Bir önceki yazımızda vergi inceleme tutanağının kapanış ifadeleri arasında “mükellefin tarhiyat öncesi uzlaşma isteyip istemediği” hususunun sorulduğunu belirtip uzlaşma ile ilgili açıklamaları bu yazıya bırakmıştık. Bu yazıda ise tarhiyat öncesi – sonrası uzlaşmanın ne anlama geldiği, uzlaşma kapsamına nelerin girdiği, daha da önemlisi, nelerin girmediği, uzlaşmanın avantajları, kısmi uzlaşma, uzlaşmamanın sonuçları gibi konulara yer verilecektir.
Yazının tamamını okuyamayacak sabırsız okuyucular için az bilinen ve en çok atlanan hususları en baştan belirtelim:
- Özel usulsüzlük cezaları uzlaşma kapsamına dahil değildir.
- Vergi aslından alınan gecikme faizi uzlaşma kapsamına girmez.
- Emlak vergisi kaynaklı vergi cezaları uzlaşma kapsamına dahildir.
- Kısmi uzlaşma hukuken mümkün olmasına rağmen fiilen uygulaması pek görülmemektedir.
- Fiilen vergi aslında artık uzlaşılmadığı için uzlaşma esasen cezada yapılmaktadır.
- Cezada uzlaşma, ceza indiriminden biraz daha avantalıdır.
- Uzlaşma tutanağına giren uzlaşılan konular sonradan dava konusu edilemez.
- Daha önceden uzlaşma talep etmek açılacak davayı olumsuz etkilemez.
- Tarhiyat öncesi ve sonrası uzlaşma arasındaki fark mükellef için bir alam ifade etmez.
Uzlaşmanın tanımı
Mükellefin tarhiyat öncesi uzlaşma talebinin olup olmadığı sorusu, daha çok vergi incelemeleri sonunda alınan tutanakta sorulan sorulardan biridir. Uzlaşma, kendisi hakkında tespit edilen, henüz iddia aşamasında olan vergi ve ceza ile ilgili mükellefin idare ile oturup anlaşmasıdır. Geçmişte, yazılan raporun sağlamlığına, mükellefin haklılık payına, inceleme sürecinde göstermiş olduğu iyi niyete, mükellefin yanılmış olup olmamasına, eleştirilen hususun tartışmalı olup olmadığına, kısmen de mükellefin ödeme gücüne göre değişen uzlaşmalar yapılmaktaydı. Konunun teknik bir boyuttan çıkarılıp eleştiren ve eleştirilen her iki taraf için de siyasi malzeme olarak kullanılmasıyla birlikte uzlaşma, eski fonksiyonunu tamamen kaybetmiştir. Her ne kadar adı uzlaşma olsa da karşılıklı iki tarafın iradelerinin bir noktada buluşması gibi gözükse de esasen idarenin belirlemiş olduğu noktaya mükellefin gelip gelmeyeceği ile alakalı bir toplantıya dönüşmüştür.
Uzlaşmanın kapsamı
Mükellef hakkında kesilen özel usulsüzlük cezaları ile üç kat kesilen vergi ziyaı cezaları uzlaşmanın kapsamına girmemektedir. Mükellef hakkında üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesi halinde düzenlediği vergi suçu raporu ile vergi müfettişi cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunur. Haklarında üç kat vergi ziyaı cezası kesilen mükelleflerin uzlaşma hakkı bulunmamaktadır. Bununla birlikte özel usulsüzlük cezasına muhatap olan mükellefler, aynı vergi inceleme raporuna dayanılarak tarh edilen diğer vergi ve cezalar için uzlaşma talep edebilirler. Öncesinde, özel usulsüzlük cezaları tarhiyat öncesi uzlaşmanın kapsamına girmekte iken 2018 yılında yapılan değişiklikten beri uzlaşma kapsamına girmemektedir. Bu sebeple özel usulsüzlük cezası içeren vergi ceza ihbarnameleri için 30 gün içinde mutlaka indirim talep edilmesi veya dava konusu edilmesi gerekir. Çoğu durumda davalar olumlu sonuçlanmaktadır. Vergi aslından alınacak gecikme faizi de uzlaşma kapsamına girmez.
