe, göz kapağı estetiği (bleafaroplasti), çene büyütme veya küçültme (mentoplasti), saç ekimi, lazer uygulaması, meme büyütme, küçültme  ve dikleştirme ameliyatları, yağ dokusu azaltılmasına dair operasyonlar (liposuction), karın germe, botoks, dolgu uygulamaları güzelleştirme amacıyla yapılan estetik cerrahinin faaliyet alanlarındandır. Bunun yanı sıra tüm vücut düzeyinde oluşan travmatik ve edinsel kaynaklı vücudun şekil ve fonksiyonlarının bozan her türlü cerrahi problemler de estetik cerrahinin faaliyet alanlarındandır. Yarı damak, yanık, trafik kazasına bağlı organ kopmaları, deri ve yumuşak doku tümörleri örnek gösterilebilir.

1.1. Estetik Amaçlı Tıbbi Müdahalenin Hukuki Niteliği

Hekim tarafından güzelleştirme amaçlı yapılan estetik ameliyatlar Yargıtay içtihatlarına göre vekalet sözleşmesi kapsamındadır. Vekalet sözleşmesinde hekim hastasına kararlaştırılan sonucu garanti etmektedir. İşin doğası gereği salt güzelleştirme amaçlı yapılacak estetik ameliyattan önce, hekim ile hasta ayrıntılı bir şekilde görüşür ve aralarında bir sözleşme ilişkisi kurulur. Estetik cerrah ile hasta arasındaki sözleşme herhangi bir şekil şartına bağlı olmayıp açık veya zımni irade beyanıyla, yazılı ya da sözlü kurulabilir. Bu sözleşme her iki tarafa sorumluluklar yükler. Hekim, hastanın istediği sonucu yapma garantisi verirken hasta ise ücret ödemeyi taahhüt etmektedir. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 1993/131 Esas ve 1993/2741 Karar sayılı kararında özetle; ‘’Davacı, estetik bir görünüm kazandıracağını ikna ve taahhüt ederek davalı doktorun burnunu ameliyat ettiğini, fakat meslek hatası ve kusur sonucu burnunun çöktüğünü ve yüzünün tamamen değişip çirkinleştiğini ileri sürerek açtığı davada mahkemece Yüksek Sağlık Şurası raporu görüşüne dayanarak dava reddedilmiş. Estetik ameliyatlarında, ameliyat yapan doktor, estetik görünüm konusunda belli bir teminat vermişse, taraflar arasındaki bu sözleşme, eser sözleşmesidir. Eser sözleşmesinde de, vekalet akdinde olduğu gibi yüklenici, işi sadakat ve özenle yapmakla borçlu olup davalı doktor, mesleki bilgisinin tüm icaplarını yerine getirdiğini ispatla zorunludur. Ameliyat öncesi ve sonrası fotoğraflarda, eksik görünüm bakımından aleyhe olmuşmuş çok açık farklılık halinde, mahkeme Yüksek Sağlık Kurulunca verilmiş raporla yetinmeyip dosyayı toman ile Adli Tıp Büyük Kurulu’na göndermeli, davacı da muayene ettirilip zararın meydana gelmesinde tarafların ne derece kusurlu olduğu konusunda rapor alınmalıdır…’’ denilerek karar bozulmuştur.

