UZLAŞTIRMA MÜESSESESİ VE SONUÇLARI İLE ANAYASA MAHKEMESİ’NİN İPTAL KARARI HAKKINDA

Abone Ol

Uzlaştırma Nedir?

Uzlaştırma, mağdurların haklarının korunması ve suç faillerinin topluma kazandırılması amacıyla kabul edilmiş, geliştirilmiş ve yasal düzenlemeler ile işlerlik kazanmış olan bir hukuki müessesedir.

Taraflar, uzlaştırma ile uyuşmazlık konusu hakkında yapmış oldukları değerlendirmeler sonucu ve süreçte aktif rol oynayarak verdikleri kararlar ile soruşturmaya ve görülmekte ise kamu davasına doğrudan etki edebilmektedir. Şöyle ki, taraflar arasında uzlaşmanın sağlanmasının ya da uzlaşmamanın/uzlaşamamanın bazı hukuki sonuçları vardır. Bu sebeple taraflar, uzlaştırma süreci sonunda uzlaştırmacıya açıkladıkları irade beyanlarının sonuçlarını, hukuk aleminde doğrudan görebilmektedir. Zira uzlaştırma, Ceza Hukuku’nu doğrudan ilgilendiren ve kanunda yazılı suçlarda uygulama alanı bulan ve devam eden soruşturma ya da kovuşturma evresinde, tarafsız ve bağımsız 3. kişi olan Adalet Bakanlığı siciline kayıtlı uzlaştırmacının da katkılarıyla işleyen ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın ortadan kaldırılması amacına dönük bir süreçtir.

Uzlaştırma Müessesesinin Yasal Dayanağı Nedir?

Uzlaştırmanın yasal dayanağı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği’dir.

Uzlaştırma müessesesi, 5271 sayılı CMK’nun 253-255 maddelerinde düzenlemiştir.

Kimler Uzlaştırmacı Olabilir?

Uzlaştırmacı siciline kayıt olma şartları, yönetmeliğin 48. maddesinde düzenlenmiştir. Bu kapsamda,

“(3) Uzlaştırmacı siciline kaydedilebilmek için;

a) Türk vatandaşı olmak,

b) Tam ehliyetli olmak,

c) Avukatlar yönünden baroya kayıtlı olmak,

ç) Hukuk öğrenimi görmüş kişiler yönünden üniversitelerin hukuk fakültelerinden mezun olmak veya hukuk ya da hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idari bilimler, iktisat, maliye alanlarında veya polis akademisinde en az dört yıllık yüksek öğrenim yapmış olmak,

d) Kasten işlenmiş bir suçtan mahkûm olmamak,

e) Terör örgütleriyle iltisaklı veya irtibatlı olmamak,

f) Uzlaştırmacı eğitimini tamamlamak ve yazılı sınavda başarılı olmak,

g) Disiplin yönünden meslekten veya memuriyetten çıkarılmamış ya da geçici olarak yasaklanmamış olmak, gereklidir.

Burada sadece hukuk fakültesi mezunu olmak yerine hukuk öğrenimi görmüş ibaresinin de varlığı, hukukçu olmayan kişilerin uzlaştırmacı olabilmesinin önünü açmıştır. Ancak uzlaştırmacı olmanın şartlarının yeniden düzenlenmesi zorunlu olup; uzlaştırmacıların sadece hukuk fakültesi mezunları olan hukukçulardan oluşması gerekmektedir.

Uzlaştırma Süreci Nasıl İşlemektedir?

Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar ile şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88), taksirle yaralama (madde 89), tehdit (madde 106, birinci fıkra), konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116), iş ve çalışma hürriyetinin ihlali (madde 117, birinci fıkra; madde 119, birinci fıkra (c) bendi), hırsızlık (madde 141), güveni kötüye kullanma (madde 155), dolandırıcılık (madde 157), suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (madde 165), çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234), ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239) suçlarından ötürü devam eden bir soruşturmada, savcı ya da kovuşturma evresinde mahkeme hakimi tarafından, söz konusu suçun uzlaştırma kapsamında olduğu görüldüğünde veya anlaşıldığında; dosya, uygulamada “Uzlaştırma Bürosuna Gönderme Kararı” ile uzlaştırma bürosuna gönderilmekte ve ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosunca, sicile kayıtlı uzlaştırmacı görevlendirilmektedir.

