Ekonominin en temel kuralı; istekler sonsuz aksine kaynaklar kıttır.
Her insanın ihtiyaçları, istekleri, arzuları ve beklentileri vardır. Oysa ki gerçekte kaynaklar, bir başka söyleyişle, imkanlar ise sonsuz isteklere karşılık son derece kıt ve sınırlıdır.
İnsanoğlu bu gerçeği bilir ancak kabul etmez. Bundandır rahatsız eden gerçekleri duymak istemez, aksine hoşuna gidecek yalanlar söylensin ister.
Yalanlara inananların ve şaklabanların arkasından gidenlerin çok olması ve aynı zamanda doğru söyleyenin dokuz köyden kovulması bundandır.
Şaklabanlar toplumu sömürürken bireyler hayal dünyalarında avunur. Bu avuntunun bir sebebi de şaklabanlara yakın olursa onların pastasından pay alacağına olan inançtır.
Oysa ki ; ayakları yere basmalıdır insanoğlunun. Tüketebilmek için üretmek , isteklere kavuşabilmek için çok çalışmak gerekir.
Alınteri yoksa yani rant varsa muhakkak kalabalıklar aldanıyor demektir.
Üretim yoksa ve yoklukta paylaşılamıyorsa ancak birileri varlıklıysa o zaman o birileri diğerlerinde var olanı kendi tarafına çoktan geçirmiş demektir.
Hayal etmekle başlar elbette herşey...Ancak hayallerde çalışmak, üretmek ve paylaşmak yoksa orada kısa yoldan köşe dönmeler yani haksız kazançlar vardır. İşte bundan dolayıdır anlatılan ahlâk ile yaşanılan ahlâk(sızlık) arasındaki farklılık.
İnsanların zaafları ön planda erdemler geri planda olduğu sürece aldatılanlar da aldatanlar da hep çokça var olacaktır.
Yüce Rabbimin ilk emrinin oku olması bundandır diye düşünüyorum. OKU; DÜŞÜN, ANALİZ ET, ALLAH'IN SANA VERDİĞİ AKLI KULLAN, SORGULA, GÖZÜNÜ AÇ, KULAĞINI AÇ ALDANMA DEMEKTE DEĞİL MİDİR???
NE HAYAT BEDAVA NE DE CENNET BEDAVA...