2. Estetik Ameliyat Hatası Nedeniyle Doktorun Hukuki Sorumluluğu

Hasta ile hekim arasındaki sözleşme kapsamında doktorun hukuki sorumlulukları bulunmaktadır. Bunlar; estetik ameliyatı ile ilgili hastayı bilgilendirme, aydınlatma, hastanın açık rızasını alma ve özen gösterme yükümlülükleridir. Hekimin bu yükümlülüklerinden herhangi birini yerine getirmemesi, eksik yerine getirmesi, yükümlülüklerinde ağır kusuru veya ihmal halinin bulunması halinde hatalı ameliyat nedeniyle hukuki sorumluluğu doğabilir. Bazı durumlarda hekim ile birlikte estetik ameliyatın yapıldığı kurumun da sorumluluğu gündeme gelebilecektir. Burada müteselsil sorumluluk söz konusudur. Eser sözleşmelerinde müdahale öncesinde hastanın rızasının alınması zorunludur. Günümüzde pek çok hastane ve doktor onam formu almakta ve saklamaktadır. Aydınlatma konusunda Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2015/15465 Esas ve 2017/630 Karar sayılı kararında; ‘’… Doktor sanığın, hasta anamnezinde katılanın ikinci defa meme estetik ameliyatı olacağını bilmesine rağmen, önceki ameliyata dair bilgileri getirmediği ve söz konusu meme ameliyatının riskli olduğunu bildiği halde, bu konuda hastayı bilgilendirmediğine ve onayı alındığına dair imzalı bir belge alması gerekirken almadığı, sanığın ihmali eylemi ile taksirle yaralama eylemi arasında uygun illiyet bağı kurulmasa bile görevinin gereklerini yerine getirmek hususunda ihmali bulunduğu gözetilerek TCK’nın 257/2. Maddesi gereğince mahkumiyeti yerine beraati’’ hatalıdır denilerek bozulmuştur.

3. Hastanın Hatalı Estetik Ameliyata Karşı Hakları    

 TBK 474 ve 478. Maddelerinde ayıplı hizmet sebebiyle hastanın sahip olduğu seçimlik haklar düzenlenmiştir. Bunlar;

- Sözleşmeden dönme hakkı

- Ayıbın giderilmesini isteme hakkı

- Hizmetin yeninden ifası hakkı

- Bedelden İndirilmesi talep hakkı

- Ayıp nedeniyle oluşan zararın tazmini hakkı bulunmaktadır.

3.1  Sözleşmeden Dönme Hakkı   

Ağır ayıp halinde sözleşmeden dönülebilir. TBK 475. Maddesinde ‘’Eserdeki ayıp sebebiyle hekimin sorumlu olduğu hallerde eser hastanın kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa hasta sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir.’’ Yargıtay 15. H.D. 2028/3044 Esas, 2018/32 Karar sayılı ilamında ayıplı diş protezinin yapımından önce yapılan tedavi giderlerinin mahsubundan sonra protez bedelinin iade edilmesi gerektiğine karar verilmiştir.

3.2 Ayıbın Giderilmesini İsteme Hakkı      

Hasta eğer ayıbın giderilmesini talep etme hakkını kullanmak isterse iş bedeli veya herhangi bir ek ücret talep edemeyecektir. Ayıbın giderilmesi hakkı ağır ayıplarda tercih edilemez.

3.3 Hizmetin Yeniden İfası Hakkı                                              

Hasta ayıplı ifa sonucunda hekimine başvurarak hizmetin tekrar yapılmasını talep edebilir. Hekimin yeniden ifa talebini reddetmesi halinde hasta diğer seçimlik haklarını kullanabilir.                                                                

3.4 Bedelin İndirilmesi Talep Hakkı

Bedelden indirim İsteme hakkı eserde ağır ayıp olmaması halinde söz konusu olabilir. Hekim tarafından yapılan indirim hastaya iade edilmelidir. Fakat estetik müdahale sonucu hastada uğranılan zararın hesaplanması güç olduğu için pratikte uygulanması oldukça düşüktür.

