İİK md. 182 düzenlemesi uyarınca; hakkında iflas kararı verilmiş olan bir borçlu(müflis), iflastan kurtulmak için konkordato teklif edebilir. İcra İflas Kanununda “iflas içi konkordato” bir diğer adıyla iflastan sonra konkordato md. 309 kapsamında ele alınmıştır. Ancak burada ayrıntılı bir düzenlemeye yer verilmeyip; adi (iflas dışı) konkordato hükümlerine atıf yapılması söz konusudur.
İflas içi konkordato için; iflas prosedürünün “ikinci alacaklılar toplantısı” aşamasına gelmiş olması gereklidir. Ancak basit(adi) tasfiyede alacaklılar toplantısı vs. yapılamadığından; burada konkordato teklifinin “iflas dairesine” yöneltilmesi söz konusu olacaktır. Hakkında iflas takibi başlamış ancak henüz iflas kararı alınmamış olan aşamada ise; İİK md.155 hükümünce, borçluya gönderilen iflas yoluyla adi takipte ödeme emrinde konkordato teklif edilebileceği ilave olunur. Bir diğer durumda, hakkında iflas kararı verilmiş fakat henüz iflas idaresi seçilmemiş olan borçlu(müflis) hakkında konkordato teklifinin muhatabı İİK md. 223 kapsamında; birinci alacaklılar toplantısına kadar iflas dairesi olacaktır.
İİK md.309 uyarınca, iflas içi konkordato sürecinin başlamasına ilişkin talebi; iflasına karar verilmiş olan borçlu(müflis) ile borçlunun alacaklılarından biri sunabilir. Bu aşamada konkordato talebinin vekil vasıtasıyla sunulacağı durumlarda vekaletnamede özel yetki aranır.
Borçlunun(müflisin), konkordato teklifinde; ödeme projesini, iflasına yol açan nedenleri, aktif ve pasifini, konkordatonun alacaklılara iflas tasfiyesine göre daha verimli sonuçlar doğuracağını gösteren nedenleri içermesi gerekir. Müflisin(borçlunun), konkordato teklifini ise, İİK md. 250 uyarınca en geç “paraların kesin dağıtımına” kadar sunması gerekmektedir.
Konkordato teklifini alan iflas idaresi yahut iflas dairesi, paraya çevirme işlemlerini re’sen erteler. Fakat teklifle birlikte tasfiye işlemlerinin durmasından söz edilemez. Tasfiye işlemi ikinci alacaklılar toplantısına kadar devam eder. Ancak İİK md. 309/3 uyarınca, tasfiye sürecindeki işlemlerden olan, masa mallarının paraya çevrilmesi; konkordato talebinin alacaklılar tarafından kabul edildiği toplantının yapıldığı tarihten, konkordatonun mahkemece tasdik edildiği tarihe kadar durur ve bu süre altı ayı geçemez.
İflas içi konkordatoda, iflas dışı(adi) konkordatodan farklı olarak, konkordato komiseri atanmaz. Komisere ait görevler iflas idaresi tarafından yerine getirilir. Bu noktada borçluya(müflise) geçici yahut kesin konkordato mühleti verilmesi de söz konusu değildir. Nitekim halihazırda, müflise karşı yeni takip yapılmayacaktır ve başlamış olan takipler de durmuş sayılacaktır.
İİK md. 237/3 uyarınca; müflisin konkordato teklifi, ikinci alacaklılar toplantısında incelenir. Ancak bu hak düşürücü mahiyette bir düzenleme değildir. Teklif, ikinci alacaklılar toplantısından sonra yapılmış ise de; bu teklif bir sonraki toplantıda görüşülebilecektir.
