6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun "Bilirkişi’ye başvurulmasını gerektiren haller" başlıklı 266. Maddesi’nde; "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, Bilirkişi’nin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda Bilirkişi’ye başvurulamaz." düzenlemesini içermektedir. [1]
6754 sayılı Bilirkişilik Kanunu’nun 3. Maddesi’nin 2. Fıkrası’nda ise; “Bilirkişi; Raporu’nda çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz; hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz.” hükmü yer almakta olup; anılan Madde’nin 3. Fıkrası’nda da; “Genel bilgi veya tecrübeyle ya da Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda Bilirkişi’ye başvurulamaz.” hükmüne yer verilmiştir. [2]
03.08.2017 tarihinde yürürlüğe giren Bilirkişilik Yönetmeliği’nin 5. maddesi: “… (2) Bilirkişi, Raporu’nda çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz; hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz. (3) Genel bilgi veya tecrübeyle ya da Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda Bilirkişi’ye başvurulamaz …” şeklinde düzenleme içermektedir. Görüldüğü gibi, Hâkim; çözmek zorunda olduğu uyuşmazlıkta, ancak konusu hukuki bilgi dışında özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren durumlarda Bilirkişi İncelemesi’ne başvurur. [3]
İLGİLİ ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI
Anayasa Mahkemesi; 6574 Sayı’lı Kanun’un hukuk öğrenimi görmüş kişilerin hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduklarını belgelendirmedikleri takdirde, Bilirkişilik siciline ve listesine kaydedilmeyeceklerini öngören 10. Maddesi’nin (4) numaralı fıkrası ile 6100 Sayı’lı Kanun’un hukuk öğrenimi görmüş kişilerin hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bu kişilerin Bilirkişi olarak görevlendirilemeyeceklerini düzenleyen 266. Maddesi’nin 1 Numaralı Fıkrası’nın 3. Cümlesi’nin iptali taleplerini reddetmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 2017/20 E., 2018/75 K. Ve 05.07.2018 Tarih’li Kararı
Benzer Konuda Ayrıca Bakınız; Anayasa Mahkemesi’nin 2018/152 E., 2020/11 K. ve 19.02.2020 Tarih’li Kararı
HUKUKÇU BİLİRKİŞİ’YE İZİN VERMEYEN YARGITAY KARARLARI
Mahkeme’ce HMK.’nun 266. maddesine aykırı olacak şekilde bir Hukukçu’nun bilirkişi olarak görevlendirilmesi de doğru olmamıştır. Mahkeme’ce bilirkişi incelemesi yaptırılan husus bilirkişi tarafından değil, Hâkim tarafından incelenip sonuçlandırılacak bir husustur. Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir. [4]
Ayrıca Hâkim’in hukuki bilgisi ile çözebileceği senedin hukuki vasfını ve ispat yükünün hangi tarafta olduğunu belirlemek dışında rapora katkısı olmayan Hukukçu bilirkişinin HMK’nın 266. maddesinin emredici hükmüne rağmen Bilirkişi Heyeti’ne katılması da doğru görülmemiştir. [5]
Dosyadaki bilirkişi Hukukçu olup, Hukuk Muhakemeleri Kuralları’na göre Hukukçu Bilirkişi’den rapor alınamaz. [6]
Daha sonra Mahkeme’ce yapılacak iş; Hukukçu Bilirkişi’den rapor alınması doğru olmadığından, uzman hesap bilirkişisine … hesaplattırılmalıdır. [7]
Dosyada mevcut “iş hukuku hesap bilirkişisi” ve “Hukukçu Bilirkişi” unvanları ile imzalanarak verilen Bilirkişi Raporları; Bilirkişiler’in uzmanlık alanları itibari hükme esas olamaz. [8]
Eldeki davada; Bilirkişi Heyeti yetkilerini aşarak raporlarında Hakim’in kararını etkileyecek biçimde hukuki nitelendirme yapmışlardır. [9]
Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda; uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına ve özellikle somut uyuşmazlık Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi gereken nitelikte olduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesine aykırı olarak İlk Derece Mahkemesi’nce Bilirkişi Raporu alınması hatalı ise de bu durumun sonuca etkili olmadığının anlaşılmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA … [10]
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle ilk derece Mahkemesi’nce dosyanın Hukukçu Bilirkişi’ye tevdi edilmesi HMK.’nın 266. maddesine aykırı ise de ilk derece Mahkemesi’nce ve istinaf Mahkemesi’nce meselenin Hakim tarafından değerlendirilerek sonuçlandırılması, Bilirkişi Raporu’na dayanılmaması, bu durumun sonuca etkili olmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA … [11]
HUKUKÇU BİLİRKİŞİ’YE ONAY/İZİN VEREN YARGITAY KARARLARI
Hukukçular’ın / Avukatlar’ın Bilirkişilik Yapabileceği Alt Uzmanlık Alanı; “Nitelikli Hesaplamalar” Olarak Belirlenmiştir…
Gerektiğinde alanında uzman ilgili meslek mensubu, mali müşavir ve Hukukçu’dan oluşan Bilirkişi Heyeti’nden rapor alınarak belirlenmelidir. [12]
Bu hususların incelenmesi ise özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden; HMK’nın 266. maddesine göre asgari işçiliği teknik usullerle saptamasını bilen bir Hukukçu, serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi (veya yeminli mali müşavir) ve asgari işçilik incelemesine konu iş (sektör) konusunda bilgi sahibi (inşaat mühendisi, elektrik mühendisi, otel yöneticisi vb.) bir bilirkişi olmak üzere üç kişilik Bilirkişi Kurulu’ndan açıklayıcı ve denetime elverişli rapor alınmalıdır. [13]
Bu durumda; Hukukçu, yazılımda oynama konusunda yetkin gerektiğinde akademisyen elektronik mühendisi ve bilgisayar mühendisinden oluşan üçlü heyet aracılığı ile … [14]
Mahkeme’ce; … hususunda, dosyanın, 1 jeolog, 1 Hukukçu ve 1 inşaat Bilirkişisi’nden oluşan başka bir üçlü Bilirkişi Heyeti’ne tevdii ile Dairemizin … sayılı ilamında belirtilen hususlar gözetilerek, tarafların itirazlarını da karşılayacak şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmalıdır. [15]
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, Mahkeme’ce nöroloji uzmanı, Hukukçu ve trafik konusunda uzman Bilirkişiler’den oluşan Bilirkişi Kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine, aksi halinde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. [16]
… hususlarında, teknik bilirkişiler ve Sigorta Hukukçusu’ndan oluşan Heyet’ten, gerekçeli, açık, denetlenebilir bir rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. [17]
Bu durumda Mahkeme’ce yapılacak iş; emlakçı, mimar ve kira işinden anlayan Hukukçu, 3 kişilik Bilirkişi Heyeti ile keşif yapılarak, … gerekip gerekmeyeceğinin tereddütsüz şekilde belirlenmesi açısından taraf ve Yargıtay denetimine açık rapor alınması gerekmektedir. [18]
HUKUKÇU BİLİRKİŞİ’Yİ HEYET’TEN ÇIKARTAN YARGITAY KARARLARI
Bu durumda; Mahkeme’ce öncelikle Hakim’in davayı aydınlatma ödevi kapsamında … açıklattırılıp hükme esas raporu düzenleyen Bilirkişi Kurulu’ndan Hukukçu bilirkişi çıkartılıp yerine mali müşavir bilirkişi katılmak suretiyle oluşturulacak Kurul’dan … rapor alınmalıdır. [19]
Yapılan incelemede; Bilirkişiler’in makine mühendisi, kimya mühendisi ve Hukukçu bilirkişiler oldukları ve dava konusu …’dan anlayan uzmanlar olmadıklarının anlaşılması karşısında; zarar tutarı yönünden yapılacak tespit için …’dan anlayan bilirkişiler aracılığıyla tespit yapılması gerekirken yetersiz Bilirkişi Raporu’na itibar edilerek hüküm tesisi doğru görülmemiştir. [20]