3.5 Ayıp Nedeniyle Oluşan Zararın Tazmini Hakkı

A. Maddi Tazminat

Hastaya uygulanan hatalı tıbbi müdahale sonucunda müdahalenin düzeltilmesi için başka bir hekime başvurulması halinde ek tedavi masrafları, ilaç masrafları, geçici veya daimi iş ve güçten kalma nedeniyle doğan zararlar, ulaşım, bakıcı masrafı gibi belgelendirilebilecek masraflar dava yoluyla talep edilebilir. Ayrıca müdahale sonucu vefat eden hastanın yakınları destekten yoksun kalma durumunun bulunması halinde maddi tazminat talebinde bulunabilirler. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2002/5619-7353 sayılı kararında ‘’…Davacı burun ameliyatı olmak üzere yattığı davalı hastanede diğer davalı doktor tarafından yapılan ameliyat sırasında sağ diz kapağının altının yakıldığını bildirerek, burun ameliyatı ve meydana gelen yanığın tedavisi amacıyla yaptığı masraf olan 333.090.400 TL maddi, 1.000.000.000 TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir. Davacı, iddiasını ispat için Alman Hastanesi tarafından kesilen 04.12.1997 tarihli, 195.090.400 TL’lik fatura ve Amerikan Hastanesine ait 02.12.1997 tarihli 1.400.000 TL’lik makbuzu ibraz etmiş ve mahkemece de bilirkişi raporu doğrultusunda bu belgeler hükme esas altına alınmıştır. Davacının dayandığı bu makbuzlardan Amerikan Hastanesine yapılan ödemenin yanık tedavisi ile ilgili olduğu anlaşılmakta ise de, diğer faturadaki ödemenin davacıda ameliyat sırasında meydana getirirken yanık tedavisi ile ilgili mi yoksa davacıya yapılan burun ameliyatı ile mi ilgili olduğu hususu, gerek fatura muhteviyatı gerekse dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Şayet, 195.090.400 TL’lik bu fatura, davacının burun ameliyatı ile ilgili ise, bu faturayı zaten ödemesi gerektiğinden davacı bununla ilgili herhangi bir talepte bulunulamaz. Ancak bu fatura içeriğinin bir kısmı ameliyat sırasında meydana gelen yanığın tedavisi ile ilgili ise davacı, bu miktara ilişkin kısmı istemekte haklıdır. Mahkemece bu hususu araştırılarak, sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.’’ Denilerek karar bozulmuştur.

B. Manevi Tazminat    

Hastaya uygulanan tıbbi müdahale sonucu hayatında manevi olarak zarar görmesi halinde talep edilebilecek tazminat türüdür. Hastanın yaşadığı ızdırap, üzüntü ve manevi tahribat kişinin manevi zararlarını oluşturur. Manevi tazminat her olay özeline göre değişirken zenginleştirici olmaması önem taşımaktadır. Karar verilirken 13.Hukuk Dairesinin ilke kararında vurgulandığı gibi ‘’…. Karar verilirken olayın olduğu tarih, yargılama sürecinin uzun sürmesi, olayın vahameti, davalı yanın çabası, yapılan hatanın ileride telafisinin mümkün olup olmaması gibi etkenler de göz önünde tutulmalıdır.’’

Estetik amaçlı tıbbi müdahalelerden hastaların maruz kaldığı zararlar hem maddi hem de manevi tazminat davalarına konu olabilir. Bu noktada, hastaların haklarını savunmak ve hukuki süreçlerde başarı elde etmek için profesyonel bir hukuki danışmanlık alınması büyük önem taşımaktadır. Estetik amaçlı tıbbi müdahalelerden ihmal ve hatalı tedaviler sonucunda mağduriyet yaşayan hastalar, haklarını etkin bir şekilde savunarak zararlarının tazmin edilmesini sağlayabilir.

Hekim ile hasta arasındaki sözleşmelerin doğru yorumlanması, maddi ve manevi tazminat taleplerinin en iyi şekilde formüle edilmesi, sürecin titizlikle yürütülmesi ve istenen sonuçların elde edilmesi adına mutlaka sürecin uzman bir Avukat tarafından yürütülmesini tavsiye ederiz.

Av. Ceren TÜRKİŞ

-----------

Nejdet Şatır, Estetik Tıp Hukuku, Yetkin Yayınları, 2. Baskı, Ankara, 2024

Oğuz Polat, Tıbbi Uygulama Hataları, Seçkin Yayıncılık, 4. Baskı, Ankara, 2015.

Merve Gürcan, Tıp Hukukunda Eser Sözleşmesi Estetik Tıbbi Müdahalelerin Hukuka Uygunluğu, Seçkin Yayıncılık, 2. Baskı, Ankara, 2023.

Hasan Petek, Güzelleştirme Amaçlı Estetik Ameliyatlardan Kaynaklanan Hukuki Sorumluluk (İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:8, Sayı:1, 2006)