Daha çok vergi dairesi işlemleri ile ilgili bir husus gibi gözükse de çok fazla bilinmese de belediye tarafından gönderilen vergi ceza ihbarnamelerinde yer alan emlak vergisi ve vergi ziyaı cezası gibi konular da uzlaşma kapsamına dahildir.
Tarhiyat nedir?
Tarhiyat öncesi – tarhiyat sonrası uzlaşma kavramlarına girmeden önce tarhiyat tanımının yapılması faydalı olacaktır. Tarhiyat; ödenmesi gereken verginin idarece hesaplanarak tespit edilmesi işlemidir. Cezalar için ise “tarh” yerine “kesme” terimi kullanılmaktadır. Matrah; üzerinden tarhiyat yapılan, verginin hesaplandığı kazanç veya harcama tutarı anlamına gelmektedir. Mali uygulamada ise tarhiyat; mükellefin kendi beyanının haricinde vergi müfettişi veya vergi idaresince verginin eksik ödendiği, vergi ziyaına sebebiyet verildiği iddiasıyla vergi dairesince yapılan hesaplama işlemidir. Vergi tarhiyatı, ‘vergi ceza ihbarnamesi’ ile mükellefe tebliğ edilir. Tarhiyat işlemi vergi incelemesine bağlı olarak yapılabileceği gibi vergi dairesinin tespitine bağlı olarak da yapılabilmektedir. Teoride ikmalen, re’sen, idarece tarhiyat türlerinden bahsedilse de mükellef için bu farklılığın bir önemi yoktur.
Tarhiyat öncesi – sonrası uzlaşma farkı
Tarhiyat öncesi ile tarhiyat sonrası uzlaşma arasında fark olmasına rağmen bu fark mükellef için ne anlam ifade eder? Sorusunun en net cevabı: kocaman bir ‘hiç’tir.
Tarhiyat öncesi uzlaşma; Mükellefin vergi incelemesine tabi tutulması halinde, vergi inceleme tutanağı alındıktan ve vergi tarhiyat raporu yazıldıktan sonra, söz konusu rapor, tarhiyat işlemi için vergi dairesine gönderilmeden önce mükellefe sunulan uzlaşma hakkına denir. Şayet mükellef rapor değerlendirme komisyonunda dinlenme talep ettiyse rapor yazılmadan önce bu dinlenme talebi yerine getirilir. Bu dinlenme talebi genellikle uzlaşma (tarhiyat öncesi) ile karıştırılmasına rağmen, derdini anlattığı halde dinletemeyen mükellefin başka vergi müfettişlerine vergi indirimi talep etmek için gittiği yerdir, uzlaşma. Dinlenme talebinden sonra vergi raporu netleşir, idare tarafından mükellefe tebliğ edilir ve 15 günden kısa olmamak üzere mükellefe uzlaşma günü verilir. Yıl sonuna doğru yoğunluğun olduğu dönemlerde mükelleften “15 günlük süre istemediği” yönünde bir dilekçe alınarak daha erken zamana da uzlaşma günü verilebilir. Bu dilekçe çoğu zaman emri vakiyle olduğu halde, bazen mükellef tercihiyle de verilebilmektedir. Verilen günde ve saatte mükellef uzlaşmaya katılır. Verilen günde ve saatte uzlaşmaya gitmeyen mükellef uzlaşma hakkını kaybederek aynı konuyla ilgili tarhiyat sonrası uzlaşma talep edilemez.
Tarhiyat sonrası uzlaşma; vergi inceleme raporları düzenlendikten, mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesine gönderildikten, vergi dairesinde tarhiyat işlemi yapıldıktan, vergi ceza ihbarnamesi mükellefe tebliğ edildikten sonra 30 gün içinde mükellefin talep edebileceği uzlaşma türüdür. Bazı durumlarda vergi müfettişi raporu olmadan, doğrudan vergi dairesince tespit edilen hususlara istinaden de tarhiyat yapılabilir. Vergi incelemesi olmadan doğrudan vergi dairesince yapılan tarhiyat ve ceza işlemlerinde tutanak tutulmadığı için uzlaşma istenip istenmediği özel olarak sorulmaz. Sadece vergi ceza ihbarnamesinde matbu yazıların arasında bu haktan bahsedilir.