Bu durumda … iş teknik nitelikte olduğundan Hukukçu ve mali müşavir bulunmaksızın oluşturulan Kurul’dan rapor alınmak suretiyle, bilirkişi rapor ve ek raporlarındaki çelişkiler giderilmek suretiyle bir karar verilmesi yoluna gidilmelidir. [21]
Mahkeme’ce, zarar gören emtiaların niteliğine uygun Bilirkişi’den Yargıtay içtihatlarına uygun gerçek zarar hesabı yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken … imalatı ve satış işi konusunda uzman olmayan ve denetime elverişsiz Hukukçu Bilirkişi Raporu’na göre karar verilmesi de doğru görülmemiştir. [22]
Mahkeme’ce, dava dilekçesinde talep edilmeyen tedavi giderleri hakkında Hukukçu bilirkişi tarafından düzenlenen rapor esas alınarak ve talep aşılarak karar verilmiştir. Mahkeme’ce; …’den SGK’nın sorumluluğunda bulunan ve bulunmayanların belirlenmesi için, konusunda uzman doktor Bilirkişi’den denetime elverişli, ayrıntılı, gerekçeli bir rapor alınması gerekmektedir. [23]
Hükme esas alınan Bilirkişi Raporu’nda; … hususunda tam bir açıklık olmadığı gibi bankacılık konusunda uzman bilirkişi yerine Hukukçu Bilirkişi’den rapor alınmış olması da usule uygun değildir. [24]
Mahkeme’ce, Sigorta Hukukçusu’ndan aldırılan raporda, … tazminat hesaplanmasında uzmanlığı bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkeme’ce … hususunda hiçbir inceleme yapılmadan, alanında uzman Bilirkişiler’den hiç rapor aldırılmadan, davalı ... tarafından yaptırılan ekspertiz inceleme raporuna göre talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez. Bu durumda, davacının gerçek zararı hususunda alanında uzman serbest mali müşavir ve iş yerinin faaliyet alanı olan gıda konusunda uzman Bilirkişiler’den, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. [25]
-----------------------------------------
[1] Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi 2019/5357 E., 2020/1943 K., 03.03.2020 T.
[2] Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi 2016/8552 E., 2019/3750 K., 12.06.2019 T.
[3] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/608 E., 2019/810 K., 27.06.2019 T.
[4] Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi 2017/11175 E., 2019/15074 K., 05.07.2019 T.
[5] Yargıtay (23.) Hukuk Dairesi 2017/59 E., 2019/5014 K., 28.11.2019 T.
[7] Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi 2017/5129 E., 2019/4248 K., 09.09.2019 T.
[8] Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi 2017/11175 E., 2019/15074 K., 05.07.2019 T.
[9] Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi 2016/8552 E., 2019/3750 K., 12.06.2019 T.
[10] Yargıtay (22.) Hukuk Dairesi 2020/1779 E., 2020/6259 K., 10.06.2019 T.
[14] Yargıtay (22.) Hukuk Dairesi 2017/26532 E., 2020/361 K., 15.01.2020 T.
[15] Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi 2019/1908 E., 2019/10066 K., 12.12.2019 T.
[16] Yargıtay (17.) Hukuk Dairesi 2016/19102 E., 2019/9139 K., 09.10.2019 T.
[18] Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi 2017/8068 E., 2019/5516 K., 16.09.2019 T.
[19] Yargıtay (15.) Hukuk Dairesi 2019/901 E., 2019/4724 K., 20.11.2019 T.
[20] Yargıtay (11.) Hukuk Dairesi 2018/5786 E., 2019/6975 K., 07.11.2019 T.
[23] Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi 2019/5357 E., 2020/1943 K., 03.03.2020 T.
[24] Yargıtay (19.) Hukuk Dairesi 2019/168 E., 2019/5515 K., 11.12.2019 T.
[25] Yargıtay (17.) Hukuk Dairesi 2016/15200 E., 2019/7396 K., 12.06.2019 T.