Konkordato teklifinin sunulduğu toplantıda, iflas idaresi; borçlunun durumu ve konkordato teklifi hakkında ayrıntılı bir rapor sunar. Sonrasında ise, “konkordato tutanağı” tanzim edilir. Toplantı sonrasında oylama usulü izlenmez. Konkordato teklifini kabul eden alacaklılar, bu tutanağı toplantı esnasında yahut toplantı tarihini izleyen yedi gün içinde imzalayabilirler. İİK md. 302/3 uyarınca; konkordato projesi; kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Çoğunluk hesabında ise, iflas sıra cetveli düzenlenene kadar masaya yazdırılan ve masaya bildirilmemiş olsa dahi tapu sicilinde yazılı olan alacaklar ile konkordatonun görüşüldüğü alacaklılar toplantısına kadar alacağını masaya yazdırmış olan alacaklılar göz önünde alınır. Fakat müflis tarafından kabul edilmemiş olan, çekişmeli mahiyetteki alacakların çoğunluk hesabına katılması sorunu ticaret mahkemelerince değerlendirilir. Sıra cetvelinde yer almasa dahi müflis tarafından kabul edilmiş olan alacaklar ise, çoğunluk hesabında dikkate alınır.
Konkordato teklifine ilişkin 7 günlük imza süresi bitip süreç tamamlandığında, iflas idaresi; iflas ve konkordato dosyası ile gerekçeli raporu, iflasa karar vermiş olan ticaret mahkemesine sunar. İlgili mahkeme “konkordato tasdiki şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini” araştırmakla yükümlüdür. Kural olarak ise teminat aranmayacaktır.
Ticaret mahkemesi gerekli koşulların sağlandığını tespit ettiğinde, konkordatoyu tasdik eder ve tasdik kararı kesinleştikten sonra kararı iflas idaresine bildirir. İflas idaresi de bu karar üzerine, yine iflas kararını vermiş olan ticaret mahkemesine başvurarak; “iflasın kaldırılmasına” karar verilmesini talep eder. İflasın kaldırılmasına yönelik karar verildiğinde ve de bu karar kesinleştiğinde artık, iflas idaresinin görevi son bulur ve iflas masasına girmiş olan mallar, borçluya geri teslim edilir. Aksi durumda yani, ticaret mahkemesince konkordatonun tasdiki talebi reddedildiğinde, karar yine iflas idaresine bildirilir fakat bu kez kararın kesinleşmesi beklenmez ve iflas idaresi iflasın tasfiyesi işlemlerine devam eder. İflas içi konkordato talebi aynı iflas süresince yalnız bir kere istenebildiğinden; konkordato tasdiki talebinin reddine karar verildiğinde artık yeniden konkordato talebinde bulunulamayacaktır. Pek tabi bu kararlara karşı kanun yolları açıktır. Ticaret mahkemesince verilen konkordato talebinin tasdikine ilişkin kabul yahut red kararlarına karşı; tebliğden itibaren 10 gün içinde borçlu ya da konkordato talep etmiş alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna gidilebilecektir. Yine istinaf kararlarına karşı da tebliğden itibaren 10 gün içinde temyiz kanun yoluna başvurulabilmesi mümkündür. Burada önemli olan nokta, kanun yoluna başvuru yapabilecekler noktasında sınırlama olması ve iflas idaresinin bu anlamda bir yetkisinin olmamasıdır.
İflas içi konkordato talebinin kabulü halinde artık iflasın kaldırılması söz konusu olacağından borçlunun müflis sıfatı sona erecektir. Borçlu böylelikle malları üzerinde tasarruf etme ehliyetini yeniden kazanacaktır. Borçlu, konkordatoya tabi olan borçlarını, ticaret mahkemesince tasdik edilen koşullar çerçevesinde ödemekle yükümlüdür. Ayrıca iflasın kaldırılması söz konusu olduğundan, iflastan önce derdest olan hukuk davalarında borçlu yeniden taraf ehliyetini kazanacak ve davalara devam edebilecektir. Dolayısıyla iflas içi konkordato sürecinin tatbiki borçluya birçok avantaj sağlamaktadır. Bu sürecin hakkıyla uygulanması neticesinde borçlu borçlarından kurtulabilecek ve de işletmesini değişen koşullar nezdinde sürdürerek iflasın kaldırılmasından sonraki sürece adapte olabilecektir.
Av. Arb. Begün Büşra ŞEN