Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15.06.2004 gün ve 107-136 kararı ile 06.03.2012 gün ve 387-75 kararlarında belirttiği üzere maddenin hangi maksatla bulundurulduğu belirlenirken dikkat edilmesi gereken ve doktrin ile uygulamada da kabul görmüş olan bazı kriterler bulunmaktadır (YCGK 2018/10-11E 2018/57 K) Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca belirlenmiş olan bu kriterlere hep birlikte bakalım;

Kriterlerin birincisi; failin uyuşturucu maddeyi satma yahut bir başkasına devir ya da tedarik etme hususunda bir davranışının bulunup bulunmadığıdır.

İkinci kriterimiz ise failin uyuşturucu maddeyi bulundurduğu yer ve bulunduruş biçimidir. Kişisel kullanım amacıyla uyuşturucu madde bulunduran kişi bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği yerlerde muhafaza eder. Bulundurulan uyuşturucu madde ev, işyeri, araba gibi kolaylıkla ulaşılabilecek yerde değil de çatı katı, depo, gizli zula gibi her an ulaşılması mümkün olmayan ve çıkarılması için efor ve çaba sarf etmek gerekiyorsa uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanma dışında bir amaçla bulundurulduğunu gösterebilir

Üçüncü ve son kriterimiz uyuşturucu maddenin nevi ve miktarıdır. Uyuşturucu madde kullanıcıları çoğunlukla aynı ya da benzer etkiyi gösteren iki farklı uyuşturucu madde bulundurabilirler. Miktar açısından yol göstericimiz ise Adli Tıp Kurumu’nun mütalaaları olacaktır. Kurum raporlarında esrar kullanma alışkanlığı olan bireylerin her defasında günde bir ila bir buçuk gram olmak üzere günde üç defa esrar tüketebileceklerini belirtmiştir. Esrar kullanıcılarının birkaç aylık ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında veya ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri dosyalara yansıyan ve bilinen bir husustur.  

Sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu suçun en ufak bir kuşkuya dahi yer vermeyecek bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Nasıl gerçekleştiği hakkında şüpheler olan ve tam olarak aydınlatılmamış olaylar ve iddialar sanık aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz, bu ceza yargılamasının en temel ilkelerinden olan ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesinin bir sonucudur. Bir suçun işlendiği konusunda tereddüt bulunması halinde bu durum sanık lehine yorumlanır. Ceza mahkumiyeti, her türlü şüpheden uzak, kesin ve net bir ispata dayanmalıdır aksi takdirde masum insanların haksız yere cezalandırılması durumu söz konusu olacaktır. Yüksek bir olasılık olması halinde dahi sanığı cezalandırmak ceza muhakemesinin en önemli maksadı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm kurmak anlamına gelir. Mahkûmiyet için herhangi bir olasılık türü değil her türlü şüpheden arınmış bir kesinlik aranmalıdır başka türlü adli hataların önüne geçilmesinin mümkünatı yoktur.

Bu konu hakkında Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi’nin bu konu hakkında uygulamacılara yol göstermesi açısından çok önemli kararı vardır. Daire 2021/82-350 sayılı kararında sanığın üzerinde çıkan eşit paketlerin sanığın uyuşturucu maddeyi satma amacını tek başına ortaya koyamayacağını, kişisel kullanım için alınan uyuşturucu maddelerin de satan kişi tarafından genellikle eşit paketler halinde satılmasının bilinen bir gerçek olduğunu belirtmiştir. Trabzon BAM 3. Ceza Dairesi'nin 2021/82 E ve 2021/ 350 K sayılı kararında da belirtildiği üzere '' kişisel kullanım için alınan uyuşturucu maddelerin de satan kişi tarafından genellikle eşit paketler halinde satılmasının bilinen bir gerçek olduğu ve sadece bunun sanığın amacını ortaya çıkarmayacağı’ belirtilmiştir.

Av. Furkan ÖZBEK