Uzlaştırmacı, kendisine yapılan görevlendirme doğrultusunda ve “Uzlaştırmacı Görevlendirme Tutanağı” ile görevlendirildiğini ve ilaveten gönderme kararını dikkate alarak, taraflarla iletişim kurmaktadır. Uzlaştırmacının bu süreçte aktif olarak rol oynaması, taraflarla iletişim kurması, bu amaca dönük çalışmalar ve davranışlarda bulunması gerekmektedir. Uzlaştırmacının uzlaştırma müessesesini açıklaması ile uzlaşmanın ve uzlaşmamanın tüm hukuki sonuçlarını taraflara anlatması, izah etmesi ve tarafların uzlaştırma sürecinde kendisine sormuş olduğu tüm soruları yanıtlaması gereklidir. Zira taraflar, uzlaştırma kurumu, uzlaşma ve uzlaşmama sonuçları hakkında aydınlatılmalıdır. Elbette dosyanın tarafları arasında aktif husumet ve devam eden bir soruşturma veya kamu davası vardır. Taraflar çoğunlukla bir araya gelmek dahi istemeyecektir. Ya da doğrudan, uzlaşmak istemediklerini dile getireceklerdir. Bu sebeple uzlaştırmacının taraflarla görüşerek onları aydınlatması, tarafların bu süreçten beklentilerini öğrenmesi ve tarafların uzlaşmamaları halinde dahi, uzlaşmamanın hüküm ve sonuçlarını bilerek uzlaşmadıklarının görülmesi zorunludur.

Uzlaştırma Hangi Suçlarda Mümkündür ve Uzlaştırmanın Hüküm ve Sonuçları Nelerdir?

Öncelikle 5271 sayılı CMK’nda mevcut yasal düzenlemelerin incelenmesi gereklidir.

Uzlaştırma

Madde 253 – (1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:

a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.

b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;

1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),

2. Taksirle yaralama (madde 89),

3. Tehdit (madde 106, birinci fıkra),

4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),

5. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali (madde 117, birinci fıkra; madde 119, birinci fıkra (c) bendi),

6. Hırsızlık (madde 141),

7. Güveni kötüye kullanma (madde 155),

8. Dolandırıcılık (madde 157),

9. Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (madde 165),

10. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),

11. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239), suçları.

c) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.

(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.

(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda ve ısrarlı takip suçunda (madde 123/A), uzlaştırma yoluna gidilemez. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.

(4) Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.

(5) Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır.

(6) Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.

(7) Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir.

(8) Uzlaşma teklifinde bulunulması veya teklifin kabul edilmesi, soruşturma konusu suça ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel değildir.

(9) (Mülga: 24/11/2016-6763/34 md.)

(10) Bu Kanunda belirlenen hâkimin davaya bakamayacağı haller ile reddi sebepleri, uzlaştırmacı görevlendirilmesi ile ilgili olarak göz önünde bulundurulur.

(11) Görevlendirilen uzlaştırmacıya soruşturma dosyasında yer alan ve Cumhuriyet savcısınca uygun görülen belgelerin birer örneği verilir. Uzlaştırma bürosu uzlaştırmacıya, soruşturmanın gizliliği ilkesine uygun davranmakla yükümlü olduğunu hatırlatır.

(12) Uzlaştırmacı, dosya içindeki belgelerin birer örneği kendisine verildikten itibaren en geç otuz gün içinde uzlaştırma işlemlerini sonuçlandırır. Uzlaştırma bürosu bu süreyi her defasında yirmi günü geçmemek üzere en fazla iki kez daha uzatabilir.

