TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HAYRULLAH GÜRLEYİK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/1554)

 

Karar Tarihi: 16/11/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Heysem KOCAÇİNAR

Başvurucu

:

Hayrullah GÜRLEYİK

Vekili

:

Av. H. Erdal DEMİR

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, yargı kararının icra edilmemesi nedeniyle mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 15/1/2019 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

A. Başvuru Tarihine Kadar Yaşanan Gelişmeler

8. Başvurucu, Ankara'nın Mamak ilçesi Kıbrıs Mahallesi'nde bulunan 162 parsel sayılı taşınmazın malikidir.

9. Başvurucu; maliki olduğu 162 parsel sayılı taşınmaza Ankara Büyükşehir Belediyesi (Belediye) tarafından üzerinden yol geçirilmek suretiyle kamulaştırma işlemi uygulanmadan el atıldığını belirterek, 133 parsel sayılı taşınmazın hisseli maliki ile birlikte Belediye aleyhine 6/9/2010 tarihinde kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminat davası açmıştır.

10. Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Mahkeme) 23/10/2012 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilerek başvurucu için 156.325 TL tazminata hükmedilmiştir.

11. Temyiz edilen karar, Yargıtay 5. Hukuk Dairesince (Daire) yerel mahkeme tarafından mahallinde refakate resen alınarak fen bilirkişisi eşliğinde yeniden keşif yapılmak suretiyle dava konusu taşınmazların el atılan kısımlarının miktarıyla ilgili olarak raporlar arasındaki çelişki giderildikten sonra karar verilmesi gerekirken yasal olmayan gerekçelerle 6/6/2011 tarihli raporda belirtilen miktarlar esas alınarak hüküm kurulduğu, ayrıca harç ve vekâlet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması gerektiği gerekçeleriyle 28/10/2013 tarihinde bozulmuştur.

12. Bozma kararına uyan Mahkeme 21/10/2014 tarihinde bozma sonrası düzenlenen ek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vererek başvurucu için 109.532 TL tazminata hükmetmiştir.

13. Temyiz edilen karar, Dairenin 8/6/2015 tarihli kararıyla vekâlet ücreti ve yargılama harçları yönünden düzeltilerek onanmıştır. Daire, karar gerekçesinde 24/5/2013 tarihli ve 6487 sayılı Kanun ile değişik 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 6. maddesinin on üçüncü fıkrası Anayasa Mahkemesinin 13/11/2014 tarihli ve E.2013/95, K.2014/176 sayılı kararı ile iptal edildiğinden 4/11/1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin kamulaştırmasız el atmalarda nispi harca ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ifade etmiştir.

14. Davacılar, onama kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurmuştur. Daire 25/1/2016 tarihli kararında, 8/6/2015 tarihli onama kararı ile yaptığı düzeltmelere ek olarak yine harç ve vekâlet ücretine ilişkin hükümler yönünden kararını tekrar düzelterek onamıştır.

15. Davalı vekili dosya kapsamından bir tarihte verdiği maddi hata dilekçesi ile Daire kararında harç ve vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek maddi hatanın düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Daire 27/4/2017 tarihli kararında 25/1/2016 tarihli kararıyla yaptığı düzeltmelere ek olarak yine harç ve vekâlet ücretine ilişkin hükümler yönünden kararını tekrar düzelterek onamıştır. Mahkeme kararı da anılan tarihte kesinleşmiştir.

16. Bu arada yargı kararı icrai işleme konu edilmek için kesinleşmesi gereken kararlardan olmadığından başvurucu 30/12/2012 tarihinde mezkûr mahkeme kararına dayalı olarak Ankara 29. İcra Müdürlüğünün E.2012/16428 sayılı dosyasında icra takibi başlatmıştır.

17. Başvurucu, kesinleşen kamulaştırma bedeli alacağının Belediye tarafından ödenmediğinden bahisle mağduriyetinin giderilmesi amacıyla Kamu Denetçiliği Kurumuna da müracaatta bulunmuştur.

