Zamanaşımından sonra mükellefin bilinçli bir şekilde ve gönüllü olarak zamanaşımına uğramış bir borç için ödeme yapması halinde bu alacak idare tarafından kabul edilir.[2] Bazı hallerde kamu görevlileri zamanaşımını kesmeye yönelik olarak kendi cebinden amme borçlusunun bilgisi dışında ödeme yapabilir. Ancak bu durum yargı tarafından kesinlikle kabul edilmemektedir. Hatta bu işlemi yapan kamu görevlisinin görevini kötüye kullandığı ileri sürülebilir. Çünkü, amme borcu tahsil zamanaşımına uğramış ise artık bu konuda sembolik bir miktarda borcu kapatmaya yönelik ödeme yapılması hayatın olağan akışına aykırı olur.[3]
Bilindiği gibi, 6183 sayılı AATUHK’nun 62. Maddesi hükmüne göre, amme borçlusunun vadesi geçen borcu dolayısıyla sahibi olduğu menkul ve gayrimenkullere haciz konulabilmektedir. Haciz, alacaklı amme idaresi tarafından konulmaktadır. Borcunu ödeyen amme borçlusunun haczi borç bitmesi nedeniyle kaldırılır. Amme borçlusunun, borçlu olduğu miktar kadar bir bölüm menkul veya gayrimenkullerine haciz konulur. Örneğin, 5.000 TL amme borcu olan bir mükellefin sahibi olduğu; 10 adet mesken için ayrı ayrı haciz konulamaz. Amme borcuna yetecek miktarda sadece bir gayrimenkule haciz konulur. Hacizlerin kaldırılması sırasında borcun ödenip/ ödenmediği araştırılır. Bu araştırmalar sadece haczi koyan vergi dairesi bazında yürütülmez. Türkiye çapında bütün vergi dairelerinde haczi kaldırılacak olan mükellefin başkaca borcunun olup/olmadığı araştırılması sonucunda haciz kaldırılır. Yine, aynı örnekte (A) vergi dairesine borcu olan bir mükellefin bu vergi dairesine borcunu ödemesi durumunda haciz kalkmaz. Bu mükellefin Türkiye çapında (A) vergi dairesinin haricindeki bütün vergi dairelerine de borcunun bulunup bulunmadığının araştırılması yapılarak çıkarılacak neticeye göre haciz ya kaldırılır veya ilgili vergi dairesine olan sürpriz borç da ödenmesi koşulu ile hacizler öylece çözülür. [4]
Vergi daireleri tarafından konulan hacizlerin kaldırılmasında süre önemlidir. Çünkü, sonsuza kadar bir vergi haczinin gayrimenkul üzerinde kalması düşünülemez. 6183 sayılı yasanın 73, 74 md hükümlerine göre, hacizlerin suratle paraya dönüştürülerek tasfiye edilmesi zorunludur. Satış sonucunda elde edilen bedel suratle amme borcunun itfa edilmesi için uğraşılır. Satıştan elde edilen bedelden öncelikle bu menkul veya gayrimenkulün aynından doğan vergiler tahsil edilir. Daha sonra yapılan takip marafları ve amme alacağı satış bedelinden düşülür. Daha sonra kalan kısım, hacze iştirak etmiş başka daire yoksa borçluya verilir. Hacze iştirak etmiş başka daire olduğu takdirde ise, artan kısımdan öncelikle bu dairelerin alacakları ayrıldıktan sonra bakiyesi borçluya verilir.[5]
Amme borçlusunun vadesi geçmiş borcu dolayısıyla haczedilen menkul malları 3 ay içerisinde paraya çevrilerek gereği yerine getirilmelidir. (Bkz. 6183 sayılı kanun md. 77). Diğer yandan, haczedilen malların sonsuza kadar üzerinde haciz şerhinin bekletilmesi mümkün değildir. Aksi takdirde borçlu mağdur olacağından dolayı, menkul mallarda haczin yapıldığı tarihin 3. Gününden itibaren tahsil dairesi 3 ay içerisinde satışa gitmek zorundadır. Aksi takdirde haciz tutanağı düşer. Gayrimenkullerde ise, yine hacizlerin suratle neticelendirilmesi zorunludur. (Bkz. 6183 sayılı kanun Madde 97).
