Bilindiği gibi 193 sayılı GVK’nın 53. Maddesine göre, çifçiye ait olmakla birlikte zirai işletmeye dahil edilmeyen biçerdöver veya bu mahiyetteki bir motorlu araç veya on yaşına kadar ikiden fazla traktörün işletilmesinden elde edilen gelirler ticari kazanç olarak vergilendirilecektir. Dolayısıyla zirai işletmeye dahil edilmeksizin anılan zirai araçların zirai istihsal işlerinde kullanılsa dahi işletilmesi zirai faaliyet kapsamı dışına çıkarılmıştır.
Öte yandan, GVK’nun 52. Maddesinde; çiftçi, ürün ve zirai işletme terimlerinin tanımı yapılmış ve bu kavramların kapsamı belirlenmiştir.
GVK’nun 52. Maddesinde kollektif, adi ve eshamlı komandit şirketlerin, tarımsal faaliyette uğraşsalar bile çiftçi sayılmayacakları hüküm altına alınmıştır. Bunların ortakları da çiftçi sayılmamaktadır. Kollektif şirket ortakları ile adi ve eshamlı komandit şirketlerde komandite ortakların şirket karından aldıkları paylar GVK’nun 66. Maddesi hükmü hariç olmak üzere kişisel ticari kazanç hükmündedir. Komanditer ortakların şirket karından aldıkları paylar ise menkul sermaye iradı olarak vergilendirilecektir.
Örnek-1: Bay (x) arazisini hiçbir faaliyete katılmadan, mahsulün %50’sini almak şartı ile Bay (z)’ye vermiştir. Bay (x)’in mahsulden alacağı hisse, GVK’nun 70. Mad. hükmüne göre GMSİ olarak vergilendirilecektir. Ancak Bay (x)’nin aynı zamanda ekilecek olan tarımsal tohumu da karşılaması veya yapılacak faaliyete nakden sermaye katkısında bulunması halinde Bay (x)’in kazancı zirai kazanç olacaktır.
Yasanın getirdiği tanımın asli unsuru “kazanç” olmaktadır. Yapılan faaliyet bir kazanç doğuruyorsa vergi söz konusu olacaktır. Kazanç sağlama amacını gütmeyen, bir organizasyon çerçevesinde yapılmayan ekim, bakım, dikim ve yetiştirme faaliyetlerinin vergi ile bir alakası olamaz. Örneğin; çiçek veya balık yetiştirilmesi, kazanç maksadıyla değil, bir hobi amaçlı yapılıyorsa bu amacın ne masrafları ne de varsa gelirleri vergi hesaplamalarında dikkate alınmayacaktır.
Örnek-2: Bay (a) ve Bay (b) susam ziraati ile uğraşmakta ve yasada sayılı araçlara sahip bulunmamaktadır. Bay (a)’nın susam ziraatine ilişkin ekili arazisinin yüzölçümü toplam 900 dönüm iken, Bay (b)’nin susam ziraatine ilişkin ekili arazisinin yüzölçümü toplam 1.100 dönümdür.
Buna göre, söz konusu iki çiftçiden Bay (a) ekili arazisinin yüzölçümü toplam 1.000 dönümden az olduğu için yalnızca tevkifat suretiyle, Bay (b) ise ekili arazisinin yasada yer alan yüzölçümü toplam 1.000 dönümden fazla olduğu için gerçek usulde zirai kazanç olarak vergilendirilecektir.
Örnek-3: Çiftçi Mehmet Bey, Çiftçi Salih Bey ve Çiftçi Halil Bey ortak olarak değişik yerlerde sırasıyla 600, 400 ve 800 dönümlük kıraç arazide hububat ziraati yapmaktadır.
Bu durumda her bir çiftçi; ayrı ayrı 1.700 dönümlük işletme büyüklüğü ölçüsünü aşacak büyüklükte bir arazide zirai faaliyette iştigal etmeseler bile, işletme büyüklüğü ölçüsüne bakılırken GVK’nın 53. Madde hükmü uyarınca ortaklık çatısı altında ekilen (600+400+800=) 1.800 dönüm toplu olarak dikkate alınacağından gerçek usulde vergilendirilecektir. [1]
--------------------
[1] Maliye Hesap Uzmanları Derneği,2022 Beyanname Düzenleme Kılavuzu, S: 147-153