VERGİ YARGISINDA DAVA AÇMA SÜRESİNİ KAYBEDENLER NE YAPMALIDIR?

Abone Ol

Bilindiği gibi, vergi yargısına müracaat açısından belirli sürelerde bu hakların kullanılması gerektiği bilinmektedir. Örneğin kendisine vergi ve ceza ihbarnamesi tebliğ edilen  gerçek ve tüzel kişiler normal koşullarda 30 gün içerisinde vergi yargısına müracaat etmek zorundadırlar.  (Bkz.  İYUK md.14, VUK md. 377)

Kendisine vergi  ve ceza ihbarnamesi  tebliğ edilen gerçek ve tüzel kişiler ihbarnamenin tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde  vergi yargısına müracaat edebilirler.(İYUK md.7,8,61)

Bazı  özel hallerde vergi yargısına  gidebilmede  süreler 30 günden  daha fazla olabilir. Örneğin adli tatil  veya çalışmaya ara verme, mali tatil, uzlaşmaya müracaat vs durumlarda    dava açma süreleri uzayabilir. [1]

Adli tatil dönemlerinde dava açma süreleri adli tatilin  dahilinde kalması halinde süreler adli tatilin bitiminden  itibaren  7 gün uzamış sayılır.  Adli tatilin  başlangıcı 20 Temmuz 31 Ağustos dönemleri olup, 1 eylülden itibaren süreler 7 gün daha uzamaktadır.

Diğer taraftan bazı hallerde  dava açma da son gün mali tatile  tekabül edebilir.  Bu gibi durumlarda mali tatili izleyen  7 gün içerisinde vergi mahkemesinde dava açılmalıdır.

Mali tatil 1temmuz 20 temmuz  dönemleri  içerisinde geçerlidir.  B u dönemlere tekabül eden bir  ihbarname tebligatı halinde 20 temmuzdan itibaren dava açma süresi  otomatik olarak  7 gün uzamaktadır.  [2]

Uzlaşma talep edip, uzlaşmanın  temin edilmemesi  veya  uzlaşmaya varılmaması halinde  uzlaşma  komisyon kararının   mükellefe tebliğinden  itibaren  15 gün içerisinde  vergi mahkemesinde dava açılması mümkündür.

Ödeme emirlerine karşı dava  açma süreleri  normal  koşullarda 7 gündür.  Bu dava açma süresinin  son günü  adli tatil  veya  mali tatile tekabül etmesi durumunda  süreler otomatik olarak uzamaktadır.  

Son olarak, dava açma süresini kaybeden  veya geçiren  mükellefler açısından  ödeme emrinin incelenmesi ve buna karşı ise, VUK md. 116 hükmüne göre düzeltme talep edilmesi  veya düzeltme sebepleri  yanı sıra  böyle bir borcunun  bulunmadığını   öne sürmesi  ya da  ödeme emrinin  muhatabında hata olduğunu  belirtmesi halinde süreç yeniden  başlatılabilir. 

Uzlaşma komisyonlarına  müracaatta ise, yine ihbarnamenin  tebliğ tarihinden  itibaren  30 günlük süre  geçerlidir.  Bu sürenin  geçirilmesi halinde mükellefin  mücbir sebebi var ise,  bu durumun doktor raporu veya başka geçerli  belgelerle ispat edilmesi halinde uzlaşmaya yeniden  müracaat olunabilir.  Uzlaşma komisyonlarına müracaatta 30 günlük sürenin hesabında adli tatil, mali tatil dikkate alınmalıdır.   Mükelleflerin   kendilerine tebliğ edilen ihbarnamelere karşı  uzlaşma talep  süresi  tebliğ tarihini izleyen  günden  itibaren  30 gündür.  Burada tebliğ edilen gün hesaba katılmaz. (Bkz. VUK md.18)

Vergi mahkemesi kararlarına karşı normal koşullarda  (tek hakimle  verilen kararlarda)  30 gün içerisinde bölge idare mahkemesine itiraz edilmesi  zorunludur.  Eğer, vergi mahkemesi kararı  3 lü hakimle verilmiş karar ise (heyet şeklinde) bu durumda 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz edilmesi  gerekir.  Gerek itiraz, gerek temyiz ve gerekse karar düzeltmede  süreler açısından davacılar  adli tatil süreleri dikkate alınmalıdır.  

Danıştay tarafından  verilen kararlara karşı 15 gün içinde aynı daireye  karar düzeltme talep edilebilir.

213 sayılı  VUK md. 116 hükmüne göre dava açma süresi içerisinde (yani 30 gün içinde)  düzeltme talep  edilmesi mümkündür.  Vergi dairesinin düzeltme talebini reddetmesi üzerine  Maliye Bakanlığına 30 gün içinde şikayet yoluyla müracaat  yapılabilir. (VUK md.124) Maliye Bakanlığının  şikayet yoluyla müracaata olumsuz görüş vermesi halinde  30 gün içerisinde vergi mahkemesi nezdinde yeniden  dava açılabilir. 

(Bu köşe yazısı, sayın Av. N. Gaye ALPASLAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.) 

----------------------
[1] KIZILOT Şükrü – KIZILOT Zuhal, Vergi İhtilafları ve Çözüm Yolları,  2008, Yaklaşım Yayıncılık, Güncellenmiş 13. Baskı, s.352.

[2] YÜCE Mehmet, Vergi Dava Rehberi, Ekin Basım Yayın Dağıtım, Bursa 2014