YÜKSEKÖĞRETİM PERSONELLERİNİN KURUM İÇİ GÖREVLENDİRME İŞLEMİ VE İTİRAZ USULÜ

Abone Ol

1981 yılında yayınlanarak yürürlüğe giren 2547 Sayılı Kanun Yükseköğretim Kanunu akademik, kurumsal ve idari yönden yükseköğretim kurumlarının faaliyet ve işleyişlerini düzenlemektedir. Kanunda yer alan bazı hükümlerin sınırları idarenin takdir yetkisi kapsamında somut olaya uygulanabilmesi adına net olarak çizilmemiş, idareye takdir hakkı tanınmıştır. Bu durum ise zaman zaman takdir yetkisinin kötüye kullanım örnekleri ile karşılaşmamıza neden olmaktadır. Bu yazımızın konusu üniversite rektörüne yüksek öğretim personeli hakkında geçici görevlendirme yetkisi veren 13-b/4 maddesidir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun rektörün görev, yetki ve sorumluluklarının düzenlendiği 13-b/4 maddesinde "Gerekli gördüğü hallerde üniversiteyi oluşturan kuruluş ve birimlerde görevli öğretim elemanlarının ve diğer personelin görev yerlerini değiştirmek veya bunlara yeni görevler vermek" rektörün görev ve yetkileri arasında olduğu söylenmektedir. Bu hüküm uygulamada özellikle bazı idari amirler tarafından akademik ve idari personeli yıldırmak maksatlı olarak kötüye kullanılabilmektedir. Mahkeme kararları ışığında idari amirlerin hangi hallerde bu yetkilerini kullanabileceklerini, hangi hallerde görevlendirme işlemlerinin iptal ettirilebileceğini değerlendireceğiz.

Danıştay’ın uzun zamandan bu yana istikrar kazanmış uygulamasına göre bu yetki cezalandırma amacıyla kullanılamayacağı gibi keyfi ve mutlak da değildir. Bu yetki ancak kamu yararı amacına ve hizmet gereklerine uygun belirli sebeplere dayanılarak kullanılmak zorundadır.[i] Bu konuda gerçekleştirilen görevlendirme işlemlerinin iptal edilebilmesi için belli başlı bazı kriterleri taşıması gerekmektedir.

Personelin Asıl Görevinden Uzaklaştırılma Çabası Görevlendirmenin İptalini Gerektirir

Danıştay bir kararında Afyon Kocatepe Üniversitesinde genel sekreter kadrosunda görev yapan davacının altı ay süre ile koordinatör sıfatıyla Ahmet Karahisari Kampüsü'nde görevlendirilmesi işlemine karşı açılan davada davacının daha önce de benzer görevlendirmeler ile asıl görevi olan genel sekreterlikten uzaklaştırılmaya çalışıldığına işaret ederek “görevlendirme işlemlerinin geçici görevlendirmeden ziyade süreklilik arz eden bir durumun oluşmasına sebep olması ve bu durumun memur için asıl olanın asli kadrosunda çalıştırılması olduğuna yönelik yargısal içtihatlarla çelişmesi, işlemin davacının hizmetine ihtiyaç duyulmasından ziyade davacıyı asıl kadrosu olan genel sekreterlik görevinden uzaklaştırma amacına yönelik olması karşısında, dava konusu işlemin iptali gerekirken, davanın reddine ilişkin Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır." gerekçesi ile davanın reddi yönündeki ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur.[ii]

İdari İşlemin Sebebi ve Amacının Gösterilmemesi Görevlendirmenin İptalini Gerektirir

Davacının Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı Sosyal Tesisleri İktisadi İşletmeleri Yönetim Kurulu üyesi olarak görevlendirilmesinin iptali işlemine karşı açılan davada ilk derece mahkemesi “görevlendirmenin kamu yararı ve hizmet gerekleri kapsamında takdir yetkisine dayalı olarak sona erdirilebileceği, idarece, dava konusu işlemin, objektif nedenler dışında birtakım subjektif nedenlere dayalı olarak gerçekleştirildiği yönünde dosyada herhangi bir somut bilgi veya belgenin de ortaya konulamadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı” gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir. Danıştay 2. Dairesi gerçekleştirdiği temyiz incelemesinde “Davacının görevinde başarısız ve yetersiz olduğu ya da görevden alınmasını gerektirecek bir eylemi, tutum ve davranışı ile hizmete etkisi olan herhangi bir olumsuzluğu olduğu yönünde bir tespitte bulunulmadığı gibi, yukarıda belirtilen mevzuat hükmünde yer alan iki yıllık görev süresi henüz sona ermeden, hukuken geçerli herhangi somut bir neden de ileri sürülmeksizin, salt takdir yetkisi kapsamında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı” gerekçesi ile kararın bozulmasına karar vermiştir. İlk derece mahkemesinin eski kararda direnmesi üzerine dosyayı inceleyen İdari Davalar Dava Daireleri Kurulu “davacının Yönetim Kurulu üyeliğine son verilmesine ilişkin işlemde herhangi bir gerekçeye yer verilmemiş, davalı idarenin savunmasında da dava konusu işlemin tesisine gerekçe olacak herhangi bir sebep gösterilmemiştir. Bu durumda, sebebi ve amacı gösterilmeksizin, salt takdir yetkisi kapsamında tesis edilen davacının Yönetim Kurulu üyeliğine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.[iii] gerekçesi ile ilk derece mahkemesinin bozulmasına karar vermiştir.