(13) Uzlaştırma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırma müzakerelerine şüpheli, mağdur, suçtan zarar gören, kanunî temsilci, müdafi ve vekil katılabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanunî temsilcisi ya da vekilinin müzakerelere katılmaktan imtina etmesi halinde, uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır.

(14) Uzlaştırmacı, müzakereler sırasında izlenmesi gereken yöntemle ilgili olarak Cumhuriyet savcısıyla görüşebilir; Cumhuriyet savcısı, uzlaştırmacıya talimat verebilir.

(15) Uzlaşma müzakereleri sonunda uzlaştırmacı, bir rapor hazırlayarak kendisine verilen belge örnekleriyle birlikte uzlaştırma bürosuna verir. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde, tarafların imzalarını da içeren raporda, ne suretle uzlaşıldığı ayrıntılı olarak açıklanır. Uzlaştırma bürosu soruşturma dosyasını, raporu ve varsa yazılı anlaşmayı Cumhuriyet savcısına gönderir.

(16) Uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler.

(17) Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder.

(18) Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez.

(19) Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.

(20) Uzlaştırma müzakereleri sırasında yapılan açıklamalar, herhangi bir soruşturma ve kovuşturmada ya da davada delil olarak kullanılamaz.

(21) Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenden birine ilk uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarihten itibaren, uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kaldığı ve en geç, uzlaştırmacının raporunu düzenleyerek uzlaştırma bürosuna verdiği tarihe kadar dava zamanaşımı ile kovuşturma koşulu olan dava süresi işlemez.

(22) Uzlaştırmacıya Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen tarifeye göre ücret ödenir. Uzlaştırmacı ücreti ve diğer uzlaştırma giderleri, yargılama giderlerinden sayılır. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde bu giderler Devlet Hazinesi tarafından karşılanır.

(23) Uzlaşma sonucunda verilecek kararlarla ilgili olarak bu Kanunda öngörülen kanun yollarına başvurulabilir.

(24) Her Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde uzlaştırma bürosu kurulur ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı ile personel görevlendirilir. Uzlaştırmacılar, avukatların veya hukuk öğrenimi görmüş kişilerin yer aldığı, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen uzlaştırmacı listelerinden görevlendirilir. Uzlaştırmacı, hazırladığı raporu, tutanakları ve varsa yazılı anlaşmayı büroya gönderir. Uzlaştırma süreci sonunda soruşturma dosyaları, uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcıları tarafından sonuçlandırılır.

(25) Uzlaştırmacıların nitelikleri, eğitimi, sınavı, görev ve sorumlulukları, denetimi, eğitim verecek kişi, kurum ve kuruluşların nitelikleri ve denetimleri ile uzlaştırmacı sicili, uzlaştırmacılar ve eğitim kurumlarının listelerinin düzenlenmesi, Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde kurulan uzlaştırma bürolarının çalışma usul ve esasları, uzlaştırma teklifi ile müzakere usulü, uzlaştırma anlaşması ve raporda yer alacak konular ile uygulamaya dair diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, Adalet Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.

Mahkeme tarafından uzlaştırma

Madde 254 – (1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.

(2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin on birinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.

Birden çok fail bulunması hâlinde uzlaşma

Madde 255 (1) Aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda, ancak uzlaşan kişi uzlaşmadan yararlanır.

Yasal düzenlemelerden de anlaşıldığı üzere; uzlaşma, tarafların edimli ya da edimsiz olarak anlaşmalarıdır. Taraflar arasında belirlenecek olan edim, hukuka ve ahlaka uygun olmak kaydıyla maddi ya da manevi edim şeklinde olabilmektedir. Bu kapsamda akla ilk gelen edim türleri, zarar karşılığı parasal bir değeri bulunan eşyanın verilmesi, zarar miktarının karşılığı olan ve tarafların üzerinde uzlaşı sağladıkları tutarın müştekinin banka hesabına yatırılması, özür dileme edimi, maddi yardım ya da bağış yapılması şeklinde olabilecektir. Uygulamada sıklıkla belirtilen edimler karşımıza çıkmaktadır.

