YARGI KARARLARIYLA HUKUKİ KESİNTİ

Abone Ol

Hukuki Kesintinin Tanımı
Hukuki kesinti, failin aynı suç fiilini sürdürdüğü durumda, iddianame düzenlenmesi veya bir mahkeme kararının verilmesi gibi hukuki işlemlerle suçun sürekliliğinin sona ermesi anlamına gelir. İddianame düzenlenmeden önce gerçekleşen aynı suç fiilleri tek bir suç olarak değerlendirilirken, iddianame sonrası eylemler bağımsız suçlar olarak ele alınır.

Örneğin, İmar Kirliliğine Neden Olma suçunda, kişi hakkında ilk tutanak tutulduktan ve soruşturma açıldıktan sonra, ancak iddianame düzenlenmeden önce başka inşai faaliyetler için de tutanak tutulması halinde ayrı ayrı ceza tayin edilmeyecek, tek bir suçtan ceza verilecektir. (Yargıtay Kararı - 4. CD., E. 2012/29004 K. 2014/24603 T. 08.09.2014)

Hukuki Kesintinin Oluştuğu Durumlar

1. İddianamenin Düzenlenmesi:
Cumhuriyet savcısının, yeterli şüphe oluşturan delillere dayanarak kamu davası açmasıyla hukuki kesinti oluşur. İddianamenin düzenlenmesinden sonraki eylemler, bağımsız bir suç olarak değerlendirilir.

2. Mahkûmiyet Kararı:
Bir suçla ilgili kesinleşmiş bir mahkeme kararı verildiğinde, bu karar hukuki kesinti oluşturur ve sonrasındaki eylemler yeni bir suç teşkil eder.

3. Af veya Şikâyetten Vazgeçme:
Af yasası veya şikâyetten vazgeçme ile dava düşerse, bu durum da hukuki kesinti olarak kabul edilir.

Hukuki Kesintinin Özellikleri

Kesinlik ve Bağımsızlık:
İddianamenin düzenlenmesi veya mahkûmiyet kararının verilmesiyle oluşan hukuki kesinti, suçun sürekliliğini sona erdirir ve bu tarihten sonraki eylemler yeni bir soruşturma veya kovuşturmanın konusu olur.

Zincirleme Suçla Farkı:
Hukuki kesinti, suç fiilini böler. Zincirleme suç hükümleri uygulanamaz ve her bir eylem ayrı suç olarak değerlendirilir.

Kesintinin Gerçekleşmesi İçin İddianamenin Kabulü Gerekir

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 17.03.2015 tarih 2014/2-37 Esas, 2015/47 Karar sayılı kararında:İddianamenin düzenlenmesiyle birlikte olaylar arasında hukuki kesinti oluşmaktadır. Bununla beraber, 01.06.2005 tarihinden itibaren düzenlenen iddianamelerin hukuki kesinti oluşturabilmesi için mahkemece kabul edilmiş olması gerekir. Sanık hakkında, mahkemece kabul edilmek şartıyla iddianame düzenlendikten sonra, sanık tarafından aynı suçun tekrar işlenmesi durumunda hukuki kesinti nedeniyle yeni ve ayrı bir suç söz konusu olacak, mahkeme tarafından iddianamenin iade edildiği aşamada ise aynı suç işleme kararıyla ve aynı mağdura karşı yeniden suç işlenmesi durumunda hukuki kesinti gerçekleşmediğinden sanık hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanabilecektir.”

Yargıtay Uygulamaları

1. İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu:

- Sanık hakkında aynı taşınmazın birinci katı nedeniyle 05.02.2009 tarihinde tutanak tutulup, 30.10.2009 tarihli iddianame ile İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesi’ne dava açıldığı, kesinleşen bu kararda sanık hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan hapis cezası verildiği, inşaat faaliyetine devam edildiğinin tespiti üzerine davaya konu 11.03.2009 tarihli tutanak tutularak 16.11.2009 tarihli iddianame ile yeni bir dava açıldığı anlaşılmakla; ilk iddianame tarihi itibarıyla her iki tutanak arasında hukuki kesinti oluşmadığı, eylemin tek suç olduğu ancak TCK’nın 43/1 maddesi gereğince bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi nedeniyle cezada artırım yapılması gerektiği, (Yargıtay Kararı - 4. CD., E. 2012/29004 K. 2014/24603 T. 08.09.2014)

