Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkan Yardımcısı Av. Sibel Suiçmez, TBB Yönetim Kurulu Üyesi Av. Hicran Kandemir, çok sayıda Baro Başkanı, TBB Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) Yürütme Kurulu ve Komisyon üyeleri, TBB Çocuk Hakları Komisyonu üyeleri, Baroların Kadın Hakları Merkezleri ile Çocuk Hakları Merkezlerinin temsilcilerinin katıldığı duruşmada kadın avukatlar ön plandaydı.
Mahkeme Başkanı, duruşma öncesinde TBB Başkan Yardımcısı Av. Sibel Suiçmez ve İstanbul Barosu Başkanı Av. Filiz Saraç’ın, 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi salonunun küçük olması nedeniyle duruşmanın konferans salonunda yapılmasına ilişkin talebini reddetti. Ancak duruşmanın başlamasından bir süre sonra, avukatların duruşma salonuna alınmadığına yönelik bilgilendirme ve talepte ısrar edilmesi üzerine konferans salonuna geçildi.
Mahkeme heyeti, baroların katılma talebini alırken avukatlar önce iddianamenin okunmasını ve Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden kayıt yapılmasını talep etti. Heyet, bu taleplere bir süre sessiz kaldı, ama daha sonra hem iddianameyi okudu hem de duruşmayı SEGBİS’le kayda aldı.
İki tutuklunun salonda hazır bulunduğu duruşmada söz alan TBB Başkan Yardımcısı Suiçmez, davanın kapalı görülmesine ilişkin taleplere itiraz ederek, “Bizler yargılamanın şeffaf ve sağlıklı işlemesi için buradayız. Bu dava şahsi değil, toplumsal bir davadır” dedi.
Suiçmez, Mahkeme Başkanının müdahalesi üzerine “Bizler bu cübbenin altında tecavüze uğrayan kadınların ve istismara uğramış çocukların çığlıklarını ve kanını taşıyoruz. Herhangi bir nedenle duruşma kapalı yapılırsa bu yanlış olacaktır. Genel ahlak ve kamu güvenliğinin ters okunmasıyla bu yargılamanın açık olarak yapılmasını istiyoruz” dedi.
Duruşma savcısı, Türkiye Barolar Birliği ve çok sayıdaki Baronun davaya katılma taleplerinin reddedilmesi ve kamu güvenliği gerekçesiyle davanın kapalı görülmesi yönünde mütalaa verdi. Yalnızca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın katılma talebini kabul eden mahkeme, duruşmaların ‘genel ahlak’ gerekçesiyle kapalı görülmesine karar verdi. Bu kararın ardından sivil toplum kuruluşu ve Baroların temsilcileriyle gazeteciler salondan çıkarıldı.
Mahkeme, sanıklar Kadir İ. ve Yusuf Ziya G.’in tutukluluk hallerinin devamına karar vererek savunmalarını hazırlamaları için süre verdi. Heyet, H.K.G.’nin yeniden dinlenmesine yönelik talebi reddederken kardeşlerinin tanık olarak dinlenmesi için zorla getirme kararı verdi ve bir sonraki duruşmanın 27 Şubat saat 9.30’da görülmesine hükmetti.
Duruşmanın ardından TBB, Barolar ve avukatlar davanın kamuoyundan kaçırılmasına ve katılma taleplerinin reddedilmesine tepki gösterdi. Av. Sibel Suiçmez, burada yaptığı açıklamada, “Kişisel olarak gösterilmeye çalışılan bu dava hem mağdur hem de sanıklar açısından toplumsal bir davadır. Bu dava tarihi bir davadır. Buna rağmen baştan beri usul kurallarına aykırı davranan bir mahkeme heyetiyle karşı karşıya bulunmaktayız. Zannetmesinler ki bugün haklı olan katılma taleplerimizin reddedilmesiyle ve duruşmanın kapalı hale getirilmesiyle bağımsız savunmanın temsilcileri biz avukatlar, Barolar ve Türkiye Barolar Birliği yılacaktır, vazgeçecektir. Asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.