Vergi müfettişi raporu esasen bir tarhiyat önerisidir. İnceleme tutanağında tarhiyat öncesi uzlaşma talep edilmediğinde, bu öneri vergi dairesine gider ve bu rapora istinaden tarhiyat yapılır. Tarhiyat öncesi uzlaşma hakkı talep etmeyen veya ettiği halde toplantı tarihinden önce yazılı olarak tarhiyat öncesi uzlaşmadan vazgeçen, bu hakkını kullanmayan mükellefler tarhiyat sonrası uzlaşma talep edilebilir. Diğer bir ifadeyle tarhiyat öncesi uzlaşma talep eden ama uzlaşma toplantısında uzlaşamayan veya uzlaşma toplantısına katılmayan mükelleflerin sonrasında tarhiyat sonrası uzlaşma talep etme hakları artık yoktur.
Son yıllarda tebligatların çoğu e-tebligat yoluyla yapıldığı için mükelleflerin kendilerine yapılan tebligatları ihmal etmemeleri gerekir. Bu tebligattan sonra mükellefin 30 gün içinde tarhiyat sonrası uzlaşma talep etme, tarhiyatı dava konusu yapma ya da cezada indirim talep ederek ödeme hakkı bulunmaktadır. Mükellef bu haklarını kullanmazsa tarhiyat kesinleşir, vergi tahakkuk eder; ihbarnamedeki vergi ve cezaların gecikme faiziyle birlikte ödenmesi gerekir.
Özel usulsüzlük cezaları tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamından çıkarıldığından beri iki uzlaşma türü arasında önemli bir fark bulunmamaktadır. Tarhiyat öncesi uzlaşmaya incelemenin yapıldığı yerde görevli diğer vergi müfettişleri girerken tarhiyat sonrası uzlaşmaya vergi dairesi müdür ve yardımcıları dahil olmaktadır. Bu yönüyle tarhiyat sonrası uzlaşmaların biraz daha mükellef lehine sonuçlanacağı düşünülebilir.
Uzlaşma avantajlı mıdır?
Uzlaşmanın kısmi de olsa bir avantajı vardır. Uzlaşma teamüllerine göre çok istisnai durumların haricinde vergi aslından bir indirim yapılmaz. Bununla birlikte vergi ziyaı cezasının %75-80’i uzlaşmada kaldırılır. Aslında uzlaşmaya girmeyip indirim talep edilmesi halinde söz konusu cezaların %50’si, ihbarnamenin tebliğinden itibaren 30 gün içinde ödenmesi ve dava konusu yapılmaması şartıyla zaten kendiliğinden kalkmaktadır. Dolayısıyla uzlaşmanın tek avantajı, cezalar için %25-30 gibi ekstra indirim kadardır, bu sebeple kısmidir. Bu açıdan bakıldığında yapılan tarhiyatı dava konusu yapmak istemeyen mükelleflerin mutlaka uzlaşma talep etmesi gerekir.
Halihazırdaki uygulamada uzlaşma komisyonları, yapılan incelemenin çok haksız olduğunu, hukuken haklı olduklarını düşünen mükelleflerin haklılıklarını anlatıp haklarını alabildikleri bir yer olmaktan uzaktır. Uzlaşma komisyonu üyeleri mükellefin yüzde yüz haklı olduğuna inansalar bile kolay kolay vergi aslından indirim yapmazlar. Hele hele vergiyi sıfırlamazlar. Bu konuda uzlaşma komisyonu üyelerini itham etmek çok da doğru olmaz.
Uzlaşma tutanağında hiçbir zaman vergi aslı üzerinden hesaplanan gecikme faizi yer almaz. Bu sebeple uzlaşmanın avantajlı olup olmadığına karar verirken gecikme faizinin de dikkate alınması gerekir. Gecikme faizi vergi dairesinde ödeme anında ortaya çıkacaktır.
Diğer taraftan vergi affı beklentisinin yüksek olduğu dönemlerde çıkacak vergi affı uzlaşmaya nazaran daha avantajlı olabilir. Vergi affı çıktığı anda verginin henüz tahakkuk etmiş olmaması, diğer bir ifadeyle uzlaşma tarihinin geçmemesi veya dava açılmış olması avantaj sağlayabilir.
