UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE TİCARETİ SUÇU

Abone Ol

1- Korunan Hukuksal Yarar

Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti suçu 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü bölümünde düzenlenmiştir. Dolayısıyla, işbu suç kapsamında korunan hukuki yarar başta gençliğin sağlığı olmak üzere kamu sağlığıdır (Hafızoğulları ve Özen 2017: 93)

2- Fail - Mağdur

Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaret suçunun faili herkes olabilmektedir. Dolayısıyla fail bakımından bir özellik arz etmemektedir. Ancak, suçun düzenlendiği TCK’nın 188. maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca failin, tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi olması halinde verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.

3- Maddi Konu

 Suçun maddi konusu uyuşturucu veya uyarıcı maddeler olup bahse konu maddeler ne TCK’da ne de başka bir kanunda sınırlayıcı bir şekilde sayılmamıştır. Bu husus, 188. maddenin gerekçesinde, “Burada uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin nelerden ibaret bulunduğu tanımlanmadığı gibi, bunların teker teker gösterilmesi yoluna da gidilmemiştir. Bunun nedeni, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ve aynı etkiyi yapan ilaç ve sentetiklerin kötüye kullanılmalarının yaptırım altına alınarak güçlü bir sosyal savunmanın sağlanmasıdır. Böylece, psikotrop madde olarak, uyuşturucu veya uyarıcı etkisi yapan ve kişilerde bağımlılık meydana getiren bütün maddelerin, bu suçun konusunu oluşturacağı kabul edilmiştir” şeklinde ifade edilmiştir. Doktrinde uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin TCK’da tanınmlanmamış veya tek tek sayılmamış olmasının kanunilik açısından sorun oluşturduğu ve bu maddelerin idarenin düzenleyici işlemleriyle belirlenemeyeceği ifade edilmektedir (Berki 2023: 103-104). Ancak, kanımızca her ne kadar uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin bilimsel tanımının kanunda yer alması uygun olacaksa da sınırlı sayıda tanzim edilmesi uygun olmayacaktır. Çünkü, sürekli yeni uyuşturucu maddeler ortaya çıkmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü’nün de “Bitkisel veya sentetik menşeli olup, merkezi sinir sistemini etkileyerek, fizik veya psişik bağımlılık hallerine yol açan ve bazı hallerde tek konulu (kullanmanın devamı üzerine dozajı artırmak ihtiyacının duyulması) ve diğer bazı hallerde ise aynı kişinin değişik uyuşturucu kullanması gibi çift konulu tutku yaratan bütün maddeler” şeklinde uyuşturucu maddelere ilişkin tanımı bulunmaktadır.  Ayrıca TCK 188’e ilişkin yargı kararlarında veya kolluk tutanaklarında uyşturucu kavramıyla, genellikle tüm narkotik maddeler ifade edilmektedir(Berki 2023: 104). Ancak kanun koyucu uyuşturucu ve uyarıcı madde olarak ayırmıştır. Dolayısıyla, uayrıcı maddeler de bahse konu suçun maddi konusunu oluşturmaktadır.

Her ne kadar uyşturucu maddeler TCK’da herhangi bir uyuşturucu madde tanımına veya örneğine yer verilmemiş ise de 3298 sayılı Uyuşturucu Maddelerle İlgili Kanun’un 4/1. maddesinde, “Ham afyon, hazırlanmış afyon, tıbbî afyon ve bunların müstahzarları Türk Ceza Kanunu’nun uygulanmasında uyuşturucu maddelerden sayılır” şeklinde sınırlayıcı olmayan bir sayıma yer verilmiştir. Yine TCK 188/4-a’da “Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, bazmorfin, sentetik kannabinoid ve türevleri, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri veya amfetamin ve türevleri olması” şeklinde ifadelere yer verilerek belirli maddelerin kullanılması ağırlaştırıcı hal olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca uyuşturucu madde olarak şüphelenilen maddeler laboratuvar imkanıyla bilimsel analiz yapabilecek uzman bir kuruluşa incelettirilerek ve bahse konu incelemede maddenin fiziksel ve kimyasal özellikleri ile bilinen adı ve kimyasal adı tespit ettirilecektir.

4- Fiil

 Bilindiği üzere TCK 188/3’e göre “Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” Bu kapsamda bahse konu suç seçimlik hareketli bir suçtur.  Bu suçun söz konusu olabilmesi için eylemin ülke içinde gerçekleşmiş olması ve kullanmak dışında bir amaçla gerçekleşmesi gerekir. Aksi takdirde TCK 191 gündeme gelecektir. Bahse konu suçun seçimlik ahreketleri aşağıdaki gibidir.