Görevlendirme İşlemi Belirsiz Süreli Olarak Yapılabilir

Uyuşmazlığa konu bir davada İstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Genel İdari Hizmetleri Sınıfı, Daktilograf kadrosunda görevli davacının, 2547 sayılı Kanun'un 13/b-4. maddesi uyarınca, Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi'nde görevlendirilmesine ilişkin 26/02/2014 tarih ve 20071 sayılı işlemin iptali istemiyle açtığı davada mahkeme “herhangi bir süre öngörülmeksizin ve belli bir hizmeti yürütme amacı güdülmeksizin, yapılan dava konusu görevlendirme işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle davayı kabul etmiştir. Danıştay ise gerçekleştirdiği temyiz incelemesinde Daktilograf kadrosunda görev yapan davacının, Yasa ile öngörülen görevlendirmenin koşulu, hizmetin gerekli kılması durumu olarak kabul edildiği halde, belli bir hizmeti yürütme amacı güdülmeksizin, salt takdir yetkisine dayanılarak, aynı idareye bağlı Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi'nde görevlendirilmesine ilişkin dava konusu işlemde, hukuka ve mevzuata uyarlık görülmemesi gerekçesine dayanılarak hüküm kurulması gerekirken, kararda; bu gerekçenin yanı sıra, söz konusu görevlendirmenin belirsiz süreli olarak yapılmasında da hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesine de dayanılmış olmasında hukuki isabet bulunmamakta ise de; kararda yer verilen diğer iptal gerekçesinin hukuka uygun bulunması karşısında, bu husus, anılan kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.[iv] Bu karar bizlere görevlendirme işlemi tesis edilerek belirli bir süre öngörülmemesinin işlemin iptal edilmesi için yeterli bir gerekçe olmayacağını göstermektedir.

Geçici Görevlendirme Naklen Atama Sonucu Doğurmamalıdır

Danıştay bir kararında Boğaziçi Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Dairesi Başkanlığında, araştırma görevlisi kadrosunda, bilgi ve belge uzmanı olarak görev yapan davacının, 2547 sayılı Kanunun 13/b-4 maddesi uyarınca Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünde görevlendirilmesine ilişkin açmış olduğu davada kanunun rektöre tanıdığı yetki için “öğretim elemanlarının veya diğer personelin zorunlu ihtiyaç hallerinde ve belli sürelerle geçici olarak görevlendirilmelerini içeren bir yetkidir. Anılan düzenlemenin getiriliş amacına aykırı bir şekilde cezalandırma amacıyla kullanılamayacağı gibi bu yetki keyfi ve mutlak olmayıp kamu yararı amacına ve hizmet gereklerine uygun belirli sebeplere dayanılarak kullanılmak zorunda” şeklinde bir sınırlama çizmiştir. Bu nedenle dava konusu işlemin görevlendirme süresi belirtilmeksizin tesis edildiği, geçici ihtiyaç durumunun bulunmadığı, davacının rızasının olmadığı, takdir yetkisinin yerinde kullanılmadığı, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olduğu iddiaları ile açılan davada Kanun’un 13/b-4 maddesi uyarınca yapılan görevlendirmenin geçici nitelikte olması gerekirken, dava konusu işlemin, davacının naklen atanması sonucunu doğuracak şekilde belirli bir süre belirtilmeksizin tesis edildiği anlaşıldığından, hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olduğuna hükmetmiştir. [v]

Hukuka Aykırı Görevlendirme İşlemine Karşı Gerçekleştirilecek İtiraz Usulü

Bu yazıda özetlenmeye gayret edildiği üzere yükseköğretim personellerinin, Kanun’un 13/b-4 maddesi uyarınca idari amirleri tarafından tesis edilen görevlendirme işlemlerinin geçici nitelikte olması, personelin asıl görevinden uzaklaştırılması gayesini içermemesi, işlemin sebebi ve amacının somut olarak gösterilmesi, belirli bir hizmet amacı güdülmesi, salt takdir yetkisine dayanmaması, hizmetin bu görevlendirmeyi gerekli kılması şartlarına uygun olması gerekmektedir. Bu şartların bir veya birkaçını taşımayan görevlendirmeler hakkında söz konusu görevlendirme işleminin tebliğini müteakip 60 gün içerisinde idari dava açılması gerekmektedir.

---------------

[i] Danıştay 8. Dairesi. E. 2018/1365 K. 2022/310 T. 27.1.2022

[ii] Danıştay 8. Dairesi E. 2013/6635 K. 2013/7 T. 24/10/2013

[iii] Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu E. 2020/2563 K. 2021/222 T. 10.2.2021

[iv] Danıştay 2. Dairesi E. 2018/305 K. 2018/2505 T. 11.4.2018

[v] Danıştay 8. Dairesi. E. 2018/1365 K. 2022/310 T. 27.1.2022