Bilindiği gibi, 213 sayılı VUK’nun mük.378.maddesinde belirtildiği üzere, vergi yargısında yapılacak duruşmalarda mahkemeler önceden vergi inceleme raporunda belirtilmiş olması koşuluyla incelemeyi yapan vergi müfettişini dinlemek durumundadır. Yine duruşma sırasında vergi mükellefi olan gerçek veya tüzel kişinin, şirketlerde temsilcilerin duruşmalarda hazır bulundurulması mümkündür. Bununla beraber mükellefin duruşmada hazır bulundurduğu mali müşavir veya muhasebecisini dinlemek durumundadır.
Duruşma sırasında, vergi mahkemesi heyeti bu kimselerin dinlenmeleri yargı sürecinin yasal bir zorunluluğu olmayabilir. Çünkü, 213 sayılı VUK mük.md.378 hükmünde, dinlemeyi iddia ve savunmanın lüzum gördüğü durumlarla sınırlandırmıştır. Bu nedenle yargı organlarının “dinleme” istemleriyle karşılaşırken iddia ve savunmanın dinlenmeyi gerektirip gerektirmediğini takdir etmeleri gerekir.
Dinlenme talebinin yargı organlarının takdirine bırakılmış olması idare hukukunun özelliğinden kaynaklanmaktadır. Çünkü 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17/1 maddesine göre, Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinde açılan iptal davaları ile yirmibeşbin Türk Lirasını aşan tam yargı davaları ile tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları yirmibeşbin Türk Lirasını aşan vergi davalarında, taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır. Temyiz ve itirazlarda ise taraflardan birinin isteği ve Danıştay veya bölge idare mahkemesinin kararına bırakılmıştır. Bir başka ifade ile idare hukukunda dava dosyaları genellikle duruşmasız olarak görüşülmektedir.
Bununla birlikte inceleme elemanları tarafından inceleme raporlarının sonuç bölümlerinde dile getirilen dinlenme talebinin yargı organlarınca yargılamanın inceleme elemanı tarafından dinlenmesi olarak algılandığı ve bu nedenle inceleme elemanlarının davacının iddialarını duruşmada cevaplamak amacıyla dinlenme talep etmesinin dikkate alınmadığı görülmektedir.
İnceleme elemanlarının dinlenme talepleriyle ilgili olarak öncelikle duruşma (özellikle Danıştay’da) talep edilmesi gerekmektedir. Duruşma talebinin de davanın tarafı olan vergi dairesi tarafından yapılacağı tabiidir.
Sonuç olarak, vergi yargısında dinlenme talep edilmesi durumunda, mahkemeler mükellefin ihtilafıyla ilgili davacı şirketin / mükellefin muhasebecisi veya mali müşavirinin açıklamalarını dinlemektedirler. Bu aşamada, mali müşavir veya muhasebeci ihtilafın teknik durumu ile ilgili bazı olguları mahkeme heyetine sunmaktadır. Bu sunuş, mali müşaviri veya muhasebeciyi bilirkişi veya tanık sıfatına sokmayacağı görüşündeyiz. Vergi mahkemelerinde duruşma sırasında, duruşma tutanağının düzenlenme işi önemli bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Vergi mahkemesindeki duruşmalarda dinlenme talebi, dava konusu edilen tarhiyatın 44.000,00 TL’yi (2019 yılı için) geçmesi halinde ancak mümkün olabilmektedir. Bazı hallerde de, davanın durumuna göre mahkeme re’sen duruşma yapabilmektedir (Bkz. İYUK md.20).
Sonuç olarak, 3568 sayılı meslek yasamıza göre, YMM ve SMMM’lerin müşterileri ile ilgili vergi yargısındaki davalarında ihtilafın çözümlenmesi noktasında son yıllarda duruşma talebi konusunu geliştirip bu müessesenin giderek işlerlik kazanması gerekmektedir. Çünkü vergi uyuşmazlıkları zaman içerisinde teknik bilgi, deneyimi ve ihtisası gerektiren bir konu olup, bu konuda son zamanlarda deneyimli kimselerin azaldığı gerçeği dikkate alındığında mali müşavir ve muhasebecilere ihtiyaç giderek artmaktadır.