Uzlaştırma görüşmeleri sonunda taraflar arasında uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmektedir. Aksi durumda ise kamu davası açılmaktadır. Kovuşturma evresinde, uzlaşma halinde mahkemece kamu davasının düşmesi yönünde karar verilmekte; uzlaşmanın sağlanamaması halinde ise, mahkemece yargılamaya kaldığı yerden devam edilerek esas hakkında karar verilmektedir.  

Uzlaştırma Yoluna Gidilmeksizin Düzenlenen İddianame Karşısında, Uzlaştırmanın Yeri:

5271 sayılı CMK’nun 174/1-c bendinde, ön ödemeye veya uzlaştırmaya ya da seri muhakeme usulüne tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde, ön ödeme veya uzlaştırma ya da seri muhakeme usulü uygulanmaksızın düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığı’na iadesine karar verileceği belirtilmektedir. Bu kapsamda uzlaştırma kapsamında olan bir suçtan ötürü uzlaştırma sürecine gidilmeksizin iddianamenin düzenlenmiş olması hukuka aykırı olup; bu halde mahkemece iddianame kabul edilmeyecek ve iddianamenin iadesi ile sonrasında uzlaştırma sürecine gidilecek ve uzlaştırmanın sonucuna göre ya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilecek ya da yeniden iddianame düzenlenerek iddianamenin kabulü ile kamu davası görülecektir.

Anayasa Mahkemesi’nin İptal Kararı Hakkında Bilgilendirme

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin somut norm denetimi ile yapmış olduğu başvuru neticesinde, Anayasa Mahkemesi’nin 2023/43 Esas, 2023/141 Karar sayılı, 26/07/2023 karar tarihli kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin 19. fıkrasının 5. cümlesinin “Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz…” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.

Karar tarihi 26/07/2023 olmakla birlikte; bilindiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları, aksi belirtilmediğinde, kararın Resmi Gazetede yayımlanmasından itibaren yürürlüğe girdiğinden, işbu iptal hükmü de, kararın Resmi Gazetede yayımlandığı tarih olan 18 Ekim 2023 tarihinde yürürlüğe girmiştir. (İptal Kararının Resmi Gazetede Yayımlandığı Tarih ve Sayı: 18/10/2023, Çarşamba – Sayı: 32343)

İptal kararının sonucu ile gerekçesi dikkate alındığında; kararın Resmi Gazetede yayım tarihi ve devamı süreçte, taraflar arasında uzlaşmanın sağlanması halinde, hangi zararlar bakımından edim belirlendiği ve hangi zararların giderildiği noktasında somut bir belirleme yapılması gerektiği; maddi zararlar bakımından kararlaştırılan ve uzlaştırma raporunda yer alan edimlerin, sonradan açılan tazminat davasında zarar miktarına ilişkin olarak hüküm kurulurken dikkate alınması ve hükmün bu suretle kurularak sebepsiz zenginleşmeye yer verilmemesi ile manevi tazminat davaları bakımından, manevi tazminatın bölünmezliği kuralı gereğince uzlaştırma sürecinde kararlaştırılan ve uzlaştırma raporunda yer alan edimin varlığı ile raporda manevi tazminat olduğunun açıkça belirtilmiş olması kaydıyla, artık manevi tazminat davasının açılamaması gerektiği düşünülmektedir. Ancak bunun için kararlaştırılan edimin, somut olay sebebiyle ve manevi tazminat olarak kararlaştırıldığının uzlaştırma raporunda açıkça yer alması gereklidir. Aksi halde ve hangi zarara ilişkin ya da hangi olaydan ötürü edim belirlendiğinde açıklık olmaması durumunda, tarafların tazminat davası açma haklarına halel gelmeyecektir. Bu kapsamda iptal hükmünün gerekçesi, açıklamalarımız ve şahsi kanaatimiz doğrultusunda olup; karar, tarafımızca yerinde bulunmuştur.