18. Kamu Denetçiliği Kurumu, 10/12/2018 tarihinde başvurucunun kesinleşen mahkeme ilamına göre alacağının tamamının en kısa sürede ödenmesi hususunda Belediyeye tavsiye kararında bulunulması yönünde karar vermiştir. Belediye 25/12/2018 tarihli cevabi yazısında ödemelerin sıraya konulduğunu belirterek bütçe imkânları dâhilinde sırası geldiğinde ödeme yapılabileceğini ifade etmiştir.

19. Başvurucu 15/1/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. Başvuru Tarihinden Sonra Yaşanan Gelişmeler

20. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelere göre borçlu Belediye, başvuru tarihinden sonra icra dosyasına 24/5/2019 tarihinde 230.862,45 TL tutarında ödeme yapmıştır.

21. İcra Dairesince de 29/5/2019 tarihinde başvurucuya tahsil edilen söz konusu tutardan reddiyat makbuzu ile gerekli harçların düşülmesinden sonra kalan 208.845,89 TL'lik tutarda ödeme yapılmıştır.

22. Başvurucu vekili İcra Dairesine başvuruda bulunarak dosya hesabının yapılması talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi 25/1/2021 tarihli son dosya hesabı uyarınca takibe konu kesinleşmiş miktarı 182.581,34 TL, yekûn alacak miktarını 230.129,66 TL ve borçlu tarafından yatırılan miktarı 230.862,45 TL olarak tespit etmiştir.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

23. Anayasa Mahkemesinin 16/11/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

24. Başvurucu; Ankara sınırları içinde bulunan taşınmazına Belediye tarafından yol yapılmak suretiyle fiilî olarak el atıldığını, el atmadan dolayı açtığı tazminat davasının lehine sonuçlandığını, kesinleşmiş mahkeme kararının uygulanmadığını belirtmiş ve yargılama sonunda da mahkeme kararına rağmen alacağını tahsil edemediğinden yakınmıştır. Başvurucu; kesinleşmiş mahkeme kararıyla bir sonuca varamadığını, karar doğrultusunda alacağının tahsili için Ankara 29. İcra Müdürlüğü vasıtasıyla icra takibi başlattığını ancak aradan yedi yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen alacağını elde edemediğini belirtmiştir. Başvurucu ayrıca kendisiyle aynı konumda bulunan bazı taşınmaz maliklerinin kamulaştırma bedelini tahsil edebildiklerini ileri sürmüştür. Başvurucu sonuç olarak bir kamu kurumu niteliğindeki Belediyeden olan alacağına kavuşamadığını belirterek eşitlik ilkesinin, adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

25. Başvurucu, adil yargılanma hakkının ihlali iddiası yanında eşitlik ilkesi ile mülkiyet hakkının da ihlal edildiğini öne sürmüştür. Ancak başvurucunun temel şikâyetinin kendisi için ekonomik bir değer ifade eden takibe konu alacağın kesinleşmiş yargı kararına dayanmasına rağmen Belediyece ödenmemesi olduğu dikkate alındığında başvurucunun belirttiği ihlal iddiasının mülkiyet hakkı ve adil yargılanma hakkının güvencelerinden olan kararın icrası hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

26. Anayasa Mahkemesi Veysi Ado ([GK] B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararında, 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'un geçici 2. maddesinde 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile yapılan değişikliğe göre 9/3/2023 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla derdest olan, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddialarıyla yapılan başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı neticesine varmıştır. Aynı maddeye göre anılan tarih itibarıyla derdest olan mahkeme kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla yapılan başvuruların da Tazminat Komisyonunca incelenebilmesi mümkün kılınmıştır. Bu durumdayargı kararının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasını içeren somut başvuru yönünden de aynı sonuca varılması gerekir.

27. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 16/11/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.