Satmak

Satmak sözlük anlamına göre “Bir değer karşılığında bir malı alıcıya vermek” anlamını ifade etmektedir. Doktrinde de uyuşturucu maddeyi satmak “Bir kimsenin maliki ya da zilyedi olduğu uyuşturucu maddeyi, ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak, bedel karşılığı başkasına devretmesi” şeklinde ifade edilmiştir (Elmas 2024: 95). Bu kapsamda satma eylemi uyuşturucu maddenin dolaşımı ile ilgili olup bahse konu maddenin mülkiyetinin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak devri anlamını ihtiva etmektedir. Burada önemli husus devrin bedel karşılığı olmasıdır. Eğer devir bedel karşılığı yapılmamış ise “başkalarına verme” suçu oluşacaktır(Elmas 2024: 95).. Miktar çok az olsa dahi madde kullanmaya elverişli nitelikte ise suç oluşacaktır.  Ancak ele geçirilen uyuşturucu madde kullanmaya elverişli değilse işlenenmez suç gündeme gelecektir(Elmas 2024: 97).

Satışa Arz Etmek

Satışa arz etmek, ticari değeri olan bir malı satma iradesini ortaya koyar şekilde satışa sunulmasıdır. Satışa arz etmek, elinde uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunan veya bu maddeyi temin edebilecek kimsenin bu maddeyi satmaya yönelik her türlü hareketini kapsamktadır. Bu kapsamda, maddeyi satmak için müşteri araması, pazarlık edilmesi, anlaşmaya çalışılması, kaparo alınması bu tip hareketler olarak değerlendirilmektedir (Elmas 2024: 109).

Başkalarına Vermek

Başkalarına vermek tabiri Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21.06.2011 gün ve 2011/10-120-2011/43 sayılı kararında “bir kişinin mülkiyetinde  ya da zilyetliğinde bulunan uyuşturucu maddeyi satış sayılmayacak şekilde ve bedel almadan başkasına devretmesidir.” Şeklinde tanımlanmıştır. Bu madde kapsamında suçun oluşması için failin uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi başkasına ne amaçla verdiğinin bir önemi bulunmamaktadır. Ancak dikkkat edilmesi gereken husus uyuşturucu veya uyarıcı maddenin satış amacıyla verilmemesidir.Ayrıca bahse konu Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında ifade edildiği üzere uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi cinsel ilişki karşılığı verme “başkasına verme” değil bulundurma suçunu oluşturur.

Sevk Etmek

Öğretide kabul edildiği üzere sevk etme “Bir kimsenin, maliki veya zilyedi olduğu uyuşturucu maddeyi kullanma dışında bir amaçla bir yerden başka bir yere, bir başkası aracılığıyla göndermesi, yollaması” şeklinde tanımlanmaktadır (Elmas 2024: 114). Sevk etme nakletmeden farklıdır. Sevk eden uyuşturucu malın maliki veya zilyedidir.Nakleden ise bahse konu uyuşturucu maddenin malik veya zilyedi olmayabilir. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse uyuşturucu maddeyi gönderen kişi sevk eden, götüren kişi ise nakledendir. Sevk edenin uyuşturucu maddeyi aracıya veya son kullanıcıya vermesi arasında hiçbir fark yoktur.  Sevk etmenin kullanım dışında bir amaçla gerçekleşmesi gerekir.

Nakletmek

Öğretide uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi nakletme “Bir kimsenin kendisine veya başkasına ait uyuşturucu maddeyi kulanma dışında başka bir amaçla bulunduğu yerden başka bir yere götürmesi ve taşıması” şeklinde tanımlanmaktadır (Elmas 2024: 116). Az önce de ifade etmiş olduğumuz üzere nakletme ve sevk etme birbirinden farklıdır. Nakledenin bahse konu maddenin maliki veya zilyedi olma zorunluluğu yoktur. Nakleden, sevk edenden farklı olarak bahse konu uyşturucu maddeyi bizzat veya adamları aracılığıyla götüren kişidir. Suçun oluşması için failin naklettiği eşyanın uyuşturucu veya uyarıcı madde olduğunu bilmesi gerekmektedir. Ayrıca nakletmenin kullanınm dışında bir amaçla gerçekleşmesi gerekmektedir.