Bu Süreçte Uzlaştırmacının Görevleri Nelerdir?

Uzlaşıp uzlaşmamak, elbette taraf iradesi ile doğrudan ilişkilidir. Uzlaştırmacıların görevi, taraflarla, tarafsız ve bağımsız bir 3. kişi olarak görüşmeler yapmak, tarafları uzlaştırmanın mahiyeti, anlam ve önemi ile uzlaşmanın ya da uzlaşmamanın hüküm ve sonuçları bakımından doğru olarak bilgilendirmek, taraflarla sağlıklı şekilde iletişim kurmak, tarafların bu aşamadaki tüm sorularını yanıtlamak ve taraflar arasında müzakere sürecini yönetmektir. Elbette bu süreçte tutanakları uzlaştırmacı bizzat düzenlemek, imzalamak, taraflara imzalatmak ve ilgili uzlaştırma bürosuna teslim etmekle yükümlüdür. Uzlaştırmacı, bu görevi devredemediği gibi işi bizzat ve şahsen yapmakla yükümlüdür. Zira bu görev, uzlaştırmacının bizzat şahsına verilen bir görevdir.

Peki Neden Uzlaşılır?

Mağdur taraf, kendisine karşı suç işleyen bir kişiyle ya da şüpheli/sanık kendisini şikayet/ihbar eden veya suç işlediği kişiyle neden uzlaşır? sorusu karşısında; açıklamalarımız şu şekilde olacaktır.

1) Müşteki, aslında ve gerçekte çok sevdiği bir kişiyi, ailesinden veya yakınlarından birini ya da bir arkadaşını, hatta bir komşusunu şikayet etmiş olabilir ve şikayet ettikten sonra pişman olarak kişinin ceza almasını istemeyebilir. Bu halde müşteki, uzlaşmayı en az şüpheli/sanık kadar istemektedir.

2) Ya da müştekinin suç tarihinden sonra zararı giderilmiş veya müştekiden özür dilenmiş ve taraflar arasındaki husumet sonlanmış ancak soruşturma evresi veya kamu davası devam ediyor olabilir. Bu durumda taraflar zaten uzlaşmayı istemektedir.

3) Amaç, kişinin ceza almasından çok zararın tazmini/giderilmesi ve suçtan önceki hale getirme ise; bu süreçte müşteki tarafça, zararının karşılanması da talep edilebilmektedir. Edim, ayni ya da nakdi olabilmektedir. Belirtmiş olduğumuz üzere, edimli uzlaşmayı sadece şüpheli/sanık değil, müşteki taraf da istemektedir.

4) Yine taraflar başkaca sebeplerden ötürü de uzlaşmak isteyebilecektir. Uzlaşmak için mutlaka somut bir sebep olması zorunlu ve gerekli değildir.

5) Şüpheli bakımından değerlendirme yapıldığında; uzlaşma sonucu, genel olarak şüphelinin lehine olan bir hukuki durumdur. Zira uzlaşma ile şüpheli hakkında devam eden soruşturma evresi, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla sonlanmakta; kamu davası açılmışsa da, mahkemece, sanık hakkında düşme kararı verilmektedir. Tüm bu haller, şüpheli, sanık ve suça sürüklenen çocuğun lehinedir.

Sonuç İtibariyle ve Şahsi Görüş Kapsamında Son Değerlendirmelerimiz

Belirtmiş olduğumuz üzere, uzlaştırma son derece yararlı bir müessese ve tarafların özgür iradeleri ile devam eden ve şekillenen bir süreç olup; uzlaşma sonucu, taraf iradesi ile ortaya çıkan ve toplumsal barışa katkı bakımından önemli bir hukuki sonuçtur.

Uzlaşmak, bir zorunluluk ya da yükümlülük değil; taraflara tanınan bir haktır. Uzlaşmaya açık bir toplum olduğumuz gerçeği de, uygulamada görülen tüm sonuçlarla sabittir.