MAKALE

BENİ RAHAT BIRAK!.. BOŞANMA DAVALARINA FARKLI BİR BAKIŞ AÇISI…

‘’Sınırlarımı senin saygısızlığına göre ayarlamaktansa, hayatımı senin yokluğuna göre ayarlamayı tercih ederim.’’ Bir boşanma davasında kadının söylediği cümle

Abone Ol

Sevgili okuyucu; bu gün sizlere hukuki bir yazı yazmayacağım boşanma ile ilgili. İşin psikolojik tarafına bakacağım.

İnsanlar evlenirken güle oynaya evlenirler (bazıları hariç), her şey yolundadır. Ev eşyalarını alırken mutludurlar, evlilik hazırlıkları yapılırken mutludurlar. Söz de, nişan da, nikah da, düğün de mutludurlar, kısaca mutludurlar işte!..

İşin rengi aynı evde iki yabancının bir arada yaşamaya başlamasıyla değişir. Bu anlamda ilk bir yıl çok önemlidir evliliklerde bana göre. O eşiği atladınız mı bir daha kolay kolay boşanmazsınız, boşanamazsınız! Artık alışkanlıklar başlar, bağımlılıklar oluşur, işin içine bir de çocuk girdi mi o evlilikten isteseniz de çıkamazsınız.

Artık evliliğinizde bıçak kemiğe dayandığında yine çıkmak istemezsiniz bu toksik ilişkiden. Nedeni de çok kötü de olsa artık bir konfor alanı oluşturmuşsunuzdur. O toksik ilişkide yaşadığınız acılara rağmen yeni ve daha güzel bir hayata geçmek size korkutucu gelir. Ve yeni bir hayata geçmek de cesaret ister. Pek çok insanda da bu cesaret yoktur.

Peki cesaret ettiniz iş bitti mi?.. Hayır daha yeni başlıyor her şey!!! O, sizinle evlenirken bal börek olan şahane kadın/erkek bir den canavara dönüşür. Hırslanır. Nasıl, nasıl der; beni nasıl bırakmaya cesaret edebilir. Bırakırsam anca ben bırakırım, onun ne haddine!!!

Ve işte işler burada rayından çıkar, şirazesinden kayar. Artık başta birbirini seven ya da sevdiğini sanan o iki yabancı insan artık bir birerinden nefret eder hale gelirler.

Ve benim 25 yıllık avukatlık hayatımda edindiğim tecrübe şudur ki;¸insanlar ayrılırken gerçek kişiliklerini ya da kişiliksizliklerini ortaya koyarlar…

Sözümü komik bir cümle ile bitireyim:

‘Bence bütün boşanmaların sebebi evlilik’

Ne yazık ki!..

Hoş Kalın, Hoşça Kalın, Sevgiyle kalın.

Avukat Neslihan KAYHAN