Depolamak

Doktrinde depolama “Uyuşturucu ve uyarıcı maddenin bir yerde tutulması” olarak ifade edilmektedir (Elması 2024: 120). Bahse konu suçun oluştuğundan bahsedebilmemiz için depolama işlenen bir depoda yapılması zorunlu değildir. Depolama suçundan bahsedebilmek için başkasına ait uyuşturucu veya uyarıcı maddenin işyerinde, evde, bavulun içinde ve hatta aracın içinde depolanması halinde de bu suç gündeme gelecektir. Burada dikkat edilmesi gereken husus bahse konu uyşturucu maddenin başkasına ait olması durumudur. Ancak, malik veya zilyedin bu durumdan bilgisi olması gerekmektedir.Eğer fail başkasına ait uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi başlasının rızası olmadan elinde tutuyorsa burada oluşacak suçun tespiti için failin kastına bakmak gerekmetedir. Fail söz konusu maddeyi kullanım amacıyla bulunduruyorsa TCK madde 191 gündeme gelecektir.

Satın Almak

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21.06.2011 gün ve 2011/10-120-2011/43 sayılı kararında satın alma fiili “Uyuşturucu ya da uyarıcı maddenin üzerinde tasarruf edebilme hakkının bir bedel veya başka bir değer karşılığı elde edilmesi” şeklinde tanımlanmıştır. Satın almanın ülke içnde gerçekleşmesi gerekmektedir. Sipariş verilerek yurt dışından ülkeye getirilen uyuşturucu veya uyarıcı maddenin satın alınması uyşturucu veya uyarıcı maddenin ithali suçunu oluşturmaktadır. Ayrıca suçun oluşumunda faili kastı da önemlidir. Fail bahse konu uyşturucu maddeyi kullanmak amacıyla satın almışsa TCK 191 gündeme gelecektir. Ancak failin satın aldığı uyuşturucuyu ne amaçla satın aldığı tespit edilemiyorsa şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği kullanım amacı ile satın almış olduğu kabul edilmelidir.

Kabul Etmek

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21.06.2011 gün ve 2011/10-120-2011/43 sayılı kararında kabul etme fiili “Bir kişinin başkasına ait uyuşturucu veya uyarıcı maddenin zilyetliğini herhangi bir karşılık vermeden üzerine alması” şeklinde tanımlanmıştr.Bir bedel söz konusu ise “satın alma” suçu gündeme gelecektir. Ayrıca fail bahse konu uyuşturucu maddeyi kullanmak amacıyla kabul ediyorsa burada yine TCK 191 gündeme gelecektir.  Yine kabul etme fiilinde de failin kastı konusunda şüpheye düşünülürse “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince TCK 191’den hüküm kurulması gerekmektedir.

Bulundurmak

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21.06.2011 gün ve 2011/10-120-2011/43 sayılı kararında bulundurma fiili “Bir kişinin kendisine veya başkasına ait uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak fiil egemenliği altında ve o madde üzerinde  tasarruf olanağı bulunacak şekilde elinde tutması” şeklinde tanımlanmıştır. Bulundurma, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin belli bir yerde tutulması şeklinde olabileceği gibi failin üzerinde tutulması şeklinde de olabilir. Önemli olan failin dilediği zaman bahse konu uyuşturucu madde üzerinde tasaruf edebilme yetkisinin olmasıdır. Bulundurma suçunun oluşması için uyuşturucu veya uyarıcı maddesnin mülkiyetinin ya da asli zilyetliğinin faile ait olma zorunluluğu bulunmamaktadır. Yine bulundurma fiilinin “kullanma amacı dışında bir amaçla” gerçekleşmesi gerekmektedir. Aksi takdirde yine TCK 191 gündeme gelecektir.

5- Manevi Unsur

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti kapsamındaki suçların tamamı genel kast ile işlenen suçlardandır ve failin, fiili özel bir saikle gerçekleştirmiş olması şartı aranmamaktadır (Berki 2023: 109).

6- Hukuka Aykırılık Unsuru

Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçu, madde metninde de ifade edildiği üzere, ancak fiillerin “ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak” gerçekleştirilmesi halinde oluşacaktır. Bu kounda da ruhsat vermeye 2313 Sayılı Kanun’da ifade edildiği üzere Sağlık Bakanlığı yetkilidr.

Kaynakça

1- Zeki Hafızoğulları, ve Muharrem Özen,, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler Topluma Karşı Suçlar, US-A Yay., Ankara 2017.

2- M. Nedim BEKRİ, UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE TİCARETİ SUÇUNDA (TCK m. 188/3) DELİLLERİN TOPLANMASI VE FAİLİN KASTININ BELİRLENMESİ, https://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2023-164-2094 .

3- Birsen Elmas, Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Suçları, Adalet Yayınları, Ankara 2024.