Bir gayrimenkul üzerindeki kamu haczinin sonsuza kadar devam ettirilmesi olanaksızdır. (Bkz. 6183 sayılı kanun md.92). Uygulamada alacaklı amme idaresi koyduğu haczi kaldırmayıp sonsuza kadar sürdürebilmektedir. Bu uygulama son derece hatalıdır. Gayrimenkulün md. 94 hükmüne göre suratle ihaleye çıkarılarak satılması gerekecektir. Haciz, zamanaşımını kesen bir sebeptir. (md.103) Haczin tatbiki halinde veya ödeme emrinin tebliği halinde haciz kesilir. Vergi daireleri haczi kesmeleri halinde zamanaşımı sorununu kısmen çözdükleri için topu taça atmış durumda olacaktır. Zamanaşımı kesilmesinin rastladığı takvim yılını izleyen takvim yılı başından itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. (Md. 103).
Amme borçlusu mükelleflerin sahibi oldukları gayrimenkullerine, araçlarına, banka hesaplarına konulan hacizler veya blokajlar ticari hayatın olumsuz yönde etkilenmesine neden olmaktadır. Vergi hacizlerini çözemeyen birçok mükellef ticari hayatta başarısız duruma düşmektedir. Hacizlerin kaldırılması vergi dairelerinde ciddi sorunların yaşanmasına neden olmaktadır. Bir gayrimenkul üzerinde bulunan vergi haczinin kaldırılması için o borcun ödenmesi yeterli görülmemektedir. Bunun haricinde daha başka vergi dairelerinde ve hatta Türkiye çapında vergi borcunun olup olmadığı araştırılmaktadır.
Vergi idaresi Türkiye çapında koymuş olduğu hacizleri suratle paraya dönüştürüp, satış işlemine geçmesi zorunludur. (6183 sayılı kanun md. 73,74). Bu yapılmadığı için konulan hacizler sonsuza kadar sürdürülerek mükellefler 5 yılı aşan ve sonsuza kadar devam eden haciz tehdidi altında giderek zor duruma düşmektedirler. Sonsuza kadar haciz tehdidi gayrimenkuller üzerinde önemli bir risk oluşturmaktadır.
Öte yandan, Türkiye çapında borçlu mükellefler ile ilgili uygulanan e-hacizlerde ciddi sorunlara neden olmaktadır.[6] Bu sorunlar idarenin uyguladığı yanlış e-haciz politikası nedeniyle bankacılık sistemini de sıkıntıya sokmaktadır. E-hacizlerin sadece o gün için uygulanması gerektiği ve ertesi gün hemen kaldırılması gerektiği pek çok kimse tarafından bilinmemektedir. E-hacizler 1 gün geçerli olmalı iken adeta sonsuza kadar sürdürülerek mükelleflerin kredi talepleri de olumsuz yönde etkilenmektedir.
(Bu köşe yazısı, sayın Av. N. Gaye ALPASLAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)
--------------------
[1] ALPASLAN N. Gaye, Vergi İhtilafları ile İlgili Makale, Yorum ve İncelemeler- İZMİR 2015 s:143
[2] Bkz. 6183 sayılı AATUHK’nun md.102
[3] Bkz. İzmir 3. Vergi Mahkemesinin, 23.10.2012 gün ve E:2012/685-K:2012/1090 sayılı kararları.
[4] İzmir 2. Vergi Mahkemesinin, 08.05.2013 gün ve E:2012/721-K:2013/443 sayılı kararı. Bu karara göre, tüzel kişiliğin borcundan dolayı ; limited şirket ortağının kişisel gayrimenkulüne konulan haciz iptal edilmiştir.
[5]Bkz. 6183 sayılı AATUHK’nun md.74, İlgili GT: Seri A Sıra No:1
[6] Bkz. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Türkiye Bankalar Birliğine yollanan 2.11.2007 gün ve 97674 sayılı yazıları.