Kısmi uzlaşma talep edilebilir mi?
Tarhiyat raporunda eleştiri konusu yapılan hususların matraha etkileri ayrı ayrı tespit edilebilecek durumda ise eleştiri konularının bir kısmı üzerinden uzlaşıp diğer kısmı üzerinden uzlaşılmayabilir. Bu durum artık hukuken mümkün olmakla birlikte pratikte uygulamasına çok rastlanmamaktadır. Uzlaşma komisyonları böyle bir ayırıma kolay kolay gitmezler. Uzlaşma komisyonları ‘ya hep ya hiç’ yönünde iki tercih öne sürerler. Kısmi uzlaşma olabilmesi için uzlaşma komisyonundakilerin uzlaşma toplantısına girmeden önce tarhiyat raporlarını mutlaka okumaları ve öncesinde kendi aralarında tartışmaları gerekir. Ancak uzlaşma komisyonlarında böyle bir adetin yerleştiğinden pek bahsedilemez.
Uzlaşma talep edilmesi açılacak davayı olumsuz etkiler mi?
Dava açmayı düşünen mükelleflerin kafasına takılan sorulardan biri de budur. Bu sorunun cevabı kısaca, ‘hayır’dır. Uzlaşma talebinin yapılan tarhiyatı bir nevi haklı görmek anlamına geleceği düşünülür. Oysa uzlaşma ile dava açma arasında bu tür bir illiyet bağı yoktur. Davayı inceleyen mahkeme heyeti çoğu zaman mükellefin uzlaşma talep edip etmediğini bilmez bile. Kaldı ki bu bilgiye vakıf olunsa da mükellefin uzlaşma hakkını kullanması dava açma hakkına hiçbir zaman engel olamaz. Mükellef aslında uzlaşma ile ulaşmak istediği sonucu elde edemediği, haklı gerekçeleri idare tarafından dikkate alınmadığı için dava açmaktadır.
Ayrıca, inceleme sürecinde mükellefin uzlaşma istediğine ilişkin beyanı, mükellef aleyhine delil toplama dürtüsünü törpüleyebilir. Mahkeme aşamasına gelmeden uzlaşma suretiyle verginin kesinleşeceğini düşünen müfettiş, bulabildiği tüm delilleri, doneleri araştırmak motivasyonundan uzaklaşarak daha hızlı ve pratik yöntemlerle incelemeyi sonuçlandırabilir.
Uzlaşma görüşmesi olumsuz sonuçlanırsa ne olur?
Uzlaşma komisyonu son teklifini uzlaşma tutanağına yazarak uzlaşmanın vaki olmadığını belirtir. Bu tutanak komisyon çıkışında tebliğ alındıktan sonra mükellefin önünde üç seçenek vardır:
- 30 gün içinde uzlaşma tutanağındaki son teklifi kabul edip ödemek,
- 15 gün içinde dava yoluna gitmek ya da,
- Hiçbir şey yapmamak.
Mükelleflerin çoğu bu üçüncü seçeneği tercih ederken, bilinçli mükellefler dava yoluna gider. Davadan bir sonuç alamayacağını düşünenler ise ya zaten uzlaşmıştır ya da uzlaşma tutanağındaki son teklifi 30 gün içinde ödeyip veya taksitlendirme talep ederek son anda uzlaşma seçeneğini seçmişlerdir.
Dava açmanın haricindeki tüm ihtimallerde bu 30 günden sonra vergi, tarh ve tebliğ aşamalarından sonra artık tahakkuk aşamasını da tamamlamış olur. Geriye bir tek tahsil aşaması kalmıştır.
Tarhiyat öncesi uzlaşma ile tarhiyat sonrası uzlaşma hemen hemen aynı ilkelere bağlı olduğu için ikisi tek bir konu gibi bu yazıda ele alınmıştır. İkisinin arasında kalan vergi dairesi süreci ise bir sonraki yazıya bırakılmıştır.
Uzlaşma ya da uzlaşmama işte bütün mesele bu!
Mustafa Dakın
E. Hesap Uzmanı, E. İstanbul Vergi Dairesi Başkanı, Yeminli Mali Müşavir
E-posta: mdakin@dkn.com.tr
Tel: +90 212 293 90 00