TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
ALİ SAÇKIN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2020/20852) |
|
Karar Tarihi: 19/10/2023 |
R.G. Tarih ve Sayı: 9/1/2024-32424 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
Başkan |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üyeler |
: |
Muammer TOPAL |
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
|
|
Selahaddin MENTEŞ |
|
|
İrfan FİDAN |
Raportör |
: |
Mehmet AKTEPE |
Başvurucu |
: |
Ali SAÇKIN |
Vekili |
: |
Av. Murat OK |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, başvurucuya esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre verilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi nedeniyle savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı, başvurucunun diğer şüphelilerle iştirak hâlinde müştekinin ev ve cep telefonlarını arayarak kendisini Başkomiser O.D. olarak tanıtıp banka hesabına 23.000 TL para havale etmesini sağladığı ve bu parayı çekerek diğer şüphelilerle paylaştığı gerekçesiyle iddianame düzenlemiş ve iddianamenin kabulüyle başvurucu hakkında dolandırıcılık suçundan kamu davası açılmıştır.
3. Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülen yargılamada 11/12/2017 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda başvurucunun ve diğer sanıkların istinabe yoluyla yeniden beyanlarının alınması için Diyarbakır Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine müzekkere yazılmasına, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) müzekkere yazılarak sanıkların kullandığı hattı 1/7/2014 ve 20/7/2017 tarihleri arasını kapsayacak şekilde arayan, bu hattan aranan, mesaj atan ve mesaj alan numaralar ile hattın sinyal aldığı baz istasyonlarının çıkarılarak gönderilmesinin istenmesine ve duruşmanın 12/3/2018 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir.
4. İstinabe talebi üzerine Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesince 26/1/2018 tarihinde yapılan duruşmaya başvurucu ve müdafii birlikte katılmıştır. Duruşmada iddianame okunmuş, başvurucu savunmasını yapmış, aynı zamanda duruşmadan bağışık tutulmayı talep etmiştir.
5. Müşteki ve vekilinin hazır bulunduğu 12/3/2018 tarihli celseye başvurucu katılmamış, müdafii ise aynı gün ve saatlerde başka duruşmaları bulunduğu gerekçesiyle mazeret bildirmiş, Mahkemeden mesleki mazeretinin kabulü ile duruşma gününü Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'nden (UYAP) öğrenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme başvurucu müdafiinin mesleki mazereti ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapmamıştır. Duruşmaya katılan müşteki ve vekili Mahkemece dinlenmiş, duruşmada BTK'dan gelen cevap ve sanıkların istinabe yoluyla alınan ifadeleri okunmuştur. İddia makamınca esas hakkında mütalaanın sunulmasından sonra müşteki ve vekiline mütalaaya karşı diyecekleri sorulmuş ve hüküm açıklanmıştır. Mahkeme, başvurucunun dolandırıcılık suçundan mahkûmiyetine karar vermiştir.
6. Başvurucu; istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, müdafiinin mazeret bildirmesine rağmen mazeret konusunda bir karar verilmeden yokluklarında tek celsede karar verildiğini ve esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma hakkının elinden alındığını ileri sürmüştür.
7. İstinaf kanun yolu incelemesinden geçen hüküm Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 27/2/2020 tarihli esastan ret kararı ile kesinleşmiştir.
8. Başvurucu 30/6/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
9. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
10. Başvurucu; avukatının mesleki mazeret sunmasına rağmen bu hususta Mahkemece bir karar verilmeden, ayrıca esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma için süre verilmeden kendisinin ve müdafiinin yokluğunda tek celsede karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
11. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun savunmasını müdafii huzurunda istinabe suretiyle yaptığı, iddianamenin kendisine okunduğu, tutuklu olmamasına rağmen mazeret bildirmeden yapılan duruşmaya katılmadığı ileri sürülmüştür. Ayrıca müştekinin başvurucunun yokluğunda yapılan duruşmada verdiği ifadenin soruşturma evresindekiyle benzer olduğu, esas hakkındaki mütalaanın da iddianamede yer verilen hususlara dayandığı ve başvurucunun itirazlarını istinaf aşamasında dile getirdiği vurgulanmıştır.
12. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.
13. Başvuru, adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkı bağlamında incelenmiştir.
14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvuruda savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
15. Anayasa Mahkemesi savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkına ilişkin ilkeleri Ufuk Rifat Çobanoğlu (B. No: 2014/6971, 1/2/2017) kararında belirlemiştir. Buna göre suç isnadı altındaki kişiye savunma için yeterli zamanın yargılamayı adil olmaktan çıkarmayacak şekilde tanınması, yargılamanın makul bir sürede sonuçlandırılmasını olumsuz etkilememelidir. Diğer bir ifadeyle yargılama, savunma için gerekli zamana sahip olma hakkını zedeleyecek şekilde aceleye getirilmemeli; anılan hakkın gerçek anlamda kullanılmasını mümkün kılacak bir süratle sonuçlandırılmalıdır. Bunların yanında yargılama sürecindeki esaslı işlemlere karşı süre verilmemesi, başvurucunun savunmasını hazırlayıp mahkeme önünde dile getirebilmesi ve böylece yargılamaların sonucunu etkileyebilmesi noktasında iddia makamına nazaran dezavantajlı bir duruma düşmesine sebebiyet verebilir. Yargılama sürecinde ortaya çıkan ve mahkemenin kararını esaslı bir şekilde değiştirebilecek nitelikteki yeni durumlarda suç isnadı altındaki kişiye gerekli zaman ve kolaylıkların sağlanması icap eder (Ufuk Rifat Çobanoğlu, §§ 35-49).
16. Somut olayda Mahkeme, başvurucunun savunmasının istinabe yoluyla alınmasına karar vermiştir. İstinabe Mahkemesinde başvurucu duruşmadan bağışık tutulmayı talep etmesine rağmen talebi hakkında herhangi bir karar verilmemiştir. Mahkeme yalnızca müşteki ve vekilinin katıldığı tek celsede başvurucu ve müdafiinin yokluğunda mahkûmiyet hükmünü açıklamıştır. Bu celse öncesinde başvurucu müdafii aynı gün ve saatlerde başkaca duruşmaları olduğunu belirterek mesleki mazeretinin kabulüne karar verilmesini talep etmiş ancak Mahkeme bu hususta herhangi bir değerlendirme yapmamıştır. Esas hakkındaki mütalaanın sunulmasının başvuruya konu yargılama sürecinde ortaya çıkan ve mahkeme kararını esaslı şekilde değiştirebilecek nitelikteki bir işlem olduğu tartışmasızdır. Başvurucunun yokluğunda sunulan esas hakkındaki mütalaaya karşı başvurucuya savunma hazırlamak üzere süre de verilmemiştir. Dolayısıyla yargılama bir bütün olarak değerlendirildiğinde -somut olayın özel şartlarında- başvurucunun savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Başvurucunun gerekçeli karardan sonra esas hakkındaki mütalaaya karşı üst yargılama aşamasında yazılı olarak iddia ve itirazlarını dile getirmesi de mahkûmiyet kararını veren hâkim önünde savunma yapma noktasındaki dezavantajlı durumunu telafi etmemiştir.
17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
18. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
19. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
20. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir. Öte yandan başvurucu, maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebi de reddedilmiştir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2017/760, K.2018/144) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,
E. 446,90 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.246,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 19/10/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.