UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE İMAL, İTHAL VEYA İHRAÇ SUÇU (TCK md. 188/1)

Abone Ol

5237 sayılı TCK’nın 188. maddesinin 1. fıkrasında “Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve iki bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” hükmü mevcuttur.” madde hükmünden anlaşılacağı gibi suç fiillerine ilişkin yaptırım olarak hapis cezasının yanı sıra adli para cezası da öngörülmektir.

5237 sayılı TCK‘nın 188. maddesinde, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imal suçu düzenlenmiştir. Söz konusu suç 765 sayılı eski TCK’nın 403. maddesinde düzenlenmiştir. TCK madde 188 hükmünde belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı madde imal, ihraç ve ithal suçları ceza hukukumuzun soyut tehlike suçları olarak adlandırdığı niteliktedir. Uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç etmektir. Bu suç seçimlik hareketli bir suçtur. İmal, ithal veya ihraç fiillerinden birinin işlenmesi halinde suç gerçekleşmiş olacaktır.

TCK madde 188 hükmündeki suçun meydana gelebilmesi için uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imalinin, ihracının ya da ithalinin ruhsata aykırı veya ruhsatsız şekilde yapılmış olmalıdır.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imali ve ticaretine ilişkin suçlarda korunmak istenen hukuki yarar, kamunun sağlığı ve güvenliğidir. Kamunun sağlığına zarar vermesinin yanında kayıt dışı paranın piyasada dolanmasına da sebep olarak kamunun güvenliğine de zarar vermektedir. Uyuşturucu imal ve ticaret suçunda kazanılan paranın tespit edilmesi zor olduğundan müsaderesi de pek mümkün olamamaktadır.

Uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun faili herkes olabilir. Bu suçu işleyebilmek için failin bazı nitelikler, özelliklere, sahip olması şart değildir. Ancak suç vasfının net olarak belirlenebilmesi için failin uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi ticari amaçla mı, yoksa kendi kullanımı için mi yanında bulundurduğu önem arz etmektedir.

Etkin Pişmanlık başlığı altında gerekli düzenlemeler mevcuttur. TCK’nın 192.maddesinde “ (1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmî makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmî makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.

(4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmî makamlara başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz. “ hükmü havidir. Madde hükmünden görüldüğü üzere kanun bu suçta etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesine olanak sağlamaktadır. Ancak yakalanan kimsenin uyuşturucu maddeyi açık kimliğini bilmediği bir şahıstan aldığını söylemesi ya da hayalî isimler vermesi veya daha önceden uyuşturucu işine karıştığını bildiği kişinin adını vermesi etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için yeterli değildir. Failin bildirdiği kişi yakalanmış ise mahkûm edilmiş olması ya da yakalanamamışsa kimliği ve varlığının belirlenmesi, failin bildirdiği kişiye suç atması için neden bulunmadığının anlaşılması, mevcut delillerin o kişinin suçluluğunu kabule yeterli bulunması ve verilen bilginin daha önce görevliler tarafından öğrenilmemiş olması durumlarında etkin pişmanlık hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Yargılamaya olumlu katkıda bulunması halinde etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilecektir.