VERGİ VE CEZA İHBARNAMELERİNDE KESİNLEŞTİRME OLGUSU

Abone Ol

Bilindiği üzere, vergi uygulamasında ilk (1) nolu ihbarnameler tebliğ edilmeden, kesinleştirilmeden ödeme emri düzenlemez.[1] Ödeme emrinin düzenlenebilmesi için mutlak surette ihbarnamelerin kesinleşmesi gerekmektedir.[2] Mükelleflerin gıyabında çeşitli sebeplerle veya ilanen tebliğ suretiyle kesinleştirilen ihbarname üzerine daha sonraki aşamalarda ödeme emri düzenlenmesi hukuken tarhiyatı sakatlandırıcı sonuçlar doğurabilmektedir.[3]

Aşağıda yer alan nedenler oluşmadan ödeme emri düzenlenemez, e-haciz yapılamaz. Buna göre;

1. Tahakkuk aşamasında ihbarnameler kesinleştirilmeden ödeme emri düzenlenemez. Ödeme emri düzenlenmeden e-haciz yapılamaz. E-haciz yapılabilmesi için mutlak surette usulüne uygun ödeme emri tebliği (hatta usulüne uygun ihbarnamelerin tebliği ve kesinleşmesi gerekir) ve haciz varakasının tanzimi zorunludur. Aksi takdirde hiçbir şekilde ne e-haciz veya ne kesin haciz tatbik olunabilir.

2. Limited şirket ortakları hakkında e-haciz yürütülebilmesi için şirket tüzel kişiliğine ait borcun mutlak surette ortak açısından bireyselleştirilmesi ve buna göre ödeme emri ortağa tebliğ edilmesi daha sonra ödeme emrinin kesinleşmesi üzerine ancak limited şirket ortağının banka hesabına e-haciz yürütülebilir.

3. Asıl amme borçlusu şirketin mal varlığı araştırması yapılmadan şirketin acze düştüğü tespit edilmeden, şirketin iflası istenmeden, Türkiye çapında mal varlığı araştırması yapılmadan şirket ortakları nezdinde takip açılamaz.

4. Tebliğ edilen ödeme emirleri ve kapsamı hukuka aykırı ise, örneğin zamanaşımına uğramış bir amme alacağı için ödeme emri düzenlense dahi bu konuda ödeme emri kesinleşmeden hiçbir icrai işlemine teşebbüs edilemez. (6183 sayılı yasa md.102)

5. Vergi borcu nedeniyle gayrimenkuller üzerine konulan hacizlerin çözümünde vergi yargısı kararına göre hacizlerin çözülmesi ve 30 gün içerisinde ilk vergi mahkemesi kararının gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur.[4] Menkul veya gayrimenkul mallar üzerindeki haciz çözümünde vergi borcunun asıl vergi dairesine ödenmiş olması yetmez. Haczin kaldırılabilmesi için Türkiye çapında bütün vergi dairelerinde o mükellefin borcunun bulunup bulunmadığı araştırılır. Eğer, başkaca vergi dairelerinde de borç çıkar ise (şirket ortaklarının borcu dahil) bu durumda bu borçlar da ödenmeden haciz çözülmez. Kısmi haciz mal veya varlıkların üzerindeki hacizlerin çözümü toplam borca mahsuben yapılacak ödeme ile orantılı olarak çözüm yapılabilir.

------------------------------

[1] Bkz. 6183 sayılı yasa md.55-58

[2] 213 sayılı VUK md. 21,22,25,35

[3] 213 sayılı VUK md. 377

[4] Bkz. 22/11/2013 tarihli ve 28829 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 10/7/2013 tarihli ve E. No:2012/107, K. No:2013/90 sayılı kararı ve ayrıca Gelir İdaresinin 2013/1 Tahsilat İç Genelgesi.