Çorum’da bir çocuk. 7 yaşında başlıyor tecavüz. Babası, amcası ve ağabeyi tarafından. Tam 5 sene sürüyor ve çocuk babadan hamile kalıyor.
Baba diyor ki: “Ben eşimle ilişkiye girdiğimde spremlerimi karımın kıyafetine silerdim o da sağa sola atardı. Kızım giymiştir onları, kesin oradan hamile kaldı.”
Amca diyor ki: “Zorla değil kendi isteğiyle ilişkiye girdik. Hatta sürtünme diyelim.” Sonra ifadesini değiştiriyor:” Biz aileden suçu bir kişinin üstlenmesine karar verdiğimiz için ben öyle dedim. Yoksa ben bir şey yapmadım”.
Abi diyor ki: “Ben zaten o zamanlar Çorum’da değildim ayrıca psikolojik tedavi görüyorum”
Hani hepsini özrü kabahatinden beter.
Daha beterini yazacağım şimdi.
İddianameyi okudum. Okurken dizlerime vurmaktan dizlerimi morarttım.
Çocuk ifadesinde babasının ve ağabeyinin kendisine bir defasında biri önden biri arkadan olmak sureti ile aynı anda tecavüz ettiklerini, amcasının , babasının ve ağabeyinin 5 senede toplamda ayrı ayrı 60’dan fazla kez olmak üzere kendisine tecavüz ettiklerini; babasının zaman zaman evdekileri dışarı yollayarak kendisiyle yalnız kalmaya çalıştığını, hatta bir keresinde amcasının yine kendisine tecavüz edeceğini anladığında saklandığını ama amcasının kendisini bulup zorladığını ve kendisine pornografik içerikli görüntüler izlettiğini ve daha bir çok ayrıntıyı anlatmış.
Çocuğun arkadaşları, çocuğun, kendilerine de bu olayları anlattığını korktuklarından bir şey söyleyemediklerini ve de babasının çocuğa “Aşkım, balım, bu evde sen, ben, bi de yatak olsun anneni boşayıp seni alacağım” dediğini, amcasının “Bu hayatta bi ikimiz bir de yatak olsun” dediğini söylemişler.
Haricen aldığım bilgiye göre ise şahıslar önce tutuklanmış ve sonra “esneklik nedeniyle kızlık zarı bozulmamıştır” raporu gelince tutuksuz yargılanmalarına karar verilmiş. Ben sorarım size meslektaşlarım. Kızlık zarının bozulmaması cinsel istismarı hafifleten bir sebep mi? Çocuk bu kadar ayrıntılı ifade verirken ve zaten adı üstünde “esnek olduğu için bozulma olamayabileceği” saptanmışken mantık nedir? Hadi yine iyisiniz kızınız bakire!
Ayrıca çocuğa psikolojisi iyi değildir raporu alındığı için de tutuksuz yargılama kararı pekişmiş olabilir. Peki başka bir sorum daha var. Babası, abisi ve amcası, yani pek çok kadının ve erkeğin hayatında önemli ve kıymetli yer tutan bu üç akraba tarafından ve hatta bazen aynı anda tecavüz edilen 7 yaşındaki bir çocuğun psikolojisi nasıl bozulmaz?
Ne yapılacaktı? “Çocuk mental olarak hasta, iftira atıyor, zaten zarı da bozulmamış” denip örtbas mı edilecekti?
Ne zaman ki kızın hamile olduğu ortaya çıkıyor tekrar tutuklama gerçekleşiyor, derhal kürtaj yaptırılıyor ve ilk duruşmanın görülmesiyle olay medyaya yansıyor. Yani daha önce gizlilik kararı vs. derken bunca zaman olay saklanmış.
Peki, olay ilk yargıya yansıdığında devlet korumasına alınsaydı da travması bir de gebelik ve kürtajla pekişmeseydi ne olurdu!!? Ne olurdu??
Aklım, ruhum, hücrelerim olayı idrak edemiyor.
Ülkemizde bu tür olayların faillerinden çok bunları konuşanlar daha çok eleştiriliyor. Afaroz ediliyor. Pek çok şeyle suçlanıyor.
Bilmiyorum şimdi anlam buluyor mu Diyanet’in 9 yaşındaki öz kızına şehvet duyan baba fetvasını eleştirmemiz? Biliyor musunuz Türkiye’de ensest var! Ensest! Bu konuyu dini liderler ve kurumlar, siyasiler , milletvekilleri, STK’lar vakıflar dernekler herkes ama herkes sıfır tolerans göstererek kınamalılar (ki kınayan ve bu konuda çalışan herkesten Allah razı olsun). Bir ufacık minicik boşluk, bir küçük aralık bırakmamalılar. Bunun şakası yok! Aması yok!
Biz avukatlar, hakim savcılar biliyoruz elbette bunları. Bazen şikayetlerin nasıl geri çektirildiğini, delillerin nasıl karartıldığını… Bazen çaresiz kalıyoruz. Ama insanımız gözünü ne zaman açacak da ensestle savaşacak, bilinçlenecek , anne baba olmanın maneviyatını kalbinde hissedecek?!
Bir panelimde, katılımcılardan biri söz alıp, senelerce aynı evde yaşadığı bir erkek tarafından ( baba ya da ağabey hangisi olduğunu soramadım, sormaya gönlüm elvermedi) sistematik olarak istismar edildiğini, geceleri korkudan tuvalete gidemediği için odasına tuvaletini yaptığını gözlerinde yaşlarla anlatmıştı.
Sosyal medyadan, mesajla maille her gün abi/baba/amca/kuzen taciz ve tecavüzüne uğrayan kadınların mesajlarını alıyorum.
Seslerini duyun bu kadınların. Enseste gözünüzü dört açın. “Ama her yerde mi oluyor ki bunlar münferid olaylar” demeyin. Çünkü münferid değiller.
Dosya ile birebir ilgilenen ve bana her türlü bilgiyi sağlayan Çorum Barosu Başkanı Sn. Av. Altan Akpınar’a aynı zamanda bu dosya ile ilgilenen ve ilgilenmeye devam edecek tüm meslektaşlarıma şükranlarımı sunarım.
(Bu köşe yazısı, sayın Av. Feyza Altun tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)