- “Sanığın, dava konusu taşınmazla ilgili olarak imar kirliliğine neden olmak suçundan dolayı Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/206 Esas sayılı dosyası üzerinden yargılandığı, söz konusu dosyada suç tarihinin 12.08.2008 olduğu, dosyadaki iddianamenin 14.02.2012 tarihinde düzenlendiği, davamızdaki yapı tatil tutanağının ise 03.05.2012 tarihinde tutulduğu ve ilk tutanakta tespit edilen yapıya ilave olarak ikinci katın yapıldığının tespit edildiği, ilk tutanak ile ilgili iddianame tanzim edilmesiyle eylemin hukuki kesintiye uğradıktan sonra ikinci tutanağın tanzim edildiğinin anlaşılması karşısında, mahallinde keşif yapılması, önceki tarihli iddianame ile son tutanak tarihi arasında TCK'nın 184. maddesinde belirtilen suçun oluşup oluşmadığı tespit edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle kamu davasının reddine karar verilmesi,” (Yargıtay Kararı - 18. CD., E. 2015/15182 K. 2015/14038 T. 22.12.2015)

2. Haksız İşgal:

- Suç tutanağında belirtilen aynı yer ile ilgili 05.02.2009 ve 12.02.2009 tarihli suç tutanakları ile iddianame örneğinin getirtilip, incelenerek hukuki kesintinin oluşup oluşmadığının belirlenmesi, hukuki kesintiden sonra işgal ve faydalanma eylemine devam edildiğinin anlaşılması halinde dosyadaki delillere göre suç kastının bulunduğunun kabulü ile mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiği, (Yargıtay Kararı - 3. CD., E. 2011/6081 K. 2012/18362 T. 7.5.2012)

3. Müteselsil Suçlar:

- Ancak; müteselsil suçlarda iddianamenin düzenlenme tarihi ile hukuki kesinti oluşmakta ve teselsül sona ermektedir. İddianame düzenlenmeden önce işlenen eylemler arasında teselsül bulunabilir ise de, dava açıldıktan sonra işlenen suçlar ayrı ve bağımsız suç niteliğinde kabul edilmelidir. (Yargıtay Kararı - 4. CD., E. 2001/11824 K. 2001/12834 T. 23.10.2001)

4. Hırsızlık:

- Aynı mağdura ait işyerinden 10.05.2009 ve 24.05.2009 tarihlerinde hırsızlık yapan sanık hakkında, ilk olayla ilgili 13.05.2009 tarihinde iddianame düzenlendiği, bu iddianamenin de 26.05.2009 tarihinde mahkemece kabulüne karar verildiği olayda; 13.05.2009 tarihli iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesi nedeniyle bu iddianamenin düzenlenme tarihi itibarıyla hukuki kesinti oluştuğundan, 24.05.2009 tarihinde gerçekleştirilen ikinci eylemin ayrı bir suç olarak değerlendirilerek iki ayrı hırsızlık suçundan hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.(Yargıtay Kararı - CGK., E. 2014/37 K. 2015/47 T. 17.3.2015)

5. 5846 Sayılı Yasaya Muhalefet:

- Açık alanda bandrolsüz eser satışına ilişkin olması nazara alındığında fiili kesintinin de oluşmadığı ve sanığın eylemlerini TCK'nın 43. maddesi kapsamında aynı kast altında zincirleme olarak işlediğinin kabulü ile eylemlerine konu her iki dava dosyasının birleştirilip, aynı kasıt altında işlenen 27.02.2006 ve 09.03.2006 tarihli eylemleri tek suç kabul edilip zincirleme suç hükümlerinin uygulanması, yine 12.08.2006 ve 05.10.2006 tarihli eylemlerinin de tek eylem kabul edilerek zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekirken,(Yargıtay Kararı - 7. CD., E. 2021/20407 K. 2021/12221 T. 11.10.2021)